Cevap: Medresei Yusufiyeden Anılar 3 Bizi bir güzel dolaştırdılar. Daha sonra toplanma yerine vardık. Ve hep birlikte emniyetin yolunu tuttuk. İçeri girer girmez gözlerimiz bağlandı. 6 tane nezarethane vardı. 6 kişiyi içeri koydular, diğer 4 kişiyi koridorda konuşlandırdılar. Bir süre sonra, bizi bir minibüse doldurup hastaneye götürdüler. Şöyle işolsun kabilinden, doktor sıfatlarımıza baktı ve:
--Vücüdunda herhangi bie yara izi var mı?
--Yoooooooook!
--İyi!
--Vay be bu kadar mıydı? Teşekkürler doktor çok yardımcı oldun.
--...
Neyse bu görev de yerine getirilince bizi geri götürdüler. Nankörlük iyi bir şey değil. O gece kimseye karışmadılar. Gündüz vaklti zaten dinlenme zamanıdır. Kimseye karışmazlar. Esas mesai gece başlıyor. Bu arada her yemek vaktinde, yarım ekmek ve içinde bir kaç zeytin getirip veriyorlardı. Tabi yeni bir mekana girdiğinizden önceleri pek bir şey istemez canınız. Ama daha sonra alışıyorsunuz. Bir şeyler yemek zorundasınız. Bana ilk gelen ekmeği bitirememiştim. İkinci öğünde yine aynısından getirdiler.
--Yok, sağol! Sabahki duruyor daha.
--Sen gene de al şunu.
--Yok yok, daha bu duruyor, boşa gitmesin.
Yemek getiren polis insaflıydı. Orada olmamdan rahatsız gibiydi. Bazıları öyle görünür ama niyeti başkadır. Ve fakat bu gerçekten merhametliydi. Çünkü laf alma kabilinden herhangi bir şey sormadı. Yatsı namazından sonra... Arkası Ba'dehu İnşaALLAH. |