CÜMLEDE ANLATIM ÇEŞİTLİLİĞİ
Cümlede, sözcüklerin gerçek anlamları dışında kullanılmaları, söylenişlerinden özellikler, cümlede kullanıldığı yerler cümlenin anlamını etkiler.
I- Düşünceler Bakımından Benzer ve Yakınlığı Olan Cümleler:
Bu tür cümleler başka başka sözcüklerle aynı düşünceleri verecek nitelik gösterirler. Soruda dört veya beş cümle verilir ve bunlardan ikisi belirttiği yargı yönünden birbirine yakın veya aynı anlamı verebilir.
Örnek: 1
(I) Bana göre şiir, özünü halk kültüründen almalı (II) Halk kültürü tükenmez bir hazinedir. (III) Halk ne söyleyecekse doğrudan söyler (IV) Dolambaçlı yollara sapmaz (V) Halkımız acı sözlerden tatlı sözler türetir. (VI) Çirkinliklerinden güzellikler yaratır.
Parçada anlamca birbirine en yakın olan iki cümle hangisidir?
A) I, II B) ll-lll C) lll-IV D) IV-V E) I- VI
Çözüm: Bir sözün doğrudan söylenmesi ne ise dolambaçlı yollara sapmamak da aynı şekilde söylenmesi demektir. Burada III. cümle ve IV. cümle aynı yargıyı belirtmiştir. Yanıt C'dir.
Örnek: 2
I- Sanatçı, duygularını dile getirirken başkalarının beklentilerini göz önüne almaz.
II. Sanatçının değeri, verdiği eserden anlaşılır.
III. Sanatçı, eserlerinde okuyucunun duygularına seslenebildiği ölçüde başarılı olur.
IV. Sanatçı, yazılarını içinden geldiği gibi özgürce yazar.
Bu cümlede öne sürülen düşünce bakımından, birbirine en yakın olan ikisi aşağıdakiler-den hangisinde birarada verilmiştir?
A) l-ll B) l-lll C) l-IV D) ll-lll E) lll-IV
Çözüm: I ve IV nolu cümleler anlam bakımından birbirine en yakın cümlelerdir. Yanıt C'dir.
Örnek: 3
"Seni her mecliste küçük düşürür.
Kötülerle konup göçücü olma."
Karacaoğlanın bu dizeleriyle, anlamca en iy uyuşan atasözü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kötü söyleme eşine, zehir kata aşına
B) Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleye yim.
C) Üzüm üzüme baka baka kararır.
D) Deli ile çıkma yola, başına getirir bela.
E) Kır atın yanında duran ya huyundan ya sı yundan.
Çözüm: Soru cümlesindeki dizelerde kötüler insanı daima küçük düşüreceği konusu ele alıı mıştır. Kötüler bela getirdiğine göre, delilerle ber ber olma da bela getirir yargısını veren atasö; cevap olur. A, B, C ve E'de ilişkilerde olumlu ya < olumsuz yargılar belirtmiştir. Seçenek D'dir.
2- Tanımlama Cümleleri: Tanım bir kavra bir varlığı özellikleriyle belirtmek, değişmez nitel leriyle anlatmaktır. Bu cümleler, varlığın veya k; ramın ne olup olmadığını belirler. Tanımda doğ luk veya yanlışlık söz konusu değildir. Tanım, "ı dir?" sorusunun cevabını vermektir.
Örnek: Edebiyat, duygu ve düşüncelerin, s de veya yazıyla, sanatlı bir şekilde anlatılması (Edebiyat nedir?)
İnsan, düşünen ve konuşan bir canlıdır.
Makine, işimizi ve yaşamımızı kolaylaştırar araçtır.
Örnek: 1
Aşağıdakilerden hangisi bir "tanım" cür sidir?
A) Lirik şiir akıldan çok düş gücüne, düşü den çok duyguya yaslanır.
B) Lirik şiirde aşkın her türlü görünüşü b yönleriyle dile getirilir.
C) Lirik şiirde, şair, sözcükleri seçerken or ses ve görüntü gücünü göz önünde tu
D) Lirik şiir, duyguların çok etkili ve coşku biçimde dile getirildiği şiir türüdür.
