Durumu: Medine No : 26990 Üyelik T.:
01 Nisan 2013 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
4 Konular:
1 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: inkılap tarihi ders notları ilahiyat 2 .sınıf
İlahiyat ön lisans İnkılap tarihi 2. ünite KISA KONU ÖZETİ
Osmanlıda(Türkiye de) reform arayışları 1839-1908 Tanzimat- ıslahat- meşrutiyet
Tanzimat fermanı II Mahmut döneminde hazırlanıp Abdülmecit döneminde 3 kasım 1839 tarihinde Gülhane parkında okunmuştur.Gülhane Hattı Hümayunu da denir ve yeni bir devirin başlangıcını temsil eder..
Tanzimat fermanına geliş sürecini hazırlayan sebepleri şöyle sıralayabiliriz.II Mahmut zamanında istenen düzenlemelerin yetersiz kalması,1828/29 Osmanlı Rus savaşının sonrası Yunanistan ın kurulması ,hünkar iskelesi antlaşmasıyla Rusların boğazlara inmesi, Balta antlaşması ile verilen ekonomik tavizler,1840/41 Londra da mısır ve boğazlar sorunu için varılan mutabakatlar ile karlof ça antlaşmasından bu yana yapılan ıslahatların yetersiz kalması ,devletin acil ve köklü bir değişikliğe gitmesine gerek duyulmuş bu nedenle Tanzimat fermanı hazırlanmıştır.
Tanzimat fermanının da ; devletin her tebaasına vatandaş statüsü verilmiş,herkesin can mal namusu noktasında devletin koruması altına olduğu,geri kalmışlığın sebebi olarak da 150 yılı aşkındır kanunlara uyulmadığı,vergilerin tayini,askere alınma kanunları ve süreleri fermanda yer almış.gerekli kanunların çıkarıldığı ve uyulduğu takdirde verimli coğrafyası ve yetenekli halkı sayesinde Osmanlının 5/10 sene içerisinde eski gücüne kavuşabileceği beklentisi dile getirilmiştir.fermanda padişahın görevinin eskisinden farklı olarak yalnız dini ve devleti korumak değil ,ülkeyi ve milleti de kalkındırmak da olduğuna vurgu yapılmış, modern devletin temelinde halkın devlet için değil ,devletin halk için var olduğu ,idare tarzı bakımından ise yeni kanunlara ihtiyaç duyulduğu bunların meclisler eliyle karar alma ve idare etme tercihine sahip olmasıyla böylece padişah kendi gücünü sınırlamıştır.
Tanzimatlın hedefi olan mali denge ,vergilerin konması ,ve toplanması hususunda vatandaşı ezmeyecek usuller geliştirilmesi olsa da bu gerçekleşememiştir.
Tanzimat dönemimdeki meclisler seçilmiş kurullar değil uzmanlık komisyonları oluşturulmuş yönetime katılması açısından bunlar ..meclisi Ali i Tanzimat ,meclis ahkamı adliye, şurayı devlet tir.
1838 yılında Osmanlıda yeni kanun tasarıları hazırlamak,önemli devlet memurlarını yargılamak,amacıyla MECLİS VALA YI AHKAMI ADLİYE kuruldu.yasama yargı işlevleri gören bu kurum yükünü iyice artması nedeniyle 1854 de ikiye ayrılarak yargı işlerine bakmak üzere Meclis ahkamı adliye , yasama işleri içinde meclisi ali Tanzimat(meclisi Tanzimat) kuruldu bu meclis halkı ilgilendiren konulardaki reformları saptamak ve devletteki refah düzeyini yükseltmek için çalışacaktı.Osmanlı da ilk kez yasama ve yürütme görevleri birbirinden ayrıldı.yasama organına yürütüme organını denetleme görevi verildi bu meclise ali ve Fuat paşaların yanı sıra önemli devlet adamları üye olmuştur.bu iki kurumu 1861 de tahtta çıkan Abdülaziz bu iki kurumu yeniden birleştirmiş Meclis valayı ahkamı adliye olan bu meclis yeni düzenlemeyle 3 daireden oluşmuştur.
1- Meclis Tanzimat yasama görevi kanun ve nizamat dairesine
2- idari işler için umur ı idare-i mülkiye dairesi
3-yargı işleri içinde muhakeme t dairesi kurulmuştur.
Danıştayın başlangıcı sayılan şurayı devlet 1868 yılında kurulmuştur.
