Tekil Mesaj gösterimi
Alt 31 Ocak 2013, 14:57   Mesaj No:20

NACİ

Avatar Otomotik
Durumu:NACİ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 25265
Üyelik T.: 30 Ocak 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 1
Konular: 0
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Hayatımın en zor sorusu belki de...

Alıntı:
" İdiL Su " Üyemizden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleykum... Ben bi soru sormak istiyorum daha dogrusu bu konuda dinen yapmam gereken ne bunu bilmek istiyorum... ilk dogdogu andan itibaren evlatlık verilmiş bir çocuk onu dünyaya getiren kadın ve vesile olan adama karşı bir sorumlulugu var mıdır? Onları görmesi gerekir mi onları yoksayması dinen dogru mu ? Onlarla görüşmek istemesinde çocugu evlatık alan anne babanın bu durumdan üzülmemesi için görüşmemek ne kadar dogru ?

Cevap verir ve beni aydınlatırsanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler...
Muhterem kardeşim,diğer arkadaşların da bazı açıklamalar yaptığı gibi fıkhen sizin onlarla görüşmemenize veya kötü davranmanıza cevaz verilemez.Nihayetinde sizin dünyaya gelmenize vesile olup uzun bir meşakkat sürecini yaşayarak tabiri caizse sizin için hamallık yapmıştır.(Hamile kelimesi buradan gelir.)

İslama göre kişinin ana-babası fiziken ve kan bağı noktasında tesbit etmiş olup Cenab-ı Peygamber (A.S) Efendimiz hazretleri de "Çocuk kimin yatağında doğmuşsa ona aittir." buyurmuştur.Fakat konuya atfen söylenebilecek ise bizzat asr-ı saadette yaşana şu olay mesel teşkil edebilir: Ashab-ı Kiramdan birisi Efendimize gelerek "Ya Resulallah,annem müşrik biridir.Ona iyilik yapayım mı ?" diye sorunca Efendimiz yapmasını söyleyerek izin vermiştir.Demek ki müşrik ebeveyne dahi ikram ve izzette bulunmaya izin veriliyorsa müslüman ama hatalı olan ebeveyne elbette ki iyilik etmek caiz,hatta vaciptir...


Cenab-ı Hakk ise konuyu kesin sınırlarla çizerek şöyle buyurmuştur: "Biz insana ana-babasına iyilikte bulunmasını tavsiye ettik.Eğer o ikisi seni bilmediğin bir hususta bana şirk koşmaya zorlarlarsa sakın itaat etme !"

Ayete dikkat edilirse şirke zorlama dışındaki her türlü hata/kusur veya isteklerinin yerine getirilmesi,iyilk yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.Yani Cenab-ı Hakk kendi zâtına karşı yapılan şirk gibi büyük bir cürüme asla itaat edilmemesi gerektiğini müstakil olarak zikretmekte,onun dışında kalan her ne varsa mutlak itaat ve iyiliği emretmektedir.(Tabi ki maruf hususlarda).

Yine asr-ı saadette adamın biri Efendimize gelerek "Ya Resulallah,babam benim malımda hakk sahibi olduğunu iddia ederek malımdan istiyor." şeklinde şikayette bulununca Efendimiz "Sen de,Malın da babana aitsin" diyerek ebeveyn hakkının ne muazzam derecede büyük olduğunu beyan buyurmuştur.


Nitekim Cenab-ı Peygamber (A.S) : "Allahın rızası ana-babanın rızasında,öfkesi de ana-babanın öfkesindedir" buyurmaktadır.Rabbim büyklerimizin rızasını tahsil etmeyi ve iman selametiyle dünyadan göç etmeyi nasib eylesin inşaallah.AMİN...
Alıntı ile Cevapla