E) Lirik şiirde yıllar yılı, aşk, ölüm, din git lirli temalar işlenmiştir.
Çözüm: Tanım cümlesini bilmek için bu cümlelere "Lirik şiir nedir?" sorusunu sormak gerekir. Bu sorunun cevabı seçeneklerden D'de vardır. A, B, C, E'de lirik şiirle ilgili nesnel yargılar söz konusu edilmiştir.
3-Yorumlama Cümleleri:
Bir olayı, duygu ve düşünceyi belli bu görüşe göre açıklamak veya değerlendirmeye yorum denir. Yorumlar, öznel anlatımlardır. Kişilere göre farklı değerlendirmeler bulunan cümleler yorum cümleleridir.
Örnek 1
(I) Çevrili metinden yola çıkan yazar, oyuna yeniden oldukça güzel bir biçimde oluşturmuş. (II) Metin yerel motfilrele yalınlaşırken evreselliğini de yitirmemiş (III) Ayrıca onun dokusunda yer alan dostluk, fedakarlık bağlılık gibi duygular, inandırıcı ve dengeli bir biçimde verilmiş (IV) Öte yandan tipler üzerinde yeterince durulmamış, bunlar soluk birer görüntü olarak kalmış (V) Oyunda anlatılanların geçtiği yer ve zaman da belirtilmemiş.
Bu parçada numaralandırılmış cümlelerin hangisinde yazar bir yorum yapmamıştır?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm: Yazarın yorumunu katmadığı nesnel cümle V. cümlededir. Yanıt E'dir.
4. Karşılıklardan (Zıtlıklardan) Yararlanılan Cümleler:
Aynı varlık hakkında karşı iki görüşü aynı anlamda belirtmektedir. Bir varlığı bir düşünceyi, bir olayı olumlu ve olumsuz yönleriyle birlikte vermektir. Varlığın somut durumu ile duygusal yönünün karşılaştırılması da karşıtlık ilgisiyle anlatılması demektir. Burada önemli olan varlık veya düşüncenin, olayın daha belirgin hâle getirilmesidir.
Örnek: 1- Gittiğimiz yaylada koştuk, güldük, eğlendik, teyzemlerse somurtup oturdular.
2- Şiir dildeki sözcüklerin hem nasıl kullanıldığını gösterir hem de duyguların coşku dolu anlatımını sağlar.
3- Romanı, anlatım yönünden diri; konu yönünden aşınmış bulduk.
Örnek:
Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlamı belirginleştirmek için karşıt durumlardan yararlanılmıştır?
A) Film o kadar sıkıcı idi ki sonunu beklemeden televizyonu kapattı.
B) Madem ki sözümü dinlemiyorsunuz, ben de bu konuda bir daha konuşmam.
C) Sanki suçlu kendisi değilmiş gibi sakin etrafı süzüyordu.
D) öğretmenin sorduğu soruyu en çalışkan öğrenci bile çözemedi.
E) Dışarısı günlük güneşlik, halbuki burada paltolarımız bile bizi ısıtmaya yetmiyor.
Çözüm: Ada sıkıcılığın karşıtı kapatmak değildir. B'de dinlemenin karşıtı konuşmamak değildir. C'de karşıtlıkla ilgili anlam yoktur. D'de sorunun karşıtı çözmek değildir. E'de dışarıdaki sıcaklık ve içerideki soğukluk anlatılmaktadır.
5- Karşılaştırmalardan Yararlanılan Cümleler:
Aralarında ilgi bulunan iki kavramın benzer veya farklı yönlerinin ortaya konulması ya da çeşitli olay ve varlıkların değişik açılardan üstünlüklerinin ele alınmasıdır. Bu farklılıklar, "daha çok, daha faz-|a, en-den... -e göre, daha çok..." gibi sözcük ve eklerden yararlanılarak yapılır.
Örnek:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir karşılaştırma yapılmıştır?
A) Ünlü masal kahramanı Heidi'nin oradan oraya koşturduğu Alpler ile hemen hemen aynı güzelliğe sahip bir yayladayız.
