Durumu: Medine No : 13301 Üyelik T.:
04 Şubat 2011 Arkadaşları:5 Cinsiyet:erkek Yaş:37 Mesaj:
4.833 Konular:
926 Beğenildi:342 Beğendi:0 Takdirleri:62 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: sakarya ilitam Hadis Tarihi 1-14. Haftalar
9. HAFTA Tehzîb Dönemi-I
9. Metinle İlgili Çalışmalar: Bu dönemde metinle ilgili başlıca şu çalışmalar yapılmıştır: 1-Toplama ve Tasnif Çalışmaları 2-Tespit ve Tahkik Çalışmaları 3-İhtisar ve Tehzib Çalışmaları 4-Fihrist Çalışmaları 5-Anlama Çalışmaları.
9.1. Toplama ve Tasnif Çalışmaları: Önceki dönemlerde yazılmış olan kitaplardan hadisler toplanmış ve yeniden çeşitli şekillerde düzene konularak birçok eser kaleme alınmıştır. Bunlar, ortak özellikleri itibarıyle şöyle sınıflandırılabilir:
9.1.1. Her Konudan Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu kısma giren eserlerde muayyen bazı kitaplardaki hadisler veya muayyen kitaplarda olup da diğer bazılarında bulunmayan hadisler ya da değişik kitaplardan seçme hadisler toplanmıştır.
9.1.1.1. Sahîhayn'ı Bir Araya Toplama
Muayyen bazı kitaplardaki hadisleri toplama işine el-cem’ beyne’l-kütüb denir. Bu tür çalışmalar önceki dönemin sonlarına doğru başlamış ve öncelikle Sahîhu’l-Buhârî ve Sahîhu Müslim‟deki hadisler tek kitap içinde toplanmıştır. Bu şekilde ondan fazla kitap yazılmıştır. el-Cem’ Beyne’s-Sahîhayn isimli bu kitaplardan Muhammed b. Nasr el-Humeydî‟ninki (ö. 488) râvi sahabiler fazilet sırasına konularak tertib edilmiş, Muhammed el-Cevzekî (306-388), İbrahim ed-Dımeşkî (ö. 401), İbnu‟l-Furat (ö. 414), Ahmed el-Berkanî (333-425), Hüseyn el-Ferrâ el-Beğavî (433-516), Ebu Nuaym el-Haddâd (ö. 517), Abdulhakk el-İşbîlî İbnu‟l-Harrât (ö. 581), Muhammed el-Merî (456-582), İbn Ebi‟l-Hucce Ahmed el-Kurtubî (ö. 642) ve Ebu Hafs Ömer el-Mevsılî‟ninkiler (ö. 622) ise konularına göre yani ale’l-ebvâb düzenlenmişlerdir. Son müellif, bölüm başlıklarını ise harf sırasına koymuştur.
9.1.1.2. Kütüb-i Sitteyi Bir Araya Toplama
Sahîhânın cem‟inden sonra kütüb-i sittenin cem‟ine yönelinmiştir. Bu sahada ilk eseri Ebu‟l-Hasen Rezîn b. Muâviye el-Abderî es-Serakustî (ö. 535) yazmıştır. Bu Endülüs‟lü alim, 6. kitap olarak İmam Malik‟in el-Muvatta‟ını almış ve kütüb-i sittedeki hadisleri el-Cem’ Beyne’l-Usûli’s-Sitte ismiyle bir kitap içinde toplamıştır. Ancak bu eserin tertibi güzel olmamıştı. Bazı hadisler asıl bulunmaları gereken yerlere konmamış, tekrarlara yer verilmiş, kütüb-i sittedeki bazı hadisler de gözden kaçmış, kitaba alınmamıştı. Diğer taraftan kütüb-i sittede bulunmayan bazı hadislere de yer verilmişti.
