Durumu: Medine No : 1676 Üyelik T.:
05 Mayıs 2008 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
340 Konular:
70 Beğenildi:5 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| Şeyh Sadi Şirazi'den Sözler İslam şairi ve yazarı. Sadi küçük yaşta yetim kaldı. İlk tahsilini Şiraz'da tamamladıktan sonra, Moğol istilası üzerine Bağdat'a gitti. Bağdat'ta Nizamiyye Medresesinde tahsilini tamamladı. Sonra İslam ülkelerini gezmeye başladı. Anadolu, Mısır, Suriye, Delhi, Azerbaycan ve Belh'e uğradı. Buralarda Şihabeddin Sühreverdi başta olmak üzere, birçok İslam alimiyle görüştü. Ömrü ilim öğrenmekle, talebe yetiştirmek ve insanlara doğru yolu göstermekle geçti. Moğol ve Haçlılarla yapılan savaşlara katılıp, cihad etti. Bir defasında Haçlılara esir düştü. Bostan ve Gülistan isimli iki eseri meşhurdur.
· Birini mevkiinden çıkarırsan, bir müddet geçtikten sonra suçunu affet. Ümit besleyen kimsenin muradını vermek, mahpusun bağını çözmekten bin kat iyidir...
· Allah’ın emrinden dışarı çıkma ki, senin emrinden de hiçbir şey dışarı çıkmasın...
· Çoban uyumuş, kurt da sürüde: Bu hal akıllı kimselerin beğeneceği şey değil...
· İnsan iyilik ümidi ve kötülük korkusu dolayısıyla aklın gereğini benimser...
· Kendisinden fazlasıyla iyilik gördüğün kimseye fenalık etmen insanlık değildir...
· Kurdun kafasını, halkın koyunlarını paraladıktan sonra değil, önce kesmek gerekir...
· Bir kimsenin günahı üzerine hiddetlenirsen onu cezalandırmadan önce iyi düşün taşın. Çünkü Bedahşan la’lini kırmak kolaydır, lakin kırılan şeyi sonradan eklemek imkansızdır...
· Hedefe, okun gezi elindeyken nişan ol, ok yaydan fırladıktan sonra değil
· Aradan bir nice zaman geçmedikçe insanın içyüzü anlaşılmaz...
· Düşman bir kusur bulunca, büyüklerin kalplerini dağlar. Ateş, ufacık şeyle de alevlenir fakatkoca koca ağaçları tutuşturmak mümkündür...
· Gönül sır zindanıdır. Ama bir kere söyledinmi, sır artık zincire girmez...
· Günahsız olan, pervasız konuşur. Muhtesip dolaşırken gocunanlar, terazilerinde dirhem taşı noksan olanlardır...
· Hiddetle hemen kılıca sarılan kimse sonra esefle elinin ardını dişler...
· Öfke, pusudan askerini saldırttığı zaman, ortada ne insaf kalır, ne takva, ne de din kalır. Ben şu göklerin altında, bunca meleği ürküten böyle şeytan görmedim...
· Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra o memleketin tacında, tahtında ikbal kalır mı?
· Bir düşmana üstün geldiğin zaman onu incitme, zaten kendi derdi kendine yeter.
· Büyük kalarak yaşamanın şartı odur ki her küçüğün kim olduğunu bilesin...
· Herkesin huzurunu kendi rahatına tercih eden kimseye ne mutlu. Hüner sahipleri, başkalarının gamını çekmekten kendi keyiflerine bakamamışlardır...
· Yolda laf atmak değil, adım atmak lazım. Yürümedikten sonra lafın manası kalmaz...
· Elalem harman kaldırırken, vaktiyle tohum ekmemiş olmak ne gevşekliktir...
· Salih adam dilenirse ancak kendi nefsinden dilenir ve ondan hırsı terk etmesini ister. Çünkü, her saat “ ver “ diyen bir nefis, sahibini zillet içinde köy köy dolaştırır...
· Derisini parçalasalar dahi, Hudadost hiçbir zaman dostunun düşmanıyla dost olmaz...
· Bir tek kıl ibrişim telinden bile zayıftır. Ama çoğalırsa zincirden bile sağlam olur...
· Dost gönüllerini derli toplu tutmak, hazine toplamaktan daha iyidir...
