Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Aralık 2013, 16:03   Mesaj No:6

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj : 3.156
Konular: 1383
Beğenildi:176
Beğendi:17
Takdirleri:285
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Dini Danışma Ve Rehberlik Ders Notları (14 Hafta FuLL)

6. HAFTA

İSLAM AÇISINDAN DİNİ DANIŞMA
VE REHBERLİK
Kur’anda Hz. Muhammed’den bahsedilirken onun rehberlik görevine işaret eden hadi (doğru yolu gösteren, dâi(doğru yola davet eden), münir (aydınlatan), nur(ışık) gibi sıfatlar kullanılmıştır. Günümüzde dini danışmanlık ve rehberlik olayının asıl kaynağı Hz. Âdemden Hz Muhammed’e kadar bütün peygamberlerin yürüttüğü elçilik görevidir.
Ancak bugünkü dini danışma ve rehberlik hizmetinin
amacı sapıtmış toplulukları sapıklıktan kurtarmak değil, inanmış fakat çeşitli sorunlar sebebiyle sıkıntı içinde olan, yahut bir dini konuda kararsızlık ve çözümsüzlük yaşayan insanların bu durumdan kurtulmalarını sağlamaktır.
Hıristiyan dünyasında yaklaşık bir asır önce başlayıp son çeyrek asırlık dönemde hız kazanmış olan dini danışma alanındaki çalışmalar, profesyonel anlamda ileri boyutlara taşınmıştır. Artık bu çalışmalarda danışma psikolojisi, transpersonel psikoloji, klinik psikoloji kural ve yöntemleri kullanılmakta ve bu yöntemleri başarılı bir şekilde kullanan dini danışma uzmanları yetiştirilmektedir.
Benzer çalışmaların İslam toplumlarında da profesyonel bir hizmet alanı olarak hızla geliştirilmesine ihtiyaç vardır.
Armaner, akıl hastaları üzerinde psikopatolojide dini belirtiler konusunda yaptığı bir araştırmada; dini bilgi ve telkini doğru ölçülerde alan bir kişinin, bundan yoksun bırakılmış diğer birkişiden daha çok hayata ve çevresine karşı uyum sağladığısonucuna varmıştır.
İnsanların ölüm ve benzeri durumlarda yaşadıkları travmalarda din görevlilerinin önemli hizmetler
yapabileceğine işaret eden psikiyatrist Göka şöyle der:
Tranpersonel psikoloji, insan zihninin kutsala yönelik aşkın yönleri, dini alandaki zihinsel dönüşüm ve trans hallerini üzerinde çalışma yapan psikoloji dalıdır. Transpersonel psikoloji, modern psikoloji teorilerini mistisizmin farklı şekilleri ile ilişkilendirilen bir girişim olarak da kabul edilir.
1.DİNİ DANIŞMA VE REHBERLİKLE İLGİLİ
KAVRAMLAR:
HİDAYET:Yol gösterme, doğru yolu gösterme, birisinin doğru yola gitmesine kılavuzluk etme anlamlarına gelen bu kavram Kur’anda sıkça kullanılmaktadır. Kur’anın bizatihi kendisinin Allah’a bağlanmak isteyenler için bir hidayet rehberi olduğu bildirilmektedir. Bir ayette ise hidayet kavramının tam olarak dini rehberlik anlamında kullanıldığı görülmektedir. Yarattıklarımızdan, daima hak yola rehberlik eden (hak yola sevk eden) ve hak ile adaleti gerçekleştiren bir topluluk vardır.” A’raf 181
DELALET: Yolbilmeyene yolu göstermek, kişiye bir seyahatinde veya işinde rehberlik etmek demektir.
İRŞAD: Bir kimseyi eksiklerini gidermek ve hatalarını
düzeltmek suretiyle olgunlaştırmak, doğru yola sevk etmek, nasihat etmek anlamlarına gelir.
