Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Aralık 2013, 14:40   Mesaj No:6

Medineweb

Medineweb Emekdarı
Medineweb - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Medineweb isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13301
Üyelik T.: 04 Şubat 2011
Arkadaşları:5
Cinsiyet:erkek
Yaş:37
Mesaj: 4.833
Konular: 926
Beğenildi:342
Beğendi:0
Takdirleri:62
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: sakarya ilitam İslam Hukuk Usulü 9-14. Haftalar

14. HAFTA
EF’AL-İ NEBÎ YA DA HZ. PEYGAMBER’İN FİİLERİNİN DİNÎ DEĞERİ
A.Fıkhın Bir Kaynağı Olarak Hz Peygamberin Fiilleri

Hz. Peygamber‟in (sa) fiillerini alimler değişik itibarlarla dörde, beşe, altıya, hatta on ikiye kadar çeşitlere ayırmışlardır. Benzerlerini bir araya toplarsak şöyle diyebiliriz:
1.Hz. Peygamber'in (sa) yaradılışının ve zamanının gereği olan fıtrî/cibillî fiilleri
2.Bir peygamber olarak kendisine özel fiilleri
3.Dinin bir beyanı olarak vaki olan fiilleri
4.Bir şeyi yapmama/terk etme şeklindeki fiilleri

1.Yaradılışının ve zamanının gereği olan fıtrî/cibillî fiilleri
Bu tür filleri bir beşer olarak; yatma, kalkma, filan ağacın altında oturma, yeme içme, yolculuk yapma, kaylule yapma gibi tabii eylemleridir.
Mesela kabağı yaş hurma ile beraber yemeyi severdi, tatlıyı, sütü ve balı severdi. Elbisesinin şekli, rengi şöyleydi. Yenleri dar şamî bir cübbe giymişti. şöyle yürürdü, Mekke‟ye girdiğinde başında siyah bir sarık vardı... gibi, her bir insana göre bir nebze değişen ve ALLAH‟a kurbiyet/ibadet maksadı taşımayan fiilleridir. Bazı alimler vücut organlarının iradi olmayan hareketlerini de böyle sayarlar.17

Usulcülerin çoğuna göre Hz. Peygamber‟den (sa) sadır olan böyle cibillî fiiller kendisi için de, ümmeti için de sadece mubahlık ifade ederler.18 Dinî bir bağlayıcılıkları yoktur. Ne tabii olarak yapılmaları sevap, ne de terk edilmeleri günahtır. Ancak insanın içinde yaşadığı şartlara göre yapılmasında bir sakınca yoksa, sadece Hz. Peygamber (sa) yaptı diye, ona uymuş olmak için yapılması sevap olabileceği gibi, sırf Hz. Peygamber (sa) yaptı diye terk etmek de günah olabilir.19

Sahabe efendilerimizden böyle cibillî fiillerinde Hz. Peygamber‟e (sa) uyma örnekleri mevcuttur. Abdullah bin Ömer‟in (ra) azatlısı Nâfi‟in anlattığına göre Abdullah, Hz. Peygamber‟in (sa) namaz kıldığı yerleri gezer, sırf o kıldı diye oralarda namaz kılarmış. Hatta Hz. Peygamber‟in (sa) oturup altında istirahat ettiği ağacın altında o da otururmuş, kurumasın diye de ağacı sularmış. Onun devesinin bastığı yerlere basmaya çalışırmış.20
Başka sahabîlerden de buna bezer davranış örnekleri vardır. Mesela Enes bin Malik de, sadece Hz. Peygamber (sa) severdi diye kabağı sever ve yerdi.21

