Cevap: Arapça 4 bahar dönemi 1-10 ünite tercümesi ARAPÇA 4 BAHAR DÖNEMİ 7. ÜNİTE TERCÜMESİ 7. Ünite Okuma Parçası Abdullah bin Mufakka Basra’da hicri 106 senesinde doğmuş, hicri 142 senesinde vefat etmiştir. O aslında farisidir. İsmi Rüzbe’dir. Müslüman olunca Abdullah ismini ve babası Mufakka’nın lakabını almıştır. O bilgili haccac idi. Bazı sebeplerden dolayı kendini ellerine vurarak cezalandırdı. Taki elleri şişinceye kadar. Düzgün konuşmaları ile meşhur Üthem oğullarının yanında yaşadı.Tebliğ onları etkilemişti. Zekası, keremi, güzel ahlakı ve arkadaşlarına olan sevgisiyle meşhurdu. Zındıklığı sevmeyen biri idi.Birçok edebi eseri vardır. Onlardan Kelile ve Dimne kitap Farsça’dan çevrilmiştir.( Edebül kebir) ve ( Edebüssağir) bu iki kitap ahlak derslerinde ve cemiyette okunuyor.
İlimde güzel muameleye ve meliklerin ve valilerin salahına teşvik ettiği için. İbn Mukaffa’ya seni kim edeplendirdi diye sorulduğunda dedi ki: Kendim, başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım. Kıssadan misaller dostluk insanın hayatında tekrarlanıp duran güzel bir nağmedir. Eğer dostluk olmasa idi insan sıkıntısından ölürdü. Hakiki fakir dünyada hiç arkadaşı olmayandır. Arkadaş seçiminde ve arkadaş sıfatının ne olduğu İbn Mukaffa’nın görüşüne göre : Arkadaşlık hukuku : Sana kardeşlik yapana sende kardeşlik yap. İyi muamele edene iyi muamele et. Kendi vatanında senin kardeşinin yolunu ayırana yol yok. Eğer onda sana hoş gelmeyen bir şey görürsen kızıl değilsin ne zaman istersen onu affet. Dilediğinde boşandığın kadın gibi.. Lakin o senin şerefindir, insanlığındır. Muhakkak ki adamın insanlığı kardeşidir; tüm dostlarıdır. Eğer insanlar kardeşlerinden birini kırdığını fark ederlerse çoğuna göre sen suçlusundur. Hainlik, ihanet ve melel ile…. Eğer sen bu beraberliğe sabredersen , bu ayıp ve noksanlık gider. ARAPÇA KELİMELER (7. ÜNİTE)
EŞ ANLAMLI KELİMELER
1.عَقَبَهُ / فَرَضَ عُقُوبَةً عَلى (cezalandırdı) 2.تَقَفَّعَ / تَوَرَّمَ (şişti) 3.كَثِيرَةٌ / عَدِيدَةٌ (çok) 4.مَشْهُورٌ / مَعْرُوفٌ (bilinen) 5.عَرَّبَ / تَرْجَمَ (tercüme etti) 6.تُرَغِّبُ / تُشَجَّعُ (cesaretlendiriyor) 7.حَسَنٌ / جَمِيلٌ (güzel) 8.ضِيقٌ / ضَجْرٌ (sıkıntı, darlık) 9.حَيَاةٌ / عَيْشٌ (yaşantı) 10.وَطِّنْ / قَنِّعْ (alıştır) ZIT ANLAMLI KELİMELER
1.(cezalandırdı) عَاقَبَهُ X كَافَأَ (mükafatlandırdı) 2.(çok) كَثِيرَةٌ X قَلِيلَةٌ (az) 3.(Müslüman oldu) أسْلَمَ X أَشْرَكَ (şirk koştu) 4.(dostluk) الصَّدَاقَةُ X العَدَاوَةُ (düşmanlık) 5.(şüpheli) مَشْكُوكُ فِيهَا X مُؤَكَّدٌ (kesin) 6.(güzel) حَسَنٌ X قَبِيحٌ (kötü) 7.(teşvik ediyor) تُرَغِّيبُ X تُنَفِّرُ (nefret ettiriyor) 8.(sıkıntı) الضِّيقٌ X الرَّاحةٌ (rahat) 9.(ilişki) وَمُوَاصلةٌ X مُقَاطَعَةٌ (ilişkiyi kesmek) 10.(ortaya çıktı) ظَهَرَ X خَفِيَ (gizledi) TEKİL _ ÇOĞUL
