Cevap: medineweb kıssadan hisseler arşivi (1) Halife Hazret-i Ömer, hazinenin gelirleri arttıkça bazı sahabilere ve bilhassa Peygamber Efendimiz'in Ehl-i Beytʼine zaruri ihtiyaçlarını karşılamaları için yıllık tahsisat bağlamıştı. Bunlar arasında Alemler Sultanı Efendimiz'in muhtereme zevcelerinden biri olan Zeynep bint-i Cahş'a, Beytü'l-Mal'den tahsis edilen miktar ise on iki bin dirhemdi. İlk tahsisatı kendisine gönderildiğinde Zeynep Validemiz, bu kadar çok parayı bir arada görünce şaşırdı ve getiren şahıslara: "-Allah Teala, Ömer'i affetsin. Diğer kardeşlerimin hisseleri de bunun içinde mi?" diye sordu. Onlar, büyük bir edep içerisinde: "-Hayır, bu gelenin hepsi sizindir, tasarrufu tamamen size aittir." karşılığını verdiler. Bunun üzerine Zeynep Validemiz: "-Sübhanallah!.." diyerek bir örtü ile bu paranın üstünü örttü ve hizmetkarına: "-Elini örtünün altına sok, o paradan bir miktar al, falan oğullarına götür. Tekrar bir miktar al, filana ver..." diyerek kendisine gelen tahsisatını akrabasına ve kimsesizlere dağıttı. Ta ki, örtünün altında az bir şey kaldı. Bunu gören hizmetkar: "-Ey mü'minlerin annesi!.. Allah sizi affetsin. Bunda bizim de payımız yok mu?" deyince Zeynep Validemiz, hizmetkarın gönlünü hoş etmek için kendisine: "-Örtünün altında kalanlar da senin olsun." buyurdu. Böylece gelen paranın hepsini dağıttı. Hizmetkar, örtüyü kaldırıp kalan parayı saydığında, on iki bin dirhemden geriye sadece seksen beş dirhem kaldığını gördü. Onu da kendisi aldı. Zeynep Validemiz'e bu paradan bir dirhem dahi kalmadı. Bu hadiseyi öğrenen Hazret-i Ömer -radıyallahü anh-, Zeynep Validemiz'in evine geldi, kapısının önünde durdu ve içeriye selam verdikten sonra: "-Daha önce gönderdiğim dirhemleri dağıttığınızı duydum. Bin dirhem daha gönderiyorum ki, onu ihtiyaçlarınız için elinizde tutasınız." diye seslendi. Daha sonra Hazret-i Ömer -radıyallahü anh-, Zeynep Validemiz'e bin dirhem daha gönderdi. Fakat Zeynep bint-i Cahş -radıyallahü anha-, daha önce yaptığını aynen tekrar etti ve elindekinin hepsini, muhtaç, kimsesiz, garip, yetim ve hastalara dağıttı. İnsanın, malının fazlasından kendine lazım olmayanı vermesi cömertliktir. Kendisi muhtaç olduğu halde başkasını kendine tercih ederek infak etmek ise, cömertliğin zirvesi olan isar halidir. İsarın mükafatı, kulun fedakarlığı nisbetindedir. |