Cevap: Din Bilimleri-Ünite4: Suçluluk Psi. Tövbe Tövbe süreci bir halden başka bir hale dönüşmeyi içerir. Dört aşamadır: 1. Farkındalık 2. Kendini affetme 3. İnsanın özbilincinden doğan kendine ve başkalarına yararlı eylemler üretme 4. Kararlılık ve kalıcılık Farkındalık Tövbe kararını hatalı olduğumuzu fark ettiğimizde alıyoruz. Farkındalık hem içe hem dışa doğru bir gözlemdir. Farkındalık varoluşun kilitlerini açar. İnsanın kendinin bilincinde olarak etrafında olup biten her şeye yanıt verme bilinciyle yaşaması demektir. Osho, “gerçek hata farkında olmamaktır,gerçek erdem ise farkında olmaktır. Ne yaparsan yap, senin erdemlerin dahi farkında olmadığında erdem değildir. Eğer farkındaysan şiddet kullanman hiç mümkün değildir” diyor ve Buda’nın şu sözlerini aktarıyor: “Eğer bir evin içinde ışık varsa hırsızlar ondan kaçınır ve eğer bekçi uyanıksa hiç denemeye bile kalkmazlar. Ve şayet insanlar içeride yürüyor, konuşuyorlarsa ve uykuya dalmamışlarsa hırsızların eve girmeleri ve hatta düşünmeleri bile imkânsızdır.” Aynı durum insan için de geçerli. İçinde ışık yanan insana olumsuz hiçbir düşünce giremez. (Osho, 2004, s.176) Kendini affetme Hatalarımızı fark ettiğimiz noktada utanç, suçluluk, kendine ve “bunu bana neden yaptırdı” şeklinde başkalarına dönük öfke oluşabilmektedir. Bu noktada insan kendini affetmeye ihtiyaç duymaktadır. İnsanın özbilincinden doğan, değerlerle beslenen kendine ve başkalarına yararlı, barışa yönelik eylemler üretme Kuran’ı Kerimde bu yaşantı “salih ameller” olarak ifade edilmektedir. “Salih” kelimesi sulh-barış kelimesinden gelmektedir. İnsanın hem kendisiyle hem de çevresindekilerle barışık olmasına yönelik eylemlerde bulunması olarak açıklayabiliriz salih ameli. Fatır suresi 10. ayette güzel sözlerin salih amellerle Allah’a yükseleceği açıklanmaktadır. Tövbe etmeyi dile getirmek, dua etmek, barışa hizmet eden davranışlarımızla anlam kazanacak ve Yaratanımıza ulaşacaktır. Nedir salih ameller? Bir insanın gönlünü almak, sevmek, yardım etmek, barışmak, barıştırmak gibi. Kararlılık ve kalıcılık Tövbedeki kalıcılık için insanı, toplum olarak affetmenin sıcaklığıyla kucaklamalıyız. Tövbe Suresinde hata işleyenlerin ruhsal yaşantıları, “onlar yeryüzünü bütün genişliğine rağmen dar hissediyorlardı” ifadesiyle açıklanmaktadır. Çünkü hiç kimse onlarla konuşmuyor ve ilgilenmiyordu. Bu ise onları fevkalade huzursuz etmekteydi. Zira hayatı yaşanılır kılan, insanlar arasındaki sosyal ilişkiler ve bağlantılardır. Bundan dolayı Ka’b ve arkadaşlarının toplumdan dışlanmaları onları yaşamaktan haz almaz duruma getirmişti. Burada tövbenin cereyanında sosyal çevrenin etkisini görmekteyiz. Olanca genişliğine rağmen onlara yeryüzünün dar gelmesinin bir sebebi de yaşadıkları yoğun vicdan azaplarıdır. Çünkü onlar, kendi iç dünyalarına yöneldikleri zaman vicdanları da kendilerini suçluyor ve kusurlu buluyordu. Bir türlü iç huzuru ve gönül rahatlığını bulamıyorlar ve böyle yaşamak da onlara fevkalade zor geliyordu. Ka’b ve arkadaşlarına yönelik olarak Kuran’da belirlenen bu ikinci psikolojik tahlile göre, bireyin tövbe etmesinde vicdan son derece önemli bir etkiye sahiptir. Şu halde Kuran’a göre tövbenin oluşumunda sosyal çevrenin etkisi ve vicdanın baskısı açıkça kendini göstermektedir, yani bireyin tövbe etmesinde hem dışsal, hem de içsel faktörler rol oynamaktadır. |