Cevap: İncili Çavuştan Nükteler Minareyi keserim ha! Divanenin biri her nasılsa tımarhaneden firar ederek, doğruca Süleymaniye Camii şerifinin minaresine çıkmış. O esnada ezan okumakta olan müezzini belinden yakalayarak: — Haydi hazır ol! Tevbe ve estağfir et, seni buradan aşağıya atacağım. Paldır küldür nasıl yuvarlandığını göreceğim der.Divanenin beline sarıldığını gören müezzin, korkusundan tir tir titremeye başlamış ve kendisini kurtarmak için, derhal hatırına divaneyi aldatmak hususu geldiğinden, demiş ki: — Peki efendim, beni aşağıya atmayı arzu ediyorsanız atınız. Ben buna razıyım, ancak henüz ezanı bitirmedim. Ezan kalır ise herkes bundan kuşkulanarak buraya gelir. Sizi görerek tutarlar. — Öyle ise ne yapalım? — Müsaade ediniz de ezanı okuyup bitireyim. Sonra ne isterseniz yaparsınız. — Pek ala! Haydi çabuk ol.Divanenin bu muvafakatı üzerine müezzin ezanı okumaya başlar. — Allahu ekber, Allahu ekber. Minarede deli var. Eşhedu en lailahe illallah, can kurtaran yok mu? — Bu ezan ne kadar uzun sürdü, çabuk bitir, işim var gideceğim. — Peki efendim, işte bitiyor. Eşhedu enne Muhammeden Resulullah, yetişiniz deli var. — Bitti mi? — Şimdi bitiyor, biraz sabredin.Müezzin, süratle ezanı okumaya ve imdat çağırmaya devam eder. O sırada çevreden duyanlar minarenin dibine yaklaşırlar. Yukarıda divane ile müezzinin bulunduğunu görürler. Kalabalıktan biri: — Haydi minareye çıkalım. Diğer biri: — Biz çıkıncaya kadar deli müezzini atar ise? Bir üçüncü: — Hem de atar, bizim yukarıya çıktığımıza şüphesiz kızar. — O halde ne yapalım? — Bunun çaresini bulup deliyi aşağıya indirelim.O sırada oradan geçmekte olan İncili Çavuş, gördüğü bu telaşlı kalabalığın yanına gelerek, ne için toplanmış olduklarını sorar. Seyirciler durumu ayrıntılı hikâye ederler. İşi anlayınca der ki: — Siz telaş etmeyiniz, divaneyi ben şimdi aşağıya indiririm. — Sakın minareye çıkayım deme, sonra felaket olur. Biçare müezzini aşağıya atar. — Merak etmeyiniz, merak etmeyiniz, minareye çıkacak değilim. Şimdi görürsünüz. İncili derhal cebindeki ufak çakıyı çıkarıp açarak, minarenin dibine gelmiş ve divaneye hitaben bağırmış: — Hey oradaki adam bana bak!Deli aşağıya bakarak: — Ne istiyorsun be? — Haydi aşağıya in bakayım! — İnmeyeceğim işte! — İnmeyecek misin? Sonra fena olur. — Ne olacak, ben senden korkmam ki... — Ne mi olacak? Şimdi şu çakı ile minareyi dibinden kesip, devireceğim... — (Telaşla) Rica ederim, sakın yapma! — Öyle ise çabuk aşağıya in. — İşte geliyorum.Divane, müezzini bırakıp minareden koşarak aşağıya iner ve ahali tarafından tımarhaneye geri götürülür. |