Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08Haziran 2008, 14:51   Mesaj No:3

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Yaz Kur'an Kurslarında Eğitimde Kalite Rehberi

GİRİŞ

İnsan, kendini toplum içinde gerçekleştirmek üzere bu dünyada bulunan, madde üzerinde kullanım yetkisi olan, kültür ve uygarlıklar oluşturan bir varlıktır. Din, insan hayatına anlam kazandıran, insanın insanca yaşamasına yardımcı olan, insanların birbirlerini anlayabilmeleri için gerekli olan temel iletişim kodlarını bünyesinde taşıyan ve Allah-insan, insan-insanlar ve insan ile evrendeki diğer varlıklar arasındaki ilişkilerini düzenleyen bir vasıtadır. Bir başka deyişle din, Yüce Allah'ın peygamberleri aracılığıyla insanlara gönderdiği ilahî kurallar bütünüdür. İnanmak, insan için bir ihtiyaçtır. Bundan dolayı, tarih boyunca bü­tün toplumlarda bir dinî inanç ve hayat var olmuştur. Din duygusuna ve dinî inanca sahip olmayan hiçbir topluma rastlanmamıştır.


Din, bireyleri kutsal duygu ve alışkanlıklarda birleştiren, top­lumları yükselten ve geliştiren bir kurumdur. Din, toplum düzenini korumayı amaç edinir. Din, insanlara yön ve­ren, kanunların ulaşamadığı yerlerde de onları iyi ve faydalı şeyler yapmaya yönelten bir hayat düzenidir. Çünkü din, haksızlığın, ada­letsizliğin, her türlü kötülüğün karşısındadır ve onları yasaklar. Dinin zayıflamasının ardından ahlakî ve hukukî suçlar ortaya çıkar. Çünkü din olmayınca ahlakın yaptırım gücü azalır. Helal haram anlayışı kalkar, toplumun düzeni sarsılır, kargaşa ortaya çıkar ve sonuçta çe­şitli sıkıntılar baş gösterir. Halbuki her yerde kendini kontrol eden bir Yaratıcı’nın varlığına inanan insan, daima iyi olanı yapıp, kötü olandan kaçınmaya gayret eder.

Hak Din, ilk insan olan Hz. Adem ile gönderilmiştir. Bundan sonra gelen bütün peygamberler de bu dinin kurallarını öğretmek ve uygulayarak örnek olmak için gönderilmişlerdir. Bütün peygamberlerin öğrettiği hak dinin temel prensiplerinde (inanç esaslarında) hiçbir değişiklik olmamıştır. Bütün peygamberler insanlığı aynı inanç esaslarına (Hak dinin inanç esaslarına) davet etmişleridir. Sadece zaman ve mekanın, sosyal şartların değişmesine bağlı olarak ibâdet şekilleri ve insanlar arası ilişkilerle ilgili bazı hükümlerde değişiklikler olmuştur.

Hz. Adem’den Hz. Muhammed (s.a.v.)’e kadar Allah Teâlâ tarafından gönderilen bütün dinlerin ortak adı “İslam”dır. Bir tek Allâh’a îmânı esas alan ve yalnızca O’na kulluk ve ibâdet etmemizi emreden İslam dininin temeli, Allâh’ın birliğine îmân ve sadece O’na ibâdet etmektir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hak din olan İslam’ın son şeklini öğretmiştir. Artık bundan sonra yeni bir peygamber ve kitap gelmeyecek; Kur’ân, kıyamete kadar insanlığın rehberi olacaktır.

Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim, Melek Cebrail (a.s.) vasıtasıyla Peygamberimiz Muhammed (s.a.v.)’e vahiy yoluy­la indirilmiş, mushaflarda yazılmış, tevâtürle nakledilmiş, okunma­sıyla ibadet olunan, Allah kelâmıdır. Kur'an-ı Kerim, sahibinin de buyurduğu gibi "rahmettir, şifadır, hidayettir, öğüttür... "( Yûnus sûresi, 57. ayet)
Kur’an-ı Kerim, İnsanlığın kurtuluşu için, kulların ihtiyaçlarına göre en son gönderilen ve kıyamete kadar da hükmü geçerli olan ilâhî kitaptır. “Hidayet rehberi” olarak gönderilen Kur’an-ı Kerim, yirmi üç senede peyderpey indirilmiştir. Bu kitapta Yüce Rabbimiz insana değer vermiş ve ona seslenmiştir.

