Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:8 Cinsiyet:Erkek Yaş:50 Mesaj:
3.072 Konular:
340 Beğenildi:1383 Beğendi:465 Takdirleri:10171 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Sakarya İlitam Hadis Tarihi ders notları hadis tarihi-5.hafta özetidir. Tedvin Dönemi: Tedvin: Hadislerin kitaplar yani “divan”lar içinde toplanması faaliyetine denilir.
Tedvin faaliyeti, saadet asrından hemen sonra, yani tespit döneminin akabinde başlamıştır. Bir müddet sonra tedvin zaruret haline gelmiştir. Tedvin Dönemi: hicrî 1. yüzyılın sonları ile hicrî 2. yüzyılın ortalarına kadar olan zaman dilimi tedvin faaliyetinin en yoğun ve sistemli yapıldığı dönem olması itibarıyla “tedvin dönemi” diye adlandırılmıştır.
Tedvin döneminde ashabı kiramın talebelerine aktardığı, bütün hadislerin toplanıp yazılması hedeflenmiştir. Hadis âlimlerinin sahabi isimlerine göre tertip ederek yazdıkları müsnedler, tedvinin en mükemmel örnekleridir.
ALLAH Resulünün vefatını müteakip hadisler toplanıp, bir araya getirilmeye çalışılmıştır. Birçok sahabe ev ev gezip mescit mescit dolaşıp hadis toplamaya çalışmışlardır.
Devlet başkanları, müstakil ikinci bir kutsal kitap yazdırmak düşüncesinden endişe etmişlerse de sünneti kaydetmek ve korumak maksadıyla hadislerin yazılmasının önemine inanmışlar ve bu konuda her zaman âlimleri teşvik etmişlerdir.
Sahabilerin vefatı, âlimlerin sayısının azalması, İslam devletinin sınırlarının genişlemesi ile birlikte ehliyetsiz kişilerin hadis rivayet etmesini denetlemenin zorlaşması, birtakım aykırı fikirli kişi ve grupların ortaya çıkması gibi hususlar hadislerin tedvinine duyulan ihtiyacı artırmıştır.
İlme merakı ve sünnete bağlılığı ile bilinen Ömer b. Abdülaziz devlet başkanı olunca valilerine haber göndererek, hadislerin yazılmasını emretmiştir.
Hadisleri tedvin faaliyeti Medine’de başta İbn Şihab ez-Zühri olmak üzere birçok âlim tarafından yapılmıştır.
“İlmi (yani hadisi) ilk tedvin eden kimse İbn Şihâb’dır.
Hadislerin öğretim ve intikalinde uygulanan, hocaların adlarını anarak, hadisi Resûlullah’a ulaştırma usulüne “isnâd” denilmiştir. İsnad, İslâm ümmetine has bir özelliktir. İsnad, doğru bilgiye, sahih sünnete ulaştıran en güvenilir vasıtadır. 7. HAFTA
Kütüb-i Sitte
İslam aleminde ittifakla kabul edilmiş altı hadis kitabı vardır. Bu eserler Kutub-i sitte (altı kitab)
adıyla meşhur olmuştur. Bu altı kitabın her birinin kendine özgü önemli hususiyetleri bulunmaktadır. İlk
ucu cami‘ diğerleri ise sünen olan bu eserler sırasıyla şunlardır: Buhârî ve el-Câmi‘u’s-sahîh’i:
Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail el-Buhari, 194 yılında Buhara’da doğdu.
Buhari’nin en meşhur ve ismiyle özdeşleşen eseri el-Câmi‘u’s-sahîh’idir. Kısaca Sahîh-i Buhârî veya
sedece Buhârî diye de bilinen bu eserin tam ismi şoyledir: el-Câmi‘u’l-müsnedü’s-sahîhu’l-muhtasaru min
umûri Resûlillahi -sallellahu aleyhi ve sellem- ve sünenihi ve eyyâmih. Buhârî’nin “Ta‘lîk”leri
: Sahîh’de 1341 muallak merfû hadis vardır. Bunlar kitabın beşte birini
teşkil ederler. Ancak bu muallakların buyuk bir kısmı kitabın başka bir yerinde muttasıl olarak da rivayet
edilmiştir. Kitabın hiçbir yerinde vasledilmemiş olanların sayısı 159’dur. Kitapta ayrıca mevkûf ve maktû
muallaklar da vardır. Bu hadisleri ilk olarak ciddi bir şekilde inceleyip onlara bu ismi veren Darekutni (o.
385) olmuştur.
Sahîhân: Buhari ve Muslim bu iki eseri hadis kitaplarının en meşhur, en sahih eserleridir. Onlar
sahîhân ismiyle müstesna bir alakaya mazhar olmuşlardır. Buhârî’deki Hadîs Sayısı: Buhari bu kitabını 600 bin hadisten3 sectiği hadislerle meydana
getirmiştir. İbn Hacer’in sayımına gore Sahîh’de tekrarsız 2761 merfû hadis vardır. Bunların 23’u sülâsî,
159’u tamamen muallakdır. Sahîh’deki merfû hadisler tekrarlarla birlikte 9082’ye ulaşır.
Şerhleri arasında İbn Hacer’in Fethu’l-ârî, Ayni’nin Umdetu’l-karî, Kastallani’nin İrşâdu’s-sârî, Keşmiri’nin Feyzu’l-bârî isimli eserleri meşhurdur. Müslim ve el-Câmi‘u’s-sahîh’i:
Ebu’l-Huseyn Muslim ibnu’l-Haccac el-Kuşeyri en-Nisaburi, 202 yılında (204 ve 206 tarihleri de verilir.) Nisabur’da doğdu.
Onun, Buhari’ninki gibi, kendisiyle ozdeşleşen eseri el-Câmi‘u’s-sahîh5 , Sahîh-i Müslim veya kısaca
Müslim diye bilinir. Ona el-Müsnedü’s-Sahîh de denir. Muslim bu eserini 300 bin hadisten seçtiği
hadislerle meydana getirmiştir. Muhammed Fuad Abdulbaki’nin numaralamasına göre içinde tekrarsız
3033 hadis vardır. Bunların 820’si Buhârî’de yoktur. Tirmizî ve el-Câmi‘u’s-sahîh’i:
Ebu Isa Muhammed b. Isa b. Sevre et-Tirmizi, 209 yılında Tirmiz’de doğdu.
es-Sünen ismiyle de bilinen el-Câmi’u’s-sahîh sahihlik bakımından kütüb-i sittenin 3. veya 5.
sırasında kabul edilir. Esere sadece, iki hadis haric8, kendisiyle herhangi bir fakihin amel etmiş olduğu
hadisler alınmıştır. Ebû Dâvûd ve Sünen’i:
Ebu Davud Suleyman İbnu’l-Eş‘as el-Ezdi es-Sicistani, 202 veya 203 yılında Sicistan/Horasan’da doğdu.
Hadis ve İslam Hukuku’nda birçok eser veren Ebu Davud’un, ismiyle özdeşleşen eseri Sünen’idir.
O, bu eserini 500 bin hadisten seçerek 20 yılda tamamladı. İçinde, bir baskısındaki numaralamaya göre
5274 hadis bulunmaktadır. Ebu Davud’un bu eseri yazmaktaki gayesi, fakihlerin delil olarak kullandıkları
hadisleri toplamaktı. en-Nesâ’î ve Sünen’i:
Ebu Abdirrahman Ahmed b. Şuayb en-Nesai, 214 veya 215 yılında Horasan’ın Nesa şehrinde doğdu.
Nesai önce, içinde zayıf hadislerin de bulunduğu büyük bir sünen kitabı yazmış9, sonra bundan
zayıf olanları çıkarıp kendisine göre sahih10 olan hadislerden oluşan el-Müctebâ (veya el-Müctenâ) isimli
eserini meydana getirmişti11. Muellifin kütüb-i sitte icinde yer alan eseri, es-Sünenü’s-suğra ismiyle de
bilinen bu el-Müctebâ’dır. İbn Mâce ve Sünen'i: Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvini, İbn Mace diye meşhur olup 209 yılında Kazvin’de doğdu. es-Sünen: İbn Mace’nin bu eseri, 6. asır başlarında İbn Tahir el-Makdisi’nin onu Şurûtu’leimmeti’s-
sitte isimli eserine almasıyla kütüb-i sitteye dahil olmuş oldu. Daha önce kütüb-i hamse tabiri
meşhurdu. 8. HAFTA
Metinle İlgili Çalışmalar
Metinle ilgili calışmalar genel olarak “toplama ve tasnif calışmaları” ile “anlama calışmaları” olmak
uzere iki temel başlık altında incelenebilir. 8.1.1. Toplama ve Tasnif Çalışmaları
Bu bolumu dort kısımda ele alabiliriz: Her Konudan Hadis İhtiva Eden Eserler Hicri 4. ve 5. asırda tasnif döneminin altın cağı sayılan 3. asırda yazılan eserlerin benzeri çalışmalar da
yapılmıştır. Söz konusu asırlarda her konudan hadis içeren İbn Hibban ve İbn Huzeyme’nin Sahîh’leri
önemli iki eser olarak zikredilebilir. Sahîhu İbn Hibbân: Daha çok Sahîhu İbn Hibbân olarak tanınan bu eserin tam ismi el-Müsnedü’s-sahîh ale’t-tekâsîm ve’lenvâ’dır. Sahîhu İbn Huzeyme:
Tam isminden anlaşıldığı kadarıyla eser müellif Ebu Bekr Muhammed b. İshak b. Huzeyme’nin
(311/924) daha geniş bir kitabının muhtasarıdır. fıkıh konularına gore kitap ve bablara ayırmış, fıkhu’l-hadîs çalışması hüviyetini de taşımaktadır.