1868 yılında meclis ahkamı adliye ..şurayı devlet ve divanı ahkamı adliye olarak ikiye ayrılıp
Divanı ahkamı adliye yargı görevini yapacak. Şurayı devlet ise yönetim meselelerini tartışıp kanunları hazırlayacaktı.
Şurayı devletin bazı görevleri Her türlü kanun ve tüzükleri hazırlamak,incelemek,karara bağlamak,istenildiğinde görüş bildirmek,memurları yargılamak,devletle fert arasındaki davalara bakmak,1868 yılında kurulan şurayı devlet halkın yönetime katılım da katkı sağlayan diğer bir meclistir.Abdülaziz bu kurumun açılış konuşmasında devletin vatandaşa hizmet etmekle yükümlü olduğunun altını çizerek anlayışın değiştiğine işaret etmiştir..bu kurumun içinde düzenli bir parlementer işleyişi kurulmuştu.vilayetlerden gelen delegeler meclise getirdikleri sorunların tartışmasına katılabilecek,ancak meclisin asil üyeleri seçim yoluyla gelmeyip padişah tarafında atanıyordu.kanun yapma inisiyatifi olmayıp sadrazamın önerdiklerini tartışabilirlerdi.bu nedenle bu kurum parlamento dan ziyade EMBRİYO halinde bir parlamento olarak nitelendirilebilir.
Tanzimat dönemini en önemli katkılarında biri halkın seçim ile oluşturulan meclislerin mahalli seviyede yönetime katılma işlevini gerçekleştirmiş olmasıdır. Muhassıllık meclisleri 1840 yılında kurulmuş görevi ise sancak merkezlerinde sancaktan alınacak Vergilerin miktarın saptamak ve düzenli toplanmasını sağlamaktır.bu meclislerde muhassılın yanında memurlardan başka:sancağın hakimi,müftüsü,zabiti,ruhani reisleri ve sancağın ileri gelenlerinden 6 kişi katılacaktı.bu kişiler seçimle belirlenecekti. Aday olabilmek içinse ,bulunduğu yöre halkından olmak,reşit olmak,devlet ve ülke işlerinden anlamak gibi şartlar aranmaktaydı.şartları taşıyan mahkemeye başvurup aday olabiliyordu.Seçmenler ise kazaya bağlı köylerden kura tespitiyle beşer kişi ve kaza merkezlerinde de yerleşim yerini büyüklüğüne göre’’akıllı,söz anlar,emlak sahipleri’’sıfatlarına haiz 20-50 kişi olacaktı.halkın katılımında uzak olan bu seçim nüfuzlu kimselerin meclise girmesini sağlayan yörenin ileri gelenleri ve mülki amirin tayin ettiği kimselerdi.Sultan Abdülmecit yayınladığı bir fermanla meclis ali tanzimata vilayetlerden ikişer temsilci davet etmiştir.yarı mebuslar diye adlandırılan bu temsilcilerin meclis tanzim ata girmeleri meşrutiyet yolunda önemlidir.
Tanzimat fermanın ileri merhalesini ıslahat fermanı oluşturmaktadır.kutsal yerler sorunu ile başlayan rus isteklerinin reddi üzerine 1853yılında savaş başlamış.Bu savaşta rus istekleri ile çıkarları ters düşen Avrupalılar Osmanlını yanında yer almış.1853/56 yılarında yaşanan kırım savaşı osmanlı açısından bedeli bir bakıma dış borçlanma ve ıslahat fermanı ilanı ile ödemek zorunda kalmıştır.1854 de başlayan dış borçlanma zamanla büyümüş 1875 de mali açıdan iflası getirmiş.1881 yılında ise DUYUNU i UMUMİYE idaresinin kurulmasıyla farkı hal almış.dış borçların T.C dönemine 1954 e kadar sürdüğü düşünüldüğünde ne kadar büyük olduğu anlaşılır.Kırı m savaş sonrası imzalanan Paris antlaşması Rusya nın güneye inmesini engellese de Karadeniz in tarafsızlığı maddesinin galibinin Avrupa olduğu açıktır.Osmanlı nın Avrupa dan sayılması,toprak bütünlüğünün ,garanti edilmesi gibi şartları olumlu görünse de Osmanlı nın topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğu belirmiştir.Antlaşama da ıslahat fermanında yer alması batılı devletlerin Osmanlının içişlerine karışmalarına dayanak teşkil etmiştir.