Peygamberimiz de onu bize okumuş, öğretmiş ve açıklamıştır. Gerçek anlamda Müslüman olmak için Kur’an-ı Kerim’in getirdiği ölçüleri öğrenmemiz ve hayatımızda uygulamamız gerekir. Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, islam dinini öğrenmektir. Peygamberimiz “Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir. “(Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 21) buyurarak bu gerçeği de işaret etmişlerdir. Bu sebeple, Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek, okumak, anlamaya çalışmak ve öğretmek en faziletli amellerdendir. Bir müslümanın Kur’an-ı Kerim’e karşı vazifesini beş maddede özetleyebiliriz : Öğrenmek, okumak, okuduğunu anlamak, anladığını uygulamak, uyguladıklarını başkalarına öğretmek.

Kur’an okumak ve dinlemek, başlı başına bir ibadettir. Bunun için namazlarımızda Kur’an okuruz. Namaz geçerli olacak kadar Kur’an’dan bir miktar ezberlemek her müslümana farz-ı ayındır. Kur’an’ı ezberlemek ve onu öğretmek de farz-ı kifâyedir.
[FONT=Trebuchet MS][SIZE=3][COLOR=green]Biz bu çalışmamızda, iki konu üzerinde duracağız. Birincisi “yaygın din eğitimi açısından yaz Kur’an kurslarının önemi”. İkincisi de, yaklaşık iki ay süren bu kurslarda daha verimli bir eğitimle daha iyi sonuçlar alabilmek için kurs öğreticilerimize “eğitim yöntem ve teknikleriyle” ilgili bazı önerilerde bulunacağız. Kurs öğreticilerimizin dikkat etmesi gereken bazı hususları belirteceğiz. Bu çalışmamızda görüşlerinden istifade ettiğimiz Yunus Emre Camii İmam Hatibi Mehmet Keskin hocamıza, Din Kültürü öğretmeni Gökhan Erenoğlu Bey’e teşekkür ederim

Nazif Yılmaz
A. YAYGIN DİN EĞİTİMİ AÇISINDAN YAZ KUR’AN KURSLARININ ÖNEMİ

Her yıl okullar tatil olunca çocuklarımızı yaz tatili heyecanı sarar. Tatiller onların doyasıya oynamak için iple çektikleri vakitlerdir. Elbette oyun onların en tabii hakkıdır. Yaz tatillerinde evde, bahçede, tarlada, bağda ve çeşitli iş yerlerinde çalışan çocuklarımız da vardır. Bununla beraber tatilleri, zamanı boş geçirmek değil; dinlenmek ve yeni bir çalışmaya başlamak olarak da düşünmeliyiz. Yaklaşık üç ay devam eden bu süre, yavrularımızın güzel dinimizi ve yüce kitabımızı öğrenmeleri için iyi bir fırsattır. Anne-babaların ve öğreticilerimizin bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekir.

Yaz Kur’an Kurslarının yaygın din eğitimindeki önemini ana başlıklar halinde şöylece özetleyebiliriz :

1. Toplumda Kur’an-ı Kerim okumayı bilenlerin çoğu ilk defa Kur’an okumayı yaz kurslarında öğrenirler. Yaz kursları Kur’an bilgilerini ve temel dini bilgileri almak için ilköğretim çağındaki çocukların çoğunun uğradığı mekanlardır. Bir günlüğüne de olsa bir çok insanımız bu kurslara gitmişlerdir.

2. Yaz kursları, bir çok çocuğun ilk defa örgün eğitim anlayışıyla düzenli olarak, Kur’an-ı Kerim ve temel dini bilgiler dersleri aldıkları yerlerdir.

3. Yaz Kur’an kurslarında Kur’an okuma ve temel dini bilgiler eğitimi alan çocukların çoğu daha sonradan yaygın ve örgün eğitim içinde bir daha Kur’an eğitimi almamaktadırlar. Bu açıdan yaz kursları büyük önem arz etmektedir. Bu gençlerin çoğu ilköğretim ikinci kademe ve lise de alınan din derslerinin dışında tekrar örgün eğitim içinde din dersi ve Kur’an okuma eğitimi almamaktadırlar. Bu gençlerimizin lise tahsili görmeyenlerini de düşünürsek bu sayının daha da arttığını görürüz. Sadece bu konunun dahi düşünülmesi bu kursların ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

4. Yaz kursları çocukların, İmam Hatip Liseleri, daimi Kur’an Kursları ve İlahiyat Fakülteleri hakkında sağlıklı bilgi sahibi oldukları ve Kur’an eğitiminin içeriği ile ilgili gözlemlerde bulundukları ilk yerdir. Bu açıdan genellikle çocukların dini eğitim veren bu okullara yönlendiği ilk yer yaz kurslarıdır.

