Konu Başlıkları: arapça 2 notlarımız
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Mart 2013, 14:15   Mesaj No:12

Ene Garip

Medineweb Sadık Üyesi
Ene Garip - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Ene Garip isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20682
Üyelik T.: 08 Ekim 2012
Arkadaşları:7
Cinsiyet:
Yaş:38
Mesaj: 561
Konular: 26
Beğenildi:9
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: arapça 2 notlarımız

TÜREMİŞ İSİMLER
Türemiş (müştak) isimler, başka kelimeden (masdardan) türetilen isimlerdir. Bunlar ism-i fâil, ism-i fâilin mübâlağası, ism-i mef’ûl, sıfat-ı müşebbehe, ism-i tafdîl, ism-i mensûb, ism-i tasgir, ism-i zaman, ism-i mekân ve ism-i alettir.
Bunlardan ism-i fâili, ism-i fâilin mübâlağasını ve ism-i mef’ûlü cümle kuruluşlarındaki önemleri dolayısıyla önceden işlemiştik. Masdardan başlamak üzere geri kalan isim çeşitleri ve cümledeki kullanılışları şöyledir:
MASDAR
Mâzî ya da muzâri gibi herhangi bir zamanla ilgisi olmaksızın bir mana ve bir oluş ifade eden kelimedir. Sözlükte mâzî ve muzâriden sonra üçüncü sırada gelen isimdir. Fiillerin ve bütün müştak (türemiş) kelimelerin köküdür. Örnek:
ذِكْرٌ anmak, anma, anış
جُوعٌ acıkmak, acıkma
اِجْتِماَعٌ toplanmak, toplanma
طَلَبٌ istemek, isteme
إِكْراَمٌ ikram, ikram etme
خَلْقٌ yaratmak, yaratma, yaratış
Fiillerin masdarları, mim’li masdar (İsm-i zaman, ism-i mekân) ve yapma masdar olmak üzere üç çeşit masdar vardır:



1- Fiillerin masdarları:
Fiiller; sülasî (üç harfli), rübâi (dört harfli) humâsî (beş harfli) ve südâsî (altı harfli) olur[1]. Sülâsî fiil hâriç diğerlerinin masdar kalıpları yerinde işleyeceğimiz gibi kurallı ve bellidir. Hiç zorlanmadan kuralına göre söylenebilir. Sülâsî fiilin masdarı ise ancak sözlüklerden (veya duyarak) öğrenilir ve bunlardan çok kullanılanlar zamanla ezberlenir. Bizim burada söz konusu ettiğimiz masdar üçlü fiillere aittir. Her fiil en az bir masdara sahiptir. Bilmediğimiz bir kelimeyle karşılaştığımız zaman o kelimenin baş harfiyle kelimeyi aramayız. Çünkü fiiller Arapça sözlüklerde Türkçe'deki gibi masdar haliyle yer almaz. Genel kural olmasa da çoğunlukla fiillerin önce müfred gâib mâzî hali, yanında çoğu zaman orta harfine işaret eden bir çizginin üstüne harekesi konularak muzâri hali verilir (-َُِ). Ardından da o kelimenin masdarı yanyana verilir. Tercümede de genellikle ya mâzî halindeki manası ya da masdar manası yer alır. Fiilin üçlü kök hali (mâzî muzâri ve masdarıyla birlikte) verildikten sonra altında o fiilden türemiş ya da bir harf, iki harf ilavesiyle o fiilin girdiği manalar yer alır:
ذَهَبَ -َ ذَهاَبٌ gitti
حَضَرَ يَحْضُرُ حُضُوراً geldi
أَذْهَبَ يُذْهِبُ إِذْهاَبًا giderdi
أَحْضَرَ يُحْضِرُ إِحْضاَراً getirdi



Masdar fiilin isimleşmiş bir hali olup iki türlü kullanılır: Ya bir isim olarak kalıplanmış manaya sahiptir veya fiilin isim manasını taşır: Mesela (خَلَقَ) kökünden yapılan masdar (خَلْقٌ) hem yaratmak manasına ve hem de yaratma işi manasına gelir.
Bir fikir vermesi açısından masdarların girdiği kalıplardan bazıları şöyle sıralanabilir:



kalıp hali------- masdar--------müzari-----mazi
----فَعْلٌ ------ أَمْرٌemretmek----يَأْمُرُ ---- أَمَرَ
فِعْلٌ ------ذِكْرٌ ----anmak, söylemekيَذْكُرُ ---- ذَكَرَ
__________________
Hüzünle titreyen gönüle ince bir âh dokunur,

Kalbi kırık olanın kalbine Allah dokunur...
Alıntı ile Cevapla