Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.081 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cvp: Bugünkü Tevrat MUSA'YA VERİLEN TEVRAT'IN KAYBOLMASI
Doç.Dr. Baki Adam
Musa'nın önderliğinde Mısır'dan çıkan İsrailoğulları, vadedilen topraklara girmek için Ürdün'ü geçmiş, Lut Gölü yakınlarındaki ''Araba'' denilen yerde konaklamışlardır (1). Musa, burada geçmişin bir özetini yapmış ve Allah'ın onun vasıtasıyla söylediği Tevrat'ın sözlerini İsrailoğullarına hatırlatmıştır. Daha sonra, Tesniye Kitabının 31. babının 9 ve 24- 26. cümlelerinde belirtildiğine göre Musa, Tevrat'ı bir kitaba yaz- mış ve Ahit Sandığı'nın yanına koymaları için Levioğulları Kohenler’e teslim etmiştir (2). Tesniye'nin bu cümleleri temel alınarak, klasik kaynaklardan Midraş Rabah'ın Dıvarim Rabah bölümünde, Musa'nın on üç tane Tevrat nüshası yazdığı, bunların on ikisini Oniki Sıpt'a dağıttığı ve birini de Ahit Sandığı'nın içine koyduğu ifade edilmiştir (3). Ahit Sandığı'nın içine konan bu nüsha, standart nüsha olmuştur (4). İsrailoğulları, Ahit Sandığı'nın içindeki Taş Levhalar ile yanındaki Tevrat nüshasını birlikte muhafaza etmekle emrolunmuşlardır.
Daha sonra Allah, Musa'ya, Moab topraklarındaki Nebo dağına çıkmasını emretmiştir (5). Musa, dağa çıkmış ve orada vefat etmiştir (6). Musa'nın Moab topraklarında vefatından sonra, İsrailoğullarının lideri olarak, yerine hizmetçisi Yeşu geçmiştir (7). Yeşu, vahiyle, Musa'nın ''Tevrat''ına sıkı sıkıya uymak ve onda farz kılınanları aynen uygulamakla emrolunmuştur (. İsrailoğulları, onun önderliğinde göçe, vadedilen topraklara girmeye devam etmişlerdir. Kohenler, Ahit Sandığı'nı göç kafilesinin önünde taşı- yarak İsrailoğullarına göç yolunda rehberlik etmişlerdir (9) .
Allah, Yeşu aracılığıyla, İsrailoğulları'ndan her sıptın Ürdün'den (ErdenIyardan) bir taş götürmesini emretmiştir. Allah'ın bu emri üzerine her sıpt, Ürdün'den bir dikit taşı alarak yola çıkmış, Ürdün topraklarının ortasına geldiklerinde Yeşu, bu dikit taşlarını Ahit Sandığı'nı taşıyan Kohenlerin ayaklarının bastığı yere dikmiştir (10). Yeşu, bu taşların üzerine Tevrat'ın bütün sözlerini yazmış ve üzerlerini kireçle kaplatmıştır. Bunu, Gilgal denilen yerde tekrar etmiştir (11). Diğer milletlerin yazıcıları, bu taşların üzerinde kayıtlı olan Tevrat'ı, Allah'ın onlara verdiği olağanüstü yetenek sayesinde istinsah etmişlerdir (12).
İsrailoğulları göç yolu üzerindeki Ebal Dağı'na geldiklerinde, Yeşu orada bir mezbah inşa etmiş ve Musa'nın İsrailoğulları önünde yazdığı söylenen Tevrat'ın bir nüshasını bu mezbahın taşları üzerine de yazmıştır (13).
Daha sonra, İsrailoğulları Ebal Dağından kalkıp Şomron (Samarya) bölgesine varmışlardır. Yeşu, Şekem denilen yerde İsrailoğullarını toplamış ve onlara tavsiyelerde bulunmuştur. Ayrıca O, yeni kanunlar vazetmiş (14) ve bunları ''Allah'ın Tevrat'ının Kitabı''na (Sefer Torat Elohim) yazmıştır (15). Bundan sonra Yeşu, yüzon yaşında iken vefat etmiştir.