Diğer taraftan “her konudan hadis ihtiva eden eserler” arasında konuyu değil raviyi esas alarak telif
edilen hadis kitapları da bulunmaktadır. Bu türün örneklerinden birisi mu‘cem tarzı eserlerdir. Mu‘cem
hadisin ilk, yani sahabi ravisi yahut son yani müellifin hocası olan ravisi harf sırasına konularak, ismi altında
ondan gelen hadislerin toplandığı kitap demektir. Bu türde Taberani’nin meşhur üç mu‘cemi vardır.
Müstedrek; bir veya birkaç müellifin şartlarına uydukları halde kitaplarına almadıkları hadisleri
toplayarak meydana getirilen eserdir. Bu türde Darekutni'nin el-İlzâmât ve el-Hakim en-Nisaburi’nin el-
Müstedrek isimli eserleri vardır.
Mustahrec ise, bir kitaptaki hadislerin farklı senedlerle rivayetlerini bularak onlarla meydana getirilen
esere denir. Hadis tarihinde daha çok Buhari ve Muslim’in Sahîh’lerinin mustahrecleri yapılmıştır. Muayyen Konularda Hadis İhtiva Eden Hadisler
Darekutni ve es-Sünen isimli eseri: Darekutni’ye, pek az kişiye nasip olan “emiru’l-mu’minin fi’l-hadis” payesi verilmiştir. Kıraat ve özellikle hadis konusunda çok sayıda eser telif etmiştir.
O, eserinde güvenilir olduğuna kanaat getirdiği hadislerden ziyade “illetli hadisleri bir araya getirmeye ve hadislerin
çeşitli isnad ve rivayetlerini birlikte vermeye” gayret etmiştir.
Bu yönüyle eser, mu‘allel4 hadisleri konu alan “ilel” türü içerisinde de sayılabilir. Cunku “Sunen
Kitapları”, yazarlarının nazarında amel edilen hadislerin açıklanması için yazılmıştır. Darekutni’nin Sünen’i
ise, Sunen’lerde geçen hadislerin illet ve kusurlarının ortaya konulması amacıyla telif edilmiştir.
Beyhaki’nin es-Sünenü’l-kübrâ’sı: Muayyen Özellikte Hadisler İhtiva Eden Eserler
Sahîh, zayıf veya âlî gibi belirli bir özelliğe sahip olan hadislere ayrılan eserler bu kısma girer.
İbn Ebi Hatim’in Kitabü’lmerâsîl’i de bu başlık altında mutalaa edilebilecek bir kitaptır. Zira bu eserde senedleri mürsel/munkatı‘, dolayısıyla zayıf hadisler bulunmaktadır. Muayyen Sayıda Hadisler İhtiva Eden Eserler Bu donemde 40, 80 gibi belirli sayıda hadis ihtiva eden eserler de yazılmıştır. Anlama Çalışmaları
İslam Tarihi’nde gelişen bütün ilimlerin gayesi esasen ilgili oldukları ayetlerle hadislerin daha iyi anlaşılmalarını sağlamaktır. Hicri 3. ve 4. asırlarda bu sahada yapılan çalışmaları iki başlık altında
toplamak mümkündür: Hadîs Lügati Çalışmaları
Hadislerde anlaşılması zor olan, açıklamaya ihtiyaç gösteren ve, bir ıstılah olarak garîbü’l-hadîs denilen
bazı kelimeler vardır.
Hadis alimleri de eserlerinde kendilerine göre böyle olan kelimeleri açıklama lüzumunu hissetmişler ve konuya dair müstakil eserler kaleme almışlardır. Bu döneme ait Hamd b. Muhammed el-Hattabi’nin (388/998) Garîbü’l-hadîs isimli eseri önemli bir çalışmadır. Şerh Çalışmaları
Bu donemde telif edilen hadis kitaplarında bazı müellifler, yer yer hadislerden anlaşılabilecek manaların bir kısmına, bazı hadislerin yorumlarına da yer vermişlerdir. Mesela Sahîh-i İbn Huzeyme’de bu duruma sıkça rastlamak mümkündür.
Hadis anlama çalışmalarında Hattabi’nin (388/998) önemli bir yeri vardır. O, tasnif dönemi eserlerinden olan Ebu
Davud’un Sünen’ine Me‘âlimü’s-Sünen adıyla daha sonra da Buhari’nin Sahîh’ine A‘lâmü’l-hadîs veya
İ‘lâmü’l-hadîs adıyla ilk şerh yazması sebebiyle kavramsal anlamda hadis şerhçiliğinin başlatıcı alimi
sayılmıştır.
Bir diğer önemli çalışma İbn Abdulber en-Nemeri’nin et-Temhîd’idir. Endülüslü muhaddis, münekkit,
edip, tarihci ve Maliki fakihi olan İbn Abdulberr’in (463/1071) et-Temhîd limâ fi’l-Muvatta’ mine’l-me‘ânî
ve’l-esânîd adlı eseri İmam Malik’in Muvatta’ının Yahya b. Yahya el-Leysi rivayetinde doğrudan Hz.
Peygamber’e nispet edilen hadisleri esas alarak esere yazmış olduğu şerhtir.
Şerh çalışmaları içinde, zahiren birbirine veya diğer delillere zıt görünen hadisleri ele alıp inceleyen,
onları izah etmeye çalışan eserleri de zikretmek gerekir. Bu sahada Tahavi’nin (321/933) Şerhu Me‘âni’lâsâr
ve Müşkilu’l-âsâr ile İbn Furek’in (406/1015) Muşkilu’l-hadîs ve beyânuh isimli eserleri vardır. Hanefi
mezhebi müntesibi Tahavi Şerhu Me‘âni’l-âsâr’da zahirde çelişik görünen fıkhi hadisleri çözüme
kavuşturmaya çalışmıştır.
İbn Furek’in Muşkilu’l-hadîs ve beyânuh adlı eserinde ise sadece ALLAH’ın sıfatlarına (Sıfâtullah
hadisleri) dair ve O’na, insana ait bazı organlar izafe eden hadislerin izahı yapılmıştır. Sened Toplama Çalışmaları
Bu dönemde Buhari ve Muslim’in Sahîh’leri gibi bazı kitaplar üzerinde istihrâc, bazı hadisler üzerinde
ise turuk calışmaları yapılmıştır.
İstihrâc, kısaca, bir kitaptaki hadislerin farklı senedlerini bulup hadisleri bu senedleriyle yazarak yeni
bir kitap oluşturma demektir. Meydana gelen bu yeni kitaba mustahrec denir.
Turuk calışması ise, bir hadisin, bulunabildiği kadarıyla, bütün senedlerini bir kitapta toplama işidir. Güvenilirlik Durumlarına Göre Rical Çalışmaları
Bunlar da üç kümede ele alınabilir: Sika Râvîlerle İlgili Eserler
İbn Abdilberr'in el-İstî‘âb’ı: Iclî’nin Kitabü’s-sikât’ı: İbn Hibbân’ın Kitabü’s-sikât’ı:
Ebû Nuaym’ın Hilyetü’l-evliyâ’sı: Ebu Nuaym el-İsfahani’nin (430/1038) 800’e yakın zahid, abid ve sufileri tanıttığı eserinin adı Hilyetü’levliyâ ve tabakâtü’l-asfiyâ’dır. Zayıf Râvîlerle İlgili Eserler
Kitâbü’l-mecrûhîn: el-Kâmil fi’d-du‘afâ: Karma Râvîlerle İlgili Eserler
Sika ve zayıf ravileri birlikte ele alan eserler de kaleme alınmıştır:
İbn Ebî Hâtim ve eserleri: Takdimetu’l-ma‘rife: el-Cerh ve’t-ta‘dîl:bu eser meşhurdur.
Şehir tarihine, daha doğrusu o şehirde oturmuş veya yolu oraya uğramış ravilerin anlatıldığı eserlerin en kapsamlısı el-Hatibu’l-Bağdadi (o. 463) Târîhu Bağdâ’dıdır.
Güvenilirlik Dışındaki Durumlarına Göre Ricâl Çalışmaları
Bu şekildeki calışmaların urunleri de şu şekilde sınıflandırılabilir: Lakab, Künye ve Nisbe Eserleri
Hadis tarihinde bir şahsı diğerinden ayırmak için, bu günkü hüviyet cüzdanı bilgileri gibi, başlıca beş
alem/ayırıcı-tanıtıcı kelime kullanılmıştır. Bunlar lakab, künye, isim, neseb ve nisbedir.
