Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30 Mayıs 2013, 10:37   Mesaj No:24

makbergülü

Medineweb Emekdarı
makbergülü - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:makbergülü isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 17068
Üyelik T.: 03 Mart 2012
Arkadaşları:26
Cinsiyet:anne
Memleket:arz
Yaş:46
Mesaj: 1.078
Konular: 171
Beğenildi:212
Beğendi:27
Takdirleri:246
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: yalan söyleyen tarih utansın

Kemalizm, ibadetler dışındaki tüm ayet hükümlerini kaldırmıştır
Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur. Tanrı, bir peygambere
verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta Kur’anın bir
ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini
izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh’da buna nesih diyoruz. Muhammed, son
peygamber olduğuna göre, O’ndan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır.
Onun için İslam bilginleri, “zamanla hükümlerin değişeceği” içtihadında
bulunmuşlardır. Mustafa Kemal’in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı.
İslamda bütün şer’i meseleler iki büyük bölüme ayrılmıştır: Birinci bölüm,
ahreti ilgilendirir ki ibadetlerdir: Oruç, namaz, hac, zekat! İkinci bölüm, dünyayı
ilgilendirir ki bunlar da nikah ve aileye ait hükümlerle muamelat denen mal,
borç, dava ilişkileri ve ukubat denen ceza hükümleridir. Kemalizm, ibadetler
dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır.
Kaldı ki insan aklı nesih hakkını farzlar üzerine de götürebilir; zekat, kazanış ve
gelir vergilerinin bulunmadığı bir devrin mirasıdır. Hac, Kabe’den faydalanan
Mekkelilerin müslümanlığını sağlamak için konmuştur ve bu döviz çağında
Hicaz dışındaki hiçbir yabancı müslüman halkı buna zorlanamaz. Namaz şekli
de iskemle olmayan entarili halkın yaşayışına uygundur. Pantolon, etek ve hele
başkasının ayağı değen yere yüz değdirmeyi yasak eden hijyen devrinde
yürüyemez. Cenaze namazını neden ayakta kılıyoruz? Camiin dışında olduğu
için! Bugünkü hijyen anlayışına göre Camiin içi ile dışı arasında fark yoktur.
Atatürk ibadet devrimine ezan ve namazı Türkçeleştirmekle başlamıştı.
Gerçekte verdiği ilk emir ezan ve namazın Türkçeleşmesi idi. Muhafazakarların
sözcülüğünü yapan İnönü, Atatürk’e yalvarmış, önce ezanı Türkçeleştirelim,
sonra namaza sıra gelir, demişti. Arkadan dil ve Kur’an metni meseleleri çıkıp
namazın Türkçeleşmesi gecikti idi. Atatürk sağ kalsaydı ibadet reformu
olacağında da şüphe yoktu.
(KAYNAK:Atay, Falih Rıfkı, 1961, Çankaya: Atatürk’ün Doğumundan Ölümüne
Kadar)
__________________
لاَ يُكَلِّفُ اللّهُ نَفْسًا إِلاَّ وُسْعَهَا

"Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez."

|| BAKARA 286. ||


MAZARET insanın kendine söylediği en büyük ''YALAN''dır !! ..

Velhasıl-ı kelâm.
Namaz, duâ, gayret, nâsip. . .
Alıntı ile Cevapla