Yitiksevda Üyemizden Alıntı
Bakın Hangi ayet sizin tarikatlarınızda var olan uygulamaları emrediyor hangisi öyle bir ibadet ile alakalı buyrun...
Kur’ani Kerim’de R-B-T Kelime kökü ile geçen Kelimenin halleri toplamda 6 olup hal anlamları ile geçtiği yerler 5 tir…
رَبَطَ يَرْبِطُ رَبْطًا Bağlamak, Cesaret vermek, takviye etmek, temkin vermek…
وَرَبَطْنَا
Ve yüreklerini (imanda) sabit kılmıştık.(Küfre) başkaldırdıkları zaman (aralarında) şöyle konuşmuşlardı: ‘’Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! Asla O’nu bırakıp da, İlah diye başkalarına kulluk etmeyiz! Doğrusu eğer böyle yaparsak, asıl o zaman haktan uzaklaşıp haddi aşmış oluruz.
(Kehf–14)
اَنْ رَبَطْنَا
Musa'nın annesi, gönlü bomboş, sabaha kadar oğlunu düşündü. Eğer biz, vaadimize inananlardan olması için kalbini iyice pekiştirmemiş olsaydık, saraya alınan çocuğun oğlu olduğunu açığa vuracaktı.
(Kasas–10)
وَلِيَرْبِطَ
Hani Allah, korkunuzu gidermek için sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Ayrıca sizi temizlemek, şeytanın vesvesesinden arındırmak,kalplerinizi pekiştirip kaynaştırmak ve ayaklarınızın yere sağlam basmasını sağlamak için size gökten su indirdi.
(Enfal–11)
وَرَابِطُوا
Siz ey iman edenler! Zorluklara karşı direnin, direnişte birbirinizle dayanışma içinde olun, mevzilerinizi koruyun ve Allah’a karşı sorumluluk bilincini kuşanın ki ebedi saadete erebilesiniz.
(A’li İmran–200)
Rabitu ‘’İrtibatı kesmeyin’’ şeklinde de anlaşılabilir. Aslında Ribat nöbet tutulan yerdir. Zımnen: İmana saray olan yüreğinizin kapısında şeytan’a ve şeytanlaşanlara karşı nöbet bekleyin! İç ve dış saldırganlara karşı hazırlıklı olun! Ya da Ebede saadet yurdu Cennet yolunda vardığınız hedeften geri adım atmayın ayaklarınızı sabit tutun.
رِبَاطِ
O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve binek hayvanı hazır edin ki bununla hem Allahın, hem sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz ama Allahın bildiği başkalarını caydırabilesiniz (ve bilin ki), Allah yolunda her ne sarf ederseniz size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.
(Enfal–60)
رَابَطَ يُرَابِطُ رَبَاطًا مُرَابَطَةً
Muhafaza etmek gözetmek, devam etmek müdavim olmak.
Mevzileri tutmak, nöbet beklemek.
Kur’anda geçen Rabıta Kavramı hâlihazırda Tasavvuf dininde kullanılan yozlaştırılmış anlamı ile uzaktan yakından alakası olmayıp, Allah’a ve Resulüne iftira atarak kendilerine softa bir din anlayışı sunanların yozlaştırma çabalarından başka bir anlam ifade etmemektedir.
Hadislerde Murabata ve Ribat Kavramı:
"Allah yolunda sınırda bir gün bile nöbet tutmak, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır. Birinizin cennette kamçısının yeri, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır. Kulun, Allah yolunda savaş için her yürüyüşü, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır.”
