Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 Arkadaşları:11 Cinsiyet:bayan Yaş:44 | Cevap: İlahiyat Önlisans İslam Mezhepleri Tarihi 1-10 Ünite Arası tüm konular Özet İSLAM MEZHEP TARİHİ Ünite 10 - Çağdaş İslami Akımlar İSLAM DÜNYASINDA İHYA HAREKETLERİ İhya, tecdit, ıslah faaliyeti olarak bilinen İslamcılık olarak isimlendirilen hareketin tarifi: XIX. XX. Yy. islamı bir bütün olarak yeniden hayata hakim kılmak, akılcı bir metodla Müslümanları batı sömürüsünden, zalim yöneticilerden, esaretten, taklitten, hurafelerden kurtarmak, medenileştirmek, birleştirmek ve kalkındırmak uğruna çözümün bütününü kapsayan harekettir. HAZIRLAYAN NEDENLER - 1798 napolyonun mısırı işgaliyle başlayan süreç - 1852 hint alt kıtasının İngiliz himayesine girmesi - Kuzey Afrika ülkeleri fransa ve italyanın işgaline uğradı - 1882 mısır İngilizlerin eline geçti - Osmanlı devleti kapütülasyonlarla ekonomik imtiyazı batılı güçlere devretti - Harblerde ve Fransız ihtilalinin sebep olduğu milliyetçilik hareketleri toprak kaybıyla sonuçlandı - “yeniden istikrara kavuşmak, galip devletleri taklit etmekle mümkündür’’ fikri güç kazandı. - Batıdaki elçiler ve aydın öğrencilerin batı hayranlığı, aşağılık duygusuna neden oldu - Oryantalizm ve misyonerlik faaliyetleri Müslümanların öz güvenini tehdit eder hale geldi. İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN TEMEL MESELELERİ
a) en önemli söylemleri: ‘’islamı hayata yeniden hakim kılma’’ dır.’’ hz.peygamber dönemine dönme, temel kaynak Kuran ve sünnete başvurmak lazımdır derler. -ana kaynaklara “dönüşçü’’ özelliği nedeni ile yeni selefilik veya ıslıhatçı selefilik olarak tanımlanır. b) İslamiyetin modern ihtiyaçları karşılayacak evrensel, siyasi-sosyal muhtevaya sahip olduğunu, ortaçağ da kapanan ictihat kapısının yeniden açılması, yeni hükümler üretilmesini, mezhep taklitçiliğinin önüne geçilmesini dile getirilir. c) Müslümanlar batıyı üstün kılan ilmi, medeni ve teknik usulleri almalı ve kendilerini kalkındırmalıdır. hz. peygamber “hikmet müminin yitik maldır, nerede bulursa onu alır ‘’sözünü referans alırlar. yararlanma aşamasında ahlak anlayışlarının islama ters düşen kısımlarından uzak durulması yoksa yıkıma neden olacağını söylerler. d) Tasavvuf ve tarikatlara menfi bakılmış ve takva, tevekkül, zühd kavramlarının yanlış yorumlanıp ilerlemeye mani olmuştur, hurafeciliği geliştirdiği için eleştiriye tutulmuştur. vahdeti vücud düşüncesi özel ilgi görmüştür. e) İslamcılar Eğitim-öğretim üzerinde önemle durmuşlardır. f) İslamcılara göre ittihadi İslam(panİslavizm)adını verdikleri müslümanların siyasal birliği, geri kalmışlığı, sömürgecilerden kurtulmanın çaresiydi II Abdülhamit bunu devlet politikası haline getirdi. osmanlı devletini emparyalist güçler karşısında ayakta tutmak bu politikanın amacıydı. g) İslamcılar, kuran ve sünnetin belli bir yönetim şekli ortaya koymadığını, genel esaslar belirlemekle kaldığını