Tekil Mesaj gösterimi
Alt 29 Kasım 2013, 13:24   Mesaj No:33

Uyarıcı

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Uyarıcı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 32986
Üyelik T.: 02 Kasım 2013
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 29
Konular: 0
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: GÜNCEL MANASIYLA[Lailahe illAllah] VE MANASI

Birileri gerek Rafizilerin gerek ahlaksızlıkta sınır tanımayan Şia kaynaklı eserleri okuyarak İslam tarhi açısından olmadık iddialar ortaya atmışlardır.Her ortaya attıkları iddialarına İslam tarihçilerinin eserlerinden deliller istediğimiz halde hiç kimse bize birtek delil ortaya koyamadı.

Bu asılsız vicdansız şia alimleri kaynaklarında diğer halifeler ve sahabiler hakkındaki iftiralarını sürdürdükleri gibi Muavi yenin oğlu Halife Yezid hakkında olmadık iftiralar atmışlardır.Evet Yezid içki içen keyfe düşkün hatta zalim bir halife idi bunu kimse inkar etmez zaten konuda bu değil ancak şükürler olsunki ehli sünnet alimlerimiz sapıklıkta sınır tanımayan bu şia alimlerine tek tek cevap vermişlerdir.

Üzücü olan şeyse bizim bu batıl kaynaklardan etkilenerek itikat oluşturmamızdır.
Şimdi Yezid Hilafetine dair Alimlerin alimi büyük üstad İbni Kesirin hocası İbni Teyimiyye (rahimullah) tan yorumsuz bir şekilde aktarıyorum.Bu vesileyle gece yastığa baş koymuş bazı insanlar attıkları iftiraların muhasebesini yapsınlar Allahın izni ile.

İbni Teyimiyye şöyle demektedir.

Esir edilmelerini söz konusu edenle en çok Hz. Hüseyin'in öldürülmesini ve yakınlarının Yezîd'e götürülmelerini diline dolamaktadırlar. Oysa bunlar olup-bitenden habersizdirler. Öyle ki aralarından bâzıları, Hz. Hüseyin'in yakınlarının Mısır'a götürülüp orada öldürüldüklerini, sayılarının çok olduğunu ve üzerinde öldürülme izleri bulunan nerede ölü görseler, bunların esir edilen ve öldürülen Hz. Hüseyin'in yakınları olduğunu söylerler.

Hakikatte bunların hepsi yalan ve uydurmadır. Hz. Hüseyin (r.a.) hicretin altmışbirinci yılı Aşure günü öldürülmüştür. Allah, onu öldüren ve öldürülmesine razı olana lanet etsin.
Öldürülmesini teşvik eden Şimr İbn Zi'l-Cevşen'dir. Bu konuda Irak valisi Ubeydullah b. Ziyâd'a bir mektup yazdı. Ubeydullah da, emri altındaki Amr b. Sa'd b. Ebî Vakkas'a, Hz. Hüseyin'le savaşmasını emretti. Bu sırada Hz. Hüseyin onlardan, daha önce bâzı müslümanların talepte bulunduğu şeyleri talep etti. Beraberinde savaşçı getirmemişti. Onlardan şunları istedi:

Ya kendisini Medine'ye geri götürsünler, ya amcası oğlu Yezîd'e, ya da sınırda kâfirlerle savaşmak üzere sınır bölgesine götürsünler. Ancak onlar bu isteklerini reddettiler veya onu esir alacaklarını ya da öldüreceklerini söylediler. Sonunda kendisiyle savaşıp onu ve akrabalarından bir grub ile başkalarını öldürdüler.

Sonra eşyalarıyla yakınlarını Dımaşk'taki Yezîd b. Muâviye'ye götürdüler. Aslında Yezîd, onlara ne onu öldürmelerini emretmişti, ne de yapılanlara gönlü razı idi. Olayı duyunca sevinmemiş, aksine bu yaptıklarından dolayı onları kınamış ve:

"Hüseyin'i öldürmeseydiler Iraklıların itâatından razıydım" demiştir.
Ayrıca şöyle demiştir:

"Allah İbn Mercâne'ye -Ubeydullah b. Ziyâd'a - lanet etsin, kendisiyle Hüseyin arasında bir akrabalık bağı olsaydı onu öldürmezdi".

O, bu sözleriyle Ubeydullah'a hakaret ederek nesebini söylemek istiyordu. Çünkü babası Ziyâd'ın soyu belli olmayıp Ebû Süfyân'a nisbet ediliyordu. Emevî ailesi ile Hâşim ailesi, ikisi de Abdimenâfoğulları'dır.

Rivayet edilir ki, Hz. Hüseyin'in eşyalarıyla yakınları Yezîd'e getirildiklerinde Yezîd'in evinde ağlama ve feryad sesleri yükselmiştir. Yezîd, Hz. Hüseyin'in yakınlarına iyi davranmış ve onlara değer vermiştir. Oğlu Ali'yi de, kendisinin yanında veya Medine'ye gitmek arasında muhayyer bırakmış ancak o, Medine'ye gitmeyi tercih etmiştir. Dımaşk camisinde "Ali b. Hz. Hüseyin'in Zindanı" ismi verilen yerin aslı yoktur.

Bununla birlikte Yezîd, Hz. Hüseyin'i öldürenlere had uygulamamış; onları cezalandırmamıştır. Aksine saltanatını koruma endişesiyle Hz. Hüseyin'in taraftarlarını öldürtmüştür. Ayrıca Hz. Hüseyin'in öldürülmesi üzerine bâzı beyitler söylediği de nakledilir ki bunlar, sarih küfrü gerektiren sözlerdir. Şu beyitlerde olduğu gibi:

O yüklü develer göründüğünde ve o başlar Cirûn tepelerinde yükseldiğinde,
Karga öttü. İster öt ister ötme dedim, ben Peygamber'den alacağımı aldım.

Bu şiir tamamen küfürdür.

Kuşkusuz Yezîd hakkında farklı görüşler ileri sürülmüştür.

- Bir gruba göre o kâfirdir. Hattâ bunlar yalnız onu değil, babasını da, hattâ onunla beraber Ebû Bekir, Ömer, Osman ve Muhacirlerle Ensâr'ın büyük çoğunluğunu tekfir ederler ki, bunlar Allah'ın en cahil ve sapık kullarından Râfızîlerdir. İnsanlar arasında Allah'a, Resûlü'ne, sahabe ve yakınlarına en çok iftira edenler onlardır. Yezîd hakkındaki yalanları, Ebû Bekir, Ömer ve Osman'a yalanları gibidir. Hattâ Yezîd hakkındaki yalanları daha ehvendir.[/COLOR]

Bir gruba göre o, hidâyet imamlarından, âdil halifelerden ve sâlih mü'minlerdendir. Hattâ bâzıları onun sahâbî olduğunu söylerken bâzıları da Peygamber olduğunu iddia etmektedir. Bu da cehalet ve sapıklığın bir eseridir.

Aksine o, müslümanların sultanlarından biridir; iyilikleri de vardır kötülükleri de. Onun hakkında söylenecek söz, diğer sultanlar hakkında söylenenlerin aynısıdır. İbn Teymiyye Külliyatı: 4

“İftira atan, eğer pişman olur ve tevbe ederse fasıklık vasfını üzerinden kaldırmış olur.” (Ahkam Tefsiri 2, 107, M.Ali Essabuni)

Artık bundan sonra kim yalan söyleyerek Allah'a iftira atarsa... İşte onlar zalimlerin ta kendileridir./ Ali İmran: 94 -
Alıntı ile Cevapla