B) Çocukluğumuzun pazen pijamalarına desen olmuş kır çiçekleri, orman gülleri, yol kenarlarına gizlice serpiştirilmiş.
C) Burada doğayla kucak kucağa yapayalnız özgür, güçlü ve huzurlusunuz.
D) Şenliklerle, hele genç kızların dilinde coşkuyla akıp giden sevda türküleriyle.
E) Bir yerde olanca maviliğiyle deniz, bir yanda başı karlı dağlar ve yeşilin binbir tonu.
Çözüm: A seçeneğinde cümlede Alpler ile yazarın yayla, güzellikleri yönünden karşılaştırılmış-tır. B, C, D ve E'de görünen varlıklar tasvir edilerek anlatılmıştır.
6- Aşamalı Bir Durum Belirten Cümleler:
Bir olay veya bir durumun belli bir zaman içinde yavaş yavaş değişmesini belirtir. Bu tür cümlelerde yargılar hemen değişmez yavaş yavaş artar veya eksilir.
örnek:
1- Bu çocuk büyüdükçe davranışlarını kontrol altına alıyor.
2- Haftalar ilerliyor, meyveler kırmızıdan yeşile boyanıyordu.
7- Bir Koşula (Şarta) Bağlı Yargı Belirten
Cümleler:
Bu tür cümlelerde temel yargının gerçekleşmesi için daha önce başka bir yargının gerçekleşmesi şartı vardır. Bir iş veya şartlı birleşik cümledir. Bazı edat ve bağlaçları ile şart kipinin -se, -sa ekleriyle yapılır.
örnek:
1- İşini bitirdin mi paranı alırsın.
2- Sınıfını doğrudan geçersen tatile gidebilirsin.
3- Doğruluktan ayrılırsan senin yüzüne kimse bakmaz.
Örnek:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eylemin gerçekleşmesi bir şarta bağlı değildir?
A) İzin verse de görüşlerimizi açıklasak.
B) Kar yağmasa da otobüsle gitsek.
C) Gürültü etmese de çocuk uyuşa.
D) Mektup yazmasa da telefon etse.
E) Yardım etsen de çabuk bitirsek.
Çözüm: A, B, C ve E'de temel cümlenin olması yan cümleciğin olmasına bağlıdır. Bu cümlelerde yan cümlecik şartı, temel cümle ise istek anlamındadır. D'de ise yan cümle hem de temel cümle istek niteliğindedir.
8- Sebep - Sonuç İlişkisiyle Kurulan Cümleler:
Bu cümlelerde asıl anlatılmak istenen yargının oluşumundaki etken de belirtilir. Sonuçlanmış bir olayın veya ortaya çıkmış bir durumun, bu olay veya durumu gerektiren ya da doğrudan başka olay ya da durumla birlikte kullanıldığı anlatımlardır, -dı-ğından, -dığı için -dikçe, -ince, -eceğinden ... gibi eklerle yapılır. Temel yargıya neden, niçin, hangi, sebeple, neden dolayı... gibi soruların cevapları bu cümlelerle birlikte verilir. Arka akaya gelen bağımsız cümlelerin biri diğerinin sebebini belirtecektir.
Örnek
1- Genç adamın korkudan dizleri titriyordu.
2- Hasta olduğu için ders haneye gidemedi.
3- Yaşlı olduğundan yokuşu hızlı çıkamıyordu.
4- Ben sana tembelsin diyemem, konuları biliyorsun.
Örnek:
Aşağıdakilerden hangisinde birinci cümlecik ikincinin nedeni durumundadır?
A) Biraz daha yaklaşınca onu kıyafetinden tanıdım.
B) Yağmur yağmıyorsa yola çıkmışlardır.
C) Gelir gelmez beni arayacağını söylemişti ama aramadı.
D) Fazla ışık gözlerime dokunduğundan perdeyi kapattım.
E) Ana caddeyi geçtikten sonra okul yoluna girdiler.
