Medineweb Site Yöneticisi Durumu: Medine No : 1 Üyelik T.:
14Haziran 2007 Arkadaşları:8 Cinsiyet:Erkek Yaş:50 Mesaj:
3.038 Konular:
340 Beğenildi:1439 Beğendi:480 Takdirleri:10498 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: din psikolojisi-4.5.6. 7.ve 8.hafta özeti
din psikolojisi-8.hafta özetidir. DİNİ FİLLER Dini Fiiller ve İbadet Psikolojisi: Din Psikolojisinin başka bir araştırma alanı ise dini fiillerdir. İnananın, inanılana karşı dini yaşayışını ve bunu türlü pratiklerle realize edişini de incelemektedir. Çünkü inanan insan kuru bir inançla yetinemez; bu inancı ibadete çevirmelidir. Yani dua, namaz, oruç, zekât, kurban, bayram, dini gün ve geceler, sadaka, iyilik, itaat, sevap, günah, tövbe, vicdan, kısaca helal ve haram vs. İbadetlerin Psikolojik Değeri: İbadetler tek başına veya toplu olarak yapılmaktadır. İbadetin kişi üzerindeki etkilerini şu noktalarda toplamak mümkündür: a) Bir Görev olarak Algılanması: Önce şunu belirtmek gerekir ki, inanan kişi, ibadetlerin Allah tarafından kendisine verilen bir görev olduğunu kabul etmektedir. Bu yüzden, eğer çeşitli nedenlerle bazı engellerle ibadet etmezse, yani namaz kılamazsa, oruç tutamazsa vs. huzursuz olur ve günah işlediği düşüncesiyle rahatsızlık duyar. Bu yönüyle psikolojiyi ilgilendirir. b) Ruh Sağlığını Koruması: İbadet insana gerginlik ve stresten kurtulmada ruh sağlığını korumada yardımcı olur. c) Dengeli Bir Kişilik Kazandırması: İbadet insanın üstünlük ve aşağılık duygularından uzaklaşmasına, dengeli kişilik yapısına kavuşmasına katkı sağlar. Yine camide amir memur, zengin fakir, öğretmen öğrenci, her kesimden insanın aynı safta, omuz omuza, hatta camiye önce gelmişse diğerinden önde yer alarak namaz kılması, Allah’ın huzurunda herkesin eşit olduğunu görmesine, algılanmasına ve aşağılık duygusuna kapılmamamsına neden olur. d) Başkalarına Zarar Verici Davranışlardan Alıkoyması: İbadet, bireyi, kendini kritik etmeye, değerlendirmeye iter, onu olumsuz davranışlardan uzaklaştırmada rol oynar. Allah, “namaz mutlaka kötü ve iğrenç şeylerden men eder. Buyurmuştur. Oruçta ise, zaten birey bütün gün ibadet halindedir. Bütün davranışlarını böyle bir bilinçle yapacaktır. Yani oruçlu olduğu sürece güzel davranışlarda bulunacak, kötülüklerden uzaklaşacaktır. e) İradeyi Güçlendirmesi: İbadetler, insanı sabra alıştırır, iradesini güçlendirir. Namazda da oruçta da iradenin etkin rolü vardır. Oruçta sabır unsuru ön plândadır. f) Maddiyata Aşırı Bağlılığı Azaltması: Dünyadaki çeşitli imkânlar, maddi şeyler, para, makam, mevki insana cazip gelir. İbadetler bunlara aşırı bağlılığı önlemede de etkindir. Zekât ve sadaka, mala ve paraya olan bağlılığın azalmasına, mal hırsının insanın gözünü bürüyüp kendisine ve çevresine zarar verici duruma düşürmesin engel olur. g) Şefkat ve Merhamet Duygularını Geliştirmesi: İbadet insandaki şefkat ve merhamet duygularını artırır, onu fedakârlığa ve başkalarını düşünmeye iter. Sosyalleşmesine katkıda bulunur. Özellikle