Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 Arkadaşları:20 Cinsiyet:Erkek Memleket:ANKARA Yaş:56 Mesaj:
6.134 Konular:
555 Beğenildi:1084 Beğendi:252 Takdirleri:10770 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: İslam Hukukunda ÖRF II- Örfe Hukuki Değer Kazandıran Şartlar (Örfte Aranan Şartlar)
İslâm hukukçuları, örf-âdeti doğrudan kabul etmemiş yani mutlak olarak ele almamış, onu bazı kayıt ve şartlara bağlı olarak kabul etmişlerdir. Çünkü örfün bir bakıma muradifi olan adet, iyi de olabilir, kötü de. Bu bakımdan kötü âdetin, İslâm’da yeri olmadığından, âdetin delil kabul edilebilmesi de elbette bazı şartlara bağlı olması gerekir. Şimdi bu şartlar üzerinde duralım. A-Örf ve Âdetin Nassa Muhalif Olmaması
Örfün sahih olması ve nasslara zıt olmaması gerekir. Menkül bir malın vakfedilebilmesi, akdin gerektirdiği bazı şartların kabulü gibi hususlar, muteber olan sahih örfler arasında yer alır. Eğer herhangi bir adet, nassa aykırı ise buna itibar edilmez. Faiz alıp vermek, içki içmek, kadınların açılması, kumar oynamak, türbelere mum yakmak vb. gibi nasslara aykırı olan kötü adetlerin hiçbir değeri yoktur .
Burada şuna işaret etmekte fayda var. Eğer nassın ihtiva ettiği hükmün illeti, örfe bağlı ise bu takdirde, zamanın değişmesiyle, örfün de değişmesi zaruri olduğundan, örfe bağlı olan yani, vurud sebebi (illeti) örf olan nassın hükmü de, değişecektir. Bu cümlelerin izahı durumunda olan şu misal üzerinde duralım.
Asr-ı Saadette altın ile gümüşün vezn (tartı) ile buğday, arpa, tuz ve hurmanın da, keyl (ölçek) ile mübadele edilmesi nass (hadis) ile hükme bağlanmıştı . Zamanla keyli olan maddelerden bir kaçının tartı (vezn) ile mübadele edilmesi, adet olarak zuhur etmeye başlayınca, Ebu Hanife ile İmam Muhammed, mezkûr hadisin zahirine aykırı saydıkları bu âdeti kabul etmemişlerdir . Ebu Yusuf ise; nass ile örf birbirine zıt olduğu takdirde bakılır; eğer nass bir örfü tasvip (takrin) mahiyetinde varid olmuşsa, örfe bina edilen hüküm, örfün değişmesiyle değişeceğinden, yeni zuhur eden örfe (tarî örfe) bakılır, onunla amel edilir, görüşünü benimser .
İbn Abidin Ebu Yusuf’un bu görüşünü şöyle izah eder: “Ebu Yusuf, Rasulullah zamanında bu altı maddeden; buğday, arpa, tuz ve hurma ölçekle; altın ile gümüşün de tartı ile mübadele edilmesi, adet olarak yerleşmişti. Eğer bunlardan ilk dördü tartı ile son ikisi de ölçek ile mübadele edilmesi adet olarak yerleşmiş olsaydı, nass, bu âdeti ikrar şeklinde varid olacaktı. Esasında Ebu Yusuf bunu kabul etmekle, nassa aykırı hareket etmiş değil, aksine nassa uymuş ve onu tevil etmiştir ”. İbn Abidin sözüne devamla: “Allah, İmam Ebu Yusuf’a hayır ve mükâfat ihsan etsin. Çünkü o, bu ictihadı ile faize açılan büyük bir kapıyı kapatmış oluyor der.
İbnü’l-Hümam’da, eğer Hz. Peygamber’in zamanındaki bu adet, yine O’nun zamanında değişmiş olsaydı; hükmü ona göre değiştirir ve o yönde nass (hadis) varid olurdu , diyerek, Ebu Yusuf’un bu görüşünü tercih ettiği anlaşılıyor .
Sonuç olarak, Ebu Yusuf, adetle illetlenen (talil edilen) nassın hükmünün, örfü tari ile yani sonradan zuhur eden örf ile değişebileceğini kabul ediyor .
------------devam edecek---------------------
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim)
|