Çözüm A'da "tanımak" yargısı "kıyafeti" sebe-biyledir.Oysa birinci cümlecik "birazdan yaklaşınca" anlatımıdır .B' de sonuç cümlesi "yola çalışmışlardır" ilk cümlecik ise "kar yağıyorsa" yargıdır ve cümlecik "neden "değil "şart" tır. C 'de ise temel yargı "perdeyi kapattım" ifadesidir ve perdenin kapatılmasının nedeni "fazla ışık gözlerime dokunduğundan" sözleriyle belirtilmiştir. E'deki cümlede neden sorusunun cevabı yoktur.
9- Olasılık (İhtimal) Bildiren Cümleler:
Bu cümlelerde anlatılan kesin değil ancak tecrübelerimizden kaynaklanan düşüncelerimizi belirtme anlamı vardır. Bir şeyin görünüşüne göre olacağının ihtimali anlatılır. Olasılık anlamı; "sanki, sanırım, herhalde, galiba, gibi,...-e bilmek,-tir..." gibi sözcük ve eklerle verilir.
Örnek:
1- Onlar şimdi okula varmıştır.
2- Sanırım, söyledikleri doğrudur.
3- Galiba bugün buraya gelemeyecek.
4- Hava bozdu, yağmur yağabilir.
5- Bu gece burada kalabiliriz.
Örnek:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir olasılık, olabilirlik söz konusudur?
A) Kar yağıyor kış geldi.
B) Onunla konuşmalısın; köyün en yaşlı kişisidir.
C) Ben onu iyi tanırım.
D) Siz de biliyorsunuz; o kardeşlerin en küçüğüdür.
E) Geç kaldık; sanırım o gitmiştir.
Çözüm: A, B, C ve D seçeneklerinde ihtimale dayanan bir anlam yoktur.E'de ise "sanırım o gitmiştir" cümleciği olasılık anlamı vermektedir.
10- Varsayım Belirten Cümeleler:
Cümlede olmamış bir eylemi olmuş gibi ya da olmuş bir eylemi olmamış gibi belirtmeye denir. Tam olarak doğrulanmamış ama doğrulanması beklenen düşünceler, diyelim ki, tut ki, kabul edelim ki, varsayalım ki..." gibi sözlerle belirtilir.
Not: Varsayım ile tahmin anlamı taşıyan cümleler birbirine karıştırılmamalıdır.
Örnek:
1- Şimdi onlar geldi diyelim ki, bu durumda ne yapabiliriz.
2- Tut ki onlarla görüştün, sonuca ulaşabilecek misin?
Örnek:
Aşağıdakilerden hangisi bir varsayım ifade etmektedir?
A) O, çarşamba günü geziden dönebilir.
B) Diyelim ki bu olay gerçek değildir.
C) İstediğini veririm yeter ki sen çalış.
D) Belki onu sen de tanırsın.
E) Yarın, akşam yemeğine onlar da gelebilir.
Çözüm; A, C, D ve E' de olabilir, olasılık anlamı vardır. B' de ise "diyelim ki" sözü varsayım anlamı katmıştır. Çünkü olay olduğu halde gerçek olmadığı düşünülmek istenmektedir.
11- Olumluluk - Olumsuzluk Anlamlı Cümleler:
Bir varlığn istenilen amaca veya beklenilene uygun nitelikleriyle birlikte uymayan niteliklerin de bir arada belirtilmesi , varlıkların olumlu ve olumsuz yönleriyle tanıtılmasıdır. Edebiyatımızda eleştiri adı verilen bir anlatım şeklidir.
Örnek:
Aşağıdaki yargıların hangisinde , bir eser ya da yazar, hem olumlu hem de olumsuz yönleriyle ele alınmıştır?
A) Temiz, sağlam, akıcı cümleleri, özentisiz anlatımıyla edebiyatımızda her zaman yaşayacaktır.
B) Kelimelerin seçiminde ve kullanımında gösterdiği özen, anlatımında duruluğun, yalınlığın sınırını aşıyor.
C) Kitapta öncelikle göze çarpan özellik, şiirsel bir anlatım ve zengin bir kelime dokusu oluyor.
D) Yazar, toplumun özellikle kötü yanlarını ele alıp yermekten çok bundan duyduğu üzüntüyü belirtiyor.