Lakab (c.elkab), özel ismin dışında, kişiyi övmek veya yermek icin ya da sadece kişide bulunan bir
hususiyeti ifade için bu kişiye verilen tanıtıcı isimdir.
Künye (c.kuna), Ebu Fulan, İbn Fulan, Ummu Fulan şeklinde, “eb: baba”, “ibn: oğul”, “umm: anne” gibi
kelimelerle başlayan alemlerdir. Künyeler daha çok ilk çocuğun ismine izafetle verilirler. Künye şeklinde
lakab ve özel isimler de vardır: Ebu Hureyre ve Ebu Bekr künyeleri gibi.
İsim (c.esma’), insana doğduğunda verilen özel addır.
Neseb (c.ensab), kişinin sırasıyla babasının veya annesinin, dedesinin, dedesinin babasının isimlerinin
yer aldığı soy zinciridir.
Nisbe (c.niseb) kişinin bağlı olduğu ülkeyi, kabileyi, mezhebi, vs.yi gösteren alemdir.
Yazılış ve okunuşları aynı olmakla beraber farklı kişileri gösteren isimlere/alemlere müttefik ve
müfterik denir. Buna el-Halil b. Ahmed ismi örnek verilebilir. Bu isimde altı kişi vardır.
Okunuş veya yazılış bakımlarından birbirine benzeyen isimlere mu’telif ve muhtelif denir. Ubeyde-
Abide ( عبیدة ), Ukayl-Akil ( عقیل ) isimleri buna örnek verilebilir. Mübhem Şahıslarla İlgili Eserler
Sened ve metinlerde, ismi verilmeksizin sadece “fulan: falan”, “reculun: bir erkek”, “imreetun: bir
kadın” veya benzeri bir şekilde zikredilen şahısların kim olduğunu gostermek uzere mustakil eserler de
yazılmıştır:
Kitabu’l-esmâi’l-mübheme fi’l-enbâi’l-muhkeme, el-Hatibu’l-Bağdadi (o. 463) (thk. İzzuddin Ali es-
Seyyid), Kahire 1405/1984. 9. HAFTA Tehzîb Dönemi-I 9. Metinle İlgili Çalışmalar: Bu dönemde metinle ilgili başlıca şu çalışmalar yapılmıştır: 1-Toplama ve Tasnif Çalışmaları 2-Tespit ve Tahkik Çalışmaları 3-İhtisar ve Tehzib Çalışmaları 4-Fihrist Çalışmaları 5-Anlama Çalışmaları. 9.1. Toplama ve Tasnif Çalışmaları: Önceki dönemlerde yazılmış olan kitaplardan hadisler toplanmış ve yeniden çeşitli şekillerde düzene konularak birçok eser kaleme alınmıştır. Bunlar, ortak özellikleri itibarıyle şöyle sınıflandırılabilir: 9.1.1. Her Konudan Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu kısma giren eserlerde muayyen bazı kitaplardaki hadisler veya muayyen kitaplarda olup da diğer bazılarında bulunmayan hadisler ya da değişik kitaplardan seçme hadisler toplanmıştır. 9.1.1.1. Sahîhayn'ı Bir Araya Toplama
Muayyen bazı kitaplardaki hadisleri toplama işine el-cem’ beyne’l-kütüb denir. Bu tür çalışmalar önceki dönemin sonlarına doğru başlamış ve öncelikle Sahîhu’l-Buhârî ve Sahîhu Müslim‟deki hadisler tek kitap içinde toplanmıştır. Bu şekilde ondan fazla kitap yazılmıştır. el-Cem’ Beyne’s-Sahîhayn isimli bu kitaplardan Muhammed b. Nasr el-Humeydî‟ninki (ö. 488) râvi sahabiler fazilet sırasına konularak tertib edilmiş, Muhammed el-Cevzekî (306-388), İbrahim ed-Dımeşkî (ö. 401), İbnu‟l-Furat (ö. 414), Ahmed el-Berkanî (333-425), Hüseyn el-Ferrâ el-Beğavî (433-516), Ebu Nuaym el-Haddâd (ö. 517), Abdulhakk el-İşbîlî İbnu‟l-Harrât (ö. 581), Muhammed el-Merî (456-582), İbn Ebi‟l-Hucce Ahmed el-Kurtubî (ö. 642) ve Ebu Hafs Ömer el-Mevsılî‟ninkiler (ö. 622) ise konularına göre yani ale’l-ebvâb düzenlenmişlerdir. Son müellif, bölüm başlıklarını ise harf sırasına koymuştur. 9.1.1.2. Kütüb-i Sitteyi Bir Araya Toplama
Sahîhânın cem‟inden sonra kütüb-i sittenin cem‟ine yönelinmiştir. Bu sahada ilk eseri Ebu‟l-Hasen Rezîn b. Muâviye el-Abderî es-Serakustî (ö. 535) yazmıştır. Bu Endülüs‟lü alim, 6. kitap olarak İmam Malik‟in el-Muvatta‟ını almış ve kütüb-i sittedeki hadisleri el-Cem’ Beyne’l-Usûli’s-Sitte ismiyle bir kitap içinde toplamıştır. Ancak bu eserin tertibi güzel olmamıştı. Bazı hadisler asıl bulunmaları gereken yerlere konmamış, tekrarlara yer verilmiş, kütüb-i sittedeki bazı hadisler de gözden kaçmış, kitaba alınmamıştı. Diğer taraftan kütüb-i sittede bulunmayan bazı hadislere de yer verilmişti.
Kütüb-i sitteyi cem‟ hususunda ikinci eseri Mecduddîn İbnu‟l-Esîr el-Cezerî (ö. 606) vermiştir. İbnu‟l-Esîr, Rezîn‟in kitabını ele alıp onda görülen kusurları bertaraf etmeye çalışarak Câmi’u’l-Usûl li Ehâdîsi’r-Resûl isimli eserini yazmıştır. İbnu‟l-Esîr bu eserine mühim bir mukaddime yazmış, daha sonra hadisleri verirken onlarda geçen garîb kelimeleri izah etmiş, hadisin alındığı kitabı hadisin başında kısaltmalarla, hadisin sonunda açıkça bildirmiş, senedleri atarak sadece sahabi raviyi vermekle yetinmiştir. Müellif imkân ölçüsünde tekrarlardan kaçınmaya çalışmış, Rezîn‟in kitabında olup da kütüb-i sittede bulamadıklarını da, ilerde bunları ihtiva eden kütüb-i sitte nüshaları bulunur ümidiyle kitabına almıştır. Ayrıca merfû’ların yanında mevkûf ve az da olsa maktû’ hadislere de yer vermiştir. Hadisleri konularına göre tasnif etmiş ve her hadisi ilgili olduğu bölüm içinde vermeye gayret göstermiştir. Eserin ana bölümlerini yani kitablarını ise harf sırasına koymuştur: Îmân, Buyû‟, Tevbe, Cihâd, Hac... gibi. Ana konulardan birini harf sırasında değil de daha ilgili bir yerde vermişse harf sırasında, konunun verildiği ilgili yere işaret etmiştir. Meselâ Ganîmet konusu "ğayn" harfinde verilecekken daha ilgili olduğu Cihâd kitabında verilmiş, "ğayn" harfinde ise konunun Cihâd kitabında yer aldığına işaret edilmiştir.
Câmi’u’l-Usûl‟ün en mühim özelliklerinden biri sonuna eklenen kelime fihristidir. Mudakkık, büyük alim İbnu‟l-Esîr bu kitabının sonuna, içindeki hadislerin belli başlı kelimelerinin harf sırasına konup kitaptaki yerlerinin gösterildiği bir kelime fihristi de eklemişti. Halen kullanmakta olduğumuz hadis Mu’cem‟ine benzeyen bu fihrist, maalesef, kitabın matbularına alınmamıştır.
Bu eserde de, müellifin bütün ihtimamlarına rağmen,“Öncekiler sonrakilere ne çok şey bırakmıştır!“ sözünü haklı çıkaracak şekilde bazı noksanlıklar, bu arada bazı mükerrer hadisler yer almıştır. Bu sebeble birçok alim bu eseri ihtisar etmiştir.Bu alimler arasında İbnu‟d-Deyba‟(ö. 950) da vardır. Onun Teysîru’l-Vusûl ilâ Ehâdîsi’r-Resûl isimli eseri Câmi’u’l-Usûl‟ün en güzel muhtasarlarındandır. Eser dört cilt halinde basılmıştır.
Kütüb-i sitte‟nin cem‟inden sonra onlara ed-Dârimî‟nin Sünen‟inin ilâvesiyle yedi kitabı bir araya getiren bir eser hazırlanmıştır. Hicrî 7. asırda yaşadığı tahmin edilen mechul bir müellifin yazdığı bu eser el-Envâru’l-Lem’a fi’l-Cem’ Beyne’s-Sıhâhı’s-Seb’a ismini taşımaktadır. 9.1.1.3. Zevâ‟idi Bir Araya Toplama
Bu çalışmalardan sonra değişik kitaplardaki hadisleri bir araya toplamak maksadıyla zevaid adı verilen başka bir çalışma çeşidine yönelinmiştir. Zevâid bir kitap veya kitapların başka bir kitap ya da kitaplarla karşılaştırılarak onda bulunmayan rivayetlerinin tespiti demektir. Bu kitabı elinde bulunduran kimse böylece birçok kitabı elde etmiş olur.