Yeşu'nun vefatından sonra İsrailoğulları arasında başıbozukIuk ve isyankarlık meydana gelmiştir. Allah'ı tanımayan bir nesil ortaya çıkmış (16), nesil Allah yerine, Baal'lere tapmaya başlamıştır (17). Zaman zaman bazı önderler (Şoftim=Hakimler) ortaya çıkıp onları doğru yola sevk etmeye çalışmışlarsa da, başarılı olamamışlardır. Bu yüzden İsrailoğulları, diğer kavimlerin hakimiyeti altına girmişlerdir. Bu esaret döneminde, Ahit Sandığı ve Tevrat, İsrailoğulları arasında hiç söz konusu olmamıştır. Peygamber Samuel zamanında İsrailoğulları tekrar hak yola girmiş ve eskiden olduğu gibi Ahit Sandığı işlerinde öncülük etmeye başlamıştır. Fakat bu Ahit Sandığı, Filistilerle yapılan savaşta Filistilerin eline geçmiştir (1. (Ahit Sandığı ile birlikte, Tevrat da Filistiler tarafından gasp edilmiştir.) Ahit Sandığı, yedi ay müd- detince Filistilerin elinde kalmış; daha sonra, başlarına belalar gelmesi sebebiyle Filistiler onu geri vermişlerdir (19).
Yeşu'dan sonraki dönemde, Eski Ahid'de anlatılanlara bakılırsa, İsrailoğullarının hayatında Tevrat'ın pek yeri olmamıştır. Musa zamanında Ahit Sandığı'nın yanına konan Tevrat, Hakimler (Şoftim) ve Kral Saul döneminde hiç okunmamıştır. Ahit Sandığı bu dönemde bir tabu olarak görülmüş, bu yüzden ona doku- nulmamıştır (20). Hatta, bu nedenle Kral Davud (Hz. Davud) onu Kudüs'e götürmek istememiştir (21) .
Hakimler döneminde hiç anılmayan ve peygamber Samuel zamanında da Filistilerle yapılan savaşta Filistilerin eline geçen Ahit Sandığı ve Tevrat, İsrailoğulları arasında uzun süre unutulmuştur. Bu durum, Davud kral oluncaya kadar sürmüştür. Davud tahta çıkınca, İsrailoğulları, Saul'ün günlerinde aramadıkları Ahit Sandığı'nı Kudüs'e getirmek istemişlerdir. Bunun üzerine, Kiryat Yearim denilen yerde bulunan Ahit Sandığı'nı Kudüs' e getirmiş ve Davud'un hazırlattığı çadırdaki yerine koymuşlardır (22).
Davud'dan sonra yerine geçen oğlu Süleyman, krallığının dördüncü yılında, Mısır'dan Çıkışın 487.senesinde, Mabed'i (Bet Ha-Mikdaş) inşa ettirmiş (23) ve Ahit Sandığı'nı bu Mabed'e yerleştirmiştir (24). Mabed'de Ahit Sandığı açılmış ve ''İsrailoğulları Mısır diyarından çıktıkları zaman Allah'ın onlarla ahdettiği Horeb (Sina) Dağında Musa'nın koymuş olduğu İki Taş Levha'dan başka içinde bir şey bulunmamıştır'' (25) .
Yukarıda tırnak ıçinde alıntıladığımız ve I. Krallar ile 2. Tarihler kitaplarında aynen mevcut olan bu cümle, önemli bir duruma işaret etmektedir. Tesniye'nin Haggadik tefsiri Dıvarim Rabah'da, Musa'nın yazdığı on üç Tevrat nüshasından birini Ahit Sandığı'nın içine koyduğu belirtilmiştir (26). Halbuki, I.Krallar ve 2. Tarihler kitaplarındaki beyana göre Ahit Sandığı'nın içinden iki Taş Levha'dan başka bir şey çıkmamıştır (27).