· Kimsenin işini ayağa düşürme. Mümkündür, sen de onun ayağına pek çok düşersin...
· Zorluya tahammül et ki bir gün ondan daha kuvvetli olasın. İnatçının şerrini iyilikle gider. Himmetin pazısı kuvvetin elinden üstündür..
· Efendi davul sesi ile uyanıyor, bekçinin gecesi nasıl geçti, nereden bilecek....
· Padişahken zulmedersen, padişahlıktan sonraa dilenci olursun.
· Kuvvetlilerin yükünü zayıflar çekerken padişaha tatlıuyku haramdır..
· Kafası Zühal yıldızına değen bir padişahla zindanda inleyen züğürdü, başlarına ölüm askeri hücum ettikten sonra birbirinden ayıramazsın..
· İdrak kulağından gaflet pamuğunu çıkarmalısın ki, ölülerin nasihatını duyabilesin.
· Şer çıkaranlar- yuvasına nadiren dönebilen akrepler gibidir- gene şer sevdasında giderler...
· Eğer yiyip yatmaktan başka bir şey bilmiyorsa, adam hayvandan nesiyle yüksek olur ki?
· Yolu takip etmeyen bedbaht süvari, doğru yürüyen yayadan geri kalır...
· İnan ki, ateşinle gönüller dağlı olunca kıyamet günü iyilik göremezsin...
· Düşen her zaman kalkmış değildir...
· Güneşler, aylar ve ülkeler daha çok zaman parlayacaklar ama sen mezar yastığından başını kaldıramayacaksın...
· Bir hükümdar abit olursa ölümle neyi eksilir, mademkiahirette de padişahtır...
· Bir kadın zalim olan erkekten çok yüksektir. Köpek de halkı inciten insandan üstündür.
· Kendine fenalık yapan ahlaksız,insanlara kötülük yapanlardan iyidir...
· Devri kötü olan bir zalim dünyada kalmayacak, ama onun üzerinde ebedi bir lanet kalacaktır...
· Çıkrığının ardında ihtiyar kadın lanet ederken, meclisin baş köşesinden gelen aferinlerin değeri yoktur...
· Kendi ahlakını düşmanından dinle; dostun gözünde her yaptığın iyidir...
· Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir...
· Ekşi yüzlü adam, insanı hoş tabiatlı, tatlı mizaçlı dostlarından daha güzel tenkit eder...
· Senin iyiliğini isteyen kimse, “ yolunda şöyle bir diken var “ diyendir. Yolunu kaybedene iyi gidiyorsun demek şiddetli bir zulümdür...
· Ey düşüncesiz, tedbirsiz ve akılsız olan nefis, sen tek yoksulluğun yükünü çek, ama kendini gamla öldürme...
· Bir iş tedbirle olacaksa düşmanın yüzüne gülmek, savaş çıkarmaktan daha iyidir.
· Değersiz kimselerle savaşmaktan çekin. Ben damlalardan sel olduğunu çok gördüm...
· Kaşını çatmamağa çalış, ne kadar zayıf olursa olsun düşmanın dost kalması daha iyidir.
· Düşmanı dostundan fazla olan kişinin, düşmanı şen, dostu mahzun olur.
· Hizmeti yeni girenin ipini uzat fakat kesme, sonra bir daha yüzünü göremezsin...
· Sen kendi kaygını sağlığında çek, hısımların hırsa düşerler ölenle ilgilenmezler. Parayı, nimeti şimdiden ver, çünkü senindir ve senden sonra bunlar senin emrinden çıkacaktır.
· Elinden hayır gelen bir oruç yiyici, dünyaya tapıp yıl orucu tutan kimseden iyidir.
· Toprağın altında iken gönlü diri olan bir ölü, gönlü ölü olarak yaşayan bir bilginden daha canlıdır.
· Herkes kuvveti derecesinde yük taşır, karıncaya göre çekirge ayağı ağırdır.
· Allah eğer hikmetiyle bir kapıyı kaparsa, rahmetiyle başkasını açar.
· Amelsiz söz gevşek bir dayanaktır.
· Marifet kapısı, kendilerine karşı bütün kapıların kapandığı kimseler için açıktır. Acı yaşamış, acıyı tatmış nice insanlar cennette eteklerini sürüyerek yürürler.