Bu maksadla sahîhân, kütüb-i hamse31 veya kütüb-i sittede olmayıp da diğer bazı hadis kitaplarında bulunan hadisler tesbit edilmiş ve bunlar yeni kitaplarda toplanmıştır.
el-Bûsîrî (ö. 840) Sünenu Ġbn Mace‟de bulunup da kütüb-i hamsede bulunmayan hadisleri yani Sünenu Ġbn Mace‟nin kütüb-i hamseye zevâidini tesbit edip Misbâhu’z-Zucâce fî Zevâidi Ġbn Mace isimli eserini yazdı. O bu eserinde hadislerin sıhhat durumları hakkında bilgiler de verdi. Onun verdiği bu bilgileri Muhammed Fuad Abdulbakî neşre hazırladığı Sünenu Ġbn Mace‟de zâid hadislerin sonunda “Fi‟z-Zevâid” yani “Zevâid kitabında şu açıklama vardır.” diyerek nakletmektedir.
Nûreddin el-Heysemi (ö. 807) ise altı hadis kitabının kütüb-i sitteye olan zevâidini Mecme’u’z-Zevâid ve Menba’u’l-Fevâid isimli eserinde toplamıştır. Sözkonusu bu altı kitab Ahmed b. Hanbel, el-Bezzâr ve Ebu Ya‟lâ‟nın Musned‟leriyle et-Taberânî‟nin üç Mu’cem‟idir. el-Heysemî bu eserinde hadisin sadece sahabi ravisiyle yetinerek senedleri hazfetmiş, bunun yerine her hadisin akabinde mezkur altı kitaptan hangisinde veya hangilerinde geçtiğini bildirip hadisin ravileri ve sıhhatı hakkında kısa açıklamalar eklemiştir. Eser 10 cilt halinde basılmıştır.
Bundan sonra İbn Hacer (ö. 852) sekiz müsnedin kütüb-i sitteye olan zevâidini çıkarmış ve el-Metâlibu’l-Âliye isimli eserini yazmıştır. Zevâidi çıkarılan mezkûr sekiz kitap, et-Tayâlisî, el-Humeydî, el-Adenî, Musedded, İbn Menî‟, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Usâme‟nin Müsnedleridir. İbn Hacer de hadisin sadece sahabi ravisini verir. Hadislerin sıhhat durumları hakkında da bazan açıklamalar yapar. Muasır hadiscilerden Habiburrahman el-A‟zamî bu eseri neşre hazırlamış ve dipnotlarında hadislerin kaynakları, rivayet farklılıkları ve sıhhat durumları hakkında kısa bilgiler vermiştir. 4 ciltte basılan bu eserde 4702 hadis bulunmaktadır. 9.1.1.4. Bütün Hadisleri Bir Araya Toplama
Bu sahada yani her konudan hadisler ihtiva eden eserler konusunda en büyük adımı ilk olarak Celâluddîn es-Suyûtî (ö. 911) atmıştır. Şöyleki, o, bütün hadisleri bir kitapta toplamayı düşündü ve bunu gerçekleştirmek için çalıştı. Bu maksadla üç eser yazdı. Önce el-Câmi’u’l-Kebîr isimli eserini yazmaya başladı. Bu kitapta,önceden tesbit ettiği 70 küsur hadis kitabındaki hadisleri toplayacaktı. Eseri iki kısım halinde yazıyordu. Akvâl denilen birinci kısımda Hz. Peygamber‟in -sallellahu aleyhi ve sellem- sözlerini harf sırasına koyuyor, Hz. Peygamber‟in fiillerinin yer aldığı ef’âl kısmında ise hadisleri sahâbe musnedine göre tasnif ediyordu. Yani her bir sahabiden gelen fiilî hadisleri o sahabinin ismi altında topluyordu. Bu bölümde önce aĢere-i mübeĢĢerenin32 rivayet ettiği hadisleri verdikden sonra diğer sahabilerin hadislerini, sahabilerin isimlerini harf sırasına koyarak vermekteydi. Böylece akvâl kısmında 26.568 hadis, ef’âl kısmında ise l7 bin hadis topladı. Müellif daha sonra bu eserini bitiremeyeceğini düşünerek, muhtasar bir kitap yazmaya yöneldi ve el-Câmi’u’s-Sağîr isimli kitabını kaleme aldı. Bu eserinde daha çok kısa hadislerden 10031 hadis topladı. Hadisleri harf sırasına koyup, hadisin bitiminde, bir kısmını kısaltmalarla olmak üzere, hadisin alındığı kaynak kitabı veya kitapları, hadisin sahabi ravisini ve hadisin sıhhat durumunu kaydetti.
Kitapta hadislerin elifbâî sırası dakik değildir. Bunun için aranan hadis, harf sırasına göre bulunması gereken yerde bulunamadığında biraz öne veya arkaya bakmak gerekir. Sıralamanın bir diğer özelliği de harf-i tarifle başlayan hadislerin, harf-i tarifden sonraki harfle başlayan hadislerin sonunda “el-Muhallâ bi-el“ başlığı altında verilmesidir.
Müellif hadislerin sıhhat durumu için hadis sahih ise " صح “, hasen ise “ح “, zaif ise “ض “ kısaltmalarını kullandı. O, bu eserine hadisleri alırken vazzâ’ ve kezzâbların teferrüd ettikleri hadisleri almamaya çalıştı. Bununla beraber onda, sonradan bizzat kendisinin mevzû’ dediği hadisler bulundu. Bu kitabı Feyzu’l-Kadîr ismiyle şerh eden el-Munâvî (ö. 1032) de , es-Suyûtî‟nin hadislere verdiği sahihlik ve za’îflik hükümlerini çokca tenkid etmektedir. Zaten es-Suyûtî de mütesahil biri olarak bilinir.
es-Suyûtî el-Câmi’u’s-Sağîr adlı bu eserini başta muhtasar tuttu ve onda kütüb-i sittede bulunan bazı hadislere bile yer vermedi. Sonra bunu telafi için ayrı bir eser yazdı. Ziyâdâtu’l-Câmi’i’s-Sağîr ismini verdiği bu eserinde 4440 hadis topladı. Yusuf en-Nebhânî de el-Câmi’u’s-Sağîr ile Ziyâdât‟ı birleştirip el-Fethu’l-Kebîr ismiyle bir eser kaleme aldı. O, bu eserinde hadisleri daha dakik bir harf sırasına koydu, ama hadislerin sahihlik hükümlerini zikretmemekle onu adeta kullanılamaz hale soktu.
es-Suyûtî‟nin mezkûr üç eserindeki hadisleri Alâuddin Ali el-Muttakî el-Hindî (ö. 975) ise konularına göre tasnif etti, ana konuları yani “kitâb“ları harf sırasına koydu ve Kenzu’l-Ummâl isimli eserini meydana getirdi. Halen elde mevcut en geniş hadis kitabı olan bu eserde 46 bin küsur hadis bulunmaktadır. Bununla beraber bu eserde de hadislerin sıhhat durumu verilmediği için, senedleri de zaten vaktiyle es-Suyûtî tarafından hazfedildiğinden istifade imkânı azaltılmıştır. Yine de, bir konudaki hadisleri bir arada görmek veya ulaşamadığımız bazı kitaplardaki hadisleri bulmak bakımlarından eserin önemi büyüktür. 9.1.1.5. Seçme Hadisleri Bir Araya Toplama
Bu kısımda iki esere daha işaret edilebilir. Bunlardan biri, ilimle ameli, iç dünyayla dış dünyayı bereketli hayatında başarılı ve örnek alınabilecek bir şekilde birleştiren Ahmed Ziyâuddin Gümüşhanevî‟nin (ö. l3ll/l893) Râmûzu’l-Ahâdîs isimli eseridir. es-Suyûtî‟nin el-Câmi’u’s-Sağîr‟inin özelliklerini taşıyan bu eserde 7101 hadis bulunmaktadır. Hadislerin sıhhat durumlarına da yer yer işaret edilmiştir. Harf-i tarifle başlayan bütün hadisler ise elif harfiyle başlayan hadislerin sonunda verilmiştir. Gümüşhanevî bu eserini Levâmi’u’l-Ukûl ismiyle de şerhetmiştir. Şerh, el-Munâvî‟nin Feyzu’l-Kadîr‟inin özeti mahiyetindedir. Burada bu eserlerden ziyade Gümüşhanevî‟nin tavrı dikkat çekicidir. Şöyleki, o, benzeri daha geniş veya daha muhtasar hadis kitapları bulunmasına rağmen onlarla yetinmemiş, yeni bir kitap yazma gereği duymuştur. Çünkü cemiyetin ihtiyaçları değişmiştir. Ona bazı hadisler öncelikle öğretilmelidir. O ayrıca, önceki alimlerin değerlendirmeleri varken hadisleri sıhhat yönünden yeniden değerlendirmeye tabi tutmuştur. Yaptığı değerlendirmeler tartışılabilirse de onun bu tavrı mühimdir.