Kütüb-i sitteyi cem‟ hususunda ikinci eseri Mecduddîn İbnu‟l-Esîr el-Cezerî (ö. 606) vermiştir. İbnu‟l-Esîr, Rezîn‟in kitabını ele alıp onda görülen kusurları bertaraf etmeye çalışarak Câmi’u’l-Usûl li Ehâdîsi’r-Resûl isimli eserini yazmıştır. İbnu‟l-Esîr bu eserine mühim bir mukaddime yazmış, daha sonra hadisleri verirken onlarda geçen garîb kelimeleri izah etmiş, hadisin alındığı kitabı hadisin başında kısaltmalarla, hadisin sonunda açıkça bildirmiş, senedleri atarak sadece sahabi raviyi vermekle yetinmiştir. Müellif imkân ölçüsünde tekrarlardan kaçınmaya çalışmış, Rezîn‟in kitabında olup da kütüb-i sittede bulamadıklarını da, ilerde bunları ihtiva eden kütüb-i sitte nüshaları bulunur ümidiyle kitabına almıştır. Ayrıca merfû’ların yanında mevkûf ve az da olsa maktû’ hadislere de yer vermiştir. Hadisleri konularına göre tasnif etmiş ve her hadisi ilgili olduğu bölüm içinde vermeye gayret göstermiştir. Eserin ana bölümlerini yani kitablarını ise harf sırasına koymuştur: Îmân, Buyû‟, Tevbe, Cihâd, Hac... gibi. Ana konulardan birini harf sırasında değil de daha ilgili bir yerde vermişse harf sırasında, konunun verildiği ilgili yere işaret etmiştir. Meselâ Ganîmet konusu "ğayn" harfinde verilecekken daha ilgili olduğu Cihâd kitabında verilmiş, "ğayn" harfinde ise konunun Cihâd kitabında yer aldığına işaret edilmiştir.
Câmi’u’l-Usûl‟ün en mühim özelliklerinden biri sonuna eklenen kelime fihristidir. Mudakkık, büyük alim İbnu‟l-Esîr bu kitabının sonuna, içindeki hadislerin belli başlı kelimelerinin harf sırasına konup kitaptaki yerlerinin gösterildiği bir kelime fihristi de eklemişti. Halen kullanmakta olduğumuz hadis Mu’cem‟ine benzeyen bu fihrist, maalesef, kitabın matbularına alınmamıştır.
Bu eserde de, müellifin bütün ihtimamlarına rağmen,“Öncekiler sonrakilere ne çok şey bırakmıştır!“ sözünü haklı çıkaracak şekilde bazı noksanlıklar, bu arada bazı mükerrer hadisler yer almıştır. Bu sebeble birçok alim bu eseri ihtisar etmiştir.Bu alimler arasında İbnu‟d-Deyba‟(ö. 950) da vardır. Onun Teysîru’l-Vusûl ilâ Ehâdîsi’r-Resûl isimli eseri Câmi’u’l-Usûl‟ün en güzel muhtasarlarındandır. Eser dört cilt halinde basılmıştır.
Kütüb-i sitte‟nin cem‟inden sonra onlara ed-Dârimî‟nin Sünen‟inin ilâvesiyle yedi kitabı bir araya getiren bir eser hazırlanmıştır. Hicrî 7. asırda yaşadığı tahmin edilen mechul bir müellifin yazdığı bu eser el-Envâru’l-Lem’a fi’l-Cem’ Beyne’s-Sıhâhı’s-Seb’a ismini taşımaktadır.
9.1.1.3. Zevâ‟idi Bir Araya Toplama
Bu çalışmalardan sonra değişik kitaplardaki hadisleri bir araya toplamak maksadıyla zevaid adı verilen başka bir çalışma çeşidine yönelinmiştir. Zevâid bir kitap veya kitapların başka bir kitap ya da kitaplarla karşılaştırılarak onda bulunmayan rivayetlerinin tespiti demektir. Bu kitabı elinde bulunduran kimse böylece birçok kitabı elde etmiş olur.
Bu maksadla sahîhân, kütüb-i hamse31 veya kütüb-i sittede olmayıp da diğer bazı hadis kitaplarında bulunan hadisler tesbit edilmiş ve bunlar yeni kitaplarda toplanmıştır.
el-Bûsîrî (ö. 840) Sünenu Ġbn Mace‟de bulunup da kütüb-i hamsede bulunmayan hadisleri yani Sünenu Ġbn Mace‟nin kütüb-i hamseye zevâidini tesbit edip Misbâhu’z-Zucâce fî Zevâidi Ġbn Mace isimli eserini yazdı. O bu eserinde hadislerin sıhhat durumları hakkında bilgiler de verdi. Onun verdiği bu bilgileri Muhammed Fuad Abdulbakî neşre hazırladığı Sünenu Ġbn Mace‟de zâid hadislerin sonunda “Fi‟z-Zevâid” yani “Zevâid kitabında şu açıklama vardır.” diyerek nakletmektedir.