savunmuşlardır. hilafeti değil ‘’ millete vekalet’’ sistemi olan halk egemenliğine vurgu yaparak anayasa (kanuni esasi) ve vekiller meclisini güçlendirmeyi hedeflemişlerdir. h) İhyacı/İslamcı kişilerin ürettikleri edebiyat, yukarıdaki maddeleri işler bunun yanında temel insan haklarını İslam hukuku açısından ortaya koyarlar, Müslüman kadının toplumdaki yerinin iyileştirilmesini savunan makaleler önemli yer tutar. # # Cemaleddin afgani nin İslam birliği ideolijisi daha kapsamlıdır. ona göre ittihadi islamın, din bağı, hac ve hilafet olmak üzere üç dayanağı vardır. milliyetçiliğin din bağını geçmemesi, ırkçı eğilimden uzak, din bağı kuvvetli müspet milliyetçilikten yanaydı. halifeliği yegane otorite kabul etti. İHYACILIĞIN / İSLAMCILIĞIN MÜŞTEREK VE FARKLI YÖNLERİ - İslamcı kimliği teşkil eden ortak kabuller vardır: İslam dininin gelişime engel olmadığı, batı medeniyetindeki üstünlük sağlayan unsurların Müslümanlardan alındığı, müslümanın sürekli çalışması ve güçlenmesi gerektiği, birlik ve beraberliğin gerekli olduğu noktalarında savunmada sözbirliği yapmışlardır. - Diğer taraftan ihya hareketine “nereden başlamalı” sorusuna verilen cevaplarda farklılaşma olmuştur. CEMALEDDİN AFGANİ: özgürlük ve inkilap cevabını verdi Öğrencisi MUHAMMED ABDUH: siyasete mesafeli durmuş, kurumların iyileştirilmesi, eğitimde reform, kabiliyetli öğrenciler yetiştirilmeli, dini düşüncenin saf hale getirilmesi, dini meselelerde modernleşmeyi savunmuştur. Muhammed Abduh’un öğrencisi REŞİD RIZA: kendisine miras kalan MENAR ekolünü daha siyasal ve muhafazakar ve selefi çizgiye yerleştirmiştir. İLK İHYACILAR/ İSLAMCILAR -seyyid ahmed han -cemaleddin afgani -muhammed abduh -mustafa Sabri efendi SEYYİD AHMED HAN - Sömürge yönetimine karşı başlatılan sipahi ayaklanmasında İngilizlerin yanında yer almıştır ve takdir nişanına(sir) layık görülmüştür. - TEHZİBUL-AHLAK adında gazete çıkararak Müslümanlara batı kültürü ve İngilizleri ısındırmayı hedeflemiştir. - Hayatının sonuna doğru SÖR ve ŞÖVALYE ünvanı almıştır.
- Din ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması dinin her işe karışmamasını savundu. - Tabiat felsefi etkisi altında kalmış tabiata uyma ilkesini kabul etmiştir. - Kurandaki dünyevi hükümleri dinin parçası görmez, hadislerin kabulünde akıl ve tabiata uyum kriterini getirmiş uymayan hadisleri reddetmiştir ahmed han. - Seyyid Ahmed Han’ın, Protestan reformuna benzer bir hareketin İslam dünyasında gelişmesini arzu ettiği hissedilmektedir CEMALLEDDİN AFGANİ - talebesi ve dava arkadaşı Muhammed abduhla beraber 1883-84 yıllarında Pariste çıkardıkları URVETÜL-VÜSKA dergisi, İslam ülkelerinde hürriyet ve ıslahat fikrini besleyici işlev gördü - II Abdülhamit’in İslamcı politikalarının oluşumunda ve yeni Osmanlıların anayasa ve meşrutiyet taraftarlığında büyük tesir bırakmıştır. - CEMALEDDİN AFGANİ İslamcılığın İLK ve ASIL KURAMCISI olarak takdim edilir. - Tavandan başlayıp tabana doğru