Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07 Mart 2013, 14:34   Mesaj No:395

ilahiyatçı 1

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
ilahiyatçı 1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:ilahiyatçı 1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 24663
Üyelik T.: 07 Ocak 2013
Arkadaşları:10
Cinsiyet:bayan
Mesaj: 414
Konular: 25
Beğenildi:10
Beğendi:3
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: yeterlilik sınavı istişare bölümü

[QUOTE=ayşe yüsra;238219]selamun aleykum soru çözerek çalışıyorum ve bazı soruların cevapları farklı farklı
20 miskal altının bugünkü karşılığı 80.18gr (diyanet ilmihali)
mezhepler hangi dönemde ortaya çıkmıştır
Peygamberimizin vefatından sonra İslâm alemi genişledi. İran, Irak, Suriye gibi yerler fethedildi. Hz. Ömer (ra) Zeyd b. Sabit, Abdullah bin Ömer (ra) Medine’de kalırken, pek çok sahabi efendimiz de yeni fethedilen yerlere dağıldı.


Mesela Abdullah bin Mesud (ra) Irak’a; Ebu Mûsa el-Eşari (ra), İmran bin Huseyn (ra) ve Enes Bin Malik (ra) Basra’ya; Ebu’d-Derda (ra), Muaz bin Cebel (ra), Muaz bin Cebel (ra) Muaviye (ra) Ubade bin Samit (ra) Şam’a gitti. Her Sahabi bulunduğu yerde fetva ve ilim öğretme işleri ile meşgul oldular.


Sahabiler, kendilerine sorulan suallerde evvela, Kur’an’a müracaat ediyorlardı. Sualin cevabını Kur’an’da bulamadıklarında hadislere bakıyorlardı. Hadislerde de bulamazlarsa, Kur’an ve hadise dayanarak kendileri içtihad yapıyorlardı.


Çünkü bu sahabiler aynı zamanda Resulullah (sav)’in yanında uzun süre kalmalarından dolayı, Kur’an ve Sünnet’ten hüküm çıkarabilme anlayışına sahiptiler. Yani müçtehit idiler.


Bir yandan Müslümanların dini meselelerine çözüm bulan, fetva veren bu Sahabiler, diğer taraftan dini ilimler sahasında pek çok talebe yetiştirdiler. Böylece Peygamberimizin bırakmış olduğu ilim ve hikmet mirası, Sahabiler yoluyla kendilerinden sonraki nesil olan Tâbiin’e intikal etti.

Tabiinin yetiştirdiği bu talebelere “Tebe-i Tabiîn” denir ki, meşhur olanları şunlardır:
İmam-ı Azam Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Evzaî, Leys Bin Sa’d, İmam Şafiî, Ahmed bin Hanbel, Süfyan-ı Servi, Süfyan bin Uyeyne (rahmetullahi aleyhim).


Bu zatlardan bazıları, mesela İmam-ı Azam, her ne kadar birkaç sahabiyi görmüşse de ilmi hüviyet itibariyle Tebe-i Tabiinden sayılır.


Tabiin alimleri Sahabilerin fetvalarını topladıkları gibi Tebe-i Tabiin alimleri de Tabiinin fetvalarını topladılar. Ayrıca kendileri de fetva verdiler. Yeni karşılaşılan meselelerde fikri çalışmalarda bulundular ve belli esaslar ortaya koydular.


Tebe-i Tabiin devri, başta tefsir ve hadis olmak üzere bir çok ilmin tahsil edildiği münbit ve bereketli bir zamandı.


Müçtehid derecesinde pek çok imam vardı. İşte fıkhi-ameli mezheplerin teşekkülü Tebe-i Tabiin zamanına rastlar. Gerek sahabilerin, gerekse Tabii’nin temel meselelerinin dışında kalan teferruatla ilgili meselelerde, Kur’an ve Sünnet ışığında yaptıkları içtihatlar neticesinde, aynı konuda farklı fetvalar ortaya çıktı.

Müslümanlar, kendi bölgelerinde yaşayan imamın fetvalarını biliyor, onu tercih ediyor ve onunla amel ediyordu. İşte bu tercih ve taraftarlık, zamanla yerini “gidilen yol” manasına gelen “Mezhepleri” ortaya çıkardı.


kuranı harekeleme ve noktalama hangi dönemde olmuştur
[ /QUOTE]
ırak valisi Ziyad b. Sümeyyenin isteğiyle Ebul Esved ed Düeli tarafından h.69\688 de kırmızı mürekkeble harekeleri nokta şeklinde işaretlenmiştir.Irak valisi Haccac b. Yusufun isteğiyle Yahya b. Ya'mer ve Nasır b. Asım h.89/707 kelimelere farklı renklerde nokta koymuşlardır.Halil b.Ahmet 751yılında hareke ve noktalamaya son şeklini vermiştir.Kurana önce hareke yerine noktalar konmuş, sonra bu noktalar harekelere dönüştürülmüş, noktalı harflere noktalar konmuştur.(benim kitabımda bu şekilde)
__________________
Başkalarının başarılarını küçümseyenler,hayatta hiçbirşey başaramayanlardır.
Alıntı ile Cevapla