Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:37 Mesaj:
4.833 Konular:
926 Beğenildi:342 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Arapça 2 bahar dönemi 1-10 ünite özeti ARAPÇA 2 BAHAR DÖNEMİ 8. ÜNİTE ÖZET VE ALIŞTIRMALAR 8.ÜNİTE TERCÜMESİ MAHMUT SADİ'NİN TATİLİ MAHMUT SADİ'NİNKÜÇÜK BİR KÖYÜ VAR.KÖYDE AHŞAP EVLER VAR.EVLER,N ÖNÜNDEBAHÇELER,BAHÇELERİN İÇİNDE AĞAÇLAR,AĞAÇLARIN ÜZERİNDE KUŞLAR VAR.KÖYÜN ÇEVRESİNDE YEŞİL BİR ORMAN VAR.ONUNLA KÖY ARASINDA OTLAKLAR VETARLALAR VAR.TARLALARIN ARASINDA BİR DERE VAR.DERENİN İÇİNDE,TARLALAR ARASINDA KIVRILAKIVRILA AKAN VE UZUN MESAFELER KAT EDEREK DENİZE DÖKÜLEN TATLI BİR SU VAR.TARLALARDA BUĞDAY,ARPA VE MISIR EKEN ÇİFTÇİLER VAR. HER İNSANIN GÖNLÜNÜ AVUTTUĞU KENDİNE ÖZGÜ BİR HOBİSİ VAR.MAHMUT SADİNİN KENDİNE ÖZGÜ HOBİSİ VARDIR Kİ ODA ,TATİLİNİ BU KÖYDE GEÇİRMEKTİR.O,RESMİ KURUMLARIN BİRİNDE MEMURDUR.DAİREDE KENDİSİYLE BİRLİKTE ÜÇMEMUR ÇALIŞIYOR.ARALARINDA SEVGİ VE DOSTLUĞA DAYANAN SAĞLAM BİR İTTİFAK VAR.ANCAK ONLAR,TATİL YAPACAKLARI YERİ SEÇME KONUSUNDA ANLAŞAMIYORLAR.BİRİNİN DENİZ KIYILARINA MERAKI VAR.DİĞERİ DAĞLARA ÇIKMAYI TERCİH EDİYOR.HEPSİNİN DİĞERLERİNİN SEÇİMİNE SAYGISI VAR. MAHMUT SADİ 25 GÜN İZİN ALDI VE ADETİ OLDUĞU ÜZERE KÖYE GİTMEYE KARAR VERDİ.YOLA ÇIKMADAN ÖNCE EŞİNE''TATİLİMİZ SÜRESİNCE İHTİYACIMIZ OLAN ŞETLER NELERDİR?''DİYE SORDU.EŞİ 'TATİLİMİZİN SONUNA KADAR BİZE YETECEK MİKTARDA YİYECEKLER VE İÇECEKLER ALMAMIZ GEREK''DİYE CEVAP VERDİ.EŞİ DE YOLCULUK NE ZAMAN? DİYE SORDU.ONA DEDİKİ İNŞALLAH YARIN.ÇOCUKLAR ANNE VE BABALARINA''KÖYDE GİYECEĞİMİZ AYAKKABILAR NEREDE?DİYE SORDULAR.ANNELERİ ONLARA ''ONLARI VALİZE KOYDUM ''DEDİ.SONRA BABA''HEDİYE VERECEĞİMİZ KİŞİLERİN SAYISI KAÇ? DİYE SORDU. EŞİ''ON KİŞİYE HADİYE VERMEMİZ GEREK''DİYE ONA CEVAP VERDİ. BÜTÜN AİLE FETLERİ GECE YARISINA KADAR HAZIRLANDI,HAZIRLIKLARI BİTİNCEDE DİNLENMEK İÇİN YATAKLARINA GİTTİLER.ERTESİ GÜN OTOMOBİLLERİNE BİNDİLER VE YOLA ÇIKTILAR..OTOMOBİLDE BEŞ KİŞİ VERDI.BABA DİREKSİYONDA,BABANIN YANINDA EŞİ YANİ EVİN ANNESİ,BABA VE ANNENİN ARKASINDA ÇOCUKLAR.BÜTÜN AİLE KÖYE DOĞRU YOLU SEVİNÇ VE MUTLULUKLA KAT EDİYORLAR. MAHMUTSADİ'NİN BABASI VE ANNESİ İSEBÜYÜK BİR ÖZLEMLE,UZUN ZAMANDAN BERİ GÖZLERİ YOLDA ÇOCUKLARINI BEKLİYORLAR.ÇÜNKÜ ONLARA GÖRE VUSLAT,SADECE MAHMUT SADİ'NİN TATİLİNDE OLUYOR. MUHABBET,LEZZET VE YAKINLARIN KAVUŞMASI ONLAR İÇİN SADECE TATİLDE OLUYOR. GÜNLER BÜYÜK BİR HIZLA GEÇTİ,MUTLU GÜNLER SONA ERDİ VE GERİ DÖNÜŞ ZAMANI GELDİ. AİLE FERTLERİ KALPLERİNDE ÜZÜNTÜ,GÖZLERİNDE YAŞLAR VE GÖNÜLLERİNDE YENİ KAVUŞMALARİÇİN UMUTLU KÖYDEN AYRILDILAR. İŞTE BU,YÜREĞİ KÖYÜNÜN SEVGİSİYLE ÇARPAN MAHMUT SADİ'NİN HİKAYESİ.ONUNAYNIDUYGULARA SAHİP VE KÖYÜNÜ SEVEN BİR AİLESİ VAR. HABERİN ÖNE GEÇMESİ 8. Ünite Kavramlar A. Şibhu’l-Cümle: “Zarf”tan veya “Harf-i cer + Mecrûr isim” ikilisindenoluşan söz veya söz öbeklerine “Şibhu’l-cümle” adı verilir. 