Tekil Mesaj gösterimi
Alt 13 Şubat 2013, 22:28   Mesaj No:9

akanakan

akanakan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:akanakan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 26045
Üyelik T.: 12 Şubat 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:erkek
Memleket:kayseri
Yaş:69
Mesaj: 8
Konular: 2
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: "Benim Malım" mı? "Ben Malım" Mı?

"VAHDET" Mİ İSTİYORUZ "?

Bir" Vahdet "bir'leşmek ;kendisi gibi başka bir'lerin beraberliğinden oluşan çokluk ile anlam kazanmaktadır.Tek değil,tek bölünme kabul etmeyendir.Bir ise bölünebilen,bölünmesiyle de çoğalabilen sayıdır.Bir'i böldükçe çoğalmaktadır.Tek ancak bölünmeyen ,çoğalmayan,çoğaltmanın imkanı dahilinde olmayanıdır.Birlik te bu çoklukların küsurat veya kesirlerin bir araya gelmesi ,toplanması ile oluşan toplamın sonucudur.
Yalnız başına bir ler toplumda değer ifade etmemektedirler: ferdi hareketler hiç bir zaman sarsıcı, kuşatıcı, etkileyici olmamıştır. Olamamıştır. Bir" yalnız kendi başına ağırlık ifade etmemektedir, milyonlarca bir, sosyolojide etkileyen olmaktan ziyade edilgen,güdül gen olmak durumundadır.
Birleşme önce ruhta ve gönülde olur, zihinde ve idrakte olur, ortak hareket edebilme şuurunda olur, ilim ve irfan ile olur, çalışma ve özveriyle olur. Küresel zulmü ortadan kaldıracak olan ancak birlik, vahdettir.

Kur'an da vahdet olmayınca; Diğerlerinin neredeyse hepsi, bu sisteme gönülden entegre olmuşlar, zalimlere yardakçı olmuşlardır. Yalnız ve ancak Kur'an Müslümanlarıdır ki küresel zulüm sistemini asla kabul etmeyip karşı durmaktadırlar.

Henüz yeterince istenilen anlamda seslerini tam olarak yükseltememektedirler belki ama, zulme karşı çıkıp engelleyebilecek ve hatta durdurabilecek olanlar yalnızca Müslümanlardır. Evet, birleşmek zordur, zahmetlidir, büyük bir çaba ve enerji harcatır; sabır ve özveri gerektirir; büyük düşünmeye ve büyük planlar yapmaya ihtiyaç duyar. Lakin başka çare yoktur.


Müslüman olmak bir iddia sahibi olmaktır. İddiasını ispat eden, etmek isteyen müddei, duruşu ile bu iddiasını ispat zorunluluğundadır. Tevhit her bir bireyin, söz ve fiilleri, iman ve ameli, eylemi davranışı ile ispat edilmelidir. Vahdet birlik birleşilecek şey üzerinde olmak zorunluluğunu beraberinde getirir. İman sadece söz ve kalp ile ispat edilemez, fiili olarak ispat edilmelidir, edilmek zorunluluğu getirmekte değil midir, Peygamberimiz, Kur'an ile bütünleşen ona inananlarında bu bütünde yerini alan insanlarla tek vücut olmakla,bu söylemi ispat etmiş değil midir.?
Vahyin inzali ile başlayan vahdet düşüncede birliktelikler oluşturmaya, siyasi duruşu netleştirmeye, tevhidi içselleştirmeye, düşünmenin kodlarını, akletmenin, fikretmenin yön ve yöntemini, kainat kitabını okumakla başlayan gönül birlikleri, düşünce birlikleri kalben ve aklen Allah ve elçisinden yana olmak durmak mecburiyetini gerekli kılmıştır.

Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız. (Al-i İmran / 103)

“ Allah’ın ipine sımsıkı sarılın”, Kim bu ipe sarılır yani dine, Resulullah’a ve Kur’an’a uyarsa kesinlikle Allah’a ulaşacak ve kurtuluşa erecektir.


“ Hep birden Allah’ın ipine sımsıkı sarılın”, Herkes kendisine bir kapı açıp, değişik iplere sarılarak ilerlemeye çalışmasın," Hem bir ipe sarılın, hem de beraber sımsıkı sarılın." Yani Allah yolunda beraber ilerleyin, beraber düşünün birbirinizle yardımlaşarak hareket edin. Birbirinizin elinden tutarak hak yolda ilerleyin, işlerinizde istişare ederek aynı hedef doğrultusunda beraber yürüyün.



“ bölük bölük olmayın”, şiddetle tefrikaya düşmekten nehiy ediyor. Bizimle aynı dine inanan, aynı kitabı kabul eden, aynı kıbleye yönelen ve aynı peygamberin ümmeti olduğunu söyleyen ama birbiri ile anlaşamayan arada tefrika olan kimseler."bölük bölük olmayın"


Müslümanlar arasındaki vahdet ve kardeşliği yalnız Allah sağlayabilir: “Onların gönüllerini birleştirmiştir. Yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın gene de onların gönüllerini birleştiremezdin. Fakat Allah aralarını uzlaştırdı..” Enfal / 63.