Nûreddin el-Heysemi (ö. 807) ise altı hadis kitabının kütüb-i sitteye olan zevâidini Mecme’u’z-Zevâid ve Menba’u’l-Fevâid isimli eserinde toplamıştır. Sözkonusu bu altı kitab Ahmed b. Hanbel, el-Bezzâr ve Ebu Ya‟lâ‟nın Musned‟leriyle et-Taberânî‟nin üç Mu’cem‟idir. el-Heysemî bu eserinde hadisin sadece sahabi ravisiyle yetinerek senedleri hazfetmiş, bunun yerine her hadisin akabinde mezkur altı kitaptan hangisinde veya hangilerinde geçtiğini bildirip hadisin ravileri ve sıhhatı hakkında kısa açıklamalar eklemiştir. Eser 10 cilt halinde basılmıştır.
Bundan sonra İbn Hacer (ö. 852) sekiz müsnedin kütüb-i sitteye olan zevâidini çıkarmış ve el-Metâlibu’l-Âliye isimli eserini yazmıştır. Zevâidi çıkarılan mezkûr sekiz kitap, et-Tayâlisî, el-Humeydî, el-Adenî, Musedded, İbn Menî‟, İbn Ebî Şeybe, Abd b. Humeyd ve İbn Ebî Usâme‟nin Müsnedleridir. İbn Hacer de hadisin sadece sahabi ravisini verir. Hadislerin sıhhat durumları hakkında da bazan açıklamalar yapar. Muasır hadiscilerden Habiburrahman el-A‟zamî bu eseri neşre hazırlamış ve dipnotlarında hadislerin kaynakları, rivayet farklılıkları ve sıhhat durumları hakkında kısa bilgiler vermiştir. 4 ciltte basılan bu eserde 4702 hadis bulunmaktadır.
9.1.1.4. Bütün Hadisleri Bir Araya Toplama
Bu sahada yani her konudan hadisler ihtiva eden eserler konusunda en büyük adımı ilk olarak Celâluddîn es-Suyûtî (ö. 911) atmıştır. Şöyleki, o, bütün hadisleri bir kitapta toplamayı düşündü ve bunu gerçekleştirmek için çalıştı. Bu maksadla üç eser yazdı. Önce el-Câmi’u’l-Kebîr isimli eserini yazmaya başladı. Bu kitapta,önceden tesbit ettiği 70 küsur hadis kitabındaki hadisleri toplayacaktı. Eseri iki kısım halinde yazıyordu. Akvâl denilen birinci kısımda Hz. Peygamber‟in -sallellahu aleyhi ve sellem- sözlerini harf sırasına koyuyor, Hz. Peygamber‟in fiillerinin yer aldığı ef’âl kısmında ise hadisleri sahâbe musnedine göre tasnif ediyordu. Yani her bir sahabiden gelen fiilî hadisleri o sahabinin ismi altında topluyordu. Bu bölümde önce aĢere-i mübeĢĢerenin32 rivayet ettiği hadisleri verdikden sonra diğer sahabilerin hadislerini, sahabilerin isimlerini harf sırasına koyarak vermekteydi. Böylece akvâl kısmında 26.568 hadis, ef’âl kısmında ise l7 bin hadis topladı. Müellif daha sonra bu eserini bitiremeyeceğini düşünerek, muhtasar bir kitap yazmaya yöneldi ve el-Câmi’u’s-Sağîr isimli kitabını kaleme aldı. Bu eserinde daha çok kısa hadislerden 10031 hadis topladı. Hadisleri harf sırasına koyup, hadisin bitiminde, bir kısmını kısaltmalarla olmak üzere, hadisin alındığı kaynak kitabı veya kitapları, hadisin sahabi ravisini ve hadisin sıhhat durumunu kaydetti.
Kitapta hadislerin elifbâî sırası dakik değildir. Bunun için aranan hadis, harf sırasına göre bulunması gereken yerde bulunamadığında biraz öne veya arkaya bakmak gerekir. Sıralamanın bir diğer özelliği de harf-i tarifle başlayan hadislerin, harf-i tarifden sonraki harfle başlayan hadislerin sonunda “el-Muhallâ bi-el“ başlığı altında verilmesidir.
