Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19Haziran 2013, 11:43   Mesaj No:3

EyMeN&TaLhA

Medineweb Emekdarı
Avatar Otomotik
Durumu:EyMeN&TaLhA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 21422
Üyelik T.: 08 Kasım 2012
Arkadaşları:35
Cinsiyet:
Mesaj: 3.297
Konular: 784
Beğenildi:132
Beğendi:34
Takdirleri:141
Takdir Et:
Standart Cevap: Türkçe Olimpiyatlarına cemaat içinden bir tepkİ,...

Efendimiz (asm) Habeşli bir heyetin Mescid-i Nebevi\'de kılıç-kalkan oynamalarına izin vermişti. Hz. Aişe\'de O\'nun arkasında oturup bu kültürel gösteriyi izlemişti.

Kültür diye bir şey var. Çıplaklık, fuhşiyat içermediği sürece İslam bu tür etkinliklere izin verir. Bazı akılsızlar olimpiyatlardaki kızların neden başı açık diyor. Müslüman değil de ondan. Müslümanların bile ne kadarı başını örtüyor bugün?

Bu etkinlikler \"kör göze parmak\" etkinlikleridir ve \"hizmet\"in amacı değil, çok küçük ve kısa bir reklamıdır. Anadolu insanının dünyanın dört bir tarafına açtıkları okulların asıl gayesi şunlardır:

1. İslam\'ı yaşayarak örnek olan öğretmenlerin dünyanın dört bir tarafındaki eğitim seferberliği

2. Fakir ülkelerde batı hayranı olmuş, batı karşısında geri kalmanın kompleksiyle yaşayan nesillere tekrar özgüven kazandırılması. Kendi dinleriyle, kültürleriyle barışmalarının sağlanması.

3. İslam\'ı çok yanlış tanıyan gayrimüslüm ülkelerdeki çocuklara ve ailelere İslam\'ın tanıtılması. Onların hidayetine vesile olunması. (bkz: diyaloğun meyveleri)

4. İslam\'ın 1000 yıldır ağabeyi konumunda olan Türkiye\'nin tüm dünya çocuklarına sevdirilmesi, Türkçe\'nin öğretilmesi ve bu yolla bu ülkelerle köprüler kurulması. (Türkiye er geç tekrar aynı konuma gelecektir ve bunda en büyük pay sahibi bu okullar olacaktır, inşallah)

alıntıdır


ARKADAŞLAR O İNSANLAR BİR İDEALİN ARKASINDAN GİDİYORLAR HEDEFSİZ DEĞİLLER.SİZİN GÖRDÜĞÜNÜZ O ÇOCUKLARIMIZA SÖYLETTİRİLEN MARŞ TÜRKÜ VS. GÖRÜNEN YÜZÜ. O KIYMETLİ ÖĞRETMENLERİMİZİN GİTTİĞİ ÜLKELERDE İSLAM BAYRAĞI DALGALANIYOR,AHLAKLI İNSANLAR YETİŞTİRİLİYOR, O ÇOCUKLAR HER TÜRLÜ KÖTÜLÜK VE ŞERLERDEN UZAKLAR....
alıntıdır..