İkinci eser Mansûr Ali Nâsıf‟ın et-Tâcu’l-Câmi’ li’l-Usûl‟üdür. Çoğu hadisleri kütüb-i hamseden seçilen bu eserde iman, ilim, ibadet, muâmelât, fezail, tefsir, cihad, ahlâk ve gaybî konular gibi her konudan hadisler toplanmıştır. Müellif, herhangi bir konuda mezkûr kitaplarda hadis bulamadığında Ahmed b. Hanbel ile eş-Şâfiî‟nin Musned‟leri, Mâlik‟in Muvatta’ı, İbn Mâce‟nin Sünen‟i ile el-Hâkim‟in Mustedrek‟inden de hadisler almıştır. Hadisleri verirken hadisin başında sahabi ravisini, sonunda ise alındığı kitab veya kitabları kaydetmiştir. Ayrıca müellif, dipnotlarında hadisleri kısaca şerhetmiştir. 9.1.2. Muayyen Konularda Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu dönemde ahkâm, ahlâk, tıb, dua gibi belirli konulardaki hadisler değişik hadis kitaplarından toplanarak onları ayrı ayrı ihtiva eden müstakil kitaplar da yazılmıştır. 9.1.2.1. Ahkam Hadisleri
Muayyen konular arasında bu dönemde de en büyük alâkayı ahkâm hadisleri toplamış ve onlardan zengin bir edebiyat oluşturulmuştur. Önceki dönemlerde daha ziyade sünen isimli kitaplarda toplanan bu tür hadisler bu dönemde değişik isimlere sahip kitaplarda bir araya getirilmişlerdir. Bunların mühimlerinden birkaçı şöyle sıralanabilir: 9.1.2.1.1. Mesâbîhu’s-Sünne: el-Beğavî (ö. 516) bu eserinde ahkâm hadislerini, senedlerini hazfederek toplamış, hadislerin bazan sadece sahabi ravisini vermiştir. Her bölümün hadislerini sıhâh ve hısân şeklinde ikiye ayırmış, sıhâh başlığı altında Sahîhu’l-Buhârî ve Sahîhu Müslim‟den aldığı hadisleri, hısân başlığı altında Sünen-i Erba’a ile Sünenu’d-Dârimî‟den aldığı hadisleri toplamıştır. Aldığı hadislerin za’îf ve garîb olanlarına da işaret etmiştir. 4434 hadis ihtiva eden bu eser üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bunlardan biri et-Tebrîzî‟nin (ö. 737) MiĢkâtu’l-Mesâbîh isimli eseridir. et-Tebrîzî bu eserini Mesâbîh‟e 1511 hadis ilavesiyle meydana getirmiştir. Her bölümü sıhâh, hısân ve kendi ilâveleri şeklinde üçe ayırmış, hadislerin sahabi ravilerini ve alındıkları kaynak kitapları zikretmiştir. İngilizceye tercüme edilmiş olan bu eser Mesâbîh‟den daha meşhur olmuştur. Son zamanlarda bu eseri el-Elbânî tahkikli ve fihrist ilâveli olarak yeniden neşretmiştir. MiĢkât üzerine de birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bunlardan et-Tîbî‟nin (ö. 743) şerhi ile Aliyyu‟l-Karî‟nin (ö. 1014/1615) Mirkat isimli şerhi meşhur ve mühimdir. 9.1.2.1.2. el-Munteka: Takiyyuddin İbn Teymiyye‟nin (ö. 728/1327) dedesi Mecduddin İbn Teymiyye‟nin (ö. 652/1254) bu eserinde esas itibariyle kütüb-i sitte ile
Musnedu Ahmed‟den seçilen ahkâm hadisleri toplanmıştır. Sa‟îd b. Mansûr, ed-Dârekutnî ve el-Beyhekî‟nin Sünen‟lerinden de bazı hadisler alınmıştır. Hadisin başında sahabi ravisi, sonunda ise alındığı kitap kaydedilmiştir. Hadislerin sıhhat durumları hakkında bazan, hadisin alındığı kitapta bulunan ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Bu mühim kitabı Muhammed b. Ali eş-Şevkânî (ö. 1250/1834) Neylu’l-Evtâr ismiyle şerhetmiştir. Şerh de mühimdir. 9.1.2.1.3. Bulûğu’l-Merâm: İbn Hacer (ö. 852) bu eserinde 1356 hadis toplamış, hadislerin başında sahabi ravisini, sonunda ise alındığı kaynak kitabı veya kitapları zikretmiştir. Hadisler hakkında zaman zaman alimlerin ve kendinin sıhhat hükmünü de belirtmiştir. Kitabın sonunda “Kitâbu‟l-Câmi” isimli bölümde ise âdâb-ı muâşeret, ahlâk ve dua ili ilgili bir kısım hadisleri toplamıştır. Bu güzel eseri el-Hüseynu‟l-Mağribî el-Bedru’t-Tamâm ismiyle şerhetmiş, el-Emîru‟s-San‟ânî ise bu şerhi güzel bir şekilde ihtisar edip bazı ilâveler yapmış ve eserine Sübülü’s-Selâm ismini vermiştir. Ahmed Davudoğlu da bu son eseri, içindeki bazı görüşleri tenkid ederek, bazı çıkarma ve ilâveler yaparak Selâmet Yolları ismiyle tercüme etmiştir. 9.1.2.2. Ahlak Hadisleri
Ahlâkla ilgili hadisleri toplayan eserler içinde ikisi zikre şâyândır:
9.1.2.2.1. et-Terğîb ve’t-Terhîb: el-Münzirî (581-656) bu eserinde iyiliklere teşvik eden, kötülüklerden korkutan hadisleri yani terğîb ve terhîb hadislerini toplamıştır. Her bölümde önce terğîb hadislerini, sonra terhîb hadislerini vermiş, hadisin sahabi ravisi ile alındığı kaynak kitapları zikretmiş, hadisin sahihlik ve zaiflik durumunu da belirtmiştir. Kitabtaki bütün hadisler “‟an” ve “ruviye” ile başlamaktadır. Müellif kendi değerlendirmesine göre makbûl ve ona yakın olanları “‟an” edâ sîgası ile, zaîf olanları ise “ruviye” edâ sîgası ile nakletmiştir. İbn Hacer el-Askalânî bu eseri, Telhîsu’t-Terğîb ismiyle ihtisar etmiştir. İki eser de türkçeye tercüme edilmiştir.
9.1.2.2.2. Riyâzu’s-Sâlihîn: en-Nevevî‟nin (ö. 676) bu eserinde, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak hadislerden 1894 adet toplanmıştır. Müellif her bölümün başında ilgili birkaç âyeti zikretmekte, daha sonra, başında sahabi ravisini sonunda ise kaynağını belirtmek suretiyle hadisleri kaydetmektedir. Hadisler kütüb-i sitteden seçilmiştir. Müteaddit şerhleri ve birkaç tercümesi vardır.
