Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Mayıs 2012, 00:38   Mesaj No:26

Mevlüt HÖNÜL

Medineweb Aktif Üyesi
Mevlüt HÖNÜL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Mevlüt HÖNÜL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 18779
Üyelik T.: 20 Mayıs 2012
Arkadaşları:6
Cinsiyet:
Memleket:Malazgirt
Yaş:48
Mesaj: 151
Konular: 93
Beğenildi:17
Beğendi:0
Takdirleri:32
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İslam Dininde Ekoller (Mutezile-Şia-Ehli Sünnet-Vahhabi)

Aslı Bacım…

Değerli kardeşim İslam tarihinin beklide en trajik tartışmalarından bir olan bu husus koca bir ümmetin asırlarca birbirleri ile kavga sebebi olmuştur. Bu fikri savunan Abbasilerden Me’mun kendi asrında Mutezile akımını devletin resmi mezhebi olarak emirname ile ilan etmiştir… Öyle bir emirki bunu reddedenlere Ölüm emri verilmesine kadar varmıştır. İmam Ahmed B Hanbel bu fikri reddettiği için işkencelere zincirle vurulmuştur.

Bunu savunan veya reddeden kişilere Kâfir demek cesaret isteyen bir sözdür. Bilmeden kullandığınız bu söz için sizce Otorite sayılan Kusursuz görülen Buharinin ‘’Halku Ef’alil İbad’’ adlı eserine bakmanızı tavsiye edecem çünkü Buhari bu eserinde Kur’anın Mahlûk olduğunu savunuyor başkalarını yerdiğinizde kendi ittiba ettiklerinizin düşüncelerini de araştırın derim bilmeden kullandığınız sözler birçok Ulemaya dokunur buda vebaldir Bu hususlarda tartışma ihtiyacı dahi duymuyorum…

Ebu hanifeyi tanımadığımınız ve fikirlerini bilmediğiniz onun adına sunduğunuz delilden belli oluyor Aklın öncülerinden biri olan ve esas fikirleri gölgelenen bir Âlimi daha iyi araştırmanızı rica edecem… Bakın bakalım Ebu Hanifeyi Şehid eden zihniyet kimlerin eseri ve bu zihniyete karşı onurlu duruşu nasıl sergilediğini görün Allah’ın rahmeti ve Bereketi İmam Ebu Hanife’nin üzerine olsun Allah kendisinden razı olsun…

Aslı Bacım…

Kabir azabı hususunda bizlere ulaşan rivayetleri kabul etmediğimi bir daha izah edeyim Kur’anda hükmü olmayan ve bu hususta işaret dahi yokken birilerinin Allah resulüne iftira atarak onun adına Kabir azabı mevzuunu meşrulaştırmalarını kaale dahi almıyorum… Hadis Sünnet nedir bana açıklarımsınız Kabir azabı ile alakalı rivayetleri reddetmek nasıl oluyorda Allah resulünü reddetme ile eşdeğer görülüyor Allah aşkına bu nasıl bir mantık Allah Resulünün Sünneti olmasa Kur’anı ne kadar anlayabiliriz Allah resulünün sünnetini inkâr etme ancak ahmaklarının anlayışı olabilir bunu nasıl olurda bana yakıştırırsınız!

Sünnetin esası Kur’andır ameli sünnet Dinin ikinci kaynağı Kur’anın tefsiridir…

Örneğin: Yağmur yağması için dua mevzuunu bugüne kadar kimse reddetmemiş ve Ameli Sünnet olduğunu kabul etmişlerdir. Lakin Yağmur duası esnasında namaz kılma mevzuu vahit haberle belirlenmiştir. Şimdi namaz olayını kabul etmediğimizde Sünneti inkarmı etmiş oluyoruz?

Yâda Veda Hutbeleri Onbinlerin Şahadeti ile bizlere ulaşmıştır Bugüne kadar bunu reddeden hiçbir kimse çıkmamıştır Lakin içeriğinde bazı hususlarda tartışmalar mevcuttu o tartışmalara binaen fikir beyan edilse Veda hutbesinin olmadığı görüşü ortaya çıkarmı hayır asla çıkmaz Mütevatir olarak kabul edilen rivayetlerin başında gelir…

Lakin Mehdiyet Kabir kıyamet alametleri ile alakalı rivayetlerin yüzde doksan dokuzu uydurmalardan ibaret olup Allah resulüne iftiradır Allah resulüne iftiranın cezası bellidir…

İbn Ömer (r.a.)’den rivayete göre, şöyle demiştir:

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

Bir kimse öldüğü zaman ahiretteki kalacağı yer sabah akşam kendisine gösterilir o kimse Cennetliklerden ise Cennet’ten, Cehennemliklerden ise Cehennem’den olan yeri gösterilir ve ona işte senin oturacağın yer burasıdır, kıyamet günü Allah seni buraya gönderecek denilir.”
(Buhârî, Cenaiz: 89) hadisde geçer

Mhmet7 Adlı kardeşimizin sunmuş olduğu rivayeti dahi yanlış anlamışsınız bu rivayette geçen mana Mumin suresi 46 ayette geçen yu’radune sunmak arz etmek manasında geçen ayetin açıklamasıdır o rivayet sabah akşam gece gündüz sürekliliği arz eder Kur’ani dilde ardı ardına gelmedir… Yoksa Kabir azabına delil değildir.


Aslı bacım Allah’ı göremeyeceğimiz Kur’an ile sabit iken birilerinin rivayetleri ile görülebileceği fikri Kur’anın önüne geçmedir geçersizdir…


Ve Musa belirlediğimiz vakitte, belirlediğimiz yere (Sina Dağına) varınca, Rabbi onunla konuştu. (Musa da ) "Ey Rabbim" dedi, "göster bana (Kendini) ki seni göreyim!" (Allah): "Beni asla göremezsin. Ama yine de (istersen) şu dağa bir bak; eğer o öylece yerinde kalırsa, o zaman, ancak o zaman, beni görebilirsin!" Ve Rabbi şavkını dağa gösterir göstermez onu toza toprağa çevirdi ve Musa da bayılıp düştü; uyanıp kendine geldiği zaman "Ne sınırsız bir yücelik seninki? Pişmanlık içinde sana sığınıyorum ve (bundan böyle daima) inanların ilki olacağım!"(A’raf 143)


Musa (a.s) Allah’tan dilemesi ve Allah’ın Musa (a.s) ‘’Beni asla Göremezsin’’ hitabı ve tecellisinin dağa yansıması sonucu oluşan olay ve eğer dağ yerinde kalırsa ancak o zaman beni görebilirsin diyerek görmenin mümkün olmadığını belirtmesidir.


Sana kızmıyom ama sorduğun sorular İslam Tarihinin tartışmalarıdır ve hiçte sonu gelmeyen mevzulardır bu mevzuları tartışmanın bir anlamıda yok bize din olarak Kur’an dışında aktarılan olaylara vakıf olalım derim selametle kalın…
__________________
“...Kendinizi satmayınız. Hür, özgür insanlar olunuz, kendini satan satıcılardan olmayınız”
İmam HÜSEYİN (a.s)
Alıntı ile Cevapla