Kral Süleyman'dan sonra İsrailoğulları ikiye ayrılmış, biri kuzeyde İsrail, diğeri güneyde Yehuda olmak üzere, Yahudiler arasında iki ayrı devlet ortaya çıkmıştır (2. Bu, Allah’ın böyle dilemesi neticesinde olmuştur. Allah, Peygamber Ahiya vasıtasıyla, günahlarından dolayı Süleyman’ın soyundan krallığın büyük bir kısmını alıp Nebat’ın oğlu Yeroboam'a vereceğini, Davud'un hatırı için Süleyman soyuna bir sıptın krallığını bırakacağmı vadetmiştir (29).
Süleyman'm M.O. 920'de (30) ölümünden sonra oğlu Rehobo- am Kudüs'te tahta geçmiştir. Yeroboam da, kuzeyde Efraim Dağlığında Şekem'i krallığının merkezi ilan etmiştir. Yeroboam, tebaası İsrailoğullarının güneydeki Yehuda devleti sınırları içinde kalan Kudüs'teki Mabed'e ziyarete gitmesini önlemek için iki altın buzağı yaptırmıştır. Bunlardan birini Beyt-El'e, diğerini de Dan'a yerleştirmiştir. Yeroboam, bunların İsrailoğullarını Mısır’dan çıkaran tanrılar olduğunu ilan etmiş ve hac ziyaretlerinin bundan sonra bunlara yapılmasmı buyurmuştur. Böylece artık İsrail Krallığı putperestliğe dönmüş (31) ve bu krallık topraklarına Musa'nın Tevrat'ı (Şeriatı) yürürlükten kaldırılmıştır. Zaman zaman peygamberler çıkmışsa da, başarılı olamamışlardır. Nihayet bu krallık, M.Ö. 722'de Asurlular tarafından ortadan kaldırılmış- tır (32). Burada yaşayan Yahudiler Asur topraklarına sürülmüş ve onların yerine Asur'dan getirilen kavimler yerleştirilmiştir. Bu kavimler arasmda Kuta şehrinden getirilip yerleştirilen halk da vardır. Kuta'dan gelenler, daha sonra Yahudi dinini benimsemiş- Ierdir. Yahudiler tarafından bu dönme halka, ''Kutalılar'' anlamında ''Kut'im'' adı verilmiştir. Böylece, Yahudi tarihinde önemli bir yere sahip olacak olan Samiriler ortaya çıkmıştır (33).
Kuzeydeki İsrail Krallığı'nın ardından Güneydeki Yehuda Krallığı da, kısa zamanda putperestliğe dönmüştür. Süleyman'm yerine geçen oğlu Rehoboam ve kendisiyle birlikte bütün Yehuda halkı Allah'ın Tevrat'ını terk etmiştir (34). Daha sonra bazı kralların hak yola dönmesine rağmen, çoğunluğu putperest adetleri sürdürmüştür. Hatta bu kralların bazıları sadece putperestliğe meyletmekle kalmamış, Musa Dini'nin izlerini ortadan kaldırmak için faaliyette bulunmuşlardır. Bu tahrip faaliyetinden Tevrat da nasibini almıştır. Babil Talmudu'ndaki kayda göre, M.Ö. 841 'de ..Tahta geçen Yehuda Kralı Ahazya 35 Tevrat’tan Allah’ın Kutsal isimlerini çıkartmış ve yerlerine putların isimlerini koydurtmuş tur (36). M.Ö. 736-716 yılları arasında hüküm süren Ahaz (37), Tevrat okumayı yasaklamış ve bunu sağlamak için Mabed'deki Tevrat'ı mühürletmiştir (3. Onun döneminde, pek çok Tevrat nüshası tahrip edilmiştir (39). Amon (40) ( M.Ö. 642-640) ise Tevrat'ı yakmıştır (41).