(Buhari-Cihad)
“Size, yaptığınız zaman hatalarınızı giderecek, günahlarınızı örtecek bir şeyi (ameli) haber vereyim mi?” Ashab dedi ki: ‘Evet.’ Buyurdu ki: “Zorluğuna rağmen abdestinizi imkân ölçüsünde alınız, mescitlere doğru adımlarınızı artırınız, bir namazdan sonra da diğer namazı bekleyiniz. İşte böyle yapmak sizin için ribat’tır. Bunu üç defa söyledi.” (Müslim, Tahare 40, Hadis no: 250)
Rabıtacıların Kur’andan delil olarak kendilerini haklı gösterme çabalarında Maide–35 Tevbe–119 Ayeti kerimelerini kendi anlayışlarına uydurma çabaları asla başarıya ulaşamayacaktır. Kur’anın nüzulünden bugüne dek, hiçbir değişikliğe uğramadan, bizlere ulaşmış olması din simsarlarının Kur’anı kendilerine uyarlama çabalarını boşa çıkarmaktadır.
Siz ey imana ermiş olanlar! Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, Ona daha yakın olmaya çalışın ve Allah yolunda gayret gösterin ki mutluluğa erişebilesiniz.
(Maide–35)
Zemahşeri, el-Keşşaf’ta ‘vesile’yi şöyle tarif etmiştir:
“Vesile, kendisiyle tevessül edilen ve yaklaşmaya araç kılınan fiil ve davranıştır. Burada kendisiyle Allah’a yaklaşılan itaatleri yapmak ve isyanlardan kaçınmak anlamlarından mecaz olarak gelmiştir.
(Zemahşeri, el-Keşşaf an hakaiki ğavamidi’t-tenzil, Beyrut, 1995, I, 615)
(Ey müminler!) Sabır ve namazla yardım dileyin: Bu, tam bir sığınma duygusu içinde yürekten Allah'a yönelenler dışında herkes için zor bir iştir.
(Bakara–45)
Siz ey imana ermiş olanlar!Sarsılmaz bir sabır ve namaz ile yardım arayın; zira, unutmayın, Allah zorluklara karşı sabredenlerle birliktedir.
(Bakara–153)
Siz ey imana erişenler! Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın ve dürüst kimselerle olun!
(Tevbe–119)
Ayeti kerimeyi Ahkaf suresi 22 Ayet ile birlikte değerlendirelim:
Tevbe suresinde ‘’ meas sadikîn’’ Ayetini Ahkaf suresi 22’de ‘’Mine’s sadikîn’’ okunuşuna dayandırarak ‘’Dürüst kimselerden olun! Keşşaf tefsiri Fakat genel okuyuşu olan ‘’ meas sadikîn’’ çok daha kapsamlıdır. Sadık olmak İmana sadakatin ön şartıdır. Dürüstlerle olmak emri ise, her toplumsal çevre şartlarına hemde iyilik hareketlerinin toplumsal bir dayanışma içerisinde yürütülmesine işaret eder…
Bugün rabıta anlayışını yozlaştıran kesimler evliyalık velilik şeyhlik makamı atfettikleri şahıslar ölü dahi olsa, onlar ile röportaj yapmakta, ruhlarından medet ummakta, istimdat/yardımı Allah’tan değilde ölülerden kendilerine bile faydası olmayan bir iğnenin acısını dahi hissetmekten kendini alıkoyamayan aciz beşerden beklemektedirler.
İlahi kelamda ise bu beklentilerinin acizlikten boş kuruntudan başka bir şey olmadığı, Ölülerin, duymadıkları ve konuşamadıkları açıkça bildirilmektedir…
‘’ Eğer biz onlara melekler indirsek, ölüler kendileri ile konuşsa ve her şeyi bir araya getirip karşılarına koysaydık, Allah dilemedikçe yine inanmazlardı. Fakat çoğu bunu bilmez.
(En’am–111)
Gerçek şu ki, sen ölülere de işittiremezsin, sırt çevirip uzaklaşan sağırlara da işittiremezsin bu çağrıyı;
(Neml–80)
Ey Muhammed! Sen ölülere işittiremezsin; arkalarını dönüp giden sağırlara da çağrını işittiremezsin.
( Rum–52)
Allah'tan başka o yalvarıp yakardıklarınıza gelince -bunların kendileri yaratılmış varlıklar olduklarına göre- hiçbir şey yaratamazlar;
(Nahl–19–20)
Hangi ayet Ölülerden İstimdatı emrediyor? |