E) Belirli bir durumu somut ve nesnel biçimde yansıtmış, anlatımını hızlandırarak gerilimler ve gevşemeler yaratmıştır.
Çözüm: A, B, C ve D' de oynanan oyunun üzerinde güzel duygular oluşturacağını söylerken E'de "oyunun çok fazla seyirci toplamayacağı" önyargısı verilmiştir,
12- Doğrudan Anlatım, Dolaylı Anlatım
Konuşmayı yapanın başkasından duyduğu sözü hiç değiştirmeden olduğu gibi aktarmasına "doğrudan anlatım", başkalarına ait sözleri, sözü söyleyenin ağzından çıktığı gibi değil de, yazar ya da anlatıcının kendi duygularını katarak aktarmasına "dolaylı anlatım" denir.
Örnek:
Babası oğluna "çabuk yanıma gel" dedi. (Doğrudan anlatım)
Ahmet "Yarın Ankara'ya gideceğim."dedi. (Doğrudan Anlatım)
Örnek:
Babası, oğlunun çabukça yanına gelmesini söyledi. (Dolaylı Anlatım)
Ahmet, yarın Ankara'ya gidecğini söyledi. (Dolaylı Anlatım)
13- Özel veya Genel Durum Anlatan Cümleler:
Genel veya özel anlam, yalnız sözcüklerde değil, cümle anlatımları da genel veya özel anlamlı olabilir. Bir konunun ayrıntılarına girmesi daha belirgin ve eksiksiz olması özel anlamlı cümlelerde olur. Genel anlamlı cümleler pek belirgin olmaz. "Bitki" sözcüğüne göre "ağaç" özeldir. Apartman sözcüğü genel, apartmanın dairesi özel bir nitelik gösterir.
Örnek:
1- "Denize kıyısı olan ülkeler gemi taşımacılığında ileri gitmişlerdir." cümlesi genel anlamlıdır.
2- "Trabzon gemi taşımacığılında diğer şehirlere göre daha ileri gitmiştir." cümlesi özel anlamlıdır.
Örnek:
1- Ormanlar, dünyanın akciğerleridir, (genel anlam)
2- Bolu ormanları ülkemizin en güzel ormanlarıdır, (özel anlam)
14- Eşitlik veya Eşitsizlik Anlatan Cümleler:
Bazı cümleler olay ve kavramlar arasında eşit olan veya eşit olmayan bir olguyu dile getirebilir. Sorularda eşitlik ilgisiyle anlatılan cümlelere de sık sık rastlanmaktadır.
Örnek:
İşçilerine onar milyon verdi, (eşit) Şekerleri aralarında bölüştüler, (eşit değil.) Şekerleri kardeşçe bölüştüler, (eşit) Kazandıklarını yarı yarıya bölüştüler, (eşit) Akşam kazandıklarını sabah harcadılar, (eşit değil.)
15- Cümle Tamamlama:
Verilen bir cümlede boş bırakılan yerler cümle anlamının gelişine göre anlamlı ve mantıklı bir biçimde sözcüklerle veya cümlecik ya da deyimlerle tamamlama şeklinde karşımıza çıkan sorular da vardır.
Örnek: 1
Ayrıntılı olarak düşünmeden...
Sözleri aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa cümle tedbirli bir insanın tutumunu yansıtır?
A) Yaptığım girişimlerden iyi sonuçlar aldığım oldu.
B) Verdiğim bu karar herkesi sevindirdi.
C) Böyle bir işe girişmemek gerektiğine inanıyorum.
D) Başladığım bu işte başarılı oldum.
E) İşimden ayrılmam onu rahatsız etmedi.
Çözüm: Soru cümlesinde "Ayrıntılı olarak düşünmeden" Adaki girişimde bulunamaz. B'de verilen karar herkesi sevindiremez. D'de ayrıntılı düşünmeden bir işe başlanamaz. E'de ayrıntılı düşünmeden işinden ayrılma ve rahatsız etmemek düşüncesi yanlıştır. C'de ise ayrıntılı olarak düşünmeden tedbirli bir işe girişmez.