Müellif hadislerin sıhhat durumu için hadis sahih ise " صح “, hasen ise “ح “, zaif ise “ض “ kısaltmalarını kullandı. O, bu eserine hadisleri alırken vazzâ’ ve kezzâbların teferrüd ettikleri hadisleri almamaya çalıştı. Bununla beraber onda, sonradan bizzat kendisinin mevzû’ dediği hadisler bulundu. Bu kitabı Feyzu’l-Kadîr ismiyle şerh eden el-Munâvî (ö. 1032) de , es-Suyûtî‟nin hadislere verdiği sahihlik ve za’îflik hükümlerini çokca tenkid etmektedir. Zaten es-Suyûtî de mütesahil biri olarak bilinir.
es-Suyûtî el-Câmi’u’s-Sağîr adlı bu eserini başta muhtasar tuttu ve onda kütüb-i sittede bulunan bazı hadislere bile yer vermedi. Sonra bunu telafi için ayrı bir eser yazdı. Ziyâdâtu’l-Câmi’i’s-Sağîr ismini verdiği bu eserinde 4440 hadis topladı. Yusuf en-Nebhânî de el-Câmi’u’s-Sağîr ile Ziyâdât‟ı birleştirip el-Fethu’l-Kebîr ismiyle bir eser kaleme aldı. O, bu eserinde hadisleri daha dakik bir harf sırasına koydu, ama hadislerin sahihlik hükümlerini zikretmemekle onu adeta kullanılamaz hale soktu.
es-Suyûtî‟nin mezkûr üç eserindeki hadisleri Alâuddin Ali el-Muttakî el-Hindî (ö. 975) ise konularına göre tasnif etti, ana konuları yani “kitâb“ları harf sırasına koydu ve Kenzu’l-Ummâl isimli eserini meydana getirdi. Halen elde mevcut en geniş hadis kitabı olan bu eserde 46 bin küsur hadis bulunmaktadır. Bununla beraber bu eserde de hadislerin sıhhat durumu verilmediği için, senedleri de zaten vaktiyle es-Suyûtî tarafından hazfedildiğinden istifade imkânı azaltılmıştır. Yine de, bir konudaki hadisleri bir arada görmek veya ulaşamadığımız bazı kitaplardaki hadisleri bulmak bakımlarından eserin önemi büyüktür.
9.1.1.5. Seçme Hadisleri Bir Araya Toplama
Bu kısımda iki esere daha işaret edilebilir. Bunlardan biri, ilimle ameli, iç dünyayla dış dünyayı bereketli hayatında başarılı ve örnek alınabilecek bir şekilde birleştiren Ahmed Ziyâuddin Gümüşhanevî‟nin (ö. l3ll/l893) Râmûzu’l-Ahâdîs isimli eseridir. es-Suyûtî‟nin el-Câmi’u’s-Sağîr‟inin özelliklerini taşıyan bu eserde 7101 hadis bulunmaktadır. Hadislerin sıhhat durumlarına da yer yer işaret edilmiştir. Harf-i tarifle başlayan bütün hadisler ise elif harfiyle başlayan hadislerin sonunda verilmiştir. Gümüşhanevî bu eserini Levâmi’u’l-Ukûl ismiyle de şerhetmiştir. Şerh, el-Munâvî‟nin Feyzu’l-Kadîr‟inin özeti mahiyetindedir. Burada bu eserlerden ziyade Gümüşhanevî‟nin tavrı dikkat çekicidir. Şöyleki, o, benzeri daha geniş veya daha muhtasar hadis kitapları bulunmasına rağmen onlarla yetinmemiş, yeni bir kitap yazma gereği duymuştur. Çünkü cemiyetin ihtiyaçları değişmiştir. Ona bazı hadisler öncelikle öğretilmelidir. O ayrıca, önceki alimlerin değerlendirmeleri varken hadisleri sıhhat yönünden yeniden değerlendirmeye tabi tutmuştur. Yaptığı değerlendirmeler tartışılabilirse de onun bu tavrı mühimdir.
İkinci eser Mansûr Ali Nâsıf‟ın et-Tâcu’l-Câmi’ li’l-Usûl‟üdür. Çoğu hadisleri kütüb-i hamseden seçilen bu eserde iman, ilim, ibadet, muâmelât, fezail, tefsir, cihad, ahlâk ve gaybî konular gibi her konudan hadisler toplanmıştır. Müellif, herhangi bir konuda mezkûr kitaplarda hadis bulamadığında Ahmed b. Hanbel ile eş-Şâfiî‟nin Musned‟leri, Mâlik‟in Muvatta’ı, İbn Mâce‟nin Sünen‟i ile el-Hâkim‟in Mustedrek‟inden de hadisler almıştır. Hadisleri verirken hadisin başında sahabi ravisini, sonunda ise alındığı kitab veya kitabları kaydetmiştir. Ayrıca müellif, dipnotlarında hadisleri kısaca şerhetmiştir.
9.1.2. Muayyen Konularda Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu dönemde ahkâm, ahlâk, tıb, dua gibi belirli konulardaki hadisler değişik hadis kitaplarından toplanarak onları ayrı ayrı ihtiva eden müstakil kitaplar da yazılmıştır.
