Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Ekim 2013, 12:15   Mesaj No:2

Medine-web

Medineweb Site Yöneticisi
Medine-web - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medine-web isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 1
Üyelik T.: 14Haziran 2007
Arkadaşları:8
Cinsiyet:Erkek
Yaş:50
Mesaj: 3.071
Konular: 340
Beğenildi:1382
Beğendi:464
Takdirleri:10171
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: ANKARA İLİTAM Kuran ve Hadis İlimleri Özetleri

ÜNİTE 2: KUR’AN İLİMLERİ VE TEFSİR’İN KULLANDIĞI İLİMLER


ulumu’l-kur’anKur’an ilimleri Arapça’da “ulumu’l-kur’an” olarak ifade edilmektedir. Ulumu’l-kur’an “inişi, tertibi, toplanması, yazılması, okunması, tefsiri, icâzı, nâsihi, mensuhu ve hakkındaki şüphelerin giderilmesi açısından Kur’an’la ilgili olan ilimlerdir.”


Ulumu’l-Kur’an’ın temel konusu Kur’an’ ve özel inceleme alanına giren meselelerdir.


Kavramın bütün ilimleri içermesi bakımından kullanılması Zerkeşi (794/1391)‘nin el- Burhan fi ulumi’l-kur’anadlı eseri ile olmuştur. Hz. Peygamberzamanında Kur’an ilimleri tedvin edilmemiş ve Kur’an ile ilgili bilgilerşifahi olarak aktarılmıştır. Ancak halifeler zamanında ve daha sonrakidönemlerde Kur’an’ın kitabeti, kıraati ve onun anlaşılmasını konuedinen ilim dalları tedvin edilmiştir.


Ulumu’l-Kur’an’ın içine giren konuların sayısı hakkında bir ittifak yoktur. Bu konuda yazanlar farklı rakamlar ve alanlar zikretmişlerdir.
Temel Ulumu’l-Kur’anKaynakları
Hâris el-Muhasibi (243/857) el-Akl ve fehmu’l-Kur’an
El-Hûfî (430/1038) el-Burhan fi ulumi’l-Kur’an,
İbnu’l-Cevzi (597/1200) Fünunu’l-efnan,
Et-Tûfî (716/1316) el-İksîr fi kavâidi ilmi’t-tefsir,
İbn Teymiyye (728/1327) Mukaddime fi usûli’t-tefsir,
Ez-Zerkeşî (794/1392) el-Burhan fi ulumi’l-Kur’an,
El-Kâfiyecî (879/1478) et-Teysir fi kavâidi ilmi’t-tefsir,
Es-Suyûtî (911/1505) el-İtkan fi ulumi’l-Kur’an,
Ed-Dihlevi (1176/1764) el-Fevzu’l-kebir fi usûli’t-tefsir,
Ez- Zerkâni (1367/1948) Menâhilu’l-irfan fi ulumi’l-Kur’an, Subhi es-Salih (1399/1978) Mebâhis fi ulumi’l-Kur’an.


A-Garibül Kur’an: Kur’anın kullandığı yabancı kelimeleri ele alır.
B-Vucuh ve Nezair: kur’andaki eş sesli- eş anlamlı kelimeleri ele alır.
C- Sarf ve Nahiv: Ayetlerin gramer bakımından çözümlenmesi.
D- Müşkilül Kur’an: Kur’andaki kapalı ve açık ifadeleri ele alır.
E-Belağat: Meani, beyan ve bedii olmak üzere üç ilmi içermektedir. Haber ve inşa gibi farklı cümle şekillerini inceler, sözü açık ve fasih bir şekilde ifade etmeyi, sözlerdeki edebi sanatlarla ilgilenir.


Tefsirin Kullandığı İlimler
A-Klasik İlimler
1-Dil Bilimleri: Tefsir, ayetlerin açıklanmasında dil biliminden yararlanılır.
2-Sarf-İştikak: sarf (biçim bilgisi, morfoloji) kelimenin, istenilen manaya göre biçim değiştirmesini ele alır. İştikak kelimesi ise, bir şeyin yarısını almak anlamına gelir. Kuranın anlamlarını doğru bir şekilde bulabilmek için sarf ve iştikak kurallarını bilmek gerekir.
3-Nahiv: (sentaks) Sözlükte yön, yol ve kasıt anlamlarına gelir.kelimelerin cümle içindeki durumu, cümlenin kuruluşu ve kelime sonlarının cümle içindeki durumunu inceleyen ilimdir.İsim cümlesi fiil cümlesi ayırır.
4-Belagat; Dil üzerinde çalışan belagat, meânî, beyan ve bedi’i olmak üzere üç ilmi içermektedir. Meani haber ve inşa gibi farklı cümle şekillerini ve bunların doğru durumlar içinde kullanışlarını inceleyen bilimdir. Beyân sözü açık ve fasih bir şekilde ifade etmeyi konu edinir. Bedi’i ise sözü çok ince edebi sanatlarla süslemek ile ve sözdeki bu sanatları incelemek ile ilgilenir.
** Kur’an-ı Kerim’i edebi yönden incelemek ve onun i’cazını anlayabilmek için belagat ilmi bir gerekliliktir. Kur’an dilini incelemek ve onun inceliklerini bulabilmek için tarih içerisinde uzun yıllar belagatın ilkeleri ve metodları oluşturulmaya çalışılmıştır.
Belegat üzerine Eserler; Sibeveyh (180/796)’in Kitâb ve Câhız’ın el-Beyân ve’t-tebyîn adlı eserleri belagat üzerinde yazılmış ilk dönem önemli eserlerdendir.