Paris Antlaşmasından sonra dış baskılar sonucu ilan edilen ISLAHAT FERMANI Tanzimat fermanından bir hayli ileri gidilmiş.önceliğin gayri Müslimlerde olduğu bu ferman Müslüman olmayan larada askeri sivil okullara girme devlette görev alma hakları , ferman gayri Müslimlere askerlik şartı getirsede bedel ödemek şartıyla muafiyet (adil olmayan şeklide Müslümanlara bu hak verilmemiş),gayri Müslimlere karşı küçük düşürücü sıfatların yasaklanması,yabancılara Osmanlıda gayri menkul alma hakkı,iltizam usulunun sona ermesi,maaşların düzgün ödenmesi gibi şartlarda gibi Tanzimat taki bazı maddelerde bu fermanda yer almıştır.batını zorlamasıyla ilan edilen bu ferman a ilk tepkiler 1858 de Cidde de hac mevsiminde tahrikler sonucu harekete geçen Müslümanların hristiyan tüccarlara saldırısı, karışıklıkta Fransız ve İngiliz konsolosların ölmesi üzerine İngiliz ve Fransız gemileri ciddeye asker çıkartmış suçlu gördüklerini idam etmişler.benzeri olaylar Lübnan ve Suriye de de olmuş Fransız müdahelesi güçlükle önlenmiş.sonuç olarak Lübnan başında hristiyan bir yöneticinin olduğu imtiyazlı bir sancak olmuş Rumeli de huzursuzluk baş göstermiş Sırbistan da Karadağ da Bosna da çatışmalar yaşanmıştır. fermana bir tepkide İstanbul da 1859 da yaşanmış. tarihe kuleli vakası diye geçen MÜDAFAİ ŞERİAT CEMİYETİ Sultan Abdülmecit i tahtan indirip eski düzenin kurulmasını amaçlamaktaydı grup üyeleri harekete geçmeden ihbar üzerine yakalanmışlar yargılanmak üzere kuleli askeri lisesine götürülmüşler yargılamada bazı üyeleri idam cezasına çarptırılsa da ancak sultan Abdülmecit tarafından cezaları ömür boyu hapse çevrilmiştir.tüm tepkilere rağmen ferman 1858 ARAZİ KANUNNAMESEİ-1871 İDARE- İ UMUMİYE VİLAYET,1878 DERSAADET VE VİLAYET BELEDİYE KANUNLARI düzenlemeleri bazılarıdır.bu kanunlarla arazilerin yüzde 70 i özelleşmiş.1867 de yapılan düzenleme ile yabacılara şehirlerde gayri menkul edinme hakkı verilmiş böylelikle eşitlik ilkesi gerçekleşmiş devletin her sahadaki hakimiyetinin halk lehine kısıtlanmaya başladığını söylemek mümkün olabilmektedir.
Vergi toplamak amacıyla kurulan muhassıllık meclislerinden sonra 1864VİLAYET NİZANNAMESİ ile ülke idaresini vilayeti, sancak , kaza,köy idari birimlerine ayırmakta ,her aşamadaki yöneticilerin görev ve sorumluluklarını ayrı ayrı açıklamaktadır.ayrıca belediye meclis üyelerinin seçimle gelecekleri hükmünü getirmektedir.vilayet meclisi üyeleri ,tabii üyeler ile seçimle belirtilen dört kişiden oluşmaktaydı.mülki amir ve memurlar ile ruhani reisler tabii üyelerdi.seçimle belirlenen dört üyenin ise ikisi Müslüman ikisi gayri müslimdi. O zamanlarda Basiret gazetesi nde tüm halkın bilgili ve cesur olması halinde cumhuriyetin kendiliğinden kurulacağına dikkat çekmiştir.
1868 de Tanzimat fermanı ile başlayan 1876 da kanuni esasini (anayasanın)ilanına kadar olan süreçte Osmanlı da kişi hak ve hürriyetlerinde gelişme olduğu gibi askeri ,mali, eğitim,ve hukuk Gibi pek çok alanda batılılaşma çabaları olmuştur.1843 deki bir yasa ile askerlik yaşı 20,askerlik süreside 5 yıl olarak belirlenmiştir.5 yıl sonunda terhis olanlar ,7 yıllık bir süre redif asker olarak yedek askerlik yükümlü hale getirilmiş.1845 yılında ordu merkezlerinde birer askeri lise idadi açılmıştır.