9.1.2.1. Ahkam Hadisleri
Muayyen konular arasında bu dönemde de en büyük alâkayı ahkâm hadisleri toplamış ve onlardan zengin bir edebiyat oluşturulmuştur. Önceki dönemlerde daha ziyade sünen isimli kitaplarda toplanan bu tür hadisler bu dönemde değişik isimlere sahip kitaplarda bir araya getirilmişlerdir. Bunların mühimlerinden birkaçı şöyle sıralanabilir:
9.1.2.1.1. Mesâbîhu’s-Sünne: el-Beğavî (ö. 516) bu eserinde ahkâm hadislerini, senedlerini hazfederek toplamış, hadislerin bazan sadece sahabi ravisini vermiştir. Her bölümün hadislerini sıhâh ve hısân şeklinde ikiye ayırmış, sıhâh başlığı altında Sahîhu’l-Buhârî ve Sahîhu Müslim‟den aldığı hadisleri, hısân başlığı altında Sünen-i Erba’a ile Sünenu’d-Dârimî‟den aldığı hadisleri toplamıştır. Aldığı hadislerin za’îf ve garîb olanlarına da işaret etmiştir. 4434 hadis ihtiva eden bu eser üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bunlardan biri et-Tebrîzî‟nin (ö. 737) MiĢkâtu’l-Mesâbîh isimli eseridir. et-Tebrîzî bu eserini Mesâbîh‟e 1511 hadis ilavesiyle meydana getirmiştir. Her bölümü sıhâh, hısân ve kendi ilâveleri şeklinde üçe ayırmış, hadislerin sahabi ravilerini ve alındıkları kaynak kitapları zikretmiştir. İngilizceye tercüme edilmiş olan bu eser Mesâbîh‟den daha meşhur olmuştur. Son zamanlarda bu eseri el-Elbânî tahkikli ve fihrist ilâveli olarak yeniden neşretmiştir. MiĢkât üzerine de birçok çalışma gerçekleştirilmiştir. Bunlardan et-Tîbî‟nin (ö. 743) şerhi ile Aliyyu‟l-Karî‟nin (ö. 1014/1615) Mirkat isimli şerhi meşhur ve mühimdir.
9.1.2.1.2. el-Munteka: Takiyyuddin İbn Teymiyye‟nin (ö. 728/1327) dedesi Mecduddin İbn Teymiyye‟nin (ö. 652/1254) bu eserinde esas itibariyle kütüb-i sitte ile
Musnedu Ahmed‟den seçilen ahkâm hadisleri toplanmıştır. Sa‟îd b. Mansûr, ed-Dârekutnî ve el-Beyhekî‟nin Sünen‟lerinden de bazı hadisler alınmıştır. Hadisin başında sahabi ravisi, sonunda ise alındığı kitap kaydedilmiştir. Hadislerin sıhhat durumları hakkında bazan, hadisin alındığı kitapta bulunan ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Bu mühim kitabı Muhammed b. Ali eş-Şevkânî (ö. 1250/1834) Neylu’l-Evtâr ismiyle şerhetmiştir. Şerh de mühimdir.
9.1.2.1.3. Bulûğu’l-Merâm: İbn Hacer (ö. 852) bu eserinde 1356 hadis toplamış, hadislerin başında sahabi ravisini, sonunda ise alındığı kaynak kitabı veya kitapları zikretmiştir. Hadisler hakkında zaman zaman alimlerin ve kendinin sıhhat hükmünü de belirtmiştir. Kitabın sonunda “Kitâbu‟l-Câmi” isimli bölümde ise âdâb-ı muâşeret, ahlâk ve dua ili ilgili bir kısım hadisleri toplamıştır. Bu güzel eseri el-Hüseynu‟l-Mağribî el-Bedru’t-Tamâm ismiyle şerhetmiş, el-Emîru‟s-San‟ânî ise bu şerhi güzel bir şekilde ihtisar edip bazı ilâveler yapmış ve eserine Sübülü’s-Selâm ismini vermiştir. Ahmed Davudoğlu da bu son eseri, içindeki bazı görüşleri tenkid ederek, bazı çıkarma ve ilâveler yaparak Selâmet Yolları ismiyle tercüme etmiştir.