1. Zarf Şibhu’l-Cümle Örneği: “Orada bir adam var” anlamına gelenهُنَاكَ رَجُلٌ) ) cümlesinde, “Orada” manasına gelen هُنَاكَ kelimesi zarf olup tekbaşına Şibhu’l-cümledir. Zarflar örnekte görüldüğü üzere tek başına kullanılabildiği gibidevamındaki isme muzâf (tamlanan) olarak da kullanılabilir. Örnek: “Araba evin önündedir” anlamına gelen ( (السَّيَّارَةُ أَمَامَ الْبَيْتِcümlesinde, “Evin önünde” manasına gelen ( أمَامَ الْبَيْتِ ) söz öbeği “Zarf(muzâf) + Muzâfun İleyh” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir. 2. “Harf-i Cer + Mecrûr İsim” Bileşkesinden Oluşan Şibhu’l-Cümle Örneği: “Ev bahçenin içindedir” anlamına gelen ( البَيْتُ فِي الحَْدِيقَةِ ) cümlesinde,“Bahçenin içinde” ifadesinin karşılığı olan ( فِي الحَْدِيقَةِ ) söz öbeği “Harf-iCer+Mecrûr İsim” bileşkesi olarak şibhu’l-cümledir. B. Soru İsmi: ( أَ) ve ( هَلْ ) dışında kalan bütün soru edatlarının ortak adıdır.Söz gelimi “Kitap nerede?” anlamına gelen (؟ أَيْنَ الْكِتَابُ ) cümlesinde “Nerede”anlamına gelen ( أيْنَ ) kelimesi bir soru ismidir. C. Hasır: “Hasır” sözlükte “Kuşatma, etrafını çevirme, sınırlama,kendine mal etme, özgü kılma” anlamlarına gelir. Eski dilde bugünkü “Özgü”kelimesinin karşılığı kullanılan “Münhasır” sözcüğü bu kökten gelmektedir. *Terim olarak ise, Arapçada hükmü bir öğeye veya bir öğeyi hükme özgükılmak demektir. Çoğunlukla cümle başına ( إنَّمَا ) ya da olumsuz bir ifadedensonra ( إلاَّ ) veya eşanlamlı bir istisnâ edatı getirilerek elde edilen vurgulu birsöylem biçimidir. Hasır kavramını izah edebilmek; Bir şeyi bir başka şeyle özdeşleştirmek, alanını daraltıp diğer bütünbağlantılarından soyutlayarak sırf ona özgü kılmak demektir.Türkçemizdeki “Ancak, sadece, yalnız” ifadeleri olumlu, “den başkasıdeğildir, den başka yoktur” ifadeleri ise olumsuz hasır üslûbu oluşturmadakullanılır.Arapçaya gelince, geneli itibariyle olumlu hasır üslûbu إِنَّمَا ile, olumsuz hasırüslûbu ise مَا .........إلاَّ kalıbıyla elde edilir. : Ben ancak sizin gibi bir insanım.Örnek مَا أنَا إلاَّ بَشَرٌ مِثْلُكُمْ : 2 : Ben sizin gibi Örnek إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِثْلُكُمْ :1bir insandan başkası değilim. *İsim cümlesinde normal söz dizimi “mübteda +haber” biçimindedir.Ancak kimi durumlarda bu sıralamanın aksine “haber + mübteda”biçiminde bir söz dizimi zorunlu hale gelebilir.İsim cümlesinin iki temel öğesinden haber, dört yerde zorunlu olarakmübtedadan önce gelir. İlk ikisi haberin mübteda ile oluşturduğu özelkombinezonlar dolayısıyla öne geçtiği yerler ve son ikisi de haberinkendisine ait nitelikler dolayısıyla öne geçtiği yerler şeklinde kategorizeedilmesi de mümkün olan bu dört yer şunlardır: 1. Haber Şibhu’l-cümle ve Mübteda da Nekra Olunca: Haber şibhu’lcümle,mübteda da nekra ise haberin öne geçmesi zaruridir. Aksi takdirdehaberin sıfatla karışma riski vardır. Örnek: “Mescitte bir imam var” anlamına gelen ( (فِي الْمَسْجِدِ إمَامٌcümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki ( فِي الْمَسْجِدِ ) haberi, nekra formattakiإمَامٌ) ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesi oluşturmuş, formatlarıgereği yani haber şibhu’l-cümle mübteda da nekra olduğu için isim cümlesineait normal sıralama tersyüz edilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir. 2. Haber Şibhu’l-cümle Olup Mübteda da Habere Ait Bir Zamir Bulununca: Haber şibhu’l-cümle olup, mübtedanın içerisinde habere ait birzamir varsa haberin öne geçmesi vacip yani zorunludur.Türkçeye çevirirken de “var, vardır, mevcut, mevcuttur,bulunmaktadır” ifadeleri çeviriye eklenir. Örnek: “İnsanın problemleri vardır” anlamına gelen ( (لِلْإِنْسَانِ مَشَاكِلُهُcümlesinde, şibhu’l-cümle formatındaki ( لِلْإِنْسَانِ ) haberi, kendisine ait ( (هُzamirini içeren ( مَشَاكِلُهُ ) mübtedasıyla bir araya gelerek bir isim cümlesioluşturmuş, formatları gereği yani haber şibhu’l-cümle, mübteda da ona aitbir zamir içeriyor olduğu için isim cümlesine ait normal sıralama tersyüzedilerek haber önce mübteda sonra gelmiştir. 3. Haber Soru İsmi olunca: Soru ismi olan haberler, zorunlu olarakmübtedalarından önce gelirler. Çünkü Arapçada soru isimleri başta bulunmaönceliğine (sadaret hakkı) sahiptirler. Örnekler:a. ؟ مَنِ الْقَادِمُ : Gelen kim?b. ؟ مَا الْإِيمَانُ : İman nedir?c. ؟ أَيْنَ خَالِدٌ : Halit nerede?d. ؟ مَتَى السَّفَرُ : Yolculuk ne zaman?e. ؟ كَمِ السَّاعَةُ : Saat kaç?f. ؟ كَيْفَ حَالُكَ : Halin nasıl? *Bu örneklerde (...، من، ما، أين ) soru isimleri haber konumundadırlar. Haberolmalarına rağmen soru isimlerinin başta olma zorunluluğundan dolayımübtedadan önce yer almışlardır. *İsim cümlelerinde yer alan her soru ismi haber değildir; bazen mübteda daolabilir. Burada ayırım noktası soru isminden sonra gelen kısımdır. Eğer soruisminden sonra gelen kelime, câr-mecrûr (harfi cerli isim), zarf ya da fiil isebunlar mübteda olamayacağından soru ismi mübteda bunlar ise haber olur.Eğer soru isminden sonraki kelime mübteda olabilecek bir kelime ise budurumda soru ismi haber olur. (؟ مَنْ جاءَ ) “Kim geldi?” cümlesinde soru ismindensonra gelen kelime ( جاءَ ) fiil olduğundan mübteda olmaya uygun değildir. Busebeple ( مَنْ ) mübteda ( جاءَ ) de haber olur. (؟ من في البَيْتِ ) “Evde kim vardır?”cümlesinde de soru ismi ( من )den sonra gelen ( في البَيْتِ ) câr-mecrûr olmasısebebiyle mübteda olmaya uygun değildir ve haber olur. ( مَنْ ) ise mübtedadır.من هو؟) ) cümlesinde ise ( هو ) mübteda olmaya uygun olduğundan ( من ) soru ismi haber olur. 4. Haber Mübtedaya Hasredilince (Haber Mahsûr Olunca): Hasırişlemine tabi tutularak mübteda ile özdeşleştirilmiş ve sırf ona özgü kılınmışhaber (mahsûr haber), bu özelliği dolayısıyla zorunlu olarak mübtedanınönüne geçer. Aksi takdirde cümle haberin mübtedaya değil, mübtedanınhabere hasredildiği (özgü kılındığı) izlenimi doğurur. Oysa istenen bununtam tersidir. *Söz gelimi “Yaratan yalnız Allah’tır” anlamına gelen ( (إِنَّمَا خَالِقٌ اللهُcümlesinde, ( خَالِقٌ ) haberi, hasır edatı olan ( إِنَّمَا ) aracılığıyla mübtedasıkonumunda bulunan ( اللهُ ) ismine özgü kılınmakta ve zorunlu olarak onunönüne geçmektedir. Söz konusu cümle ( مَا خَالِقٌ إِلاّ اللهُ ), Türkçe karşılığıyla ifadeedecek olursak “Allah’tan başka yaratan yoktur” cümlesi ile eş anlamlıdır. İkifarklı söyleyiş biçiminde de haber konumundaki “Yaratan” niteliği, mübtedakonumundaki “Allah”a özgü kılınmaktadır. *Özetle hasır, Türkçedeki vurgu kavramına benzer. Türkçede vurgulanacaköğe yükleme yaklaştırılırken Arapçada vurgulanacak öğe öne alınır. Eğervurgu habere yapılacaksa haberin mübtedanın önüne alınma zorunluluğuvardır. *İsim cümlesinde öne geçmiş olan habere mukaddem (öne alınmış) haber,mübtedaya ise muahhar (geriye bırakılmış) mübteda adı verilir. Örneğin ( عنديكِتابٌ ) cümlesinde ( عندي ) ifadesi mukaddem haber, ( كِتابٌ ) kelimesi de muahhar mübtedadır. HAZIRLAYAN:MİKDAD ARAPÇA KELİMELER (8. ÜNİTE) EŞ ANLAMLI KELİMELER 1.قَرْيَةٌ / رِيفٌ (köy) 2.بُيُوتٌ / مَنَازِلٌ (evler) 3.حَدَائِقٌ / جَنَّاتٌ (bahçeler) 4.يَنْصَبُّ / يَنْحَدِرُ (döküldü) 5.قَمْحَ / بُرُّ (buğday) 6.وَثِيقٌ / مَتِينٌ (sağlam) 7.حَصَلَ / أَخَذَ (almak) 8.عَزَمَ / قَرَّرَ (karar verdi) 9.أَشْيَاءُ / بَضَائِعُ (eşyalar) 10.هَدَايَا / عَطَايَا (hediye) ZIT ANLAMLI KELİMELER 1.(seviyor) تُحِبُّ X تَكْرَهُ (nefret ediyor) 2.(umut) رَاجَاءٌ X يَأْسٌ (umutsuz) 3.(sona erdi) فَانْتَهَتِ X بَدَأَتْ (başladı) 4.(vuslat) صِلَةٌ X هَجْرٌ (ayrılık) 5.(mutlu) سَعَادَةٍ X شَقَاوَةٍ (mutsuz) 6.(dinlenme) اِسْتِرَاحَةِ Xتَعَبُ (yorgunluk) 7.(gidiş) ذَهَابُ X إِيَابُ (dönüş) 8.(kıvrıla kıvrıla) مُنْحَنِيًا X مُسْتَقِيمًا (dosdoğru) 9.(ekiyor) يَزْرَعُونَ X يَحْصُدُونَ (biçiyor) 10.يُسَلِّي X يُؤْذِي TEKİL _ ÇOĞUL 1.مَرْجٌ ج مُرُوجٌ (çayır, çimen) 2.حَقْلٌ ج حُقُولٌ (tarla) 3.دَائِرَةٌ ج دَوَائِرٌ 4.شَاطِئ ج شَوَاطِئ (sahil, kıyı) 5.جَبَلٌ ج جِبَالٌ (dağ) 6.شَيْئٌ ج أَشْيَاءُ (şey) 7.طَعَامٌ ج أَطْعِمَةٌ (yemek) 8.شَرَبٌ ج أَشْرِبَةٌ 9.حِذَاءٌ ج أَحْذِيَةٌ (ayakkabı) 10.شَحْسٌ ج أَشْخَاسٌ (şahıs) 11.هَدِيَةٌ ج هَدَايَا (hediye) 12.فَرْدٌ ج أَفْرَدٌ (fert) 13.فِرَاشٌ ج فُرُشٌ 14.جَدْوَلٌ ج جَدَاوِلٌ (dere, kanal) 15.مَاءٌ ج مِيَاءٌ (su) 16.بَحْرٌ ج بِحَارٌ 17.نَفْسٌ ج أَنْفُسٌ 18.مَكَانٌ ج أَمَاكِنٌ (mekan) 19.حَقِيبَةٌ ج حَقَائِبٌ (çanta) 20.عَدَدٌ ج أَعْدَادٌ (adet) 21.طَرِيقٌ ج طُرُقٌ (yol) 22.