Bu dönemde Hz. Peygamber‟in -sallellahu aleyhi ve sellem- koruyucu hekimlikle, tabiblikle ilgili hadislerini bir araya getiren birçok eser de yazılmıştır. Burada örnek olarak İbn Kayyimi‟l-Cevziyye‟nin ve es-Suyûtî‟nin et-Tıbbu’n-Nebevî isimli eserlerini zikredebiliriz
Hz. Peygamber‟in çeşitli zamanlarda yaptığı veya yapılmasını tavsiye ettiği birçok dua vardır. Bunları da müstakıl kitaplarda toplayan çalışmalar yapılmıştır. en-Nevevî‟nin el-Ezkâr isimli eseri bu türün en güzel ve en meşhur eseridir. Öyleki “Sat dâr‟ı, al Ezkâr‟ı” denmiştir. Müellif eserinde çoğunu kütüb-i hamseden seçtiği hadisleri toplamış, hadislerin sıhhat durumları ve ele aldığı konu hakkında bilgiler eklemiştir. Birçok şerhi yapılan eser türkçeye de tercüme edilmiştir. 9.1.3. Muayyen Özellikte Hadisler İhtiva Eden Eserler: Bu sahada mutevâtir, muĢtehir, sahîh, za’îf, mevzû’, kudsî ... hadisler toplanarak her bir çeşit hakkında ayrı eserler yazılmıştır. 9.1.3.1. Mütevatir Hadisler
Mutevâtir hadîsleri bir araya getiren ilk eseri ez-Zerkeşî (ö. 794) yazmıştır. Ondan sonra bu konuda birçok kitap kaleme alınmıştır ki bunların en meşhurları şu iki eserdir: 9.1.3.1.1. el-Ezhâru’l-Mutenâsire fi’l-Ahbâri’l-Mutevâtire: es-Suyûtî‟nin (ö. 911) eseridir. Müellif bir hadisin mutevâtir sayılabilmesi için asgarî 10 ravisinin olması gerektiği kanaatinde olduğu için önce, asgarî 10 veya daha fazla ravisi olan hadisleri bütün sened ve metinleriyle toplayıp hacimli bir eser meydana getirmiş ve buna el-Fevâidu’l-Mutekâsire ismini vermişti. Daha sonra senedleri çıkararak sadece hadisin sahabi ravilerini ve alındığı kaynak kitapları vermek suretiyle yukarıdaki eserini meydana getirmişti. Açıklamalarından bu eserinde lafzî mutevâtirleri toplamak istediği anlaşılıyor. Ancak eserdeki hadislerin bir kısmı ma’nevî mutevâtirdir, hatta bazılarının mutevâtir bile olmadığı söylenmektedir. 9.1.3.1.2. Nazmu’l-Mutenâsir Mine’l-Hadîsi’l-Mutevâtir: Muhammed b. Ca‟fer el-Kettânî (ö. l345) bu eserinde, kendisine göre mutevâtir olan 310 hadis toplamıştır. Hadisin sahabi ravilerinin tamamını veya bir kısmını, bazan da geçtiği kaynak kitapları ve hadisin mutevâtirliği hakkında alimlerin görüşlerini vermektedir. 9.1.3.2. Müştehir Hadisler
MuĢtehir hadisleri toplayan ilk eseri de ez-Zerkeşî kaleme almıştır. Müştehir hadis, sahih olsun, zayıf olsun, hatta mevzu bulunsun, halk dilinde meşhur olmuş ve yaygınlık kazanmış hadis anlamına gelmektedir. Zerkeşi bu konudaki ilk eserin ismini et-Tezkire fi’l-Ahâdîsi’l-MuĢtehire şeklinde koymuş olup burada hadisler konularına göre 9 bölüm halinde tasnif edilmiştir. Müellif her bölümde hadisleri sıra numarasıyla zikrederek, varsa kaynakları ve sıhhat durumları hakkında bilgi vermektedir. Bu kitabı neşre hazırlayan Mustafa Abdulkâdir Atâ, İbn Hacer‟e nisbet edilen el-Leâli’l-Mensûre‟nin et-Tezkire‟den başka bir kitap olmadığını ve ez-Zerkeşî‟ye ait olduğunu bildirmektedir.
MuĢtehir hadisler hakkında diğer mühim bir eser es-Sehâvî‟nin (ö. 902) el-Mekasıdu’l-Hasene‟sidir. Müellif bu eserinde hadisleri önce harf sırasına koyup her biri hakkında, kaynakları ve sıhhat durumları ile ilgili bilgiler vermiş, sonunda ise hadisleri kısaca konularına göre tertib etmiştir. Kitapta başlık olarak 1356 “hadîs” ele alınmıştır.
el-Aclûnî (ö. ll62), es-Sehâvî‟nin mezkûr eserini esas alarak ona, ilgili diğer kitaplardan ve temel hadis kaynaklarından birçok ilâveler yapıp KeĢfu’l-Hafâ’ isimli meşhur eserini yazmıştır. Tertibi el-Mekasıd‟ın tertibinin aynısıdır. Yani bunda da hadisler önce harf sırasına konup haklarında, varsa kaynakları, sahihlik durumları gibi yönlerden bilgiler verilmiş, sonra da konularına göre tertib edilmişlerdir. Eserde hadislerin elifbâî sırasının dakik olmadığını, bu sebeble harf sırasında bulunması gereken yerde bulunamayan bir hadisi sırasının biraz öncesinde veya sonrasında aramak gerektiğini unutmamak gerekir. Bu eser, açıklamalarında geçenlerin dışında madde başlığı yapılan 3281 hadisle bu konudaki en hacimli eserdir. Müellifin hadisler hakkında verdiği bilgiler, onun bilgisinin genişliğini gösterecek mahiyettedir. 9.1.3.3. Mevzu Hadisler
Mevzû’ hadislere gelince bu dönemde onlar hakkında da pek çok eser hazırlanmıştır. Bu konudaki ilk kapsamlı eser İbnu‟l-Cevzî‟nin (ö. 597) olup ismi Kitâbu’l-Mevzû’ât mine’l-Ahâdîsi’l-Merfû’ât‟dır. Müellif esere yazdığı mukaddimede hadis uyduruculardan, hadis uydurmanın kötülüğünden bahsedip meşhur “Men kezebe aleyye ...” hadisinin 61 sahabiden gelen rivayetlerini vermiştir. Daha sonra, tesbit ettiği uydurma hadisleri “tevhîd” konusundan başlayarak konularına göre sıralamış ve tahlillerini yapmıştır. Müellif, bu eserinde uydurma olmayan bazı hadislere yer vermiş olması sebebiyle
34
tenkidlere uğramıştır. es-Suyûtî‟ye göre bu eserde uydurma denilemeyecek olan 300 kadar hadis vardır. O et-Ta’akkubât ale’l-Mevzû’ât isimli eserinde sözkonusu bu hadislerin mevzû’ olmadığını göstermeye çalışmıştır. Burada şunu da kaydetmek gerekir ki, İbnu‟l-Cevzî hadiste muteĢeddid, es-Suyûtî mutesâhil olarak bilinir.
es-Suyûtî, İbnu‟l-Cevzî‟nin mezkûr eserini ele alıp tertibini bozmadan ona bazı bilgilerle tenkidlerini ekleyerek el-Leâli’l-Masnû’a isimli eserini kaleme almıştır. Müellif bu eserinde kendi sözlerinin başına “kultü”, sonuna “vallahu a‟lem” sözlerini koymaktadır. es-Suyûtî bu konuda ayrıca Zeylu’l-Le’âlî isimli bir eser daha yazmıştır ki onda İbnu‟l-Cevzî‟nin kitabında bulunmayıp kendisinin tesbit ettiği uydurma hadisleri toplamıştır.
İbn Arrâk el-Kinânî (ö. 963), es-Suyûtî‟nin mezkûr eserlerini birleştirip kendi değerlendirmelerini de ekleyerek meşhur eserini, Tenzîhu’Ģ-ġerî’ati’l-Merfû’a ani’l-Ahbâri’Ģ-ġenî’ati’l-Mevzû’a‟yı meydana getirmiştir.Bu eserin başında, uydurma hadisin belirtilerinden, hadis uydurma sebeblerinden ve harf sırasında olmak üzere, hadis uyduruculardan bahseden mühim bir giriş vardır. Müellif daha sonra uydurma hadisleri konularına göre zikretmektedir. Her alt-bölümü (bâb) üç fasla ayırmıştır. 1. faslda İbnu‟l-Cevzî‟nin “uydurma” dediği, es-Suyûtî‟nin de itiraz etmediği hadisleri; 2. faslda İbnu‟l-Cevzî‟nin “uydurma” dediği, es-Suyûtî‟nin buna itiraz ettiği hadisleri; 3. faslda es-Suyûtî‟nin tesbit ettiği uydurma hadisleri vermektedir. İbn Arrâk, es-Suyûtî‟nin tenkidlerini; “tu‟ukkıbe...” diyerek, kendi sözlerini ise, başında “kultü...”, sonunda “vallahu a‟lem ” diyerek kaydetmektedir.
Mevzû’ hadisler hakkında yazılan eserlerden biri de Aliyyu‟l-Karî‟-nin (ö. 1014) el-Esrâru’l-Merfû’a‟sıdır. Müellif, el-Mevzû’âtu’l-Kübra ismiyle de bilinen bu eserinde, “Men kezebe ...” hadisinin 93 rivâyetini ve hadis uydurma ile ilgili bazı konuları ele aldıkdan sonra harf sırasında 625 hadisi incelemektedir. Kitabın son kısmında ise meşhur oldukları halde uydurma olan bazı olaylar, uydurma hadisler ihtiva eden bazı eserler, bazı konulardaki uydurma hadisler, uydurma hadisleri tanıma yolları gibi konulara yer vermiştir.
Uydurma hadisler konusunu, ortaya çıkışları, sebebleri, neticeleri, edebiyatı gibi yönlerden ele alan kapsamlı çalışmalar da yapılmıştır. Bunlardan biri M. Yaşar Kandemir‟in Mevzû’ Hadisler -MenĢei, Tanıma Yolları, Tenkidi- isimli eseridir. 9.1.3.4. Kudsi Hadisler Kudsî hadisler hakkında ise şu eserler zikredilebilir:
el-Ġthâfâtu’s-Seniyye bi’l-Ahâdîsi’l-Kudsiyye, Abdurraûf el-Munâvî, Mısır, 1354.
Kırk Kudsî Hadis, Aliyyü‟l-Kârî, tercüme: Hasan Hüsnü Erdem, Ankara, 1985, 48 s.
Ġlâhî Hadîsler, Hasan Hüsnü Erdem, Ankara, 1963, 64 s. (el-Münâvî‟nin mezkur eserine bazı ilavelerle meydana getirilmiştir. 92 hadis ihtiva etmektedir). 9.1.4. Muayyen Sayıda Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu dönemde 7, 40, 50, 101, 500 ve 1001 gibi belirli sayıda hadis ihtiva eden eser yazımı da artarak devam etmiştir.