1.مُخَالَفَةٌ ج مُخَالَفَاتٌ (muhalefet) 2.مَشْهُورٌ ج مَشْهُورِينَ (meşhur) 3.صَدِيقٌ ج أَصْدِقَاءُ (arkadaş) 4.حَاسِدٌ ج حُسَّادٌ (haset eden kişi) 5.اَثَرٌ ج آثَارٌ (eser) 6.مِثَالٌ ج أَمْثِلَةٌ (örnek) 7.رأيٌ ج آراءُ (görüş) 8.اَخٌ ج إخْوَانٌ (erkek kardeş) 9.إِنْسَانٌ ج النّاسُ (insan) 10.مَرْكَزٌ ج مَرَاكِزٌ (merkez) 11.أَصْلٌ ج أُصُولٌ (kök, kaynak) 12.اسْمٌ ج أَسْمَاءُ (isim) 13.أَبٌ ج آبَاءُ (baba) 14.تُهْمَةٌ ج تُهَمٌ (suçlama) 15.نَغْمَةٌ ج نَغَمَاتٌ (nağme) 16.النَّصِّ ج نُصُوصٌ (metin) 17.يَدٌ ج اَيْدٌ ،اَيَادٌ (el) 18.مَلِكٌ ج مُلُوكٌ (kral, padişah) 19.عَيْبٌ ج عُيُوبٌ (ayıp, kusur) 20.اِبْنٌ ج بَنِي (oğul) TERCÜME
1.الصَّدَاقَةُ نَغْمَةٌ جَمِيلَةٌ تَتَرَدَّهُ فِي حَيَاةِ الإِنْسَانِ ، فَلَوْلاَ وُجُودُ الصَّدِيقِ لَمَاتَ الإِنْسَانُ مِنَ الضِّيقِ A.Dostluk insanın yaşamında sürekli tekrarlanan güzel bir nağme gibidir. Dost olmasaydı hayat çekilmezdi. B.Dostluk, Allah’ın bir nimetidir. Dost olmasaydı hayatta yaşanmazdı. C.Dostluk, insan hayatında tekrarlanıp duran güzel bir nağmedir. Dostun varlığı olmasaydı insan sıkıntısından ölürdü. D.Dostluk sürekli duyulan güzel bir nağmedir. Dost olmasaydı insan skıntıdan patlardı. E.Dostluk, insan hayatında tekrarlanıp duran güzel bir nağmedir. Dostun varlığı olmasaydı insan sıkılıp dururdu. (CEVAP C) 2.يُروَى أنَّهُ قِيلَ لابنِ المُقَفَّعِ: مَنْ أَدَّبَكَ؟ فَقَالَ : نَفْسِي، إِذَا رَأَيْتُ مِنْ غَيْرِي حَسَنًا أَتَيْتُهُ وَإِنْ رَأَيْتُ قَبِيحًا أَبَيْتُهُ A.Rivayete göre İbnu’l Mukaffa’a şöyle denildi: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l Mukaffa’a (bu soruya cevaben) “ Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım ve böylece edep kazandım” dedi. B.İbnu’l Mukaffa’a şöyle sordular: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l Mukaffa’a (bu soruya cevaben) “Hiç kimse. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım”. C.Rivayet edildiğine göre İbnu’l Mukaffa’a şöyle soruldu: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu.’l Mukaffa’a (bu soruya cevaben) “Kendim. Başkalarında gördüğüm güzel ve çirkin şeyleri değerlendirdim” dedi. D.Rivayet edildiğine göre İbnu’l Mukaffa’a şöyle soruldu: “Seni kim edeplendirdi?” İbnu’l Mukaffa’a (bu soruya cevaben) “Kendim. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım” dedi. E.Rivayet edildiğine göre İbnu’l Mukaffa’a (bir soruya cevaben) “Kendim. Başkasında güzel bir şey görünce onu aldım, kötü bir şey görünce onu bıraktım” demiştir. (CEVAP D) Alıntı: Maltepe İmamet ve Hitabet Araştırma Vakfı |