Sultan Abdülaziz döneminde donanma güçlendirilmiş, bahriye nezareti kurulmuş,askeri yapı yenilenmiştir.II Mahmut döneminde istanbulda zorunlu olan ilköğretim zorunluluğu ülke çapına yaygınlaştırılmaya çalışılmış,1846 da ise meclis i maarif umumumiye kuruldu bahriye,harbiye,tıbbiye dışındaki tüm okullar buraya bağlanmıştır. 1848 yılında ise İstanbul da öğretmen yetiştirmek üzere darul muallim açıldı.ortaöğretim seviyesinde olan rüştiyelerin açılmasına hız verildi.1858 de ilk kız rüştiyesi 1859 da mektebi mülkiye açıldı.Fransız ca eğitim yapan galatasaray sultanisi 1868 de eğitime başladı. Eğitimde Fransa etkisi 1827 de başlamış ve tıbbiye de Fransızca eğitim 1870 e kadar devam etmiştir. Fransız etkisi 1869 yayımlanan maarifi umumi nizannnamesinde de görülmektedir.bu nizamname ile bayanlar için darulmuaallimat açılmıştır.
Mali alanda köklü ıslahatla Tanzimat fermanı gereğince iltizam usulu kaldırıldı.tanzimat fermanının mimarı Mustafa Reşit paşa vergi sistemini takipçisiydi. 1841/42 de bütçe hazırlandı.1847 de modern bütçeye geçildi.Tanzimat fermanından 7 ay sonra 1840 ceza kanunnamesi yürürlüğe girdi.bu kanun kanuni cedittin yayınlanması olan 1851 e kadar yürürlükte kaldı.ceza kanunnamesine daha kapsamlı olarak sarhoşluk,kız kaçırma,sahtekarlık gibi suçlarda tanımlandı.bu kanunda şer i hükümlerde yer verildi.bu kanunda zamanla yeterli olmayınca 1810 tarihli fransız ceza kanunu neredeyse tercüme si olarak1851 de ceza kanunnameyi humayun olarak yürülüğe girdi.bu kanun Rumca ,Ermenice,Bulgarca tercüme edildi.
1840 dan itibaren laik ilkelere göre çalışan NİZAMYE MAHKEMELERİ kuruldu.bu mahkemelerde gayri Müslim hakimlerde görev aldı.
Ticaret alanında muhtelif mahkemeler kuruldu.1807 tarihli Fransız ticaret kanunun1849 da tercüme edilerek KANUNNAMEYİ TİCARETolarak1850 de yürürlüğe sokuldu.ilk defa bu kanunla anonim şirket,faiz,kambiyo senedi gibi bazı kavramlar Osmanlıda yer aldı.
Osmanlıda ekonomik i kriz kırım savaşında dış borçlanmamın zaman içinde artara k devam etmesi borcu borçla ödeme sonradanda ödeyemez hala getirmiş.alınan borçların bir kısmi faydalı olan deniz kuvvetlerine harcansa da çoğu devlet giderleri,saray yapımı ve harcamalarına gitmiştir.1847 de ise balkanlardaki karışıklık nedeniyle tekrar paraya ihtiyaç duyulmuş dönemin sadrazamı MAHMUT NEDİM PAŞA BÜTÇEY İ HESAP ETTİRMİŞ Bütçe açığının 5 milyon altın olduğu anlaşılmış.paşa yıllık ödenmekte olan 14 milyon liralık faizi yarı yarıya indirerek ger i kalan miktarın beşi bütçe açığına ikiside ordunun ihtiyacında kullanılacaktı.bu plan kabul edilerek 6 ekim 1875 de bir kararname ile alacaklılar a da duyuruldu.plana göre 5 yıl süre ile var olan borcun yarınsın nakit olarak ödeneceği geri kalan kısmının ise %15 faizli bir senetle ödeneceği ilan edildi.
Rusya bu olaylardan yararlanıp 93 harbide denilen 1877/ 78 osmanlı rus savaşı başladı.savaş sonrası İngiltere Osmanlı devletinin varlığı politikasında vazgeçerek kendisi için önemli olan yerleri ele geçirme neticesinde Kıbrıs ve mısır Osmanlı dan kopardı.bu nedenle Osmanlı yeni müttefik olarak Almanya yı seçti.Almanya Avusturya ve fransayı mağlup etmiş Alman askerleri davet edilip orduda alman silahları yerini almış 1885 de GOLTZ PAŞA Osman lı ordusunu ıslah işine girişmiştir.
