Cevap: Din Bilimleri-Ünite5: Eğitim ve Din Eğitimin İslam Dini’ndeki Temelleri Tarihsel süreç içinde dinlerin tebliğlerini yapmaya başladığı ilk dönemler incelenip karşılaştırıldığında, yeni gelen dinlerin genelde hayatı alışılmışın tam tersi bir yönde etkilediği ve inananların hayatında yepyeni bir devir başlattığı gözlenir. Yeni dinin, onun getirdiği inanç ve ahlâkın, başlangıçta kişileri sarsması, onların bir kısmınca kabul görürken, bir kısmınca direnişle karşılanması bu yeni devrin başlamasının işaretidir. Zaten dinin varoluş sebebi de insanların içinde yaşadıkları toplamların geleneksel yapısında sarsıntılar meydana getirmesidir. İslâm dini de her yeni din gibi ona inananların yaşayışında yepyeni bir dönem başlatmış ve bu yeni dönem dalga dalga tüm dünyayı etkilemiştir. Dinin yaptığı devrim insanların içlerinde, ruhlarında olmakta, iman ruhlara yön vermektedir. İnsanlar içlerinden değişmekte, dinin getirdiği yeni anlayış yönünde düşünmeye, duymaya, hareket etmeye başlamaktadırlar. Başka bir ifade ile, onlardan beklenen budur. İnsanları bu yeni düşünce ve davranış biçimine alıştırmak nasıl olacaktır? İslâm dininin çok önemli bir prensibi dinde zorlamanın olmamasıdır (2. Bakara, 256). İlgili ayette Allah’ın dileği çerçevesinde bütün insanların bir örnek yaratabilme imkanına dikkat çekilmektedir. Allah insanlara akıl ve sorumluluk vermiştir. Onları kendi yollarını seçmekte hür bırakmıştır. Yapılacak şey, insana iyiyi, kötüyü, doğruyu-yanlısı, güzeli-çirkini ayırt edebileceği bilgiyi vermek, imkânları sağlamaktır. Bu sebeple İslâm dininin tarihinde din, başlangıçtan itibaren bir eğitim meselesi, -bir eğitim görevi olmuştur. İslâm dini geldiği sırada, insanların içinde bulundukları durum Kur'an-ı Kerim'de "cahillik" (5. Maide, 50) olarak nitelendirilmiştir. Cahillik, yani bilgisizlik adı verilen bir dönemi değiştirerek, insanlara doğru bilgiyi vermek ve böylece onlara mutluluk getirecek bir dönemi başlatmak için, cahilliğe karşı savaş açmak gerekmiştir. |