Yehuda kralları arasında Tevrat'a karşı en katı düşmanlığı Menasseh (42) (M.Ö. 687-642) gütmüştür. Menasseh, Ahazya gibi, Tevrat'tan Allah'ın isimlerini çıkartmış, yerine putların isimlerini koydurmuştur (43). Bu Kral zamanında Tevrat'ı yok etme çabaları o kadar başarılı olmuştur ki, Musa'nın yazdığı söylenen ve Mabed'de muhafaza edilen standart ana nüshanın varlığı herkesten gizlenmiştir. Menasseh'in hışmından korumak için bu Tevrat nüshası Mabed'in gizli bir yerine saklanmış (44), son krallardan Yo- şiya'nın (M.Ö. 640-609) zamanına kadar da bulunamamıştır.
Rabbani kaynaklardan ve Eski Ahid'in II.Krallar ile II. Tarihler kitaplarının ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla, Menasseh'in krallığı döneminden Yoşiya'nın krallığına kadar Yahudiler Tevratsız yaşamışlardır. Bu dönemde din, tamamen ''Soferim'' denilen kişilerin keyfi tasarruflarına kalmıştır. Yoşiya zamanında peygamberlik yapan Yeremya, bu kimseleri Allah'ın dinini değiştirmek ve Tevrat'ı tahrif etmekle suçlamaktadır (45).
Tevrat'a karşı bu düşmanca tutum, M.Ö. 640 yılında tahta geçen Yoşiya zamanında sona ermiştir. Yoşiya, seleflerinin putperest adetlerini terk etmiş ve tekrar hak yola dönmüştür. O, Mabed'deki putları ve bunlarla ilgili eşyaları kaldırtmış ve önceki putperest krallar tarafından tahrip edilen Mabed'i tamir ettirmeye başla- mıştır (46). Tamirat esnasında Baş Kohen Hilkiya, tesadüfen, Mabed'de Tevrat'ı bulmuştur. Bu olay, II.Tarihler kitabında şöyle anlatılmaktadır: ''Ve Rab evine getirilmiş olan gümüşü çıkardıkları vakit, Kohen Hilkiya, Musa'nın eliyle verilmiş olan Rabbin Tevrat'ının kitabını (Sefer Torat Yehova) buldu. Ve Hilkiya, Katip Şafan'a dedi: Rab evinde Tevrat'ın kitabını buldum (47) .Ve Hilkiya kitabı Şafan'a verdi. Ve Şafan, kitabı krala götürdü. Ve krala haber verip dedi: ...Kohen Hilkiya bana bir kitap verdi. Ve Şafan, kra- lın önünde ondan okudu. Ve, vaki oldu ki, Kral Tevrat sözlerini işitince, elbiselerini yırttı (4.
II.Tarihler ve II.Krallar kitaplarının bu olayın devamındaki ifadelerine göre Kral Yoşiya, Tevrat'ın sözlerini daha önce hiç duymamış gibi tepki göstermiş, anlamak için bilen birisini aramıştır. Onu Mabed'de bulan büyük Kohen Hilkiya dahi anlayamamıştır. Kralın adamları, Hulda adında bir kadın peygambere giderek ondan Tevrat'ın bu sözleri hakkında bilgi istemişlerdir (49). II.Tarihler ve II.Krallar kitaplarında bu olayla ilgili anlatılanlardan öyle anlaşılıyor ki, İsrailoğullarının elinde Mabed'e saklanmış olan bu Tevrat nüshasından başka nüsha yoktu. Bu, gerek Büyük Kohen Hilkiya'nın, gerek Katip Şafan'ın ve gerekse Kral Yoşiya'nın davranışlarından açıkça anlaşılmaktadır.