9.1.2.2. Ahlak Hadisleri
Ahlâkla ilgili hadisleri toplayan eserler içinde ikisi zikre şâyândır:
9.1.2.2.1. et-Terğîb ve’t-Terhîb: el-Münzirî (581-656) bu eserinde iyiliklere teşvik eden, kötülüklerden korkutan hadisleri yani terğîb ve terhîb hadislerini toplamıştır. Her bölümde önce terğîb hadislerini, sonra terhîb hadislerini vermiş, hadisin sahabi ravisi ile alındığı kaynak kitapları zikretmiş, hadisin sahihlik ve zaiflik durumunu da belirtmiştir. Kitabtaki bütün hadisler “‟an” ve “ruviye” ile başlamaktadır. Müellif kendi değerlendirmesine göre makbûl ve ona yakın olanları “‟an” edâ sîgası ile, zaîf olanları ise “ruviye” edâ sîgası ile nakletmiştir. İbn Hacer el-Askalânî bu eseri, Telhîsu’t-Terğîb ismiyle ihtisar etmiştir. İki eser de türkçeye tercüme edilmiştir.
9.1.2.2.2. Riyâzu’s-Sâlihîn: en-Nevevî‟nin (ö. 676) bu eserinde, dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak hadislerden 1894 adet toplanmıştır. Müellif her bölümün başında ilgili birkaç âyeti zikretmekte, daha sonra, başında sahabi ravisini sonunda ise kaynağını belirtmek suretiyle hadisleri kaydetmektedir. Hadisler kütüb-i sitteden seçilmiştir. Müteaddit şerhleri ve birkaç tercümesi vardır.
Bu dönemde Hz. Peygamber‟in -sallellahu aleyhi ve sellem- koruyucu hekimlikle, tabiblikle ilgili hadislerini bir araya getiren birçok eser de yazılmıştır. Burada örnek olarak İbn Kayyimi‟l-Cevziyye‟nin ve es-Suyûtî‟nin et-Tıbbu’n-Nebevî isimli eserlerini zikredebiliriz
Hz. Peygamber‟in çeşitli zamanlarda yaptığı veya yapılmasını tavsiye ettiği birçok dua vardır. Bunları da müstakıl kitaplarda toplayan çalışmalar yapılmıştır. en-Nevevî‟nin el-Ezkâr isimli eseri bu türün en güzel ve en meşhur eseridir. Öyleki “Sat dâr‟ı, al Ezkâr‟ı” denmiştir. Müellif eserinde çoğunu kütüb-i hamseden seçtiği hadisleri toplamış, hadislerin sıhhat durumları ve ele aldığı konu hakkında bilgiler eklemiştir. Birçok şerhi yapılan eser türkçeye de tercüme edilmiştir.
9.1.3. Muayyen Özellikte Hadisler İhtiva Eden Eserler: Bu sahada mutevâtir, muĢtehir, sahîh, za’îf, mevzû’, kudsî ... hadisler toplanarak her bir çeşit hakkında ayrı eserler yazılmıştır.
9.1.3.1. Mütevatir Hadisler
Mutevâtir hadîsleri bir araya getiren ilk eseri ez-Zerkeşî (ö. 794) yazmıştır. Ondan sonra bu konuda birçok kitap kaleme alınmıştır ki bunların en meşhurları şu iki eserdir:
9.1.3.1.1. el-Ezhâru’l-Mutenâsire fi’l-Ahbâri’l-Mutevâtire: es-Suyûtî‟nin (ö. 911) eseridir. Müellif bir hadisin mutevâtir sayılabilmesi için asgarî 10 ravisinin olması gerektiği kanaatinde olduğu için önce, asgarî 10 veya daha fazla ravisi olan hadisleri bütün sened ve metinleriyle toplayıp hacimli bir eser meydana getirmiş ve buna el-Fevâidu’l-Mutekâsire ismini vermişti. Daha sonra senedleri çıkararak sadece hadisin sahabi ravilerini ve alındığı kaynak kitapları vermek suretiyle yukarıdaki eserini meydana getirmişti. Açıklamalarından bu eserinde lafzî mutevâtirleri toplamak istediği anlaşılıyor. Ancak eserdeki hadislerin bir kısmı ma’nevî mutevâtirdir, hatta bazılarının mutevâtir bile olmadığı söylenmektedir.
9.1.3.1.2. Nazmu’l-Mutenâsir Mine’l-Hadîsi’l-Mutevâtir: Muhammed b. Ca‟fer el-Kettânî (ö. l345) bu eserinde, kendisine göre mutevâtir olan 310 hadis toplamıştır. Hadisin sahabi ravilerinin tamamını veya bir kısmını, bazan da geçtiği kaynak kitapları ve hadisin mutevâtirliği hakkında alimlerin görüşlerini vermektedir.
