Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Kasım 2012, 12:09   Mesaj No:45

Esma_Nur

Medineweb Emekdarı
Esma_Nur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu: Esma_Nur isimli Üye şuanda  online konumundadır
Medine No : 4458
Üyelik T.: 19 Ekim 2008
Arkadaşları:0
Cinsiyet:kadın
Memleket:sivas/istanbul/
Mesaj: 5.617
Konular: 583
Beğenildi:4896
Beğendi:6571
Takdirleri:26238
Takdir Et:
Standart Cevap: SAKIN ONLAR GİBİ OLMAYIN!

2-78 - Ve minhüm ümmiyyune la ya'lemunel kitabe illa emaniyye ve in hüm illa yezunnun
Bunların bir de ümmî (okuma yazması olmayan) kısmı vardır, kitabı bilmezler, ancak birtakım kuruntu yığınına, boş saplantılara kapılır ve zan içinde dolaşır dururlar.(elmalı)

Kuruntu ve zanlarla kurtuluşa erilmez.Hakikate ulaşılmaz anlamında bir ayttir.Bu âyette, kendi kutsal kitaplarının öğretilerinden habersiz olan sıradan yahûdiler kastediliyor.

Okuma ve yazmayı bilmedikleri için de, kitapta "şöyle yada böyle buyrulmaktadır" şeklinde ayetleri yorumlayıp zanda bulunan yahudilerin gaflet içersinde oldukları belirtilmiş.

Kur'an kavram tefsiri
Müslümanlar içinde Hakk’a karşı inatlaşan, başkalarını saptırmaya gayret eden kimseler olduğu gibi, taklide tâbi olan sırf ümmî kimseler ve aynı şekilde orta yolu takip edenler de bulunmaktadır.

“Ümmî” kelimesi, daha çok, “okur yazar olmayan kimse” anlamında kullanılır. Âyetin devamındaki “Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmezler” açıklaması da bu anlamı netleştirmektedir. Annesinden doğduğu şekilde kalan, okuma ve yazma öğrenmemiş ümmî ümmete mensup olan kimse anlamında kullanılır. Kur’an’da Peygamberimiz’in vasfı için kullanılan “ümmî” ifadesi (7/A’râf, 157, 158) bu anlamdadır; hadis-i şerifte de benzer anlamda kullanılmaktadır: “Biz ümmî bir ümmetiz; yazı yazmayı ve hesap yapmayı bilmeyiz.” (Buhârî, Savm 13; Müslim, Sıyâm 15; Ebû Dâvud, Savm 4; Nesâî, Sıyâm 17)

Âyette geçen “Emâniy” kelimesi, “ümniyye”nin çoğuludur. İnsanın kendi içinde veya hayalinde tasarlayıp varlığını kabul ettiği ve olmasını temenni etmekte olduğu veya diline dolayıp durduğu şeylerdir. Batılılar buna “ideal” der. Ümniyye, insanın kendi gönlünden geçirdiği, saplanıp kaldığı ve durmadan arkasından koştuğu bir düşünce, bir hayal, bir kuruntu demektir. Bunların bazısının gerçekleşmesi mümkün ve geçerli olanları bulunsa da çoğunlukla hiçbir delile dayanmayan kuru ve şahsî temennilerden ibarettir. Bundan dolayı ümniyye, bâtıl idealler, evham, ütopya, boş söz ve ham hayaller anlamında da kullanılır.

İşte yahûdilerin okuma yazma bilmeyen avam (câhil halk) takımı da ilimden, Kitaptan nasibi olmayıp sadece kuruntu peşinde koşar durur, kuru bir zan ve taklitten başka bir şeye sahip olmaz; hak ile bâtılı ayırt edemezler. Bu yüzden bunların vebâli, aynı zamanda, kendilerini aldatan okur yazar takımınadır.

“Ümniyye” kelimesinin anlamları hakkında Fahreddin Râzî’nin açıklaması şöyledir: Ümniyye kelimesi birkaç anlamda kullanılmıştır. a) Kuruntu anlamında: “(Şeytan) onlara vaad eder, onları olmayacak kuruntulara (ümniyyelere) düşürür. Halbuki şeytan onlara, aldatmadan başka bir şey vaad etmez.” (4/Nisâ, 120) b) Âlimlerinden duyup onları taklit ederek kabul ettikleri uydurmalar, yalanlar c) “Okudukları şeyler” manasında kullanılır. Araplar, şöyle derler: Temennâ kitâballahi evvele leyletin (Allah’ın kitabını ilk gecede okudu)” d) Takdir etti, düşündü anlamına gelir. e) Kalbin temennîsi manasında kullanılır: “Onlar, ‘cennete ancak yahûdi veya hıristiyan olanlar gireceklerdir’ dediler. Bu, onların temennîleridir.” (2/Bakara, 111) “(İş) ne sizin temennîlerinizle, ne de ehl-i kitabın kuruntularıyla (olup bitmiş) değildir. Kim bir kötülük yaparsa, onun cezasını görür.” (4/Nisâ, 123) “Bunlar, onların temennîleridir. Onlara: ‘Haydi delillerinizi getirin’ de.” (2/Bakara, 111)

“Zan”, ilimden ve gerçekten bir şey taşımayan tahminden ibarettir; delil olamaz: “Onların (Allah'a şirk koşanların) çoğu zandan başka bir şeye uymaz. Şüphesiz zan, haktan (ilimden) hiçbir şeyin yerini tutmaz.” (10/Yûnus, 36) “Dediler ki: ‘Hayat, ancak bu dünyada yaşadığımızdır. (Kimimiz) ölürüz, (kimimiz) yaşarız. Bizi ancak zaman helâk eder.’ Bu hususta onların hiçbir bilgisi yoktur; onlar sadece zannediyorlar.” (45/Câsiye, 24) “Onların (müşriklerin) bu konuda hiç bilgileri yoktur; sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, hiç şüphesiz hakikat bakımından bir şey ifade etmez.” (53/Necm, 28)
__________________
Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...

Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE....
Alıntı ile Cevapla