RE: ümitsizlik hastalığı-
Yaşanacak olan diyalogların en ilginçlerinden biri de* müminler ile münafıklar arasında olanıdır. Münafıklar* dünyada iken bir süreliğine de olsa müminlerin yanında bulunmuş kimselerdir. İman etmedikleri halde* çeşitli çıkar hesapları gereği kendilerini mümin gibi göstermeye çalışmış ve böylece "ikiyüzlü" sıfatını kazanmışlardır. Ahirette ise cehennemde yanarken* müminleri görür ve yardım istemeye* yalvarmaya kalkarlar. Kuran'da* arada geçen diyalog şöyle aktarılır:
O gün* münafık erkekler ile münafık kadınlar* iman edenlere derler ki: [size=medium]"(Ne olur) Bize bir bakın* sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım."[/size] Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın" denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında rahmet* dış yanında o yönden azab vardır. (Münafıklar) Onlara seslenirler: "Biz sizlerle birlikte değil miydik?" Derler ki: "Evet* ancak siz kendinizi fitneye düşürdünüz* (Müslümanları acıların ve yıkımların sarmasını) gözetip-beklediniz* (Allah'a ve İslam'a karşı) kuşkulara kapıldınız. Sizleri kuruntular yanıltıp-aldattı. Sonunda Allah'ın emri (olan ölüm) geliverdi; ve o aldaltıcı da sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak* hatta masumca sizden görünerek) aldatmış oldu. Artık bugün sizden herhangi bir fidye alınmaz ve inkar edenlerden de.. Barınma yeriniz ateştir* sizin veliniz (size yaraşan dost) odur; o ne kötü bir gidiş yeridir." (Hadid Suresi* 13-15)
|