Konu Başlıkları: İslam Hukukunda ÖRF
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Nisan 2013, 13:48   Mesaj No:15

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1084
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: İslam Hukukunda ÖRF

II-Hükmün Ortaya Çıkmasında veya Meselenin Çözümünde Örfün Delil Kabul Edildiği Bazı Meseleler
1-İstisna: Bir sanatkâr ile zimmette muayyen bir şeyi yapması hususunda anlaşıp akitleşmektir. Yani sanatkârın yapacağını satın almak üzere yapılan akittir. Elbise, ayakkabı, kab-kaçak yaptırmak gibi. Mevcut olmayanın satışı olduğundan dolayı kıyasa göre bu akit caiz olmaması gerekirken örfte olduğundan dolayı hukuki geçerlilik kazanmıştır .
2-Müzâraa: Elde edilen mahsulün bir kısmı üzere yapılan akittir . İmam-ı Azam bu akdi kabul etmese de İmameyn bu akdin geçerli olacağını söylemiş; fetva da buna göre verilmiştir. Dayandıkları delillerden birisi de örftür .
3-Müsakât: Meyvelerin aralarında taksim edilmesi şartı ile meyve ağaçlarının ıslah ve bakımını yapacak bir kimseye verilmesi veya elde edilen mahsulün bir kısmı mukabilinde bakımını ve gözetimini yapması şartıyla bir kimseyle yapılan bir akittir . Müzaraa da olduğu gibi musakatın dayandığı delillerden biri de örftür .
4-Selem: Vadeli olan bir şeyi, peşin olan bir şeye satmaktır. Yani peşin bir bedelin, vadesi belli, zimmette nitelikleri belirlenen bir bedel karşılığında teslim edilmesi demektir. Paranın peşin alınıp malın belli bir vadeden sonra teslim edilmesidir . Selem akdinin geçerli olmasına mesned olan delillerden biri de örftür .
5-Mudarabe: Mala sahip olan kimsenin amile (emeği ile çalışana) ticaret yapmak üzere bir mal vermesi ve şart koştukları orana göre kârın aralarında ortak olması demektir. Zarar ise sadece mal sahibi tarafından karşılanır . İnsanların teamülü mudarabeye mesned olmuştur.
6-Birtakım malı ortaklıkların kurulması da örf ve adetten, insanların uygulamalarından doğmuştur .
7-Bey-i bi’l-vefa: Bir malı, bedelini iade edince geri almak şartıyla satmaktır. Hicri 4. asırda Belh, Semerkand ve Buhara bölgelerinde halk bu akdi yaygın olarak kullanmışlardır .
8-Akitlerde şart koşmak caiz değildir. Taraflardan herhangi birine menfaat sağlayan, akdin müktezasına uygun olmayan şartlar kabul edilmemiştir. Akitlerde örfte var olan birtakım şartlar bulunursa bu akit ve şartlar geçerli olur. Günümüzde özellikle beyaz eşya alanında bayi mebiyi müşterinin mekânına bıraktığı gibi satmış olduğu ürüne belli sürelere kadar garanti vermekte, bakımını üstlenmektedir. Bu uygulama örfte yerleşmişse geçerli olmaktadır: Örfte böyle bir uygulama yoksa müşterinin bayiden bu hususları talep etme hakkı yoktur. Örnekleri çoğaltmak mümkündür .
9-Bir bahçedeki bir kısmı meydana çıkmış bir kısmı henüz olmamış ürünün satılmasına teamülden dolayı İ. Malik, Ahmed b. Hanbel ve Hanefilerden Şemsüleimme el-Hulvani ve Muhammed b. Fadl, İbn Abidin cevaz vermişlerdir. Kıyasa göre madumun satışı olduğundan dolayı caiz olmaması gerekirdi .
10-Yapılan alışveriş akdinde fiat belirlenmiş fakat ödemenin hangi parayla (dolarla mı, markla mı, altınla mı, Türk parasıyla mı) yapılacağı belirlenmemişse daha sonra ihtilaf çıksa örfe bakılır. Örfte kullanılan paraya göre ödeme yapılır .
11- İslâm hukukçuları malın tanımını yaparken; mevcut olması, stoklanabilir olması, insan tabiatının meyletmesi gibi bir takım şartlar getirmişlerdir. Bir şeyin mal olarak değerlendirilmesinde, kabul edilmesinde insanların örfleri önemlidir .
12-İcare akitleri kıyasa göre caiz olmaması gerekir. Makudun aley ortada yoktur. İnsanların uygulamasında olduğundan dolayı caiz görülmüştür .
13-Ücretle çalıştırılan bir işçiye yemek verilip verilmemesini de örf belirler. Yemek uygulaması bulunan bölgede işçiye yemek verilmesi, sözleşmenin bir şartı olarak değerlendirilir. Böyle bir uygulamanın bulunmaması halinde yemek verilmemesi şart koşulmuş hükmündedir .
14-Ticari işlemlerde de tüccarlar arasındaki örf haline gelmiş uygulamalar esas alınır. Sözgelimi paranın bir hafta veya iki hafta geciktirilmesi peşin hükmünde kabul ediliyor ve bu uygulama örf haline gelmişse hüküm örfe göre bina edilir.
15-Kiralanan evin veya dükkânın ne şekilde kullanılacağı bu yerlerde hangi uygulamaların yapılıp yapılamayacağını da örf belirler .
16-Bir kişi hizmetçi tutsa evde hangi işleri yapıp yapamayacağını, kiralayanın hizmetçiyi başka işlerde çalıştırıp çalıştıramayacağını örf belirler .
17-Ücret konuşulmadan bir kişi hamal, marangoz, tellal tutsa örfte geçerli olan ücret onlara verilir .
18-Sütanne kiralamakta örfe binaen ortaya konmuş hükümlerdendir. İ. Azam’a göre yemeği ve giyeceği karşılığında sütanneyi kiralamak caizdir. İmameyne göre ise caiz değildir. İ. Azam hükmünü örfe bina etmiştir .
19-Ribevi mallardaki veznilik ve keyliliğin insanların örfüne göre mi yoksa nassın varid olduğu şekilde mi olması gerekir hususunda ihtilaf edilmiştir. İ. Azam ve Muhammed’e göre veznilik ve keylilik nasda varid olduğu şekildedir, değişmez derler. İ. Ebu Yusuf ise nassın örfe binaen bu şekilde varid olduğunu, veznilik ve keylilik hususunda örfe itibar edilmesi gerektiğini söylemiştir. Fetvada buna göredir .

------------------devam edecek--------------
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla