Cvp: Toplumuzdaki Kanadı Kırıklar: Yetimler ve Yoksullar Peygamber Efendimiz de:
“Allah bir kuluna hayır murâd ettiğinde onu insanların ihtiyaçlarını karşılama yolunda istihdam eder. “ buyurmuştur. (Süyûtî, II, 4/3924)
Yine, Ebû Hüreyre -radıyallâhu anh-’dan rivayet edildiğine göre Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:
“Kocasız kadınlarla, yoksulların işlerine yardım eden kimse, Allah yolunda cihâd etmiş gibi sevap kazanır.”
Râvî diyor ki: “Hatta Hazret-i Peygamber -aleyhisselâm-’ın:
«O kimse tıpkı geceleri durmadan namaz kılan, gündüzleri hiç ara vermeden oruç tutan kimse gibidir.» buyurduğunu da sanıyorum.” (Buharı, Nafakât, 1; Edeb, 25, 26; Müslim, Zühd, 41; Ne-sâî, Zekât, 78; İbn-i Mâce, Ticârât, 1)
Allah Teâlâ, muhtaçlara bîgâne kalan kullarını da şiddetle îkâz ederek şöyle buyurur:
كَلَّا بَل لَّا تُكْرِمُونَ الْيَتِيمَ
(17)
وَلَا تَحَاضُّونَ عَلَى طَعَامِ الْمِسْكِينِ
(18)
“Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz (ona değer vermiyorsunuz)! Muhtaçtan doyurmaya birbirinizi teşvik
etmiyorsunuz.” (el-Fecr, 17-18)
Zamanımız, mâlî sıkıntıların had safhaya ulaştığı bir devir olduğundan, normal zamanların mükellefiyeti olan zekâtla iktifa etmeyerek, bundan çok daha fazlasını vermek durumundayız. Bize emredilen kırkta birlik zekât ve toprak mahsullerinin öşürü, infaktaki asgarî seviyeyi ifâde eder. Kulun kalbî seviyesi ve Cenâb-ı Hakk’a muhabbet ve yakınlığı derecesinde bu miktarların artması zarurîdir. Zîrâ âyet-i kerîmede şöyle buyrulmak-tadır:
وَيَسْأَلُونَكَ مَاذَا يُنفِقُونَ قُلِ الْعَفْوَ
“…(Rasûlüm!) Sana (hayr u hasenat yolunda) neyi infâk edeceklerini sorarlar. De ki: İhtiyaç fazlasını (verin)!..” (el-Ba-kara, 219)
Demek ki Rabbimiz bizden cömert, diğergâm ve ganî gönüllü olmamızı istemektedir. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“Cömerdin kusuruna bakmayın, zîrâ o, her sürçtüğünde Allah Teâlâ onun elinden tutar.” buyurmuştur. (Heysemî, vı, 282) |