· İster merhem sürsün ister yaralasın... Ne hoştur, O’ nun gamıyla perişan olanın hali.!
· Kim çalarsa çalsın, cömertin kapısı mutlaka açılır.
· Nice kuvvetli, nice üstün akıllar vardır ki, aşkın havası onları mağlup etmiştir. Çünkü sevda aklın kulağını büktükten sonra, akıl bir daha baş kaldıramaz...
· Akıl yolu kıvrım üstüne kıvrımlardan başka bir şey değildir ve arifler katında Allah’tan gayrı bir varlık yoktur...
· İster yücelik ve mevki olsun, ister zillet ve hapis olsun, ben bütün bunları Allah’tan bilirim; Ahmet’ten, Mehmet’ten değil...
· Ey akıllı kimse, hekim sana acı ilaç gönderdiği zaman hastalıktan korkma. Dost elinden gelen her şeyi iç. Hasta hekimden daha bilgili değildir...
· Eğer aşk eri isen kendine değer verme. Aksi takdirde afiyet yolunda yürü..
· Muhabbetin seni toprak etmesinden korkma. O mahvettiği takdirde sonsuzlaşırsın! Toprağın altında değişmedikçe sağlam taneden ot bitmez...
· Seni Allah’a aşina kılacak kimse kendi benliğinden seni kurtarmış olandır. Çünkü benliğinle beraber oldukça kendine yol bulamazsın ve bu inceliği de kendini unutanlardan başkası bilemez...
· Varlığı perişan olan kimse ne t iz ‘i fark eder, ne p e s’i. O, bir kuşcağızın ötmesiyle de feryada geleir...
· Yüzücülükte yiğit de olsan, elini ayağını ancak çıplakken kullanabilirsin. Şu halde şöhret, namus ve riya hırkasını sırtından çıkarmalısın; elbisesiyle suya batan kimse aciz kalır...
· Dünya alakası Allah’a karşı perdedir ve bir neticesi yoktur. Sen ancak bağları kopardığın takdirde vuslata nail olursun...
· Öğüdü, tesir etmeyeceğini bildiğin bir kimseye verme, ey şaşkın. Elinden dizgini kaçırmış olan zavallıya, “ oğlum yavaş sür “ denmez.
· Kişi kendinden üstününü aramayı fırsat bilmelidir. Kendin gibisiyle vaktini ziyan edersin. Kendi benzerlerinin izinde ancak kendini beğenmişler yürür...
· Aşkına sadık olan kimse canına kıyabilendir; yüreksiz adam kendine aşıktır...
· Bir kere serden geçen insan, başına taş ve ok yağmuru yağsa da, dileğinden el çekmez...
· Seçkin bir akıllı gönülsüz olur; meyvelerle yüklü dal başını yere kor...
· Büyüklük gösterişle, lafla olmaz; yücelik dava ile, kuruntu ile elde edilmez. Tevazu yüceliği arttırır, fakat gurur seni toprağa serer..
· Üstü başı temiz fakat ahlakı kirli olan kişinin cehennem kapısını açmak için anahtara ihtiyacı yoktur.
· Eğer mertsen, mertliğinden bahsetme. Sen kendini iyilerden saydıkça kötü olursun...
· Allah’ karşı iyi, halka karşı kötü olan akılsızlar, ibadetlerinin meyvasını yiyememişlerdir...
· Zühd ü takva ile meşgul ol, ama Muhammed Mustafa’yı geçecek kadar değil. Siyahlık şöyle dursun, haddinden fazla beyazlık bile hoşa gitmez...
· Allah’tan çekinen günahkar, gösteriş yapan abitten çok daha iyidir...
· Kalbi kırılanın sözü sert olur...
· Her kim çirkin huyundan vazgeçerse, cennette sonsuz bahtiyarlıklara ulaşacaktır.
· Düşmanın derisini yumuşaklıkla yüzebilirsin. Sertlik gösterdin mi, dostun bile sana düşman olur.
· Tatlı söz karşısında büyükler gönülsüzleşirler, kafalarını dikmezler; küçükler de başlarını eğerler. Başarı tatlı dille elde edilir. Hırçın tabiatlı kimse daima ısdırap çeker...