مِقْوَدٌ ج مَقَاوِدٌ 23.مَوْعِدٌ ج مَوَاعِدٌ (zaman) TERCÜME 1.وَ فِي الْجَدْوَلِ مَاءٌ عَذْبٌ يَجْرِ مُلْتَوِيًا مِنْ بَيْنِ الْحُقُولِ وَ يَنْصَبُّ إِلى الْبَحْرِ قَاطِعًا مَسَافَاتٍ طَوِيلَةً A.Derenin içinde tarlalar arasından kıvrıla kıvrılan akan ve uzun mesafeler kat ederek denize dökülen tatlı bir su var. B.Derenin içinde meralar arasından kıvrıla kıvrılan akan ve uzun mesafeler kat ederek denize dökülen tatlı bir su var. C.Derenin içerisinde tarlalar arasından şırıl şırıl akan ve uzun mesafeler kat ederek denize dökülen tatlı bir su var. D.Dere tabanında tarlalar arasından kıvrıla kıvrılan akan ve uzun mesafeler kat ederek denize dökülen tatlı bir su var. E.Derenin içinde çimenler arasından kıvrıla kıvrılan akan ve uzun mesafeler kat ederek denize dökülen tatlı bir su var. (CEVAP A) 2.لِكُلِّ إِنْسَانٍ هِوَايَتُهُ الخَاصَّةُ بِهِ يُسَلِّي بِهَا نَفْسَهُ A.Her insanın kendini avuttuğu bir hobisi vardır. B.Her insanın gönlünü avuttuğu kendine özgü bir hobisi vardır. C.Her insanın kendince teselli bulduğu bir hobisi mevcuttur. D.Her insanın kendini teselli ettiği bir hobisi vardır. E.Her insanın kendisiyle gönlünü avuttuğu bir hobisi vardır. (CEVAP B) 3.فَغَادَرَ أَفْرَدُ الْأُسْرَةِ الْقَرْيَةَ وَ فِي قُلُوبِهِمْ حُزْنٌ، وَ فِي أَعْيُنِهِم دُمُوعٌ، وَ فِي أَفْئِدَتِهِم رَجَاءُ لِصِلاَتٍ آتِيَةٍ A.Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerinde yeni kavuşmalar için umut köye veda etti. B.Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerde yeniden kavuşma umudu köyden ayrıldı. C.Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerde yaşlar ve gönüllerde yeniden kavuşma umudu köyden ayrıldı. D.Aile fertleri kalplerinde hüzün, gözlerinde yaşlar ve gönüllerinde yeni kavuşmalar için umut köyden ayrıldı. E.Aile fertleri kalplerde hüzün, gözlerde yaşlar ve gönüllerde yeniden kavuşma umudu köye veda etti. (CEVAP D) 4.وَهَا هِيَ قِصَّةُ مَحْمُودٍ سَعْدِيٍّ الَّذِي يَغْلِي صَدْرُهُ بِمَحَبَّةِ قَرْيَتِهِ. وَلَهُ عَائِلَةٌ تَمْلِكُ نَفْسَ الشُّعُورِ، وَتُحِبُّ قَرْيَتَهُ حُبًّا شَدِيدًا A.İşte bu yüreği köyüne sevgiyle yanan Mahmut Sadi’nin yaşam öyküsü. Onun aynı hislere sahip ve köyünü çok seven bir ailesi var. B.İşte bu köyünün sevgisi gönlünde taht kurmuş Mahmut Sadi’nin hikayesi. Onun aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var. C.İşte bu yüreği köyünün sevgisiyle kor gibi yanan Mahmut Sadi’nin hikayesi. Onun aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var. D.İşte bu içi köyünün sevgisiyle yanan Mahmut Sadi’nin hikayesi. Onun aynı hislere sahip ve köyünü ölesiye seven bir ailesi var. E.İşte bu yüreği köyünün sevgisiyle yanan Mahmut Sadi’nin hikayesi.Onun aynı hislere sahip ve köyünü çok seven bir ailesi var. (CEVAP E) Alıntı: Maltepe İmamet ve Hitabet Araştırma Vakfı |