Bu dönemde de en çok ilgiyi 40 hadisler çekmiştir. Bu türdeki eserlerin en meşhuru en-Nevevî‟nin (ö. 676) el-Erba’ûn‟udur. Müellif, İbnu‟s-Salâh‟ın toplamış olduğu 26 hadise l6 hadis ekleyerek bu eserini kaleme almıştır. Seçilen hadisler dinin temel hükümlerini ihtiva eden özlü, kısa hadislerdir. Bu eserin birçok şerhi ve birçok dile tercümesi yapılmıştır. İbn Receb bu esere 8 hadis ilâve ederek sayılarını 50‟ye çıkarmış ve Câmi’u’l-Ulûm ve’l-Hıkem ismiyle şerhetmiştir.
40 hadislik çalışmaları Abdulkadir Karahan Ġslâm-Türk Edebiyatında Kırk Hadis isimli eserinde genişce ele almıştır. HADİS TARİHİ 10. HAFTA
Tehzib Dönemi-II- (Metinle ilgili çalışmaların devamı)
1) Toplama ve Tasnif Çalışmaları
2) Tesbit ve Tahkik Çalışmaları:
Bu dönemde fıkıh, tefsir, kelâm, tasavvuf, ahlâk gibi değişik sahalarda yazılmış kitaplarda geçen veya halk arasında dolaşan hadislerin, varsa, kaynaklarının bulunması ve sahihlik durumlarının incelenmesi ayrı bir çalışma alanı oluşturmuştur.
Tahric çalışmaları:Böyle, bir hadisin kaynağını bulmaya, sıhhat durumunu belirlemeye çalışmaya ıstılahta tahrîcdenir. Esasen tahrîc, rivâyet asrı denilen ilk üç asırda bir kimsenin bir hadisi, daha önce yazılmış olan hadis mecmualarından bulup çıkararak senediyle birlikte kendi kitabına almasına, böylece onu ortaya çıkarmasına denir.Bazı Tahricler:Hanefi fıkhının meşhur kitaplarından biri el-Hidâye‟dir. ez-Zeyle‟î bu kitapta geçen hadisleri tahrîc ederek Nasbu’r-Râye li Ahâdîsi’l-Hidâye isimli eserini yazmıştır. Şâfiî fıkhının meşhur kitaplarından olan ve el-Gazâlî‟nin yazmış olduğu el-Vecîz‟i, er-Râfi‟î eş-şerhu’l-Kebîrismiyle şerhetmiştir. Bu şerhte geçen hadisleri bir çok alimin yanında İbn Hacer de tahrîc etmiş ve et-Telhîsu’l-Habîr fî Tahrîci Ahâdîsi şerhi’l-Vecîzi’l-Kebîr‟ini yazmıştır.
el-Gazâlî‟nin meşhur kitabı ihyâu Ulûmi’d-Dîn‟de geçen hadisleri el-Irâkî , el-Muğnî an Hamli’l-Esfâr fi’l-Esfârisimli kitabında tahrîc etmiştir.
İbn Hacer, ez-Zemahşerî‟nin tefsiri el-Keşşâf‟daki hadisleri el-Kâfi’ş- şâff fî Tahrîci Ahâdîsi’l-Keşşâfisimli eserinde, es-Suyûtî, el-Kadî Iyâz‟ın meşhur eseri eş-şifâ‟daki hadisleri Menâhilu’s-Safâ fî Tahrîci Ahâdîsi’ş-şifâisimli eserinde tahrîc etmişlerdir. 3) İhtisar ve Tehzîb Çalışmaları:
Önceki dönemde veya bu dönemde yazılan bazı hadis kitapları, içlerindeki mükerrer veya mevkûf, maktû’ gibi bir kısım hadisler çıkarılarak kısaltılmış yani ihtisâr edilmiş, hadisler bazan yeniden tertib yani tehzib edilmiş ve böylece daha kullanışlı eserler ortaya konmaya çalışılmıştır.Bu sahada yapılan çalışmalara örnek olarak şunları zikredebiliriz: ez-Zebîdî, Sahîhu’l-Buhârî‟yi, sadece muttasıl merfû‟ları alarak ihtisâr etmiş ve et-Tecrîdu’s-Sarîh‟ini kaleme almıştır. el-Munzirî, Sahîhu Müslim‟i, Muhtasaru Sahîhi Müslimismiyle; İbn Kayyimi‟l-Cevziyye, Sünenu Ebî Dâvûd‟u, Muhtasaru Süneni Ebî Dâvûd ismiyle ihtisâr etmişlerdir. ez-Zehebî, el-Hâkim‟in el-Mustedrek‟ini ihtisâr edip Telhîsu’l-Mustedrek‟ini, İbnu‟d-Deyba‟, İbnu‟l-Esîr‟in Câmi’l-Usûl‟ünü ihtisâr edip Teysîru’l-Vusûl‟ünü yazmışlardır. 4) Fihrist Çalışmaları:
Hadisleri kolayca bulmak için yapılmışlardır. Meselâ İbnu‟l-Esîr, Câmiu’l-Usûl‟, es-Suyûtî de el-Câmi’u’s-Sağîr‟ini, "öğrencilere kolaylık olsun" diye harf sırasına göre tertib ettiğini açıklar. Bunların yanında, sırf aranan bir hadisin bulunmasını kolaylaştırmak maksadıyla da eserler yazılmıştır. Bunların başında atrâf kitaplarını kaydetmek gerekir.Atrâf kitâbı, hadisin baş tarafını veya tamamını hatırlatan bir kısmını vererek hadisin geçtiği yerleri gösteren kitaptır.. Atrâf kitaplarının en güzellerinden biri Abdulğanî en-Nablusî‟nin Zehâiru’l-Mevârîs fi’d-Delâleti alâ Mevâziı’l-Hadîsisimli eseridir. Müellif bu eserinde kütüb-i sitte ile İmâm Mâlik‟in el-Muvatta’ının atrâfını toplamıştır. Bazı kitaplardaki hadislerin atrâfı, baş taraflarından bir kısmı veya tamamı harf sırasına konularak yani elifbâî olarak da yapılmıştır. Bunlara Muhammed et-Tokadî‟nin Miftâhu’s-Sahîhayn‟ı örnek verilebilir. Bu eserde el-Buhârî ve Müslim‟in Sahîh‟lerindeki hadisler ayrı ayrı harf sırasına konmuş, el-Buhârî bölümünde hadisin Sahîh‟te, el-Kastallânî, el-Askalânî ve el-Aynî şerhlerindeki yerinin cilt ve sayfa numarası, Müslim bölümünde ise Sahîh‟te ve en-Nevevî şerhindeki yerinin cilt ve sayfa numarası verilmiştir. *Hadis İndeksi:
Hadis bulmada en kullanışlı olan eserler, hadislerin kelime fihristleridir. Hadis tarihinde bu tür fihristlerin ilk örneğini, bildiğimize göre, İbnu‟l-Esîr el-Cezerî vermiştir. Hadislerin kelime fihristlerinin, şimdilik en kapsamlısı, A. J. Wensinck başkanlığında çalışmaya başlayan ve üyelerinin çoğu gayr-ı müslim olan bir heyetin hazırladığı concordance ( el-Mu’cemu’l-Mufehres li Elfâzı’l-Hadîsi’n-Nebevî )isimli 8 ciltlik büyük eserdir.