5. Yaz kursları, bundan sonraki hayatlarında yeterli düzeyde din eğitimi alamayacaklar için asgari derecede dini bilgiler öğrenebilecekleri yerdir.

6. Çocuklarımızın dine, din görevlilerine, camilere, Kur’an ve din eğitimine bakışlarını etkileyen ilk mekanlar yaz kurslarıdır. Bir çok çocuk belki de ilk defa camiye gelmekte ve imamlarımızla tanışmaktadırlar. Cemaatle namaz kılmakta veya kılındığını görmekteler. Bir ibadethanenin içinde bulunarak daha yakından tanımaktadırlar. Minber, mihrap, kürsü, müezzinlik, minare gibi caminin bölümleri dahi onlar için bir merak konusu olmaktadır. İmamlarımızın kıyafetlerini giymek için birbirleriyle yarışmaktadırlar.

[FONT=Trebuchet MS]7. Bugün toplumumuzda gerek örgün din eğitimi veren kurumlarda Kur’an eğitimi alanlar olsun gerekse böyle bir eğitim görmeyenler olsun, Kur’an okuyanların çoğu Kur’an okumayı yaz kurslarında öğrenmişlerdir.

8. İlköğretim okullarında din kültürü dersi hafta iki saat okutulmaktadır. Bu da bir eğitim öğretim yılı içinde toplam yetmiş iki saat yapmaktadır. Liselerde ise bu ders saatleri haftada bir saatten otuz altı saat yapmaktadır. Bir yaz kursunda haftada beş gün, günde üç saatten hesapladığımızda dokuz haftada toplam 135 saat ders yapılmaktadır. Bu da ilköğretimlerdeki ders saatinin yaklaşık bir katı fazla, liselerden ise üç katı fazla ders görüldüğünü ortaya koymaktadır. Okullardaki din derslerinde Kur’an okuma dersi olmadığını da düşündüğümüzde yaz kurslarının önemi daha iyi anlaşılacaktır.

9. Çocukluğunda yaz kurslarına birkaç gün dahi devam eden insanlar, hayatlarının bir anında burada öğrendikleri azıcık bilgilerin kendilerinin imdadına yetiştiğini ve önemli bir bakış açısı kazandırdığını belirtmişleridir.

10. Yaz kurslarının en önemli faydalarından birisi de çocuklarımızın yaz tatillerinde boş vakitlerini iyi değerlendirmelerini ve sokaklarda başıboş olmaktan kurtulmalarını sağlamasıdır.

11. Yaz kurslarına gelen öğrencilerimiz okullarda ve ailelerinde öğrendikleri dini bilgileri farklı metotlarla öğrenerek ve uygulayarak daha güzel hazmederler ve pekiştirirler. Ayrıca öğrencilerimiz, okulda öğrenemediği bilgileri burada öğrenirler ve uygulama imkanları olur.

12. Camilerimizin çevresini düşündüğümüzde, okullara devam eden öğrencilerimizin sayısını göz önünde bulundurduğumuzda yaz kursuna gelen öğrencilerimizin sayısının azımsanacak bir rakam olmadığını görürüz.

13. Yaz Kur’an kurslarının çocuklarımızın karakter gelişimlerinde, görerek öğrenmelerinde, dini yaşantının gözlemlenmesindeönemli bir yeri vardır.

[FONT=Trebuchet MS]14. Yaz kursları, çocuklarımızın cami merkezli kaynaşmalarını sağlar. Yeni dostlukların kurmalarına vesile olur.

15. Yaz kursları, dini konuların ve Kur’an okumanın yoğun olarak çocuklarımızın gündemlerine girdiği bir zaman dilimleridir.

16. Kısacası, yaz kurslarının hiç olmadığını, eğitim görmek için hiçbir öğrencinin buralara gelmediğini düşündüğümüzde bu kursların ne kadar önemli olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
<!-- / message -->
Alıntı ile Cevapla