inen hızlı bir toplumsal iyileştirmeyi sağlayacak faaliyetlere öncelik vermiştir. - Islahat olarak İslam birliği fikri önemlidir. - İslam birliğinin başında mutlaka halife bulunmalıdır. ancak yönetim ümmetin katılım ve meşveret usulü ile yürütülmelidir. MUHAMMED ABDUH - ana hedefi, ilk kaynaklarından hareketle dinin anlaşılmasını sağlamak, itikadı hz. peygamber zamanındaki saflığına kavuşturup akıl ve ilimle ilişkisini güçlendirmek, değişen dünya şartlarında dini yeniden etkinleştirmektir. - Batının bilim ve tekniğini alıp dine uymayan taraflarından uzak durulmasını istiyordu. - Kuranın insanların ilmi ve ahlaki seviyelerini yükseltmek için indiğini söyledi. onun ölülere okunan bir kitap haline getirilmesini eleştirdi. - Tabandan, tavana doğru bir toplumsal bir ıslah hareketlerinin model aldığı bir öncü olmuştur. MUSTAFA SABRİ EFENDİ, - İslam ilimler cemiyetinin reisliğini yaptı. - Damat Ferit hükümetinde ŞEYHÜLİSLAMLIK görevine getirildi - Sevr anlaşmasını savundu ve anadoludaki milli mücadele hareketine karşı tedbirler alınmasını önerdi. kabul edilmeyince görevinden ayrıldı. - Modernizm karşıtı (antimodernist) muhafazakar bir İslamcı ekolün kurucu ismi oldu. OSMANLI İSLAMCILIĞI VE SONRASI - Mustafa sabrininde mensubu olduğu Osmanlı İslamcılık hareketi ittihadı İslam adı altında 1870 li yıllardan itibaren Osmanlı devletinin hakim siyasi düşüncesi oldu. - Fikir hareketi olarak İslamcılık Osmanlı ülkesinde II meşrutiyet sonrasında SIRATI MÜSTAKİM dergisinin 14 ağustos 1908 de yayın dünyasına girişiyle başladı. GÜNÜMÜZ İSLAM DÜNYASINDA ANA DİNİ AKIMLAR GELENEKÇİ OLUŞMLAR: - sadece Müslümanlar arasında intikal etme özelliliğini dikkate alırlar. - Liderleri şeyh, üstad, Mevlana, alim, imam lakaplarla anılır. - Silsile sistemi, bu günü geçmişe bağlar. - Meseleler karşısında Akli olanlardan ziyade nakli çözümler tercih edilir.
SELEFİ GELENEĞE YASLANAN OLUŞUMLAR VE VEHHABİLİK HAREKETİ SELEF(ÖNCEKİLER): sahabe, tabiin, tebe-i tabiin neslinin yani selefin yaşamış olduğu gibi İslami anlamak ve yaşamak hedefidir. nas(kuran ve sünnet),a dayalı yaşarlar. HALEF ( SONRAKİLER): kuran ve sünneten uzaklaşarak, akılla uygulanan dini metodları, itikadi ve fıkhi mezhep kurucularına tabi olmaları tarikat öğretileri ile dini hayat yaşamaları selefi akımca bidat sayılmıştır. - fırkai Naciye(kurtuluşa eren topluluk) - ehli istikamet(doğru yolun mensupları) - doğrudan hadislere dayalı yaşadıkları için EHLİ HADİS olarak adlandırmışlardır. VEHHABİLİK: - Muhammed b. Abdülvehhab, ehli hadis geleneği üzerine vehhabiliği tesis etmiştir. - DÜŞÜNCESİ: - İman; Kodlama: (i-t-am) İkrar, Tasdik ve ameldir. artar ve eksilir. - ALLAH ın zatına ve tüm sıfatlarına Kuran ve hadislerle haber verildiği üzere inanmak gerekir - Müteşabih ayetleri ve haberi sıfatları tevil etmek caiz değildir. - Uluhiyet tevhidi üzerinde önemle durur ve şefaatin sadece ALLAH ın izni ile ve ahırette olacağı nı