93 harbi Osmanlı Rus savaşı 1877/1878
Rusya 1871 de imzalana Paris antlaşması ile kara denize çıkmasının engellenmesi maddesini tanımadığını ilan etti. Avrupa da güç dengeler ininde değişmesiyle Prusya alman birliği olma yolunda Avusturya ve Fransa ile olan savaşı kazanmış. Fransa yı ağır yenilgiye uğratmış. italya da İtalyan piyoment oldukça ileri adımlar atmış. rusya da bundan istifade ederek garantör devletlere Karadeniz in tarafsızlığını tanımadığını bildirmiş hızla silahlanmaya başlamış.Rusya uyguladığı Panslavizm (Slavlaştırma)politikasına hız vermiş.bu politikalar gereği olarak Sırbistan,Karadağ,Bulgaristan ,gibi bölgelerde isyanları teşvik etmiş.Osmanlı nın Rus egemenliğine girmesini istemeyen İngiltere yanına Almanya ve diğer devletlerin de desteğini alarak bir konferans yapmış 23 aralık 1876 da İstanbul da HALİÇ KONFERANSI (tersane konferansı)alınan karar gereği barışçıl gibi görünse de Sırbistan,Karadağ,Romanya, ya bağımsızlık verilecek Bulgaristan özerk olacaktı bu maddeleri Osmanlının kabul etmemesi üzerine başlayan 93 harbi ağır bir yenilgiyle sonuçlanmış.Rusya balkan ve Kafkasya üzerinden hızla İstanbul yeşil köye kadar gelmiş.doğuda Erzurum Rus işgaline uğramış.destanlaşan nen hatun direnişi sayesinde Rus işgaline kurtulmuş.bu durumda çaresiz kalan Osmanlı ,Rusya ile ayastefanos (Yeşilköy)antlaşması imzalamış.antlaşama gereği olarak Sırbistan,Karadağ,Romanya ve Bulgaristan bağımsız olacak.Kars,Ardahan,Artvin ve doğu Beyazıt Rus egemenliğine girecek.ayrıca Osmanlı ağır bir şekilde savaş tazminatı ödeyecekti.bu antlaşma İngiltere başta olmak üzere harekete geçirmiş yeni bir antlaşma olan Berlin antlaşması imzalanmış.Bulgaristan hariç bağımsız devletlerle ilgili maddeler aynen kaldı..Bulgaristan Osmanlıya bağlı prenslik haline gelmiş.doğu Rumeli Makedonya Osmanlıya bırakılmış.Kars Ardahan artvin Ardahan ,batum Rus işgalinde kalmış.ermeni sorunun ilk defa gündeme gelmiş.Osmanlı ayestefonas dan daha çok iki katı savaş tazminatı ödemek zorunda kalmış.masada savaş tazminatı olan 60 milyon liradan vazgeçmeyen Rusya 1908 yılında Osmanlı devletinin Bulgaristan ın bağımsızlığını tanıması karşılığında savaş tazminatının 5 milyon lirasından vazgeçmesi tazminatınne kadar büyüklüğünü göstermektedir.
Rusya ya ödenecek tazminatın zaten kötü olan ekonomiyi iyice bozmuş Osmanlı dış müdahaleye fırsat vermemek için alacaklıların vekillerini görüşmeye çağırmış. istanbul da 20 aralık 1881 de anlaşmaya varıldığı bir kararname ile duyurulmuştur. MUHARREM KARARNAMESİ adı verilen bu anlaşma gereği İstanbul da DUYUN –I UMMUMİYE İDARESİ kurulacaktı.bu komisyonda alacaklıları temsilen birer İngiliz ,Fransız,alman,Avusturya,İtalyan,galate bankerlerini temsilcileri bulunacak Osmanlının da temsilcisiyle 7 kişiden oluşacaktı. bu idarenin gelir kaynakları ,tuz,tütün,ispirto,balık,ipek,pul ve damga,Bulgaristan, Kıbrıs ,doğu Rumeli vergisinden oluşmaktaydı.DUYUN- I UMUMİYE İDARESİ DEVLET İÇİNDE DEVLET DURUMUNA GELMİŞTİ.Kendi memurlarını atama hakkına sahipti.1912 de Osmanlı maliye memuru sayısının 6 bin civarında iken bu kurumun memur sayısının on bine yaklaşmıştı.memurlar köylere kadar giderek alacaklıların borçlarına karşılık vergileri toplamakta ve bunları Osmanlı borçlarına karşılık tahsil etmekteydi.bu kurum milli mücadele döneminde varlığını devam ettirse de Ankara hükümeti gelirlerine el koyup.tahviller Lozan antlaşmasıyla çözümlenip Osmanlının borçları yeniden yapılandırılarak 2/3 kısmı T:C ye devredilmiştir.