9.1.3.2. Müştehir Hadisler
MuĢtehir hadisleri toplayan ilk eseri de ez-Zerkeşî kaleme almıştır. Müştehir hadis, sahih olsun, zayıf olsun, hatta mevzu bulunsun, halk dilinde meşhur olmuş ve yaygınlık kazanmış hadis anlamına gelmektedir. Zerkeşi bu konudaki ilk eserin ismini et-Tezkire fi’l-Ahâdîsi’l-MuĢtehire şeklinde koymuş olup burada hadisler konularına göre 9 bölüm halinde tasnif edilmiştir. Müellif her bölümde hadisleri sıra numarasıyla zikrederek, varsa kaynakları ve sıhhat durumları hakkında bilgi vermektedir. Bu kitabı neşre hazırlayan Mustafa Abdulkâdir Atâ, İbn Hacer‟e nisbet edilen el-Leâli’l-Mensûre‟nin et-Tezkire‟den başka bir kitap olmadığını ve ez-Zerkeşî‟ye ait olduğunu bildirmektedir.
MuĢtehir hadisler hakkında diğer mühim bir eser es-Sehâvî‟nin (ö. 902) el-Mekasıdu’l-Hasene‟sidir. Müellif bu eserinde hadisleri önce harf sırasına koyup her biri hakkında, kaynakları ve sıhhat durumları ile ilgili bilgiler vermiş, sonunda ise hadisleri kısaca konularına göre tertib etmiştir. Kitapta başlık olarak 1356 “hadîs” ele alınmıştır.
el-Aclûnî (ö. ll62), es-Sehâvî‟nin mezkûr eserini esas alarak ona, ilgili diğer kitaplardan ve temel hadis kaynaklarından birçok ilâveler yapıp KeĢfu’l-Hafâ’ isimli meşhur eserini yazmıştır. Tertibi el-Mekasıd‟ın tertibinin aynısıdır. Yani bunda da hadisler önce harf sırasına konup haklarında, varsa kaynakları, sahihlik durumları gibi yönlerden bilgiler verilmiş, sonra da konularına göre tertib edilmişlerdir. Eserde hadislerin elifbâî sırasının dakik olmadığını, bu sebeble harf sırasında bulunması gereken yerde bulunamayan bir hadisi sırasının biraz öncesinde veya sonrasında aramak gerektiğini unutmamak gerekir. Bu eser, açıklamalarında geçenlerin dışında madde başlığı yapılan 3281 hadisle bu konudaki en hacimli eserdir. Müellifin hadisler hakkında verdiği bilgiler, onun bilgisinin genişliğini gösterecek mahiyettedir.
9.1.3.3. Mevzu Hadisler
Mevzû’ hadislere gelince bu dönemde onlar hakkında da pek çok eser hazırlanmıştır. Bu konudaki ilk kapsamlı eser İbnu‟l-Cevzî‟nin (ö. 597) olup ismi Kitâbu’l-Mevzû’ât mine’l-Ahâdîsi’l-Merfû’ât‟dır. Müellif esere yazdığı mukaddimede hadis uyduruculardan, hadis uydurmanın kötülüğünden bahsedip meşhur “Men kezebe aleyye ...” hadisinin 61 sahabiden gelen rivayetlerini vermiştir. Daha sonra, tesbit ettiği uydurma hadisleri “tevhîd” konusundan başlayarak konularına göre sıralamış ve tahlillerini yapmıştır. Müellif, bu eserinde uydurma olmayan bazı hadislere yer vermiş olması sebebiyle
34
tenkidlere uğramıştır. es-Suyûtî‟ye göre bu eserde uydurma denilemeyecek olan 300 kadar hadis vardır. O et-Ta’akkubât ale’l-Mevzû’ât isimli eserinde sözkonusu bu hadislerin mevzû’ olmadığını göstermeye çalışmıştır. Burada şunu da kaydetmek gerekir ki, İbnu‟l-Cevzî hadiste muteĢeddid, es-Suyûtî mutesâhil olarak bilinir.
es-Suyûtî, İbnu‟l-Cevzî‟nin mezkûr eserini ele alıp tertibini bozmadan ona bazı bilgilerle tenkidlerini ekleyerek el-Leâli’l-Masnû’a isimli eserini kaleme almıştır. Müellif bu eserinde kendi sözlerinin başına “kultü”, sonuna “vallahu a‟lem” sözlerini koymaktadır. es-Suyûtî bu konuda ayrıca Zeylu’l-Le’âlî isimli bir eser daha yazmıştır ki onda İbnu‟l-Cevzî‟nin kitabında bulunmayıp kendisinin tesbit ettiği uydurma hadisleri toplamıştır.