söylemiştir. - Hz. Peygamberden ve sahabeden, veli zatların ruhlarından bu dünyada şefaat beklemenin şirke sebep olduğunu belirtir. - TEVESSÜL(hz. peygamberi, velileri aracı kılma) eleştirmiştir. - Türbe mezar ziyaretlerinde dualarda ölmüş şahsı şefaatçı ya da aracı kılma ihtimali bulunduğundan kabir başında namaz kılmak, dua etmek gibi amelleri şirk olarak değerlendirir - İSTİMDAD(yardım isteme), rabıta (irtibat kurma) gibi tasavvufi davranışları uluhiyet tevhidine ters olarak kabul eder. - Bir mürşide bağlanarak dini yaşamak insanı şirke götürür. - İman ile amel bütündür. - BİDAT: Kuran ve sünnette olmayan, sonradan ortaya çıkan bir kavramdır. vehhabilikte öne çıkmıştır. - Siyasi itikadi mezhepler, tarikatlar, kelam ve felsefe meşguliyeti bidat olarak kabul edilir. - Vehhabiler;Müslümanları tekfir ederek haricilikle vasıflandırılmıştır. MEDRESE GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR DİYOBENDİYE: - sipahi ayaklanmasında İngiliz sömürgeciliğinden büyük yara alan Müslümanların eğitimine ağırlık verilmesi gerektiğini düşünen bir gurup alimin, öncülüğünde başlatılmıştır. - Bu medrese hareketi, ehli sünnete esasları ve Hanefi fıkhına göre öğretimi esas almıştır. - Diyobend ulemasının özellikle üzerinde durduğu husus, islamın tüm yabancı unsurlardan arındırılmasıdır. - Eğitim ve öğretimin yanında Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, İngilizlerle işbirliği yapmamıştır - Osmanlı hilafetini tanıyarak Osmanlının ayakta kalma davasını her alanda savunmuştur. - Nakşibendilik etkindir medresede. - Tarikatı taklit anlayışıyla değil, eğitim ve yaşama biçimi olarak ele almıştırlar. medrese müfradı içinde tasavvufi eğitime de yer verilmiştir. - Bu gün Kodlama: (pa-h-a) Pakistan, Hindistan, Afganistan da bu medreselerin sayısı on binlere ulaşmıştır. CEMAATİ TEBLİĞ: - kökeni diyobendiliğe dayanır. - Medrese faaliyetlerini halkın ıslahı için yeterli görmeyen MEVLANA İLYAS ve oğlu MEVALANA YUSUF tebliğ yöntemleri geliştirmiştir. - Cemaatin altı prensibinden biri TEFRİĞ-İ VAKTİ: tebliğ yapmak için dünyevi işlerinden gönüllü olarak zaman ayırmayı taahhüd eden kişiler cemaate alınır ve eğitilirler. - Cemaat üyesi tebliğ için kırk gününü ayırıp, kapı kapı, şehir şehir ülke ülke dolaşıp zamanından, parasından, rahatından fedakarlıkta bulunacak böylece hz peygamberin izinden gitmiş olacak ve karşılığını almayı ahırete bırakacaktır. - Resmi üyelik sistemleri, bürokratik, siyasi organizasyonları büroları yoktur. - Dergi ya da akademik yayınları tebliğ aracı olarak kullanmazlar - İçlerinden Müslümanların karşılaştığı çağdaş sorunlara çözümler sunabilecek bir aydın veya alim yetişmemiştir. - Bunlara rağmen uluslararası İslami hareketlerin birisidir. TALİBAN: - Pakistan ile Afganistandaki Diyobend medreselerinde dini eğitim gören talebelere verilen addır. - Müslüman gurupların arasında çıkan iç savaş afganistanın istikrarını bozunca Taliban medreseden çıktı ve örgütlenip silahlanarak 1995 te itibaren ülkenin büyük bölümünü ele geçirdi. - 11 eylül 2001 saldırılarından sorumlu tutuldu. - Taliban hareketinin kendinden olmayanı dışlayıcı, baskıcı, dar görüşlü, şiddete dayalı fikir ve uygulamalarına bakılınca HARİCİ zihniyet yapısı bu oluşumda etkili olmuştur. - Taliban hanefidir. Ama uygulamada gelenekselliği takip etmesi yeniliklere kapıyı kapatmıştır. TARİKAT GELENEĞİNE YASLANAN OLUŞUMLAR İnsanın zikir ve riyazat yoluyla manevi dünyasını her türlü günah ve kötü huydan arındırması ve Allah rızasını kazanmasını metod olan tasavvuf tarihi süreçte tarikat adını almıştır. BİRELVİYE: adını kurucusu Ahmed Rıza Han Birelvi den almıştır. - diyobendiyede tarikat geleneği baskındır. olduğu gibi birelvide Medrese- tarikat birlikteliği vardır. - Hanefi mezhebine göre eğitim veren medreseleri bulunmaktadır. ISLIHATÇI OLUŞUMLAR: KÜLTÜREL ISLAHATÇILIK: said nursi. tabandan tavana SİYASAL ISLAHATÇILIK: tavandan tabana. arap ülkesindeki ihvanı müslimin hareketidir. İHVANI MÜSLİMİN: hasan el benna kurucusu. CEMAATİ İSLAMİ: ebul ala mevdudi SEYYİD KUTUB: ESERİ Fİ ZİLALİL KURAN YOLDAKİ İŞARETLER (me alim fit tarik) Müslüman ve cahili diye ikiye ayırır. Benna ve mevdudiden darül İslam, darül harp kavramlarıyla ayrılır. MODERNİST OLUŞUMLAR XIX yy. ikinci yarısı XX. Yy. ilk çeyreği hüküm sürmüştür. - modernizim, ticaretten felsefeye her şeyin sorgulanmasının gerekliliğini savunur. - İslam modernistleri İslam medeniyetinin çöküş nedenini “ bugüne İslam diye gelen din’’ tezini ileri sürerek dinin kaynaklarını, anlaşılma usullerini ve geleneğini derin bir sorgulamaya tabi tutmaktadır. - Oysa gelenekte KURAN onun hayata uygulanmış şekli sünnet - Kuran ve sünnetin Müslümanlarca yaşanması icma - Tecrübelerle akıl yürütme yöntemi kıyas - Kaynak olarak değerlenmekteydi. islam modernizmi ise “onun doğru anlaşılması’’ için çalışacaktır METİNSEL MODERNİZM: ayetlerin metinsel manalarını tümüyle evrensel kabul ettiler ve ayetleri ‘’güncelleştirme’’yoluyla çözüm arayan güncel olaylara tatbik ettiler. Seyyid ahmed han ve Muhammed abduh gibi.. TARİHSEL MODERNİZM: metinsel modernizmi ‘’Kuran ın indiği tarihsel şartları ‘’ görmezden gelmelerini eleştirmişlerdir. Pakistanlı Fazlurrrahman tarihselci modernizmin öncüsü sayılır. FAZLURRAHMANIN FİKİR SİSTEMİ: değişimin bir zorunluluk olduğu ilkesine dayanır. müslümanların geri kalması değişim gerçeğinin anlaşılmamasından kaynaklanmıştır. KURAN bu çağa hitabı tekil hükümler vasıtasıyla değil, Kodlama: (ş-e-h-ad-et(te) ) şura eşitlik, hürriyet, adalet, tevhid, gibi KURANIN EVRENSEL İLKELERİYLE olur. ELEŞTİRİLEN YÖNÜ: Ayetlerin sünnet ve icma dikkate alınmadan yorumlanmasının keyfilikler taşıdığı belirtilmiştir MODERNİZM KARŞITI ÇAĞDAŞ BİR SÖYLEM OLARAK GELENEKSELCİLİK Bütün dinlerin özünde bulunduğunu iddia ettikleri EZELİ HİKMET kavramı esas alınarak dünyayı ve çağın olaylarını yorumlayıp, anlamdırmaktadırlar. ALINTIDIR |