I MEŞRUTİYET padişahın yetkilerinin kısıtlandığı sened-i iitfak ,Tanzimat fermanı,ıslahat fermanıyla devam eden süreç ali ve Fuat paşaların ölümleriyle sultan Abdülaziz döneminde gerilemiştir.Tanzimat döneminde yetişen aydınlar batı uygarlığının üstünlüğü geniş hürriyetlere ve parlamentolu demokratik siyasi rejime bağlıyordu.padişahla bütünleşen Tanzimat bürokratları temsili sisteme inanmıyorlar ve merkezi otoritenin güçlenmesini ön planda tutuyorlardı .Tanzimat bürokratlarının otoritesine ters düşen yeni Osmanlı hareketini öncüleri içerisinde ,Şinasi,Namık kemal,ziya paşa ,ali Süavi gibi yazarlar ve şairlerdi.bu kişiler özellikle ,ilerlemenin hür kurumlara dayandığını ,hür kurumların ise ancak kamuoyunun desteğiyle ayakta kalabileceğini,bu nedenle halkın eğitilmesi gerektiği savunuluyordu.Halka en kolay ulaşmanın yolunun da gazete olduğu biliniciyle,gazete çıkarmaya başlamışlardı.aslında Abdülaziz idaresine karşı mücadele eden aydınlar tarihe kuleli vakası olarak geçen olayı ilk olarak kabul edebiliriz.önemli aşamalar kaydeden genç Osmanlılar cemiyet ise 1865 de İstanbul da kurulmuş.1867 de faaliyetlerini artırmış.hatta cemiyet üyelerinden Mustafa fazıl paşa padişaha meşrutiyeti ilan etmesi için mektup göndermiştir.bu padişah tarafında rağbet görmemiş takibe alınmış ancak Abdülaziz Ser asker Hüseyin avni paşa önderliğinde bir askeri darbe ile tahtan indirilmiş yerine 5 murat tahta çıksa da rahatsızlığı sebebiyle tahtı 31 ağustos 1876 da II ABDÜLHAMİTE bırakmıştır.. Abdülhamit devletin sağlam bir düzene bağlanması olarak anlaşılan meşrutiyeti azınlıklar nedeniyle dış baskının hafifletilmesi ni dile getirtmiştir ancak padişah halkın meşruti idare için yeterli bulmayan devlet adamlarına hak versede devletin köklü dertlerine meşrutiyetin deva olacağı beklentisine sahipti. askeri okullar müdür Süleyman paşa Abdülaziz ve 5 murat ın tahtan indirilmesi devlet adamlarının kendilerini güvence altına almak olarak değerlendirmiş ve sadrazam Mehmet rüştü paşa nın da halkın verdikçe isteyeceğini söylemesini meşrutiyetin engellenmesi olarak belirtmiştir.
187 6 KANUNİ ESASİ II Abdülhamit han meşrutiyetin ilanı için derhal anayasanın yapılması için3 0 eylül 1876 da bir komisyon kurulmasını emretmiş.28 kişiden oluşan komisyon 1831 BELÇİKA ,1859 PRUSYA ANAYASASI İLE BİRLİKTE 20 YE YAKIN TASARIYI İNCELEMİŞ BU TASARILAR İÇERİSİNDE MİTHAT PAŞA İLE SAİT PAŞALARIN TASARILARIDA VARDIR..
Mithat paşanın kanuni cedit teklifi .meclis in 120 kişiden oluşması,bu sayının 1/3 ün hükümet tarafından atanmasını,80 ninin millet mebusu.40 ının ise devlet mebusu olmasını tasarıyla bütün vükela,bakanlar,ve müsteşarlar hükümet adına mebus sayılacaktı.hükümet güven oyu almak zorundaydı.aksi takdirde düşecekti kanuni cedit ancak meclisi mebusan tarafından yürürlükten kaldırılabilecek ,devletin resmi dilini Türkçe,güçlü hükümdarlık makamınıda içeriyordu.