Bu olayda dikkati çeken başka bir husus da şudur: II.Krallar ve II.Tarihler'de, Kohen Hilkiya'nın, Musa vasıtasıyla verildiği söylenen Tevrat Kitabı'nı bulduğu ifade edilmiştir. Yahudi kelamcısı Yosef Albo'nun ''Sefer Halkkarim'' adlı eserinde, Musa'nın yazdığı Tevrat nüshasının başlangıcının Tekvin'in ilk cüm- lesiyle, Hilkiya'nın bulduğu nüshanın ise Tesniye'nin ''Ve göklerin bütün kuşlarına, ve yerin bütün vahşi hayvanlarına leşin yem olacak'' (50) cümlesiyle başladığı belirtilmektedir (51). Bu durum, Hilkiya'nın bulduğu Tevrat nüshasının, Musa'nın yazdığı ve Ahit Sandığı'nın içine koyduğu söylenen Tevrat nüshası olmasını şüpheyle karşılamaya yol açmaktadır.
Musa'ya verildiği iddia edilen Tevrat'ın başına gelenler bununla kalmamıştır. Yoşiya'nın eski putperest adetleri kaldırması ve Tevrat'ı tekrar gün yüzüne çıkarması, Allah'ı, önceki kralların yaptığı kötülüklerden dolayı Yehuda krallığını da ortadan kaldırma vadinden döndürmemiştir (52). Babil Kralı Nebukednazzar, Yehuda devleti topraklarına girmiş ve Kudüs'ü kuşatmıştır. Kudüs'ün kuşatılması üzerine Kral Yoşiya, içinde On Emir yazılı Taş Levhalar ile Tevrat bulunan Ahit Sandığını, Süleyman tarafından hazırlanmış olan Mabed'deki katakompa saklamıştır (53). Ondan sonra da bu sandık ve dolayısıyla Musa'nın yazdığı söylenen standart ana Tevrat nüshası bir daha bulunamamıştır. Kudüs Talmudu’nun ifadesine göre bu nüsha, bugün hala saklandığı yerde durmaktadır. (54)
DİPNOTLAR
1. Bkz. Tesniye, 1:1.
2. Bkz.Tesniye, 31:9, 24-26.
3. Bkz. MR, Dıvarim Rabah, IX:9. 4. Bkz. Tosefta, Baba Batra. 14a. 5. Tesniye, 32: 49.
6. Bkz. Tesniye. 34: 1-6. 7 .Bkz. Tesniye. 34. bAp. 8. Yeşu. 1:1-9.
9. Yeşu, 3:14-16. 10. Yeşu, 4:1-9
11. Bkz. TB. Sotah, 35b.
12. Bkz. TB. Sotah, 35b. Babil Talmudu'nun bu ifadesi, Yahudi bilginlerini bu taş-
lar üzerine yazılan Tevrat'ın mahiyeti ve muhtevası hakkında tartışmaya itmiştir. Bazıları bu taşların üzerine sadece On Emir'in, bazıları 613 Mitzvanın, bazıları da bugünkü Tevrat'ın bütün sözlerinin yazıldıgını ileri sürmüştür (bkz. c Cordoza, 35).
13. Bkz. Yeşu, 8: 30-32.
14. Bkz. Yeşu, 24: 25. Yeşu kitabında bu kanun ve hükümlerin neler oldugu açık- lanmaz. Babil Talmudu'nda. Yeşu'nun koydugu bu kanun ve hükümlerin göç- men şehirleri ile ilgili oldugu zikredilir (Bkz. TB. Makkoth, Ila). 15. Bkz. Yeşu, 24:26. 16. Hakimler, 2:10. 17. Hakimler,2:11. 18. I.Samuel, 4:10.
19. Bkz.l.Samuel,6:7-11
20: Bkz. I.Samuel, 5-6. bablar; II.Samuel. 6:6-7. 21. Bkz. II.Samuel,6:10.