16- Değerlendirme Cümleleri:
Bir varlığın, kavramın veya olayın önemini, nitelik ve niceliğini belirlemek için kurulan cümlelerdir. Bu cümleler uzun incelemeler sonucu, varlık ya da kavramı olan, olmayan, tam olan eksik olan yönlerini vurgulamak için kurulur. Öznel nitelikli cümlelerdir varlık veya kavramın önemiyle ilgili değerlendirmeleri belirtir.
Örnek: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "değerlendirme" söz konusu olur?
A) Kimi sanatçılar duygularını dile getirmek için kimileri de kusursuz eserler yaratmak için yazarlar.
B) Romancı, gerçekleri düş gücüyle yeniden biçimlendiren kişidir.
C) Bir eserin değerinin konusundan çok, üslubuna bağlı olduğunu her zaman söylerim.
D) Bu romandaki kişilerin birbirleriyle ilişkiler üzerine birçok inceleme yapılmıştır.
E) Bu eserde konu gerçek yaşamdan alınmış; kişiler karakterlerine uygun biçimde konuş-turulmuştur.
Çözüm: Ada yazarların yazma amacı anlatılmış. B'de romancı tanımlanmış. C'de eserin değe-
rinin nelerden oluştuğu konusuna yorum yapılmış, D'de romanın kişileri hakkında görüşler belirtilmiştir. E'de ise bir eser ele alınarak o eserin nitelikleri tanıtılmıştır. Değerlendirme yapılmıştır.
17- Duygu Anlamlı Cümleler:
Günlük yaşamımızdaki konuşma dilinde kullandığımız genel duygu ve düşünceleri anlatan, soru kökünden istenilen duygunun belirtildiği, bazen bu duygunun bir kelimeyle veya kelime grubuyla, bazen cümlenin tamamını kapsayan anlamlı cümlelerdir. Bu cümleler, sezgi, öneri, alaya alma, takdir etme, beğenme, hayıflanma, üzülme, yakınma, uyarma, çaresizlik, şaşırma, sevinme... gibi genel anlam veren cümlelerdir.
Örnek: 1 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde uyarma anlamı vardır?
A) İzin verirseniz bu konuyu sonra tartışalım.
B) Arkadaşlar biraz sensiz olabilir miyiz?
C) Hemen okula gitmek zorundayız.
D) Ben nöbeti alınca siz gidersiniz.
E) Bu kitapları okuyunca arkadaşınıza verirsiniz.
Çözüm: Uyarma, bir kimseye davranışının yanlışlığını söyleme, ikaz etme demektir. Buna göre A 'da istek, C'de zorunlu olma, D'de istek, E'de emir anlamı vardır. B'de ise sessiz olunması için uyarı yapılmıştır.
Örnek: 2 Aşağıdakilerin hangisinde bir "çaresizlik" söz konusudur?
A) Elinde kalan malları komşusuna devretti.
B) Elden çıkardığı evin yerine yenisini aldı.
C) Elinde avucunda ne varsa bu işe yatırdı.
D) Tek oğlunu da yitirince eli böğründe kaldı.
E) O olaydan sonra buradan elini ayağını çekti.
Çözüm: A'da elinde kalmak deyimi satılamayan, müşterisi olmayan mal İçin kullannılır. B'de elden çıkarmak deyimi satmak anlamındadır. C'de elde avuçta ne varsa deyimi bütün mal mülk ne varsa demektir. E'de elini ayağını çekmek deyimi sık uğranılan yere bir daha uğramamak anlamı vermektedir. D'de ise eli böğünde kalmak deyimi iş yapmaz durum olmak anlamındadır ve tek oğlunu yitirince eli böğünde kalmak, çaresizlik anlamını vermektedir.
Örnek: 3
(I) Kitapta, günümüz edebiyatı, açısından önemli sayılabilecek zengin bir malzeme var (II) Bunlar saymakla bitmez (III) Ülkemizin edebiyatı, birazda böyle sanat olaylarının bir araya getirmesiyle serpilip gelişmektedir. (IV) Oysa geçmişe baktğımızda bu konuda öyle çorak bir görünüm var ki.. (V) Örneğin bir Yahya Kemal'in bir A.H Tan-pınar'ın eserlerine ışık tutabilmek için eldeki bilgi kırıntılarıyla yetinmek zorunda kalıyoruz.
