Lakin her daim rejimi eleştirenler neden ise hiçbir zaman kendi katliamlarını eleştirmeye yanaşmamışlardır. Korku, ölüm tehditleri ve benzeri başa gelebilecek olaylardan ötürü. Suskunluğa mahkûm edilen Mazlum halk ne zamana kadar kendi haklılığını başkalarının maskesi altında savunmaya devam edecek?
Eğitim-eğitim diyerekten meydanları inletenler, okulları yakmaktan da geri durmamakta ve eğitimi baltalayabilmektedirler. Söylem ve eylemlerin birbirine zıt tezahürünü ortaya koyanlar nasıl bir eğitim anlayışı istemektedirler. Yakıp yıktıkları okullarda kimlerin çocukları yetişmekte, zararı kimlere bunu neden hesaplama ya da sorgulama yapmıyoruz. Kürtlerin vicdanı askıya mı alındı? Bu soruları kendim ile birlikte insanım diyenlerin tümüne soruyorum.
Kürt adına ağırlıkta Kürt çocuklarının eğitim aldığı okulları yakmak, köprüleri uçurmak, kepenkleri kapattırmak ne tür bir zihniyet yapısıdır. Kürt adına Kürt çocuklarını cehalete mahkûm etmek, esnaf olarak geçimini temin etmeye çalışanları mağdur etmek, ticari kazancını baltalamak Kürt adına ne tür bir fayda sağlamaktır?
Bu makalede ele aldığım hususlarda Kürt kardeşlerimin eleştirisine maruz kalacağımı çok iyi bilmekteyim. Lakin hakka hakk batıla batıl demek imani vasfımızdandır. Ülkemizde ve yakın komşularında Muhammed ümmetinin yetimlerine yapılan zulümleri, soykırımları şiddet ile çözeceklerini sananlar aldanmaktan ve aldatmaktan başka bir şey yapmamaktadırlar,