Cvp: israilin su poltikası ve orta doğu İsrail, Ortadoğu ve su: Asimetrik savaş!
Manavgat projesi ve su savaşını Yrd. Doç. Dr. Gamze Güngörmüş Kona ile konuştuk… iyibilgi özel
Su ve savaş sözcükleri küresel ısınma yer küreyi esir aldıkça daha sık yan yana gelir oldu. Genelkurmay Başkanlığı’nın tehdit değerlendirmelerinde yer verdiği “Küresel ısınma” örneğin bu kez de Genelkurmay Başkanlığı’nın yayımladığı Silahlı Kuvvetler Dergisi’nde ele alındı. Dergide 2025 yılında, dünya üzerinde yaklaşık 5 milyar insan temiz su sıkıntısı çekeceği, Türkiye bölgenin en zengin temiz su kaynaklarına sahip olduğu için su sıkıntısı çeken İsrail, Irak ve Suriye gibi ülkelerin ülkemiz için tehdit oluşturabileceğinin altı çizildi.
Ortadoğu, Türkiye ve su dendiğinde son yıllarda en çok hatırlanan şey İsrail’a Manavgat suyunun satılması projesiydi. Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Mesut Yılmaz gibi yöneticilerin destek verdiği proje kapsamında 200 milyon dolarlık yatırım yapılan Manavgat'tan su almak isteyen tek ülke olan İsrail'le 1999'dan itibaren pazarlıklar yapılıyordu. Ancak 30 Ocak 2006 tarihinde Türkiye-İsrail Ortak Su Grubu toplantısında, proje bir kez daha görüşüldü ve ortak kararla projenin iptali benimsendi. Neden?
Hem bu sorunun yanıtını almak hem de geleceğin su savaşını konuşmak için bölge sorunlarını en iyi bilen isimlerden Yrd. Doç. Dr. Gamze Güngörmüş Kona’ya ulaştık.
Manavgat suyunun İsrail’e satılmasından neden vazgeçildi?
Manavgat suyundan İsrail’in ikinci bir projesinin Mısır’la devreye girmesi ve Mısır’la devreye girecek bu projenin siyasi ve ekonomik açıdan İsrail’e daha büyük çıkar sağlayacağı için Manavgat projesi iptal edilmiş ve İsrail Mısır ile su projesi imzalamıştır. İkincisi 1994 yılında GAP projesinden mümkün olduğunca fazla imkan sağlamak adına İsrail yetkilileri dış işleri bakanlığına ve tarım ve köy işleri bakanlığına, GAP projesinden, GAP’ın hakim olduğu alanlardaki sulamadan, oralara yeni fabrikalar yapmak için ciddi teklif getirdiler. Organik tarım yapmak için fabrika yapmak istiyorlardı. Bunların bir kısmının il bölge yönetimi tarafından kabule dildiğini, diğer kısımlarının ise milli menfaat açısından uygun görülmediğini biliyorum. İsteklerin karşılanmayan bölümü İsrail’i huzursuz etti. Bu nedenle GAP bu kadar büyük para yatırılan GAP projesi rafa kaldırılmak durumunda kalındı.
Ne kadar yatırım yapılmıştı?
İsrail’in bu proje doğrultusunda aynı zaman diliminde harekete geçirmeyi planladığı yatırımların çok yüksek olduğu söyleniyor. Net bir rakam yok. Şu an için uykuya yatırmış görünüyorlar projeyi. Ancak vazgeçmeyecekler. Su olduğu yerde İsrail’in vazgeçmesi söz konusu değdir. Suyun olduğu her yer İsrail için kıymetlidir. Nil havzası ve Fırat vazgeçilmezdir. Bu Tevrat’ta da geçer. İşin dini yönü de var yani. Komşuları, su olduğu için İsrail için kıymetlidir. En yoğun ilişki kurması gereken üç ülke var İsrail’in: Mısır, Ürdün ve Türkiye. Hindistan’da gidip farklı bir faaliyette bulunur, farklı ilişkiler kurar ama Ortadoğu’da bu üç ülke vazgeçilmezdir İsrail için.
Geçtiğimiz günlerde TSK dergisinde su için savaşabileceğimiz yazılmıştı…
Ortadoğu’da su savaşı çıkacaksa İsrail Türkiye’yi yanına almak için elinden geleni yapar. Ortadoğu’da su savaşı olacaksa eğer iki blok oluşabilir: Bir yanda İsrail ve Türkiye, diğer yanda İran, Irak ve Suriye. İsrail’e uzaktan destek verenler ise Ürdün ve Mısır olacaktır.
Nasıl bir savaş olacak bu?
Hegemon güçlerin etkisinden bağımsız olarak çıkarsa bu savaş, konvansiyonel, simetrik ve tehdit algılamalarının ne boyutta olduğunu öngörebileceğimiz bir savaş olmayacaktır. Su savaşı olacaktır. Su Ortadoğu’da çoktur. Yani su az olduğu için savaş çıkmayacak. Siyasi uzlaşmazlıklardan dolayı su üzerinden çıkabilir savaş. Paylaşılamama sorunu var su olsa da…
Konvansiyonel ve simetrik olmayacak diyorsunuz. Ne demek bu?
Sınırı aşan suların paylaşımından doğacak uyuşmazlıkların hallinin ancak çatışma yoluyla halledildiği bir durum bu. Özal döneminde; Türkiye’den çıkan suların barışçıl yollarla, adil dağıtımını içeren ancak bu uygulama karşılığında siyasal sorunların da hallini de şart koşan barış suyu projesi işlerlik kazanamadığı için Manavgat devreye sokulmuştur. Ancak o da yürümedi.
Tüm bu açıklamalardan sonra Orta Doğu bölgesinin su bağlamında geleceğini nasıl görüyorsunuz.?
Yakın bir gelecekte birbirlerini klasik savaş yöntemleriyle, nükleer güç kullanarak ya da destekçisi bir hegemon gücü yanına alarak yok etmeyi ya da en azından siyaseten ve ekonomik açılardan zayıflatmayı göze alamayan çatışan bazı Orta Doğu devletleri suyu bahane ederek ve suyu kullanarak bölge genelinde istediğine ulaşmaya teşebbüs edecektir. Bu gelişme ise Orta Doğu genelinde yaşanacak derin ve çok boyutlu çatışmaların ateşleyicisi olacaktır. |