Sait paşanın tasarısına göre ise Fransız anayasasının Türkçeye çevirisi gibiydi.12 bölümden oluşup daha kapsamlıydı. doğrudan doğruya millet tarafından seçilen750 kişilik bir meclis öngörüyordu.ancak seçimin kura sistemiyle yapılmasını öngörüyordu.yasama yetkisi MİLLET MECLİS adını taşıyan bir meclise veriliyor.
komisyonun 140 madde olarak hazırladığı taslak heyeti vükelada(bakanlar kurulu)nda hararetli tartışmalardan sonra 119 maddeye inip padişaha sunulmuştur.
Nihayet TARİHTE İLK TÜRK ANAYASASI OLAN KANUNİ ESASİ 23 ARALIK 1876 DA İLAN EDİLMİŞTİR.bu anayasa ağır yenilgiyle sonuçlanan 1877/78 osmanlı rus savaşıyla rafa kaldırılmıştır.
1876 kanuni esasinin özellikleri-egemenliğin padişaha ait olduğu,halifelik de dahil olmak üzere saltanat osmanlı ailesinden en büyük evlada ait olduğu,padişahın islam dinini koruyucusu ve osmanlı halkının hükümdarıdır.padişahın yaptıklarından sorumlu olmama kanun altına alınmış,padişahın üstün gücünü sınırlayan madde de yoktur padişah; para basılması ,hutbelerin adına okunması,yabancı devletlerle antlaşmalar yapılması,harp ve barış ilanları,kara deniz kuvvetlerini kumandası,askeri hareketlerin yapılması,şer i hükümlerin uygulanması,cezaların hafifletilmesi,affı,memurlara rütbe nişan verilmesi,geniş yetkilere sahipti
padişahın yürütmenin başı olduğu,sadrazam ,bakanlar kurulu şeyhülislam tayini padişaha ait olduğu,hükümet meclise değil padişaha karşı sorumlu olduğu,padişahın yargı yetkisine sahip olduğu anayasının 113 ,maddesinde padişah bu yetkileri verilmiştir.padişah eğer zabıta tarafından yapılan araştırmada hükümetin emniyetini ihlal ettikleri kesinleşenleri sınır dışı etme hakkına sahipti.
Anayasaya göre meclis ,adına meclis umumi denilen HEYETİ AAYAN VE HEYETİ MEBUSAN ismini taşıyan iki ayrı meclisten oluşmaktaydı.heyeti mebusan üyeleri Osmanlı vatandaşı elli bin erke nufusa bir mebus düşecek şekilde halk tarafından gizli oyla seçileceklerdi.seçimlerin süresi 4 yıl olup mebuslar tekrar seçilebileceklerdi.
Heyeti ayan üyeler ise padişah tarafından atanmaktaydı.bu göreve ise bakanlık,valilik.ordu müşirliği(paşa)kazaskerlik.elçilik.patriklik.haham başılık. yapmış olanlar ile kara ve deniz subaylarının dan kırk yaşından büyük olanlardan gerekli şartları taşıyanlar ömür boyu bu göreve atanırlardı.
Mebusların dokunulmazlığı vardı.çoğunluk kararı olmadıkça tutuklanamaz cinayet veya suç işlerken yakalanmadıkça tutuklanamazlar verdikleri oydan sorumlu tutulmazlardı. Üyeliklerinin düşmesi meclisi umum azasının kararına bağlıydı.bu anayasa bir nevi meşruti monarşide diyebiliriz.
Seçimler ise sürenin yetersizliği sebebiyle geçici çıkartılan seçim talimatına göre 80i Müslüman 50 si gayri Müslim olmak üzere 130 mebusun seçilmesine karar verildi.1876 yılına ait olmak üzere vilayet meclislerini kinci seçmen sayılarak mebusların bunların belirlemesine karar verildi.
İlk mecliste ise 69 Müslüman 46 gayri Müslim olmak üzere 115 mebus bulunuyordu.
İlk Osmanlı meclisi 19 MART 1877 PAZARTESİ GÜNÜ DOLMABAHÇE SARAYIN DA yapılan törenle açıldı.tüm resmi tatiller o gün tatil edildi.meclis mebusan ilk toplantısını 20 mart1877 de sultan Ahmet teki darülfünun binasında yapmış.28 haziran da toplantı ılın tamamlamıştır.
Meclis ayan için ise 21 i müslüman 5 i gayri Müslim 26 üye seçildi.
