27 Aralık 2012, 10:41
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 13055 Üyelik T.:
18 Aralık 2010 Arkadaşları:18 Cinsiyet:- Memleket:sivas Mesaj:
10.877 Konular:
697 Beğenildi:8532 Beğendi:10069 Takdirleri:27951 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Sevmeyi öğren.. Sevmeyi öğren.. Sevmeyi öğren:Sevdikçe varlığının kâinatla toplandığını görürsün. Sevince,
kendini kendinden öte taşırsın. Sevince kalbine yeni ve sonsuz kanatlar
takarsın. Sevince, mavi bir deniz olur kalbin; hiç bilmediğin kıyılara
varırsın.
Bağışlamayı öğren:Bağışladıkça dostlarının sayısını onla çarpmış olursun.
Bağışlamak kalbinin yükünü azaltır. Bağışlayınca, kalbine batan dikenler
güle döner. Bağışlayınca önce kendini bağışlamış gibi olursun, nefretin ve
kinin yükünü omzundan atarsın.
Pişmanlık duymaktan korkma:Pişmanlığını itiraf ettikçe hatalarının küçük,
anlaşılır ve bağışlanabilir parçalara bölebildiğini görürsün. Pişmanlık
sancısını göze aldığın sürece, hatadan dönmenin lezzetini de yaşamaya
başlarsın. Pişmanlık içtenliğin sınamasıdır. İçtenliği olmayanlar pişman
olamazlar. Pişman olmayanlar içtenlik kazanamazlar.
Hatırlamayı öğren:Hatırladıkça, sevgilerinin kare kökünü bulup, onlardan
hüznü çıkardığını fark edersin. Hele de çocukluğunu çok hatırla ki, hiç
endişesiz mutlu olduğun anları yeniden yaşa. Mutlu olmayı beceremeyen biz
büyüklere içimizdeki çocuk mutluluğun sadelik ve hırssızlıkla ilgili
olduğunu fısıldar. Dur ve dinle çocuğunu.
Değer vermesini öğren:Değer verdikçe sevgilerin küpünü bulup, onları
mutlulukla çarpabildiğini görürsün. Değer vermeden geçirdiğin günün güneşi
hiç doğmamış gibidir. Değerini bilmediğin eşyaya hiç sahip olmamış
gibisindir. Değerini bilmediğin dostların sana göre hiç yaşamamış gibidir.
Değer vermesini öğrendiğinde, hayatın sahihleştiğini fark edersin. Daha
yavaş yürürsün ama adımlarını yere sıkı basarsın.
İltifat etmesini öğren: İltifat ettikçe, insanlarla arandaki en kısa
mesafenin bir tebessümün resmettiği eğri bir çizgi olduğunu görürsün.
İltifat etmek yalan konuşmak demek değildir. İltifat, muhatabının görmek
istediğin yere ulaşması ve oradan öte geçmesi için temennide bulunmaktır.
Özür dilemesini öğren:Özür diledikçe nefretin ve öfkenin sonsuza
bölündüğünü, böylece dargınlıkların limit sıfıra giderken yok olduğunu fark
edersin. Ayrıca bak: “Pişmanlık duymaktan korkma” öğüdü.
Aşktan korkma: Böylece bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 dereceyi
aşıp, bütün yamukları kendi içinde barındırabildiğini görürsün. Aşk
pürüzleri yok eder; dikenleri gül eder, acıları haz eyler.
Ara sıra hüzünlen: Hüznün kalbine dokunmasına izin ver. Böylece bütün
mutlulukların ve zevklerin sonunda ayrılık çizgisine teğet geçip geri
döndüğünü görürsün. Hepimiz ayrılıkların kuşattığı bir adada şimdilik
yaşayan fanileriz. Hüzün, faniliğin ince sızısını kalbine hissettirdiği
için, seni ebediyete komşu eder. Hüznünü öldürürsen ölümü anlayamadığın gibi
hayatı da anlayamazsın.
Ve bir gün öleceğini bil:Kesinlikle öleceksin ve öldüğün gün anlayacaksın
ki, yaşadığın hayat, paydası sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmiş.
Kesrin payında ne olursa olsun, ne kadar çok şey biriktirmiş olursan ol,
hepsi son işlemde sıfıra eşitlenir. Kesrin üzerine, yani bu dünyaya,
sonsuzluk cinsinden bir şeyler koyman gerekiyor. Yoksa “elde var sıfır”
Her gün yeniden uyan:Uyanmayı sadece gözünü açmak olarak bilen için, bir
şafak vakti ne kadar da sıradandır. Hayranlık duygusunu her gece iki göz
kapağının ardına sakladığı gözleri gibi her daim uykuda bırakan için, bir
gün doğumu “sabahın körü” olasıca karanlıktır. Kulluk heyecanını avucunda
tutamadığı bir kor gibi savurup söndüren için, bir seher vakti eğreti ve
tanımsız bir vakitsizliktir. Haydi aç gözlerini... Aç gönlünü... Şimdi ve
burada var olduğunu fark et. Var edildiğini fark et. Buraya, bu sabaha bir
insan olarak gönderildiğini bil. Bu sabahın senin için, sana özel olarak
yaratıldığını fark et. Uyan... Güneş senin için doğuyor...
SENAİ DEMİRCİ
__________________ "Bir yαrım αklın kuyusundα öbür yαrım αşkın kuytusundα...
Cennet ve cehennem αrαsındα.Ucu sırαttαn geçen bir uçurum kenαrındα...
Â'râftα.....
Ârâfın dα αrαsındα...Ar ve αf yαrαsındα..." |
| |