Bu parçada hangi cümleden başlanarak bir "yakınma" dile getirilmektedir?
A) I B) II C) III D) IV E) V
Çözüm: Soruda yakınma'ya başlanılan cümle istenmektedir. İstenmeyen hoşa gitmeyen bir durum bir şeyden şikayet etmeye yakınma dendiğine göre, yazar IV cümlede daha önceki dönemlerde ortaya konulan eserlerin azlığından yakınmaktadır. Çorak bir görünümden amaç eser azlığını vurgulamak için kullanılmıştır.
Örnek: 4 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde beğenme anlamı vardır?
A) Çocuk dediğin söz dinler.
B) Okul dediğin böyle olur.
C) Öğrenci dediğin düzenli çalışır.
D) Köy dediğin ağaçlı olur.
E) Arkadaş dediğin yardım eder.
Çözüm: A'da çocuğun nasıl olması gerektiği C'de öğrencinin, D'de köyün, B'de ise "okul dediğin böyle olur" derken "Bir okul ancak bu kadar güzel olur, daha güzelini düşünemiyorum" demek istemiştir.
Yalın Anlatım: Sözü etkilemek için gösteriş ve süslü cümlelerden kaçınmalıdır.
Yoğun Anlatım: Az sözcükle daha çok anlam kazandırma, anlam yönünden incelik ve derinlik verme.
Doğal Anlatım: Her türlü yapmacıktan kaçınmadır.
Özgün Anlatım: Anlatılanın özellik kazandırılması herkes tarafından diğer anlatımlardan farklı oluşudur.
CÜMLE ÇEŞİTLERİ
I. YÜKLEMİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER
1. İsim Cümlesi: Yüklemi isim ya da isim soylu bir kelime olan cümlelere denir.
Sorusunun doğru cevabı bu değil.
Bizi arayan kimlerdi?
Görmeyeli nasılsın?
Dün yapılan yarışmada siz yoktunuz.
O, her zaman anlayışlıdır.
2. Fiil Cümlesi: Yüklemi çekimli bir fiil olan cümlelerdir.
Sabah, kahvaltı yapmadan evden çıkmam. Büyük annesinin evinden dönüyordu. Müzik dinlemeyi çok seviyor. Bu berbat yerde nasıl yaşıyor?
II. YÜKLEMİN YERİNE (ÖĞE DİZİLİŞİNE) GÖRE CÜMLELER
1. Kurallı Cümle: Yüklemi sonda olan cümlelerdir.
Bu renkler üzerinde gezinen hayallerimdi. Beni hayallerimin bittiği yere asın.
2. Kuralsız (Devrik) Cümle: Yüklemi sonda olmayan cümlelerdir.
Hatırlarım seni gezdiğim bu sahilde. Caddeler her zaman temizdir bu güzel şehirde.
3. Eksiltili Cümle: Asıl öğelerinden biri olan yüklemi düşmüş olan cümlelerdir. Herkes tarafından bilinen yüklem söylenmez.
Üzgünüm ama onu... (kaybettik) İkisi de öyle iyi, öyle dost canlısı insanlar ki... (onları çok seviyorum)
III. ANLAMLARINA GÖRE CÜMLELER
1. Olumlu Cümle: Yüklemin belirttiği anlamın olduğunu, yapıldığını, gerçekleştiğini belirten cümlelerdir.
Sadece su içmek istiyorum. Her zaman bakımlıdır. Anlatacaklarımı dikkatle dinler misin?
2. Olumsuz Cümle: Yüklemin belirttiği anlamın olmadığını, yapılmadığını, gerçekleşmediğini belirten cümlelerdir. Fiil cümlelerinde olumsuzluk -ma ekiyle; isim cümlelerinde olumsuzluk değil kelimesiyle yapılır. Olumsuzluk yapan ekler; -me, -ma, -mez, -maz, -sız, ne... ne, mi'dir. Olumsuzluk yapan sözcükler; yok, değildir.
Zaman bir türlü geçmiyor.
Hava soğumuştu ama yağmur yağmamıştı.