“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir” (Âl-i İmrân, 3/104) “Siz insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Ma’rufu emreder, münkeri yasaklar ve Allah’a inanırsınız.” (Âl-i İmrân, 3/110)
Eskiden, tebliğin önündeki engeller, devlet yapılanmaları olduğu için bir devletin sınırları içindeki insanları bu kutsal davetten haberdar etmek için bu devletlerle savaşılmıştır. Günümüzde ise, iletişim, yayın imkanları sınırları ortadan kaldırdığı için bu türden bir cihadın hükmü kalmamıştır, denebilir. Fakat modern zamanlarda İslami hakikatleri anlatmanın önünde farklı ve belki de eski devirlerdekinden aşılması daha zor engeller ortaya çıkmıştır. Şimdi müminlere daha farklı bir savaş düşmektedir.
Özellikle son bir asırda İslam, dünyadaki insanların gözünde çok yanlış bir imajla tanıtılmış ve insanlarda İslama karşı bir önyargı oluşturulmuştur. Hatta o kadar ki bu kara propaganda müslüman toplumlarda bile uygulanmış ve belli ölçülerde insanlar dinden uzaklaştırılmışlardır.
Bu amaç doğrultusunda, içeriğine bakılmadan, hikmetleri bilinmeden recm, el kesme cezaları, kölelik, çok eşle evlilik ve örtünme konuları kasıtlı olarak yanlış anlatılmış, cihad kavramı, müslüman olmayan herkesin öldürülmesi emri diye gösterilmiş, islam diktatörlüğü öneriyormuş gibi yansıtılmış, müslümanlar terörist, barbar, bilim düşmanı, merhametsiz, insan düşmanı yobaz cahiller ve vampirler güruhu vahşiler olarak tanıtılmış ve medya vasıtasıyla müslüman deyince insanların zihninde kara çarşaflı kadınlar, çember sakallı, çatık kara kaşlı erkekler imajının canlanması sağlanmıştır.
Önyargıları kırmak, atomu parçalamaktan zordur, sözü meşhurdur. İşte günümüzde tebliğ ve irşadın önünde engel olarak bu şekildeki önyargılar bulunmakta olup, müslüman toplumlarda bile insanlara dini anlatmak çok zor bir hale gelmiştir.
İşte eskilerin kılıçla yaptıkları savaş günümüzde bu engellerin kaldırılması şeklindeki bir niteliğe bürünmek zorundadır. Evet, önyargıları kırmak, bu kara tabloyu değiştirmek hiç de kolay değildir. Çünkü karşı tarafın imkanları daha fazla olup bilinçli bir hareketle islamın karalanması işi yürütülmektedir.
Günümüzde bu işin nasıl yapılacağı detaylı şekilde planlanabilir. Fakat genel çerçevesinin şu şekilde olacağı öngörülebilir. Her şeyden önce İslamın doğru anlaşılması gerekir. Evet, müslümanlar cehaletten, kulaktan dolma bilgilerden uzaklaşmalıdır. Bundan sonra, islamın yaşanarak, canlı olarak gösterilmesi gerekir. Yoksa kağıt üzerinde her şey çok güzel de söylenenlere kimse uymuyor, eleştirisine meydan verilmemelidir. Fert planından müslüman ülkeler, toplumlar planına kadar islamın evrensel mesajının yaşandığı ve günümüze de hitap ettiğinin somut örneklerinin olması gerekir.
Artık tebliğ işinde teorik bilgiler geniş halk kitleleri nezdinde fazla itibar görmemektedir. İnsanlar, lafa değil yaşayışa bakıyorlar. Bu yüzden günümüzde tebliğ işinin İslami güzelliklerin yaşanarak anlatılması şeklinde yapılması zaruri hale gelmiştir.
Asr-ı saadette yapılan işin bir benzerinin günümüzde de yapılması gerekmektedir. Yani, islamı özümsemiş insanların yaşayışlarıyla islamı temsil ederek müslüman olmayanlara islamı tanıtma faaliyeti hatta bizzat o insanlarla aynı çevrede yaşayarak yapılmalıdır. Müslüman olmayanlardan öcü gibi korkulmamalıdır. Çünkü biz onları muhatap almazsak onlar da bizi muhatap olarak görmeyip dinlemezler. Düşmanlık, kin, nefret, öfke önyargıların kırılmasını, konuşmayı, iletişimi dolayısıyla da tebliği engeller.

İşte, Türkçe Olimpiyatlarının ardında böyle hedefe yönelmiş insanlar vardır. Türkçe öğretimi aslında bir sebep, vesile olmakta, bu işlerin arka olanında tebliğin, islamın evrensel mesajının canlı örneklerle insanlara sunulması, tanıtılması gayesi bulunmaktadır. Bu kutsi hedef için ülkemizden başka ülkelere giden bu insanlar bir anlamda asr-ı saadette sahabe efendilerimizin yaptığı işi, yani tebliğ ve irşad uğruna evini, ocağını terkedip yabancı diyarlara gitme işini yapmaktadırlar.
Yoksa yapılanları sadece milliyetçiliğe indirgemek, basit anlamda Türkçe öğretme olarak görmek basiretsizlik olsa gerektir. Yoksa onlarca ülkeden binlerce insanın ülkemize isteyerek gelip özveriyle gösteriler yapması milliyetçilik amacıyla izah edilemez. Buraya gelen insanlar böyle basit bir menfaati göremeyecek kadar seviyesiz insanlar değiller. Hemen hemen hepsi ülkelerinin elit kesiminden ailelere mensuplar.

alıntıdır



bu kısa yorumlar umarım bakış açınızı değiştirir..
Alıntı ile Cevapla