Sözün bittiği yerden konuşuyorum.
Kelimeler kifayetsiz, gözlerim fersiz.
Loş bir ışık altında oturmuşum sessiz.
Gözümün daldığı yerden anıyorum geçmişimi...
Hafiften esen rüzgarın kulağımda bıraktığı nameleri,
Yüreğimin sessiz çığlıklarıyla nakarata dönüştürüyorum.
Ve eskilerden bir şarkı tutuyorum dilimde...
Değmen benim gamlı yaslı gönülüme.
Evet bende bir selvi boylu yardan ayrıldım...
Ama ayrıldığım selvi boyluya yanmaktan da usandım...
Kafamda ki bunca söze rağmen,
Anlam veremiyorum düşündüklerime.
Sorular cevapsız kalıyor...
Neden? diye soramıyorum kendime...
Sanki artık sormaya hakkım bitmiş gibi.
Dilim lâl oldu ama, yüreğimi susturamıyorum!..