Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Ekim 2013, 23:46   Mesaj No:4

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Din Bilimleri-Ünite2: Dinin Bireysel-Toplu

Diğergâm Davranışlar

Hemen bütün dini öğretilerde, inananlardan başkalarını sevmeleri, affedici ve yardımsever olmaları beklenmekte ve istenmektedir. Bu tür davranışlar, dindar olmanın en temel göstergeleri olarak kabul edilir ve teşvik edilirler. Bütün dinlerin paylaşabileceği düsturların başında, “kendin için istediğini, bir başkası için istemedikçe gerçek inanmış olamazsın” veya “kendine nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de başkalarına öyle davran” gibi ilkeler gelmektedir.

Ancak bunun ilk şartı, insanların birbirlerini sevmeleridir. Bu bakımdan sevgi kavramı, dini geleneklerin ortaya koyduğu inanç sistemlerinin olmazsa olmaz unsurlarından birisidir. Gerçekten de, sevginin olmadığı bir dünyada, yaşamın var olabileceğini düşünmek bile imkânsızdır.

Psikoloji alanında ihtiyaçlar sıralanırken, temel fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra, sevgi ve ait olma ihtiyacının ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Yapılan bazı araştırmalarda, yeterince okşanmayan ve kucağa alınmayan bebekler arasında bazen ölümle sonuçlanan gelişim bozukluklarına ve hastalıklara rastlandığı tespit edilmiştir. Oysa
sağlıklı bir kişilik yapısına sahip olabilmek için, bireylerin erken yaşlarda “karşılıksız, içten sevgi ve şefkate ihtiyaçları vardır.” (Rogers)

Kısa ve yaygın tanımına göre sevgi; sevilen şeyin yaşamı ve gelişmesi için gösterilen aktif ilgidir. Sevgiye en yakın kavramlar ise, vermek ve paylaşmaktır. Dinlerin çoğunu diğer bütün anlayışlardan farklı kılan en ayırt edici özellik, canlı ve cansız tüm varlık âlemine sevgi ile yaklaşan ve ilişkisinin temelinde sevgi olan tanrı fikrine merkezi bir önem vermeleridir.

Her yardım davranışı gerçek anlamda iyiliksever (diğergâm) bir davranış olmayabilir. İyiliksever davranışlar için bazı kriterler bulunmaktadır. Bu kriterler sırasıyla şunlardır:

1- Yapılan davranışın, bir başka kazanç için araç olmayıp; bizzat kendisi amaç olmalıdır
2- Davranışta gönüllülük esastır.
3- Yapılan davranış bir iyilikle sonuçlanır.

Böyle bir davranışın dinsel söylemdeki karşılığı, yapılan herhangi bir iyiliğin “Allah Rızası” için yapılıyor olmasıdır. Aksi takdirde bir menfaat karşılığı olarak yapılan iyilik, yarınlar için yapılmış bir yatırım olarak değerlendirilir.
Alıntı ile Cevapla