Ferrâ (207/822)’nın Meâni’l-Kur’an, Ebu Ubeyde Ma’mer b. Müsenna (209/824) Mecazu’l-Kur’an,
İbn Kuteybe (2767889)’nin Te’vilu Müşkili’l-Kur’an Ebu İshak ez-Zeccâc (311/923)’ın İ’rabu’l-Kur’an




B-Nakli Bilimler
1- Hadis ilmi, Peygamberimizin Kur’an vahyi hayatını ele alan sîret, ayrıca tarih eserleri de benzer bir amaç için tefsirde kullanılabilecek olan gelişmiş ve tanımlanmış bilimlerdir. Çağdaş dönemde de dil, tarih ve yöntem konusunda geliştirilen semantik, semiyotik, antropoloji, arkeoloji ve hermeneutik gibi bazı ilimler de Kur’an üzerinde çalışan ilim adamlarının ve düşünürlerin dikkatini çekmiştir.
Hadis, Kur'an'ın açıklanmasında dil bilimleri ve hem de tarih bilgi kaynakları açısından birinci derecede önemlidir. Çünkü Kur'an'ın indiği döneme ve âyetlerin hangi koşullarda indiğine ilişkin en yakın bilgileri hadis kaynaklarından öğrenmekteyiz. Ayrıca Kur'an'da bilinmeyen sözcükler ilk kez Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır.
Ayetlerdeki
Kur’an’ın nâzil olduğu şartlar ve durumlar, âyetlerin kastettiği anlamlar, kullanılankelimelerin mânaları hakkında en sağlıklı bilgileri verecek olan kaynak Hz.
Peygamber’in sözleridir. Çünkü Rasûlullah ve onun ashabı Kur’an’ın indiği şartları Kur’an ile birlikte yaşamışlar, çok defa âyetlerin inmesine sebep olan olayların bizzat kahramanları olmuşlardır. Ancak müfessir, âyetlerin tefsirinde hadis ilminin hadis tenkidiyle ilgili çalışmalarına dikkat etmeli ve en sağlam kabul edilen rivâyetleri kullanmalıdır.
2-Siyer ilmi genel olarak Hz. Muhammed’in içinde yaşadığı zamanı ve coğrafyayı muhtelif açılardan ele alan bir disiplindir. Bu bakımdan siyer ilmi, İslamiyet öncesi Arabistan’ın sosyal, kültürel, ekonomik yaşamını, dini inanç ve kabullerini, Peygamberlik öncesi ve sonrası Hz. Muhammed’in hayatını ve kişiliğini konu edinmektedir. Vahiy tecrübesini yaşayan Hz. Muhammed’in hayatı ile ilgili bilgiler vermesi bakımından Siyer ilmi tefsirin kullandığı ilimlerden biridir. Peygamberimizin hayatını bilmek, Kur’an’ın indiği şartları bilmek demektir diyebiliriz. Kur’an’ın nasıl bir topluma indiğine ilişkin bilgileri de siret ilminden öğrenebilmekteyiz.
3-Tarih; Tefsirde yani ayetleri açıklamak için yapılması gereken önemli bir işlem âyetlerin nâzil olduğu ortam ve şartlar hakkında bilgi edinmek, zaman ve mekân bağlamının olaylarını, bu olayları meydana getiren fertleri veya toplulukları doğru bir şekilde belirlemektir. Klasik Kur’an ilimleri içinde bulunan sebeb-i nüzûl bunu yapmaya çalışır. Ayetleri mekki ve medeni olarak sınıflandırmak için indikleri tarihleri bilmek gerekir.Bu konuda başta gelen kaynaklar İbn İshak ve İbn Hişam’ın eserleridir.


C-Çağdaş Bilimler
1-Semantik (anlam Bilim): Dilin doğrudan anlam boyutunu ele alır. Dilin en küçük öğesi olan kök anlamından başlayarak dilde diğer kelimelerle oluşturduğu anlam ilişkisini ve zaman içerisinde geçirdiği değişimi inceler.Kısaca Semantik; anlamı ortaya koyma çabasıdır.


Anlambilim, en genel ifadesiyle dilin en küçük öğesi olan kelimenin kök anlamından başlayarak onun dilde diğer kelimelerle oluşturduğu anlam ilişkisini (synchronic/eşsüremli) ve zaman içerisinde geçirdiği anlam değişmelerini (diachronic/artsüremli) ele alan ve inceleyen bir disiplindir. Bu bakımdan


Kur’an ilimleri arasında bulunan, vücuh ve nezair, garibu’l-kur’an, vb. konu başlıkları ile örtüşen yanları bulunmaktadır. Ayrıca mecaz, istiare, kinaye gibi edebi sanatların kullanımı sırasında meydana gelen anlam değişmeleri de tefsir ve anlambilimde ortak olarak çalışma konusu yapılmaktadır.