Peygamberimiz bir hadisinde; “Adama şaşırdığı yerde irşad (rehberlik) etmen sadakadır.”buyurmuştur.
DAVET:Davet kelimesi sözlükte, çağırmak, gelmesini ve kabul etmesini istemek, anlamlarına gelmektedir.
Allah yoluna çağırmayı, İslam’ın hükümlerini, emir ve yasaklarını en güzel insanlara anlatmayı ifade eder.
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et, onlarla en güzel şekilde tartış." Nahl 125
MÜŞAVERE:Müşavere; danışma, bir konu üzerinde karşılıklı görüş bildirme, doğru bir karar oluşturmak için görüş alı-verişinde bulunma denektir.
2. DİNİ DANIŞMA VE REHBERLİĞİN
DAYANAKLARI:
Ayet ve hadisler incelendiğinde dini danışma ve rehberlik hizmetinin şu beş temel gerekçeye dayanır:
1) Bilme ihtiyacı. 4) Moral (manevi takviye) ihtiyacı.
2) İkna olma ihtiyacı. 5) Uzlaşma ihtiyacı.
3) Yardım ihtiyacı.
1) BİLME iHTİYACI:
Allah insanların bilmedikleri hususları bilenlere sormalarını Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun” (Nahl,43) diyerek emretmiştir. Peygamberimiz (S.A.V.) “Kim bir bilgi kendinden istenir de onugizlerse kıyamet gününde Allah onun ağzına ateşten bir gem vurur.”Buyurmuştur. Allah Teala da Kur’an-ı kerimde İsteyeni(soranı) sakın azarlama ” (Duha,10) ayeti ile soran ve bir istekte bulunan kimsenin azarlanmaması hususunda müminleri açıkça ikaz etmiştir.
Dini Bilgi İhtiyacını Karşılamanın Yolları:
Öğretim:İnsanların günlük hayatlarında ihtiyaç duydukları kesin olan ve genel kabul görmüş bilgilerin öğrenilmesi ve öğretilmesi ömür boyu sürecek bir görevdir.
İçtihat: Konu odaklı bilgi üretme ve sorun çözme yöntemi.
Kaza: Olay odaklı karar üretme ve sorun çözme yöntemidir. İki taraf arasındaki sorunları çözmeye ihtilafları gidermeye yönelik genel geçer niteliği olmayan kararlardır. Bu yolla elde edilen bilgi ve kararlar sadece tarafları bağlar.
Fetva: Birey odaklı ve bireyin özel sorusuna veya sorununa cevap verme, çözüm üretme işidir.
Münferit Çözüm Kararları ve Özellikleri:
Gerek kaza gerekse fetva toplumdaki ortak sorunlar genel çözümler üretmek için değil münferit sorunların çözümü için başvurulan karar üretme işlemleridir. Kaza bellibir konudaki ihtilafa üretilen çözümü ifade ederken fetva bir kişinin özel sorusuna verilen cevabı veyaözel bir sorununa getirilen çözümü ifade etmektedir.
Her ikiside ait oldukları konu ve kişiler içingeçerli olup genellendirilemezler. Ancak insanlar dini konularda benzer sorunlarla karşılaştıkları içinbir kişilere verilen fetvalar benzer sorunla karşılaşan kişilerin sorunlarının çözümünde hep ölçü alınırolmuştur. Bu da fetvaların genel hükümler olduğu yönünde bir kanaat oluşturmuştur.
Kaza ile Fetva Arasındaki Farklarr:
1- Kaza hukuki bir karardır, fetva ibadi / diyani bir karardır.
2- Kaza resmi yetki ile karar vermedir, fetva ilmi yetkinlik ile karar vermedir.
3- Kaza uyulması gereken bağlayıcı bir karardır, fetva ise bağlayıcı değildir.
4- Kaza ihtilaflarla, fetva ise sorunlarla ilgilidir.
5- Kaza delile dayanır, fetva beyana dayanır.