”.....O’nunla (Resulullah ) beraber bulunanlar kafirlere karşı şiddetlidirler, kendi aralarında merhametlidirler..” Feth / 24. Müslümanlar bu vahdeti sağladılar mı artık hiçbir güç onları yenemez , onların birlik ve beraberliğini bozamaz aralarına tefrika sokamaz.

“ Allah’a ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin, sonra zayıflarsınız ve kuvvetiniz kalmaz ve sabredin, şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.”Enfal / 47” Ey inananlar Allah’a ve Resulüne ve içinizden emredecek kudret ve liyakate sahip olanlara itaat edin. Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız bir şeyde ihtilafa düştünüz mü o hususta Allah’ ve Resulüne müracaat edin; bu hareket, hem hayırlıdır hem de sonu pek güzeldir.” Nisa / 59

İtikatta Vahdet
Müslüman'ın hayatına değer veren, yaşamına önem kazandıran ve ferdi ve toplumsal hayatını yönlendiren onun itikat ve inancıdır. itikat insanın düşüncesinin özünü oluşturur. Allah-u Teala, Kur’an-ı Kerim’de vahdet için nazil etmiş olduğu ayetlerde İtikat ve imanda" bir "olmaya davet ediyor. Tek olan Allah’a iman etmeye, ilahi hükümleri getirip beyan eden Resulüllah’a (s.a.v) iman etmeye ve kıyamet gününe imana ... Allah’a kulluk etmeye, göndermiş olduğu dine tabi olmaya çağırıyor. Diğer taraftan Allah’tan başka bir şeye ilah diye tapmaktan, Ondan başkasına kulluk etmekten nehy ediyor. Hem vahdete davet ettiği ayetlerde hem de tefrikadan nehy ettiği ayetlerde “ Tevhide” davet ediyor. Ayetler Müslümanları inanç ve itikatta Tevhidi bir imana sahip olmaya davet ediyor.


Biz Müslümanlardan itikat ve inancının temellerini oluşturan ve bütün Müslümanların ortak oldukları Tevhit, Nübüvvet ve Ahiret ve dinin diğer değişmezlerine imanda vahdet, diğeri ise bu imanın temellerinin pratik de ameli göstergesi olan İbadî ve Allah’ın amelde Müslümanlardan beraberce yapmalarını istediği işlerde vahdet.

Fikirde Vahdet;
Müslümanların fikri, vahyin oluşturduğu fikirdir. O vahye müstenit olan bu fikrin üstünlüğüne inanır, çünkü buna Kur'an ve Peygamber ile ulaşmıştır. toplamı da vahiydir.
Siyasette vahdet;

Kur'an ın öngördüğü Peygamberimizin hayatında yaşayarak topluma önder, lider, yönetici, komutan, hakim, müftü olduğu geniş bir sahası var, bu sahada ondan yeterince istifade etmenin zaruretini düşünerek insanların bu konuda Peygamberin örnekliğine uygun fiiller ortaya koymalarının zaruri olduğu gerçeği ile Allah ve resulüne tabii olmalılar.


Kimlerle Vahdet;
Gerçekten vahdet istediğini söylem ve eylemleriyle göstermesi gerekir. Vahdet yapılmak istenen kişi ve fırkaların aynı hedefi paylaşması gerekir; Vahdete davet eden özverili ve fedakar olmalıdır. İslami vahdetin sağlanması için önce kendisinin fedakarlık yapması gerekir, kişisel çıkarlarından, şahsi görüş ve diretmelerinden vahdet ve kardeşlik için vazgeçebilmelidir. Vahdeti kendisi oluşturmuş ve herkesi kendi bünyesinde toplamış imajı verilmemelidir.

Vahdet için bedenlerin ve gönüllerin bir olması gerekiyor. Kur’an, Müslümanlardan vahdetin özünü ve hakikatini istiyor, yapmacık ve zahiri bir birliktelik değil. Bunu gerçekleştirmek için de gerçekten büyük çaba ve fedakarlık yapmak gerekir.
Hamdi Akan.
Ve dualarımızda rabbimizden istediğimiz şey o ki "Katından bize sahip gönder, zihinlerimizi,kalplerimizi birleştir ve katından bizlere mazlum ve mustazafların hakkını ve senin dinini hakkıyla temsil etmek nasip et ....


De ki: «Rabbim! Beni dahil edeceğin yere hoşnutluk ve esenlikle dahil et; çıkaracağın yerden de hoşnutluk ve esenlikle çıkar. Katından beni destekleyecek bir kuvvet ver.»(İsra 17/80) Hamdi Akan"
__________________
Alıntı ile Cevapla