Bu bakımdan Kur’an üzerinde yürütülen semantik çalışmalar, esasen daha önce Kur’an üzerinde yapılmış çalışmaları farklı bir bilimin ışığında yeniden ele almaktadır.
** Semantiğin alanına bir dildeki anlam ile ilgili her şey girmektedir. Yani manası olan her şey semantiğin konusudur. Bu kavramı Kur’anın anlaşılması için kullanan ilk bilim adamı olan İZUTSU ya göre Kuranın kavram dünyası üç farklı zaman diliminden oluşmaktadır.
a-Kur’andan önceki bedevi Arapların kullandıkları kavramlar.
b-Mekke tüccarlarının kullandığı kavramlar.
c-Arabistan yarımadasındaki Yahudi ve Hıristiyanların kullandıkları kavramlar.
Bir kelimenin iki manası vardır. İzafi ve Esas mana.
Semantik Kavramlara iki farklı açıdan bakmaktadır.
1-Art Zamanlı Semantik: Bu bakış açısı dile ait her öğede zaman unsurunun rolünü görmektedir.Kelimelerin zaman içerisinde geçirdiği anlam değişiklikleri, anlamlarının daralması ve anlam kaybetmesi veya genişleyerek yeni anlamlar kazanması incelenir.
2-Eş Zamanlı semantik: Kavramlara aynı zaman dilimi içerisindeki anlamları açısından yaklaşır. Bu araştırma ile kavramın aynı zaman içerisinde eş anlamlılar, zıt anlamlıları çağrışımları, benzetmeleri ve duygu değerleri ortaya çıkarılır.


Semiyotik(Gösterge Bilim): iletişim amacıyla kullanılan her türlü işaret sistemini ele alan bilime denir. İnsanın etrafında anlam ifade eden her şeyin görünenin ötesinde bir anlamı olduğunu kabul ederek, bu anlamı çözmeye ve anlamaya çalışır.
Semiyotik bu bakımdan üç kısma ayrılır.
1-Sentaks(sözdizimi Bilgisi)Konusu semboller ya da dilsel göstergeler arası ilişkidir.
2-Semantik(anlam Bilgisi): Sembollerin dil dışı karşılıkları arasındaki ilişkiyi inceler
3-Pragmatik(Kullanan Bilgisi): İlk Kelz John Locke tarafından kullanılmış Ferdinand de Saussure tarafından bağımsız bir bilim haline getirilmiştir.


Antropoloji: İnsanlar ve Toplumlar arasındaki farklılıkları ve benzerlikleri inceler. Kur’an açısından ise içine indiği kültürü, toplumu ve tarihsel şartları çözümlemeyi ve anlamayı ifade eder.
Arkeoloji: İnsanın geçmişini maddi kalıntılar yoluyla araştırıp, yazılı kayıtlar öncesi dönemle ilgilenmektedir. Arapların İslam öncesi taptıkları putlar ile ilgili kalıntılar, İslam öncesi ve sonrası ile ilgili bazı kitabeler ortaya çıkarılmaktadır. Arapların İslamın ortaya çıktığı dönemlerde kullandıkları yazı malzemesi olan Hurma dallarının Yemende ortaya çıkarılması gibi. Kur’an kıssalarının geçtiği yerlerde yapılan kazılarda çıkan kalıntılar tefsirde kolaylık sağlamaktadır.
Hermeneutik (anlama ve yorumlama sanatı) : En genel ifadesiyle “insan eylemlerinin, sözlerinin, insanın yarattığı ürünlerin ve kurumların anlamını kavrama; anlama ve yorumlama sanatına” hermeneutik adı verilmektedir. Hermeneutik terimi ilk kez Yunan mitolojisinde, tanrıların sözlerini insanlara iletirken bu sözleri açıklayıp ve yorumlayan tanrıların habercisi Hermes’in faaliyeti anlamında kullanılmıştır. Terim bu anlamını Ortaçağ’a kadar korumuş daha sonra Dilthey, F. Schleiermacher, Heidegger, Paul Ricoeur ve Gadamer’in etkileriyle felsefi bir anlam kazanmıştır.


Hermeneutik konusunda tartışmalar bazı İslam bilginlerince Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanması alanına taşınmıştır. Tarihin belli bir döneminde belli bir insan topluluğuna doğrudan hitab eden Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanmasında izlenen yollar, bu tartışmaların ışığında yeniden ele alınmıştır. Mesela, Kur’an metninin yapısı, onu okuyan ve anlayan öznenin, Kur’an’ın anlamlarını bulmada ne kadar belirleyici olabileceği gibi konular ele alınmış ve tartışılmıştır.
__________________

Büyükler fikirleri,Ortalar olayları,Küçükler kişileri tartışır.
Alıntı ile Cevapla