2) İKNA OLMA İHTİYACI:
Kur’an-ı kerimde Allah’ın dostu (Halilullah) Hz. İbrahim’in bile ikna olmaya ihtiyaç duyduğu anlatılmaktadır. “Hani İbrahim, ‘Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster’ demişti. (Allah ona) ‘İnanmıyor musun?’ deyince, ‘Hayır (inandım) ancak kalbimin tatmin olması için’ demişti.” (Bakara,260)



Allah Teala yukarıdaki ayetin devamında “Öyleyse, dört kuş tut. Onlarıkendine alıştır. Sonra onları parçalayıp her bir parçasını bir dağın üzerine bırak. Sonra da onları çağır.Sana uçarak gelirler.” buyurarak Hz İbrahim’e ikna olması hususunda rehberlik etmiştir.
3) YARDIM İHTİYACI:
Allah’ın en mükemmel şekilde (ahseni takvim ile) yaratmış olduğu insan üstün yaratılışına rağmen beşer olmak hasebiyle yine de zayıftır ve yaşayabilmek için başkalarının yardım ve desteğine ihtiyacı vardır. Bu durum kur’anda
“Allah sizden yükünüzühafifletmek ister, çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” (Nisa, 28) ayeti ile teyit edilmiştir.
4) MORAL (MANEVİ TAKVİYE) İHTİYACI:
Peygamberimizin yürüttüğü mukaddes risalet görevi ile ilgili olarak bazen üzüntüye kapıldığı, moral bozukluğu içine düştüğü görülmüş ve Allah Teala vahiy yoluyla onu teselli etmiştir.
Bir ara vahiy gelmesi gecikince müşrikler “rabbi ona darıldı, onu terk etti” şeklindeki dedikodulara karşı Peygamberin derin bir üzüntüye kapılması üzerine Duha suresi nazil olmuştur. “Kuşluğa ve sükuna erdiğinde geceye yemin olsun ki Rabbin seni bırakmadı ve sana darılmadı da. Muhakkak ki ahret senin için dünyadan daha hayırlıdır. Şüphesiz Rabbin sana verecek sen de hoşnut olacaksın. Seni yetim bulup da barındırmadı mı? Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi? Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi? Öyleyse sakın yetimi ezme! Sakin isteyeni azarlama! Rabinin nimetine gelince sen onu anlat.”(Duha,1-3)
5) UZLAŞMA İHTİYACI:
1) Birebir kişiler arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar:
“Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltiniz!”(Hucrat,1)
2) Ailede eşler arasında meydana gelen anlaşmazlıklar:
“Eğer karı-kocanın arasının açılmasından endişe ederseniz, erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf (arayı) düzeltmek isterlerse, Allah da onları uzlaştırır.(Nisa,35)
3) İki insan grubu arasında meydana gelen anlaşmazlıklar:
Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin.(Hucurat,8)
Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz, Allah’a ve ahret gününe gerçekten inanıyorsanız onu Allah ve Resulüne arz götürün. Bu, sonuç alma bakımından daha hayırlı ve daha güzeldir.(Nisa,59)
Yukarıdaki ayetin devamında: Eğer onlardan bir taraf anlaşmaya razı olmayıp saldırıya devam ederse Allah’ın emrine dönünceye kadar onunla savaşınız. Eğer yola gelirse aralarını adaletle düzeltin ve adaletli davranın, şüphesiz Allah adaletli davrananları sever.” buyurulmuştur. Bu ayet iki önemli hususa dikkat çekmektedir: Biri mutlak surette anlaşmazlığın giderilerek tarafların barıştırılması ikincisi de bulunacak uzlaştırma çözümünün adil olmasıdır.
Cuma ve bayram namazlarının cemaatle kılınmasının zorunlu olması İslam dininin barış stratejisi açısından oldukça anlamlıdır. İbadet ortamları kin ve düşmanlıkların bertaraf edileceği en ideal ortamlardır.
Alıntı ile Cevapla