22. Bkz. II.Samuel, 6.bap; I.Tarihler. 5:10. 23. I.Krallar, 6:1, 37. 24. I.Krallar, 8:6-10.
25. Bkz. I.Krallar. 8:9; II.Tarihler, 5:10. Bu ifadenin tbranicesi şöyledir:'' En baAron rag şney Luhot Ha-Evenim aşer hinaah şam Moşe be Horeb aşer barat Yehova im bney Yisrael be'tsadem me Eretz Mitzrayim:'
26. Bkz. MR, Dıvarim Rabah, IX:9. Mairnonides. Mişne Tora adlı eserinin girişin- de. Dıvarim Rabah'ın bu haberini temel alarak, Musa'nın ölmeden önce bütün Tevrat'ı yazdıgını, her bir kabileye bir nüsha verdigini, bir nüshayı da. Tesniye 31 :26.cümle mucibince, delil teşkil etmesi için Ahid Sandıgı'nın içine koydugu- nu belirtmektedir (Bkz. Mişne Torah, Mairnonides'in GtRtŞ'i, 1). Bu Onüç Nüsha teorisinin eleştirisi için bkz. Hava Lazarus- Yafeh, "Tarif And Thirteen Torah Scrolls'.. JSAI 19 (1995).
27. Buradaki çelişkili durum ve Yahudiler arasında yol açtıgı tartışmalara yol açmıştır.
28. Bkz. I.Kraliar, 1 I.bap; II.Tarihler, 10.bap. 29. I.Krallar, 11: 26-32.
30. Bkz. Goldberg-Rayner, 33. 31. Bkz. I.Krallar, 12:25-33. 32. Goldberg-Rayner, 33.
33. Bkz. II.Krallar, 17 .bap.
34. Bkz. II.TariWer, 12:1. lbarinice metin şöyledir: ''Azav et Torat Yehova ve kol-Yi~- rael imo.''
35. Ahazya hakkında geniş bilgi için bkz. II.Krallar, 8:25-29. 36. Bkz. TB, Sanhedrin, 102b.
37. Ahaz hakkında bkz.II.Krallar, 16:1-20. ,
38. Bkz. TB, Sanhedrin, 103b. lbranice metin şöyledir:''Ahaz batal et ha Avoda ve hatam et Ha- Torah'' (Ahaz, kurban takdimini ibtal etti ve Tevrat'ı mühürledi).
39. Bkz.MR, Ester Rabah, X:II; MR, Ruth Rabah, X:7.
40. Amon hakkında bkz.II.Krallar, 21:19-26. ,
41. Bkz. TB, Sanhedrin, 103b.
42. Menasseh' hakkında bkz.II.Krallar, 21:1-18. Menasse'nin krallıgıAmondan ön- cedir. Tevrat'a karşı en şiddetli baskı onun zamanında oldugundan Menasse'yi Amon'dan sonra aldık.
43. Bk",, TB, Sanhedrin, 103b. 44. Albo, lkkarim, III:22. 45. Bkz. Yeremya, 8: 8-9.
46. Bkz.II.Krallar, 22.bap; II.TariWer, 34.bap.
47. II. Tarihler, 34: 14-15. Bu ibarenin lbranice tam metni şöyledir:''Matsa Hilki- yahu Ha-Kohen et Sefer Torat Yehova beyad Moşe ve yaan Hilkiyahu ve yo'mer el Şafan Ha-Sofer Sefer Ha- Torah matsa'ti be Bet Yehova:' 48. Bkz. II.Tarİhler, 34: 14-19; II. Kraliar, 22: 8-11. 49. Bkz. II.Tarihler, 34: 20-23; II.Krallar, 22: 14-15. 50. Tesniye, 28:26.
51. Bkz. Albo, lkkarim, III/I97.
52. Bkz. II.Krallar, 23: 26-27.
53. TY, Şekalim, VI:2.
54. Bkz. TY, Şekalim, VI:2. |