Meclis mebusta 2 .dönem de 106 mebus görev aldı .59 Müslüman 47 gayri Müslim den oluşup denge Müslümanlar aleyhineydi. meclisin 2 döneminde başlayan Rusya harbinde Hıristiyan mebuslar kendi çıkarlarını gözetiyorlardı bu nedenle II ABDÜLHAMİT HAN Rusya ile ateşkes görüşmelerinin yapıldığı saderet tezkiresi(yazışma)üzerine meclisin zarar vereceğini düşünerek 14 şubat 1878 de meclisi feshetti.meşrutiyet böylece 1 yıl 1 ay 21 gün devam edebildi.toplantı süresi ise 10 ay 25 gün sürmüştür.
Kanuni esasi şeklen yürürlükte olsa da II Abdülhamitlin 30 yıl sürecek mutlak hakimiyeti söz konusudur.iç baskılar ,Fransız ihtiallinin100.yıl dönümü olan 1889 da Osmanlı terakki ve ittihat cemiyetini kurulmasıyla hızlanış.cemiyet gizli faaliyetlere başlamış.aydınlar ve ordu mensupları arasında geniş taraftar bulmuş.soruşturmalar üzere bir çok üyesi yurtdışında faaliyetlerine devam etmiş.fransa .mısır.isviçre önemli ülkeler olmuştur.
1897 de Yunanistan ın Girit ilhak ettiğini açıklamasıyla Osmanlı yunan savaşı patlak vermiş.Osmanlı demek meydan muhaberesinde yunan ordusunu imha etse de başarı elde etse de aralarında Rusya nın da olduğu batılı devletlerin girmesiy le savaş masada kaybedilmiş.Giritin ıslahı ile oraya bir Hıristiyan bir valini atamansına karar verilmiş.bu savaştaki kayıplar ittihat ve terakki cemiyeti için devletin düştüğü acizliğin işareti olup ülkede mesrutiyetin ilanı bekleniyordu.
Cemiyet ilk toplantısını 1902 de Paris te yapmıış kongreye prens Sabahattin.ahmet rıza.ismail kemal.ismail hakkı paşa.mahir sait .halil ganem.hüseyin siret.ibrahim temo.ve dr rıza gibi cemiyetin ileri gelenlerin yanı sıra ermeni ve rum temsilcilerde katıldı.
Cemiyet 1902 de ikiye bölündü.yabancı müdahelesi isteyenler.prens Sabahattin beyin başkanlığında TEŞEBBÜSÜ ŞAHSİ ADEM İ MERKEZİYET adı altında birleşerek çalışmalarını sürdürdüler.müdahaleye karşı olanlar ise Ahmet rıza beyin önderliğinde terakki ve ittihat adı altında birleştiler meşrutiyetin kurma çabalarına katılan gizli cemiyetlerden biride VATAN VE HÜRRİYET DERNEĞİ ŞAMDA MUSTAFA KEMAL tarafından kuruldu.bu dernek daha sonra 1907 de Ahmet rıza beyin terakki ve ittihat cemiyetine katıldı.
Tüm cemiyetler 27 aralık 1907 de pariste bir araraya gelerek II Abdülhamit i tahttan indirip meşrutiyeti yeniden kurma kararı aldılar.planlar önce pasif direnme.vergi ödememe.yapılan propagandalarla ordunun ittihatçılara karşı silah kullanmamasını sağlama.gerekirse sonunda ayaklanma.yapılması hususunda gizli de bir komite kurulmasına karar verildi .cemiyet hızla Makedonya da örgütlendi.ingiltere nin Rusya ile revalde görüşmesi üzerine cemiyetin askeri kanadı dağa çıkarak ayaklanma başlattı.padişahın bölgeyi kontrol için giden gönderdiği müfettişlerin cemiyet fedaileri tarafından öldürülmesi padişahın direncini kırılmasında etkili olmuştur.sonuçta MEŞRUTİYET 23 TEMMUZ 1908 DE İLAN EDİLDİ.bunu halifeliğin kaldırılması ve genel af izlemiştir
İNŞAAALAH İLAHİYAT TA BENİM GİBİ 2 SINIFA GİDENLERE FAYDASI OLUR ANCAK BAZI KLAVYE HATALARI OLABİLİR .ÜNİTELERİ ASLİ KİTAPTAN OKUMAKTA FAYDA VAR ÇÜNKÜ BİRAZ KARIŞIK SELAM VE SADECE DUA İSTEĞİYLE
|