oruçta birey, belli bir süre aç kalmanın etkisi ile fakir kişilerle daha çok ilgilenir, onlara daha çok yardımda bulunmaya çalışır. Camiler de kişilerin sosyalleşmesinde önemli rol oynar. İnsanlar birbiriyle tanışır, birbirlerine yardımcı olur, hal hatır sorar, yalnızlık duyguları ortadan kalkar. h) Sevgi, Saygı ve Bağlılığı Kuvvetlendirmesi: İbadetler, sosyal dayanışmayı, birlik ve beraberlik duygularını geliştirme açısından da etkin bir fonksiyona sahiptir. Özellikle zekât ve sadakalar, insanlar arasındaki sevgi, saygı ve bağlılığı kuvvetlendirir. ı) Günahkârlık ve Suçluluk Duygularını Yok Etmesi: İbadet, günahkârlık ve suçluluk duygularından da bireyi korur. Birey, ibadet sırasında olsun, ibadetten sonra olsun yaptığı dualarla, daha önce işlediği günahların bağışlanacağını düşünerek günahkârlık ve suçluluk duygusuna kapılmaz. Bu konuda tövbe bireyi rahatlatan önemli bir etkendir. Zihnin olumsuz düşüncelerden uzaklaşmasında, duyguların denge kazanmasında, iradenin kuvvetlenmesine vesile olur. İbadet ve Kişilik İbadetler genelde, kişilik ve karakteri düzenleyici ve dengeleyici sistemler olarak anlaşılabilir. İslami ibadetlerden her birinin insanın belli yaşayış ve davranışlarını hedef aldığı ve onları dini gayelere göre şekillendirmeye yöneldiği dikkate alınarak yapılacak tahliller, çok yönlü etki araştırmasıyla anlaşılır hale gelecektir. a)İlahi Şuurun Sabitleşmesi: Her tür ibadet, kendini Allah huzurunda hazır bulma halidir. İbadet esnasında ferdin ruhunda dini bir atmosfer canlanır ve bu hal içerisinde fikirler ve duygular incelir, yücelir. Bu ruh hallerinin tekrar tekrar yaşanmasıyla dini şuur insanda kökleşmeye başlar. b) Kişilik ve Karakterin Güçlenmesi: İbadet, onu yerine getiren kimseler tarafından, Allah’a karşı bir borç ve vazife olarak algılanması ölçüsünde “sorumluluk Duygusu”nun gelişmesinde etkili olmaktadır. Allah karşısında hissedilen sorumluluk ve vazife duygusu, en altta insanın hemcinslerinden cansız varlılara kadar uzanan ve genelleşen bir karakter halini almaya elverişli kılar. Belli bir program içerisinde süreklilik gösteren ibadet uygulaması fertte bir iç disiplin oluşması ve iradenin güçlenmesine imkân verir. Zekât, sadaka, oruç, hac ve kurban ibadetlerinin, kişide “diğergam” bir karakterin gelişmesinde son derece etkili olduğu açıkça görülebilir. c) Sosyalleşme ve Sosyal Dayanışma: İbadetlerin birçoğu cemaat halinde uygulamaya konur. Bunun önemi, en fazla müminler arasında “birlik Şuuru”nun uyanmasıyla kendisini gösterir. İbadetler, kişiyi Allah’la olduğu kadar diğer insanlarla da yakınlaştırmaktadır. Günlük cemaatle kıldığı namazlardan, Cuma ve bayram namazlarına, oradan Hac vesilesiyle Mescid-i Haram’da kıldığı namazlara geçiş yaparken, müslümanın kendi sosyal çevresini yavaş yavaş genişletmekte olduğu müşahede edilir. Psiko-Sosyal Yönden İbadet: Fert dini pratikleri yaparken bir taraftan ilahi olanın yönlendirmelerini düşünür diğer taraftan kendi özelliklerini ve iradesini etkin kılar, bazen