Cevap: Ramazan Ayının İhyası.......
Peygamber SAS'den rivayet edilmiş ki: Peygamber Efendimiz bir keresinde minbere çıktı. Merdiveninden yukarı çıkarken birinci basamakta "Amin!" dedi. İkinci defa bir basamak çıktı, yine "Amin!" dedi. Üçüncü defa bir basamak çıktı, yine "Amin!" dedi. Minberden aşağı indiği zaman, dediler ki:
(Yâ rasûlallah! Lekad semi'nâ minkel-yevme şey'en mâ künnâ nesmeuhû?)
"--Bu sefer senden daha önce duymadığımız bir şeyi duyduk yâ Rasûlallah! Eskiden böyle yapmıyordun, şimdi minbere çıkarken üç defa her merdivende 'Amin... Amin... Amin...' dedin. Niye dedin?" diye sordular.
(Kàle: İnne cibrîle aradalî) Peygamber SAS buyurdu ki:
"--Cebrâil AS bana göründü, karşıma geldi. (Fekàle: Beude men edreke ramadâne felem yuğfer lehû) 'Ramazana yetişmiş, Ramazanı idrak etmiş olduğu halde Allah'ın mağfiretini kazanamamış, afv ü mağfiret olamamış kimseye yazıklar olsun, rahmetten uzak olsun!.. Rahmetten uzak oldu, tüh ona, yazık ona!..' dedi. (Kultü: Âmîn) Ben de amin dedim."
Demek ki Ramazan girdiği halde affolamayacak insanlar olabiliyor. Bu da çok fena bir durum. Cebrâil bedduayı söyleyince, Peygamber Efendimiz de, "Amin, öyle olsun!" demiş.
Belki bunun ikincisini merak edersiniz. Peygamber Efendimiz'in adı müslümanların yanında anıldığı zaman, ne demesi lâzım? "Allahümme sallî alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim" demesi lâzım, salât ü selâm getirmesi lâzım!.. "Cebrâil AS: 'Yâ Rasûlallah, bir yerde adın anıldığı halde, birisi sana salât ü selâm getirmezse, getirmemişse o da rahmetten uzak olsun, burnu yerde sürtsün!' dedi, ben de amin dedim."
Demek ki bizim Rasûlullah SAS Efendimiz'e sevgimizin, bağlılığımızın gereği olarak ne yapacağız? Efendimiz anıldı mı, "Essalâtü ves-selâmü aleyke yâ rasûlallah." veya "Aleyhis-salâtü ves-selâm." diyeceğiz; veyahut "Allàhümme sallî alâ seyyidinâ muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim." diyeceğiz. Yâni bir çeşit salât ü selâm ile, salât ü selâm getireceğiz. "Getirmediği takdirde, o müslüman Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" diye Cebrâil AS beddua ediyor, Peygamber Efendimiz de "Amin!" diyor. Bu da ikinci amin sebebi...
Üçüncüsü de nedir?.. "Ana-babasının hayatında yanında olmuş..." Yâni bazı insanlar öksüz kalıyor, ana-babasını göremiyor, onunla beraber yaşayamıyor... "Annesi ve babası ile beraber yaşamış, annesi ve babası veya bir tanesi onun yanında olmuş, sonra vadesi yetince ahirete göçmüş ama, o adam cenneti kazanamamış." Annesi babası dua etmiş olsa, "Yâ Rabbî ben bu evlâdımı seviyorum, bunu afv ü mağfiret eyle!" dese, Allah annenin, babanın duasını kabul edecek ama, annesinin babasının duasını alamamış ve cenneti kazanamamış. "Cebrâil, 'Yazıklar olsun ona, burnu yerde sürtsün onun!..' dedi, ben de 'Amin!' dedim."
Demek ki aslında anne-baba büyük bir ganimettir, nimettir. İnsanın yanında annesi, babası sağsa, yaşıyorsa, evindeyse baş tacı etmeli, onun duasını kazanmalı ve cenneti o dualar bereketiyle elde etmiş olmalı!.. Allah c.c. razı ve hoşnut olsun...
__________________
Doğru zamanda yapılan yanlış ,yanlış zamanda yapılan doğrudan evladır..
|