Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ.... 2. Kalbi Mânevî Hasletlerle Zînetlendirmek
Gönül feyzinden mahrûm bir hizmet, çöle dökülen bir kova su misâlidir. Kurak arâzîye atılan bir tohum, tarla fârelerinin kursağında yok olmaya mahkûmdur. Gönülle atılan hizmet tohumları ise istikbâlin çınarlarıdır. Bu sebeple hizmet insanı, şahsî hayâtının mânevî gıdasına dikkat etmek mecbûriyetindedir. İbâdetlerde rûhâniyete, ahlâk ve muâmelâtta incelik, zarâfet ve diğergamlığa ehemmiyet verip, rûhen olgunluğa kavuşmak durumundadır.
Hizmet eden kişinin gönlü, münbit bir toprak gibi olmalıdır. Toprağın üzerinde gezen canlılar, onu çiğner ve cürûfunu da oraya dökerler. Fakat toprak, bu cürûfun hepsini temizler ve sonra çeşit çeşit güzellikte nebatlar bitirerek üzerinde dolaşan bütün mahlûkâtı besler. İşte hizmet ehlinin gönlü de böyle münbit bir toprak gibi olmalı, kalbindeki bütün güzellikler, manzaralar, kudret akışları, tabiî bir şiir hâlinde hizmet edilenlere in’ikâs etmelidir. Bu hâle sâhib olabilmek için şu dört esâsa dikkat etmek lâzımdır:
a. Kalbin dâimî bir sûrette Allâh ile beraber olması,
b. Kalbin Allâh ve Rasûlü’nün muhabbeti ile dolu olması,
c. Kalbin din kardeşlerinin muhabbeti ile dolu olması,
d. Kalbin Hâlık’tan ötürü mahlûkâta sevgi, şefkat ve merhametle dolu olması.
Hizmet, ancak zengin bir kalbî hayatla îfâ edilebilir ve bereketli semereler verir. İnsan bu hâle ulaşınca muhabbet odağı hâline gelir. Muhabbetle atılan tohum da ebedîdir. Bu sebeple kendimizi evveliyetle Cenâb-ı Hakk’ın muhabbetiyle ihyâ edip, hayatımızı buna göre programlamamız gerekmektedir. |