Cvp: Allah'ın BEN yerine BİZ tercihi
Sonuç
Kâinatın yaratılışının yanı sıra, insanın var edilmesini ve yeniden dirilişi anlatan bir kısmın ayetlerde fail, Allah'a râci olan "Biz" zamiridir. "Âlemler", insanın görüp idrak ettiklerinden ibaret değildir. Allah'ın, dilediği anda ve yerde istihdam ettiği varlıklar ve güçler vardır. "Biz" ifadesi onlara da şamil olabilmektedir.
Allah ile kulları arasında bir alaka ve mensubiyet söz konusudur. Nitekim, Resûlullah'ın ve mü’minlerin din hizmetleri, Allah'ın eliyle yapılmış olarak nitelenir (Enfâl, 17). Cenab-ı Hak, dilediği kullarını zâtına nispet etmek suretiyle kendi mensuplarını belirler. Bu, "Biz"in katmanları olduğunu gösterir.
Peygamberlere kitap, vahiy, hikmet verilmesi gibi meseleleri anlatan âyetlerin "Biz" üslubuyla gelişi, vahiyde vasıtanın olduğunu gösterir. Dolayısıyla Biz'in katmanlarına Cebrail, öteki melekler, Peygamberler, mü’min cinler ve mü’min insanlar da dâhil olabilmektedir. Allah'ın görevlendirdiği kullarına âli bir mertebe ihsan etmek üzere onları "Biz"in şümulüne aldığını; bu azâmetten onları da nasiplendirdiğini söyleyebiliriz. Peygamber Efendimiz'in, "Bir aylık mesafeden düşmana korku salma hususiyeti ile yardım olundum."4 hadisini ve bu üslubun, daha çok Mekkî sûrelerde geldiğini hatırlayalım.
"Biz" zamirinin Peygamberlerle ilgili gelişinde psikolojik bir yön de vardır: O da birçok ayette görüleceği üzere, oldukça sert muhalefetle karşılaşan Resulleri ve Nebileri teselli, karşıtlarını da inzar ve tehdittir. Allahu a'lem.
Ebette Allah'ın, bir şeyi dilediğinde ona sadece 'Ol!' demesi kâfidir. Ama bazı varlıkları istihdam etmek suretiyle, "Biz"in şümulüne almaktadır. Bu, onlar için bir şereftir. Bu nispetlerin, elbette tevhide aykırılığından söz edilemez. Allah'ın zatı vardır; O Vâhit'tir, Samet'tir, hiç kimseye ihtiyacı yoktur. Bilinen bir üslup olduğundan, muarızlar buna itiraz edememişlerdir.
Ayrıca "Biz" ifadesi, egoist nefislere benliği bırakıp kolektif şuurla hareket etme ufkunu da göstermektedir.
“Seni tesbih ve tenzih ederiz yâ Rabbi! Senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yoktur. Her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan Sensin Sen” (Bakara, 32).
Dipnotlar
1. B. Said Nursi, Risale-i Nur Külliyâtı, II, 1267 (İşârâtü’l-İ’câz).
2. Bkz.: Buharî, menakıb 25; İbn Ebî Dâvûd, Kitabu'l-Mesâhif 3.
3. Bu görevi âlimler ve mürşidlerin de yaptığına dair bkz.: Mâide sûresi, 44
4. Buhârî, teyemmüm 1, salât 56; Ebû Dâvûd, siyer 28. <!-- start: postbit_signature -->
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |