Cvp: HİZMETTE EDEBİN ÖLÇÜSÜ.... 12. Hizmet Heyecânını
Yitirmemek ve Sebatkâr Olmak
İnsanı hizmetlere koşturan ve onun zevkle îfâ edilmesini sağlayan, gönüllerdeki aşk, şevk ve heyecandır. İçinde böyle bir heyecan taşımayan kimse, hizmetlerden mânen zevk alamayacaktır.
Uzun süre hizmette bulunan bâzı şahıslarda zamanla hizmete karşı bir doygunluk duygusu oluşur ki bu durum, hizmet ehli adına bir tehlike başlangıcıdır. “Artık yeter” duygusu, kişiyi dünyaya çeken bir nefs fısıltısıdır. Ebû İmrân -radıyallâhu anh-’tan nakledilen şu rivâyet, hizmet heyecânının ömür boyu kaybedilmemesinin lüzûm ve ehemmiyetini ortaya koymaktadır:
Emevîler devrinde Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’nin de katıldığı bir İstanbul kuşatmasında Ensar’dan bir zât, atını Bizanslıların içine kadar sürmüş ve onların ortasında kalmıştı. Onu gören müminler; “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” âyet-i kerîmesinden hareketle ve hayretler içinde:
“–Lâilâhe illallâh! Şuna bakın! Kendini göz göre göre tehlikeye atıyor!” dediler.
Bunun üzerine Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri şöyle dedi:
“–Ey müminler! (Yanlış anlaşılmasın!) O âyet-i kerîme biz Ensar topluluğu hakkında nâzil oldu. Allâh, Peygamberine yardım edip dînini gâlip kıldığında biz, «Artık mallarımızın başında durup onların ıslâhı ile meşgul olalım.» demiştik. Bunun üzerine Allâh Teâlâ, Rasûlü’ne:
“Allâh yolunda infak ediniz ve kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” (el-Bakara, 195) âyetini vahyetti. Bu âyet-i kerîmedeki «kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmak»tan maksad, bağ ve bahçeyle uğraşmaya dalıp Hak yolunda gayret ve hizmeti terk ve ihmâl etmektir.”
Bu ilâhî îkâza bütün samîmiyetiyle kulak verip ittibâ eden Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri, Allâh yolunda hizmetten hiçbir zaman geri kalmamış ve nihâyet katıldığı bu sefer esnâsında şehîd olarak, surların yakınına defnedilmiştir. (Bkz. Ebû Dâvûd, Cihâd, 23; Tirmizî, Tefsîr, 2)
Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri’nin altı ay kadar Fahr-i Kâinât Efendimiz’i evinde misâfir etme şerefine erişmiş ve Rasûlullâh’la berâber nice gazvelerde bulunmuş olmasına rağmen seksen küsur yaşlarında hâlâ hizmete azmetmesi, îmân heyecânının ömür boyu dipdiri kalmasına ne güzel bir örnektir. |