concordance kütüb-i sitte ile Sünenu’d-Dârimî, Muvatta’u Mâlik ve Musnedu Ahmed‟deki hadislerin kelime ve özel isim fihristlerini ihtiva eder. Hadiste geçen bir şahsın, bir yerin veya bir surenin ismine yahut bir âyete bakarak da hadisin mezkûr 9 kitapta bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa yeri tesbit edilebilir. Son zamanlarda bazı hadis kitaplarının müstakil kelime fihristleri de yapılmaya başlanmıştır. Bu cümleden olarak Sünenu’d-Dârimî, Sünenu ibn Mâce ve Sünenu’d-Dârekutnî‟nin kelime fihristleri yapılmış bulunmaktadır. Bazı kitapların konu fihristleri de yapılmıştır. Bunlara, içlerinde kütüb-i sittenin de bulunduğu 14 kitabın konu fihristi olan Miftâhu Künûzi’s-Sünne‟yi örnek verebiliriz. 5) Anlama Çalışmaları: Bu dönemde hadisleri dilbilgisi, kelime ve genel muhteva bakımlarından anlamaya yönelik çalışmalar da gerçekleştirilmiştir. Bunları üç başlık altında toplayabiliriz: a) İ‟râbu‟l-Hadîs Çalışmaları:
Hadislerin dilbilgisi yönünden tahlilleridir. Bilindiği kadarıyla, bu sahadaki ilk müstakil eseri Ebu‟l-Beka el-Ukberî kaleme almıştır. Eserinin ismi i’râbu’l-Hadîsi’n-Nebevî‟dir. Müellif bu eserinde İbnu‟l-Cevzî‟nin Câmiu’l-Mesânîdisimli kitabında geçen 428 kadar hadisi ele alıp gerekli gördüğü yerlerini i‟râb etmiştir. Hadisler sahabi ravilerine göre tertib edilmiş, sahabe isimleri ise harf sırasına konmuştur. Bu konuda diğer bir eser, İbn Mâlik Muhammed b. Abdillah et-Ta‟î‟nin şevâhidu’t-Tavzîh ve’t-Tashîh li Müşkilâti’l-Câmi’i’s-Sahîh‟idir. Müellif bu eserinde, isminden de anlaşılabileceği gibi, Sahîhu’l-Buhârî‟deki bir kısım, i‟râb yönünden müşkil hadisleri ele almıştır. i’râbu’l-hadîs konusunda es-Suyûtî‟nin de Ukûdu’z-Zeberced alâ Musnedi’l-imâm Ahmed isimli bir eseri vardır. b)Hadis Lügatı Çalışmaları:
Hadislerin garîb kelimelerini anlamak maksadıyla yapılan çalışmalar bu dönemde de devam etmiş ve bu sahada yeni bir usûlle yani elifbâî düzende kitaplar yazılmıştır. Bunların en meşhurlarından biri ez-Zemahşerî‟nin el-Fâik fî Garîbi’l-Hadîs‟idir. Bu sahanın en meşhur eseri ise İbnu‟l-Esîr el-Cezerî‟nin en-Nihâye fî Garîbi’l-Hadîs ve’l-Eser‟idirDipnotta kaynak bildirme usûlünü uygulamıştır. Müellif garîb kelimelerin lügat mânâlarını vermekle yetinmemiş, yer yer fıkhî meselelere, zahiren birbirine zıt görünen hadislerin yorumuna da temas etmiştir. c)Şerh ve Hâşiye Çalışmaları:
Bu dönemde hadisleri, dil, muhteva, hüküm gibi ilgili bütün yönleriyle incelemeye, izah etmeye yönelik çalışmalar artarak devam etmiştir. Bu maksadla başta Sahîhân olmak üzere meşhur hadis kitaplarının hemen hemen hepsinin şerh ve hâşiyeleri yapılmıştır. En çok şerh ve hâşiyesi yapılan hadis kitabı ise hiç şüphesiz Sahîhu’l-Buhârî‟dir. Kâtib Çelebi onun 80‟den fazla şerh ve hâşiyesinden bahseder. Bunların en meşhur bir kaçı şöyledir: *Fethu’l-Bârî bi-Şerhi Sahîhi’l-Buhârî: Sahîh‟in bu en meşhur şerhi İbn Hacer el-Askalânî‟ye aittir. İbn Hacer Fethul Barisine Hedyu’s-Sârî ismiyle mühim bir mukaddime de yazmıştır. Bu mukaddimede on bölüm içinde Sahîh‟in yazılış sebebi, muhtevası, Sahîh‟de bulunan taktî’ ve ta’lîkler, garîbu’l-hadîsler, cerhe uğramış raviler, hadis sayısı ve el-Buhârî‟nin hayatı konularını geniş bir şekilde ele almıştır. şerhinde ise, terceme (bab başlığı) ile hadislerin münasebetine, sened ve metni ilgilendiren hususlara, muallakların mevsûl rivayetlerine, hadisten çıkarılan hükümlere, hadisin diğer nasslarla cem’ ve te’lîfine yer vermiştir. *Umdetu’l-Karî şerhu Sahîhi’l-Buhârî: el-Aynî‟nin bu eseri, derli toplu ve hacimli bir şerhtir. Müellif hadisleri bütün yönleriyle ve her yön için ayrı başlıklar açarak incelemeye çalışmıştır. *irşâdu’s-Sârî: el-Kastallânî‟nin eseri olup kısa bir şerhdir. Müellif önceki şerhlerden iktibaslar yapmış, hadislerin rivayet farklarına işaret etmiş, kelimelerin okunuşlarını ve açıklamalarını vermiştir. Baş tarafına ise, hadis tarihi ve usûlüne dair bir giriş ile İbn Hacer‟in Hedyu’s-Sârî‟sinin özetini koymuştur.
Hadis tarihinde Sahîhu Müslimde büyük alâkaya mazhar olmuştur. En meşhurları ise en-Nevevî‟nin el-Minhâc adlı Sahihi Müslim şerhidir.
Diğer hadis kitaplarının şerhleri arasında eş-Şevkânî‟nin el-Munteka şerhi Neylu’l-Evtâr‟ı, ahkam hadislerdir. el-Munâvî‟nin el-Câmi’u’s-Sağîr şerhi Feyzu’l-Kadîr‟i zikredilebilir. alıntıdır 6. HAFTA
Tasnîf Dönemi
Hadis tarihinin bu döneminde, daha önce kitaplarda karışık olarak bir araya getirilmiş olan hadisler
muhtelif şekillerde sınıflandırmaya yani tasnîfe tabi tutulmuşlardır.
Bu donemde yazılan pek çok eser günümüze ulaşmıştır. Bu eserlerde hadisler, donemin en
belirgin hususiyetlerinden biri olarak, senedleriyle birlikte verilirler. Bu eserler o kadar meşhur olmuşlardı
ki, önceki iki donemde yazılmış olan eserlere ihtiyaç kalmamıştı. Bunun sonucu olarak önceki dönemlerin
eserleri artık fazla kullanılmaz olmuş, dolayısıyla da yazılıp çoğaltılmamaya başlanmış, böylece tarih içinde
sel, yangın ve, Moğollar’ın yaptığı gibi, baskın ve yağmalarda yok olup gitmişlerdi. 6.1. Metinle İlgili Çalışmalar: Bu donemde hadisler bir taraftan onceki donemlerde yazılmış olan
hadis kitaplarından toplanarak yeniden tasnif edilmiş, diğer taraftan onları anlamaya yonelik bir kısım
calışmalar gercekleştirilmiştir. Bu sebeple soz konusu calışmalar iki kısma ayrılabilir:
Toplama ve Tasnîf Çalışmaları: Önceki dönemlerde karışık bir şekilde kaydedilmiş olan
hadisler, kaydedildikleri yazı malzemelerinden; sahîfelerden, kitaplardan toplanarak senedleriyle birlikte5
konularına göre (yani ale‘l-ebvâb) veya ravilerine göre (yani ale’r-ricâl) sınıflandırılmışlardı. Bu
sınıflandırma usullerinden her biri ile değişik türde birçok kitap yazılmıştır. Bu kitapları genel özelliklerine
göre şöyle taksim etmek mümkündür 6.1.1.1. Her Konudan Hadîs İhtiva Eden Kitaplar: Câmi‘, ve müsned turlerinde yazılmış kitaplar bu
kısma girer.
Câmi‘, icinde her konudan hadis bulunan hadis kitabı demektir. Bu konular akaid, ahkam, zuhd,
adab, tefsir, tarih, menakıb ve fiten şeklinde sekiz ana başlık altında mütalaa edilir6. Bu donemde yazılan
câmi‘ turu kitaplarda hadisler konularına gore sınıflandırılmışlardır. Buhari (o. 256), Muslim (o. 261) ve
Tirmizi’nin (o. 279) el-Câmi‘u’s-sahîh’leri bu turun en meşhur eserleridir. Bu eserler bir sonraki bölümde
tanıtılacaktır.
Müsned, sahabi veya sonraki bir ravinin ismi altında ondan gelen muttasıl merfû hadislerin
toplandığı hadis kitabıdır. Tariften anlaşıldığı uzere bu tur hadis kitapları hadisleri ravilerine göre yani
ale’r-ricâl tasnif etmekte olup bunlarda bulunan hadisler, bir kısmı belki şeklen de olsa, muttasıl ve
merfûdurlar. Dolayısıyla bu tur kitaplarda mevkuf ve maktû hadisler ya hiç yoktur ya da yok denecek kadar
azdır. Müsned turu hadis kitaplarında sahabi raviler genellikle fazilet durumlarına göre sıralanmışlardır. Bunun için önce aşere-i mubeşşerenin, bunlardan da ilk dort halifenin hadisleri kendi isimleri altında
verilmiştir.
Hicri 3. asırdan itibaren 80’den fazla müsned telif edilmiştir. İlk müsnedi Ebu Davud et-Tayalisi’nin
(o. 204) veya Esed b. Musa’nın (o. 212) yazdığı söylenmektedir. Bu tur eserler arasında Ahmed b. Hanbel,
Baki b. Mahled ve el-Humeydi’nin Müsned isimli eserleri burada zikredilebilir.
Musannef eserlerde merfû, mevkûf ve maktû ahkam hadisleri toplanmıştır. Bu türde Abdurrezzak
b. Hemmam ve İbn Ebi Şeybe’nin Musannef isimli eserleri vardır.
Muvatta’larda ise bir bölgenin alimlerinin ittifakla kabul ettikleri ahkam hadisleri toplanmaya
çalışılmıştır. Bu turun en meşhur eseri İmam Malik’in Muvatta’ıdır.
İmam Malik’in en muhim eseri el-Muvatta’dır. 40 yılda telif ettiğini bildirdiği bu eserini Medine
fakihlerinden 70’ine arzetmiş, onların tasvibi uzerine ona el-Muvatta ismini vermişti.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|