samimi ve içten bazen de çevre takdirine göre hareket eder. İbadetin insana kazandırdığı psikolojik ve sosyolojik özellikler bulunmaktadır. Bunlar: a) İbadet ve Kulluk: İslami yaklaşımda kul, ibadetleriyle Allah’a karşı, Allah’ın Rab, kendisinin de kul olduğunun şuuru içinde, “Allah benim Rabbimdir, beni o yarattı, bana her türlü rızkı O verdi, bütün varlığımı O’na borçluyum, öyleyse O’na ibadet etmem gerekir” düşüncesi ve duygusu içinde kulluk borcu olan ibadetlerini ifa eder. Böylece inanan kişi kâinattaki yerini belirlemiş olur. b) İbadet ve İtaat: İbadet, inanan kişinin yüce varlığa itaat üzere olduğunu, isyankâr olmadığını, O’nun takdirine, otoritesine rıza gösterdiğini ifade eden bir dini davranıştır. İtaat, kişinin bir disipline uyması, sistemli bir hayat tarzını benimsemesi ve kabullenmesi demektir. İtaat etmek, emri verenin emrine uymak, boyun eğmek demektir. İtaatin zıddı ise isyandır. c) İbadet ve Bağlılık: Bağlılık, sözlükte birine karşı sevgi ve saygı ile yakınlık duyma ve ilgi gösterme, sadakat manalarına gelir. Bu sadakat gönül bağı ister, sevgi, saygı ve bağlılık gerektirir. Bu sebeple ibadetler, ilahi ve yüce olarak kabul edilene olan bağlılığın, yani iman ve gönül bağının, vefakârlığın birer ifadesidirler. d) İbadet ve Sevgi: İbadet, bir sevgi ifadesidir. Yani kulun Allah’a olan sevgisini ifade ettiği bir davranıştır. Gerçek sevgi, kişinin sevdiği için göstermiş olduğu fedakârlıklarla belli olur. İbadet bir bakıma, kulun Allah için rahatından, malından, dünyevi birtakım zevk ve eğlencelerden fedakârlık etmesidir. Böylece Allah’a olan sevgisini ispatlamaktır. Saygı, Allah söz konusu olduğu zaman tazimde bulunma, büyüklüğünü kabul etme, yüceliğine layık davranma, Allah sevgisi ile korkusunun beraberce bulunduğu bir çekinme ve sakınma hali, O’nun sevgisini kazanamamaktan veya kaybetmekten endişe etme, gazabına ve kahrına uğramaktan sakınma veya korkma halidir, diyebiliriz. d) İbadet ve şükür: Şükür, nimeti verene karşı memnuniyet ve minnet duygularını tazim ile ifade etmektir. Türkçede ‘Şükür Allah’a: teşekkür de kullara yapılır’ ifadesi meşhurdur. f) İbadet ve Zikir: Zikir, hatırlama, anma, bahsetme, telaffuz etme, şan, şeref, şöhret, övgü, namaz, dua ve niyaz, Kur’an-ı Kerim, hüccet gibi manalara gelir. Allah’ı zikretmek, Allah’ı hatırlama ve anma demektir. İbadetlerimizle Allah’ı zikreder, devamlı O’nun gözetiminde olduğumuzun farkına varırız. g) İbadet Bir Duadır: Dua, en öz ifadeyle, inananla inanılan arasındaki iletişimdir. Ferdin günlük hayatında dünyevi ve manevi arzu ve isteklerinin gerçekleşmesi için yüce varlığa olan yönelişi ve yakarışıdır. İbadetler de aynı zamanda bir duadır. İbadetini yaparken kişi, Allah’ın emri olan bu ibadeti yapayım da Allah’ın hoşnut olduğu sevgili bir kulu olayım, Allah’ın kahrından emin, lütfüne nail olayım, diye arzulamaktadır. bu sebeple ibadet ile dua özleşmiştir.
__________________ Büyükler fikirleri, Ortalar olayları, Küçükler kişileri tartışır.
|