Durumu: Medine No : 90 Üyelik T.:
21 Ağustos 2007 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Memleket:Ankara Mesaj:
513 Konular:
114 Beğenildi:31 Beğendi:0 Takdirleri:112 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Câmi neresidir? Mimari
Yapımı yedi ay kadar süren Mescid-i Nebevî 100x100 zira (yaklaşık 48x48 m.) ebâdında mütevâzi bir yapıydı. Kıbleye göre sol tarafta Hz. Peygamber'in odaları sıralanıyordu. Arka kısmında üzeri hurma lifleri ve dallarıyla örtülmüş, fakir öğrencilerin barındığı Suffe bulunmaktaydı. İlk câmiler Mescid-i Nebevî örneğinde görüldüğü gibi sütunlu revakların çevrelediği bir avludan ibaretti. Bu plân Eyyûbîler'e kadar pek fazla bir değişikliğe uğramadı. Yeni milletlerin İslâm'ı kabul etmeleri ve onların mimarî anlayışının etkisi, fetihlerle ele geçirilen bölgelerin kültürel tesiri, coğrafî şartları, malzemenin sağladığı bir takım imkânlar câmi mimarisinde gelişmelere yol almıştır. İran, Maverâünnehr, Anadolu, Kuzey Afrika ve Endülüs'te gelişen câmi mimarisi Osmanlılar'da Mimar Sinan'la zirveye ulaştı. Osmanlı câmi mimarisinin başlıca üslûp ve ekolleri kısaca şunlardır:
a) Bursa Üslûbu (1325-1501): Ulu Câmi ve Yeşil Câmi.
b) Klâsik Üslûp (1501-1616). Süleymâniye, Şehzade, Selimiye câmileri,
c) Yenileştirilen Klâsik Üslûp (1616-1703): Sultan Ahmed Camii.
d) Lâle Devri üslûbu (1703-1730): III. Ahmet Çeşmesi.
e) Barok üslûbu (1730-1808): Lâleli ve Nuruosmaniye câmileri.
f) Ampir üslûbu (1808-1874): Ortaköy Camii.
g) Yeni Klâsik Üslûp (1874-1930): Valide Camii.
Klâsik Türk câmileri başlıca şu kısımlardan meydana gelir: Dış avlu, iç avlu, son cemaat mahalli, sahn, yan sofalar, mihrap. İç avlunun etrafı revaklı olup, orta yerde abdest almak için bir şadırvan bulunur. Arka duvara bitişik bölüm son cemaat mahalli olup, geç kalanların cemaatle namaz kılmalarını temin için mihrap yapılmıştır. Câmi içinde bulunan minber, mihrap, vaaz kürsüleri, müezzin mahfelleri bazı câmilerde padişahın namaz kılması için yapılan hünkâr mahfelleri birer sanat şaheseridir. Minareler ise bir ustalık ve zerafet sembolüdür. Görevliler:
Câmilerde başlıca şu görevliler bulunur: İmam: Kelime olarak önder, devlet başkanı gibi anlamları vardır. Hz. Peygamber zamanında bir yere öğretici olarak gönderilen kişi, aynı zamanda onların imamlığını da yapmakta idi. Hz. Peygamber Kur'an'ı en güzel okuyanı yaşça küçük de olsa imam tayin etmiştir. Atadığı valiler aynı zamanda merkezî câmiin imamlığını da yapmakta idi. Câmi imamlarının namaz kıldırma dışında başka birçok görevleri de vardır. Müezzin: Vakti geldiğinde ezan okur ve câmi içinde diğer müezzinlik görevlerini yerine getirir. Hz. Peygamber (s.a.s) müezzinleri Bilâl, Sa'd b. Karaz gibi sesi güzel olanlardan seçmiştir. Vâiz: Namaz vakitlerinden önce bilhassa cuma, bayram ve terâvih önceleri halkı çeşitli konularda aydınlatan, nasihat eden kimselerdir. Câmilerde va'z âdeti, Hz. Ömer zamanında başlamıştır. Bu görevi ilk ifâ eden Temim ed-Dârî olmuştur. Kayyum: Câmilerin temiz ve düzenli olmasını sağlayan görevlilerdir.
Hz. Peygamber (s.a.s) mescidlerin temizliğine çok önem vermiştir. O hayatta iken mescidi süpüren bir kadıncağız vardı. Vefatı kendisine haber verilmeden defnedildi. Rasûlullah bu duruma çok üzülmüş ve onun mezarı başında namaz kılmıştır. Onu Cennet'te mescidin kırıntılarını süpürürken gördüğünü haber vermiştir. (Buhârî, Salat, 8/72).
Câmilerde genel olarak bu dört grup görev yapmakla beraber, bilhassa Osmanlıların yükselme çağında bu sayı otuza kadar yaklaşmaktadır. Vakfiyelerde zikredilen görevlilerden bazıları şunlardır: Hatip, ecza-han, devirhan, ders-i âmm, ferrâş, şeyhu'l-kurrâ, müderris, bevvâb, naat-han, muhaddis, hâfız-ı kütüp, kandilci, buhurî, mahyacı, şifâ-i şerif hocası... (Ziya Kazıcı, İslâmî ve Sosyal Açıdan Vakıflar, İstanbul 1985).
devam ediyor...
__________________ Bismillah diyerek... |