· Çirkin tabiat, adamı cehenneme götürür. Çünkü iyi huy cennetten gelmiştir.
· Tek ırmak kenarından sıcak su iç de ekşi suratlının soğuk gül şerbetini içme. Yüzü sofra gibi karmakarışık olan bir adamın ekmeğini tatmak haramdır..
· Hüner sahipleri, cefa gördükleri halde muhabbet gösterirler.
· Soysuzlara karşı soysuzluk etmek mümkündür. Lakın, insan olanın elinden köpeklik gelmez.
· Tahammül sana önce zehir gibi görünür. Fakat tabiatına kök salınca bal kesilir...
· Azametli adam kurum satar; çünkü büyüklüğün yumuşaklıkta olduğunu bilmez.
· Allah yolunun yiğitleri, bela okuna hedef olanlardır. Onlar kibir külahını atmışlar, yücelik tacıyla başlarını yükseltmişlerdir.
· Sen zebun ol da derini yırtsınlar. Çünkü gönül sahipleri küstahların yüklerine katlanırlar. Allah adamlarının toprağından testi yapsalar, halk onu melamet taşıyla kırar.
· Sel heybetle aktığı için yukarıdan aşağı tepesi üstü düşer. Halbuki çiğ damlası küçüz ve acizdir; bu sebeple gökyüzü onu muhabbetle alır, a y y u k’a çıkarır...
· Methü sena ipiyle kuyuya inme, Hatem gibi sağır ol da kendi ayıplarını dinle.
· Eğer, şu arif geçinen adam gerçekten dostunu tanısaydı, düşmanla çekişmeğe vakti kalmazdı. Allah’ın varlığından haberi olsaydı, bütün halkı yok bilirdi...
· Düşman sözü ağırına gidiyorsa dikkat et de onun ayıpladığı şeyleri yapma. Benim için iyi şeyler söyleyen kimse, ancak kusurumu bana açıkça gösterendir.
· Sen kendinden bahsetme ki, seni başkaları övsünler. Kendini övdüğün takdirde bunu başkalarından bekleme.
· Ecel günü zırhı delen ok, eceli gelmeyenin gömleğinden bile geçmez.
· Bilgin ne kadar çalışırsa çalışsın, canını ecelden kurtaramaz. Cahil de, ne kadar uygunsuz şeyler yerse yesin, ölmez.
· Kıyısı görünmiyen bir suda, yüzücünün gururu işe yaramaz.
· İnsan olmak isteyen kişi önce nefsinin köpeğini susturur.
· İnsana hüner, fazilet, din ve olgunluk gerek. Mevki, mal dediğin şey bir gelir, bir gider...
· Murada ermedim diye düşüne düşüne kalbini yakma, kardeşim. Çünkü her gecenin gündüzü vardır.
· On adam mikdarı konuşan cahilden çekin. Bilginler gibi bir söyle, pir söyle
· Meydana çıktığı zaman yüz kızartacak olan bir sözü gizlice niçin söylemeli?
· Elalemin kötülüğünden bahsettiğin takdirde, sözün doğru olsa bile, özün kötü sayılır..
· Elalemi ayıplarıyla anan bir kimsenin senden de teşekkürle bahsedeceğini zannetme.
· Kimsenin hoşuna gitmese bile, sen faydasına inandığın bir sözü söyle. Onu bugün dinlemeğen cahil yarın pişman olacak...
· Velhasıl dünyada kimse kimsenin elinden, dilinden kurtulamaz. Dile düşen için biricik çare sabretmektir.
· Günahlarından şu anda kork kıyamet günü kimseden korkun olmasın. Çoktandır koşmaktan yoruldum, bittim Dinleneyim diye hamama gittim
Yıkanmak üzere uzandım kile Sanki elim temas etti bir güle Kil değil adeta bir dilber teni O güzel kokusu mest etti beni -"Nesin?" dedim, "Amber misin, gül müsün? Yoksa basit toprak mısın, kil misin?" -"Toprağım ben, bir tarladan alındım Uzun zaman gül dibinde bulundum." Kamil ile bulunan olgunlaşır En azından onun kokusun(u) taşır. Sadi Şirazi "Gülistan"
__________________
Çağımızın en büyük tutkusu köleliktir.
|