Abant'a giden yol, bu değildi.
Hiçbir şey sonsuz değil.
O buradan geçmez.
Bizi ne aradı ne sordu.
O buraya gelir mi hiç.
3. Soru Cümlesi: Bir istekte bulunmak veya bir durumu öğrenmek amacıyla soru sıfatı, soru zamiri, soru zarfıyla ya da soru edatı -mi ile kurulan cümlelerdir. Yanıt gerektirmeyen soru cümleleri de vardır: Kim dinler onu? Orada niçin konuşuyorsunuz? Sen nasıl insansın? Sen utanmıyor musun?
Masadaki bardağı bana uzatabilir misin? Akşamki tiyatro nasıldı? Öğretmenin çağırdıkları kimlermiş? En son okuduğun hangi kitaptı?
4. Ünlem Cümlesi: Sevinç, acı, hüzün, korku, şaşkınlık gibi duygulanmalar ve heyecanlanmalarda ünlemlerle kurulan cümlelerdir.
Aman Allah'ım, bu da ne!
Hey, oradaki; elindekini buraya getir!
Of, yeter artık!
Ay, elim acıdı!
IV. YAPILARINA GÖRE CÜMLELER
1. Basit Cümle: İçinde bir tek yargı, dolayısıyla bir tek yüklem olan cümlelere denir.
Senin tek görevin çalışmaktır. Bilgisayarımı tamir eder misin? İstiklal Marşı'nı kim bestelemiştir? Onun kitaplarını çok beğeniyorum.
2. Birleşik Cümle: İçinde birden fazla yargısı bulunan cümlelerdir. Birleşik cümleler şunlardır:
a. Girişik (Asıl) Birleşik Cümle: Yan cümleleri fiilimsilerle kurulan cümlelerdir. Yan cümle, temel cümlenin bir öğesidir.
• Neler aldığını bize göstermedi. yan cümle (b.li nesne)
• Ahmet, kitaplarını masaya bırakarak odadan çıktı. yan cümle (zarf tümleci)
• Merdivenleri hızla çıkan Duygu, nefes nefese yan cümle (özne) kalmıştı.
b) Koşullu (şart) Cümle: Yan cümlesi şart kipiyle çekimlenmiş cümlelerdir. Bu yan cümleler genellikle temel cümlenin zarf tümleci olurlar.
• Bu konuları iyi öğrenirse sınavda başarılı olur.
yan cümle (zarf tümleci)
•Anlatacağın hikâye güzel değilse kimse dinlemez, yan cümle (zarf tümleci)
c. Ki'li Birleşik Cümle: "ki" bağlacının bağladığı cümlelerdir.
• İnsanları sev ki sen de sevilesin.
• Nice öğrenci bilirim ki kitabın yüzünü açmadan okula gelir.
d. Kaynaşık (İçice Birleşik) Cümle: Temel cümleyle birlikte içinde başka bir konuşma cümlesi bulunan birleşik cümlelerdir.
Müdürüm, "Her iş zamanında yapılmalıdır." diyor.
Bu konuda babam "Kimseyi kandırmamalısın." derdi.
e. Sıralı Birleşik Cümle: Virgül (,), noktalı virgül (;) işaretleriyle birbirine bağlanan, birden fazla yargı bildiren cümlelerdir. Bu tür cümlelerde her cümlenin kendi içinde öğeleri vardır.
• Her sabah erken kalkar, kahvaltısını bahçesindeki ağaçlara karşı yapar; işine huzurlu bir şekilde giderdi.
• El el üstünde olur; ev ev üstünde olmaz.
f. Bağlı Birleşik Cümle: Bağlaçlarla birleştirilen ve içinde birden fazla yargısı olan cümlelerdir.
• Soluk benizliydi ve başında eski bir şapka vardı.
• Biz dans ediyorduk fakat onlar keyifsizce oturuyordu.
g. Arasözlü (Ara Cümleli) Cümle: Kuruluşunda ara söz bulunan cümlelerdir.
• O gün, sinemaya gittiğimiz gün, çok mutluydum.
• Arkadaşın, mavi gözlü olan, güvenilir biri değil.
alıntı