İbn Arrâk el-Kinânî (ö. 963), es-Suyûtî‟nin mezkûr eserlerini birleştirip kendi değerlendirmelerini de ekleyerek meşhur eserini, Tenzîhu’Ģ-ġerî’ati’l-Merfû’a ani’l-Ahbâri’Ģ-ġenî’ati’l-Mevzû’a‟yı meydana getirmiştir.Bu eserin başında, uydurma hadisin belirtilerinden, hadis uydurma sebeblerinden ve harf sırasında olmak üzere, hadis uyduruculardan bahseden mühim bir giriş vardır. Müellif daha sonra uydurma hadisleri konularına göre zikretmektedir. Her alt-bölümü (bâb) üç fasla ayırmıştır. 1. faslda İbnu‟l-Cevzî‟nin “uydurma” dediği, es-Suyûtî‟nin de itiraz etmediği hadisleri; 2. faslda İbnu‟l-Cevzî‟nin “uydurma” dediği, es-Suyûtî‟nin buna itiraz ettiği hadisleri; 3. faslda es-Suyûtî‟nin tesbit ettiği uydurma hadisleri vermektedir. İbn Arrâk, es-Suyûtî‟nin tenkidlerini; “tu‟ukkıbe...” diyerek, kendi sözlerini ise, başında “kultü...”, sonunda “vallahu a‟lem ” diyerek kaydetmektedir.
Mevzû’ hadisler hakkında yazılan eserlerden biri de Aliyyu‟l-Karî‟-nin (ö. 1014) el-Esrâru’l-Merfû’a‟sıdır. Müellif, el-Mevzû’âtu’l-Kübra ismiyle de bilinen bu eserinde, “Men kezebe ...” hadisinin 93 rivâyetini ve hadis uydurma ile ilgili bazı konuları ele aldıkdan sonra harf sırasında 625 hadisi incelemektedir. Kitabın son kısmında ise meşhur oldukları halde uydurma olan bazı olaylar, uydurma hadisler ihtiva eden bazı eserler, bazı konulardaki uydurma hadisler, uydurma hadisleri tanıma yolları gibi konulara yer vermiştir.
Uydurma hadisler konusunu, ortaya çıkışları, sebebleri, neticeleri, edebiyatı gibi yönlerden ele alan kapsamlı çalışmalar da yapılmıştır. Bunlardan biri M. Yaşar Kandemir‟in Mevzû’ Hadisler -MenĢei, Tanıma Yolları, Tenkidi- isimli eseridir.
9.1.3.4. Kudsi Hadisler
Kudsî hadisler hakkında ise şu eserler zikredilebilir:
el-Ġthâfâtu’s-Seniyye bi’l-Ahâdîsi’l-Kudsiyye, Abdurraûf el-Munâvî, Mısır, 1354.
Kırk Kudsî Hadis, Aliyyü‟l-Kârî, tercüme: Hasan Hüsnü Erdem, Ankara, 1985, 48 s.
Ġlâhî Hadîsler, Hasan Hüsnü Erdem, Ankara, 1963, 64 s. (el-Münâvî‟nin mezkur eserine bazı ilavelerle meydana getirilmiştir. 92 hadis ihtiva etmektedir).
9.1.4. Muayyen Sayıda Hadis İhtiva Eden Eserler: Bu dönemde 7, 40, 50, 101, 500 ve 1001 gibi belirli sayıda hadis ihtiva eden eser yazımı da artarak devam etmiştir.
Bu dönemde de en çok ilgiyi 40 hadisler çekmiştir. Bu türdeki eserlerin en meşhuru en-Nevevî‟nin (ö. 676) el-Erba’ûn‟udur. Müellif, İbnu‟s-Salâh‟ın toplamış olduğu 26 hadise l6 hadis ekleyerek bu eserini kaleme almıştır. Seçilen hadisler dinin temel hükümlerini ihtiva eden özlü, kısa hadislerdir. Bu eserin birçok şerhi ve birçok dile tercümesi yapılmıştır. İbn Receb bu esere 8 hadis ilâve ederek sayılarını 50‟ye çıkarmış ve Câmi’u’l-Ulûm ve’l-Hıkem ismiyle şerhetmiştir.
40 hadislik çalışmaları Abdulkadir Karahan Ġslâm-Türk Edebiyatında Kırk Hadis isimli eserinde genişce ele almıştır.
|