Durumu: Medine No : 2229 Üyelik T.:
11Haziran 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
364 Konular:
59 Beğenildi:6 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Yanlış mı yaptım? Yanlış mı yaptım? ''yanlış mı etmişim Allahım?''Tereddütle başlayan bu soru giderek karabasana dönüşüyor,
bir ağırlık yüreğime gelip oturuyordu.Unutmak istiyordum.
Zamanın akışına kendimi koyuvermek istiyordum.
Nafile.Çırpındıkça batıyor,
unutmaya çalıştıkça her ayrıntıyı daha beter hatırlıyorum.
O an beynime capcanlı çakılıp kalmıştı.
Tekrar tekrar aynı soru her zerremde yankılanıyor,
içimdeki bir ses giderek büyüyordu.''Yanlış mı ettim yoksa?''Vicdan azabı denilen şey bu olmalıydı.
Çareler aradım bastırmaya kitap okuyayım dedim yok.
Bir şeylerle oyalanıyım dedim imkansız.
İştahım kaçmış,yemek bile yiyemez olmuştum.
Uyumak ne mümkün,bir sağa dön bir sola.
Düşünceler ve hayaller giderek beni esir alıyordu.
Nefsim boş durmuyordu tabi.
Binlerce gerekçe sıralıyordu ardarda.Savunma mekanizması işleme koyulmuş,
ruhumun tam ortasında bir mahkeme salonu kurulmuştu.Nefsim Avukat,Vicdanım Hakim.Davalı ben davacı bir kırık kalp.Bir kalp ki tam ortasından yarılmış iki parçaya,
depremdeki fay hattı gibi.Yerle bir olmuş her tarafı,
yara bere içinde.Kalp eliyle beni gösteriyor.Suçlu sensin,diyor,beni kırdın.Birisi sürekli gülüyor, görünmesede kendi.
İğrenç bir gülme sesi bu.Nefsimde,hiç durmadan savunuyor beni.Ama,diyor o sırada çok sıtresliydin.
Üstünde yaşadığın olayların onca baskısı vardı.
Maruz kaldığın haksızlıklar vardı.
Kim olsa aynı şeyi yapardı.
Hem,diyor,sahip olduklarını korumak zorundasın.
Söylediklerini hak etti.Nafile.Nefsim ne dese Vicdanımın yüzü gülmüyor.
Vicdanımın yüzü asık.
Tokmağını vurup,oturumu bitiriyor.
Nefsimin sesi kısık,
ama hala mahkemenin koridorlarında savunuyor beni.Kırık kalp tam ortada,gözlerinde yaş var.
Vicdanım beni suçlu buluyor.
Giderek büyüyen bir kayayı sırtıma veriyor.Taşıyacaksın bunu diyor.Cezam ne kadar sürecek,diye soruyorum.Kalbi gösteriyor.O diyor,kırık olduğu sürece cezalsın.
Bu taşı taşıyacaksın,nefesin kesilse bile.Hafızamda başıma gardiyanım olarak dikiliyor.
Anlıyorum kaçış yok.Bir kalbe bakıyorum,birde sırtımdaki taşa.Ne yapmalı?diye düşünüyorum.O sırada akıl yanıma gelip,kulağıma fısıldıyor.Tek çare var diyor,git yanına özür dile,gönlünü al.Kendi görünmeyip de sürekli kıs kıs gülen o ses,
aklın fısıldısını duyup gülmeyi kesiyor.
Telaşla ebedi helak nedenine benide ortak etmeye çalışıyor.Hayır diyor,kırılmayı çoktan hak etti.
Hem o da kim oluyor,
senin büyüklüğün ve değerin yanında.
Sen gururlusun gidemezsin.Gurur çıkıyor karşıma kasıla kasıla.Asla,diyor,özür dileyemezsin.Bu taşı sırtımdan alabilirmisin? diyorum.HAYIR diyor,elimden gelmez.Öyleyse git,diyorum,sen derdime çare değilsin.Yine kalbe bakıyorum.
Oda küskün ve kırgın göz ucuyla bana bakıyor.Üzülüyorum.Hafızam bana geçmişte kalbin yaptığı iyilikleri hatırlatıp duruyor.
O hatırlattıkça acım artıyor.Ne yapmalı,
nasıl ah nasıl bu belimi çatlatan taşı sırtımdan atmalı?
diyor düşünüyorum.
Özür dilesemmi aklı dinleyip de?
Tereddütler içindeyimPişmanlıkla ağlıyor ,
dualar ediyorum gece boyu.Seher vakti iki ak melek geliyor yanıma.
Birinin adı TEVAZU diğerininki MERHAMET .
Kollarıma giriyorlar,Vicdanımda arkamdan iteliyor.
Kalbe doğru gidiyorum.
Yürürken ayaklarımın altından çatırtılar geliyor.
Nedir?diye bakıyorum.
Nefsim ve gururum yerlere serilmiş,
her adımımda parçalanıyorlar.Kırık kalbin yanına varıyorum.
Mahzun,gözleri yaşlı hala.
Damarlarından kan sızıyor.
Başım önde,pişmanlık içinde:
Affet diyorum,hata yaptım.
Sen haklıydın.
Barışırsan söz,seni bir daha kırmayacağım.
Bak bende çok üzgünüm ve özür diliyorum işte.Tereddütle bana bakıyor.
Sırtımdaki taşı ve yaralarımı gösteriyorum.
Pişman olduğuma inanıyor.Haydi diyorum, barışalım.Boynuna sarılıyorum.O da bana sarılıyor.
Ağlıyorum.
Gözyaşlarım kırık kalbin üzerine geldikçe
çatlakları kapanıyor.
Eski haline geliyor.
Ama dikkatli bakınca yinede üzerinde izler görüyorum.
Beni anlıyor.Zamanla diyor onlarda zamanla iyileşecek.Sırtımdaki taş ,
bir beyaz yunus'a dönüşerek hafızama doğru uçuyor.
Yunus'un ağzında bir kağıt var okuyorum:Birkez gönül yıktın iseBu kıldığın namaz değilYetmiş iki millet dahiElin yüzün yumaz değilGönül çalab'ın tahtıÇalab gönüle baktıİki cihan bed bahtıKim gönül yıkar ise
Uzaklarda bir yerlerde çirkin,tanıdık biri ağlıyor,
ağlamıyor böğürüyor bağıra bağıra.(Nefsin ve gururun ağlayışı)
Artık eski haline gelen kalp ile gülümseyerek
elele tutuşup yeniden hayata dönüyoruz....
alıntı
|