Dinden olanı ve olmayanı iyi bilen birisi için bunda elbette bir sakınca olmadığı gibi, sırf Hz. Peygamber‟e (sa) uymuş olma sevabı da vardır. Ancak iĢi bilmeyenler bu yolla bidatlere de sapabilirler. Bunun bir ispatı olarak diyebiliriz ki, sonraları Abdullah bin Ömer‟in bu yaptığını gören bazı insanların da o ağacın altında oturmaya başlamaları üzerine, babası Hz. Ömer bir bidate kapı açılmaması için ağacı kestirmiştir. Azatlısı Nâfi‟ de onun için şöyle demiştir: “Vallahi Abdullah’ın bu yaptıklarını görseydiniz onu deli sanırdınız”.22
Ağzı misvak ile temizlemek de bir yönüyle böyledir. Hz. Peygamber‟in (sa) bu konuda kurbet/ibadet maksadıyla yaptığı ve bizim de yapmamızı istediği şey ağzımızı tertemiz yıkamaktır. Önemli olan bu temizliğin sağlanmasıdır. O halde bu fiilin dini bir yönü vardır. Ama birisi, Hz. Peygamber (sa) bu içi misvak ağacıyla yaptı diye misvak ağacından yapılan fırça kullanırsa, asıl maksadı Gerçekleştirmiş olma şartıyla, ayrıca bir de Hz. Peygamber‟e (sa) uymuĢ olma sevabı alabilir. Çünkü ALLAH (cc) “De ki, eğer ALLAH’ı seviyorsanız bana uyun/beni izleyin” (3/31) buyurmuştur.

Ancak bu kabil detaylarda onu izlemek böyle fiilleri mubah olma seviyesinin üzerine çıkarıp dini özelliği olan fiiller haline getirmez.

2. Bir peygamber olarak kendisine özel fiilleri.
Böyle olan fiilleri Ģerî bir delille Hz. Peygamber‟in (sa) sadece kendisine has olduğu bildirilen fiilleridir.
Dörtten fazla hanımla nikahlanmak, gece kalkıp teheccüd ibadeti yapmak, bir günün orucundan iftar etmeden diğer günün orucuna başlamak (savm-ı visal), kuĢluk namazı kılma zorunda olmak, Mekke‟ye ihramsız girebilmek gibi fiilleri böyledir.23
Mihir vermeden evlenebilmesi ve onun bıraktığı mülkün miras değil sadaka olması da böyledir.

Bazı şeyler de gerek duyulmadığı için yapılmamış olabilir. Çünkü bir insan her şeyi yapmaya ihtiyaç duymaz. Mesela Hz. Peygamber (sa) İstanbul‟a gitmemiştir diye İstanbul‟a gitmemenin dini bir değeri olmaz. Bunların dışında Hz. Peygamber (sa) tabiatının gereği olarak bir şeyden tiksindiği için onu terk etmiş olabilir. Mesela o bir defasında kızartılmış keler yemeye davet edilmiş ama o bunu yememiştir. “Neden yemiyorsunuz? Yoksa haram mıdır?” diye sorduklarında: “Hayır, haram olduğunu söylemiyorum ama bizde yoktu, onun için midem almıyor”. Demiştir.

Aslında onun yememesinden keler yemenin sakıncalı olabileceği anlamını çıkarmışlar ama haram olmadığını açıklayınca, bir şeyi salt terk etmesinin haramlık delili olmadığı da anlaĢılmıĢtır. Yani burada onun bir mubahı terk etmesi söz konusudur.
Bazen onun bir işi farz olur endişesiyle terk ettiği de olurdu. Mesela teravih namazını camide ve cemaatle kılmayı terk etmesi bunun içindi. Böyle bir terk o işin sakıncalı olduğuna değil, zorunlu olmadığına delalet eder.
Herhangi bir şeyi dinen sakıncalı olduğu için terk etmesi ise, onun uyulması gereken bir sünneti olmuĢ olur ve bunun da dereceleri vardır. Terk etmesi hangi derecede ise, ümmetinin terk etmesi de o derecede olur. Haram olarak terk etmesi, o fiilin haramlığını, mekruh olarak terk etmesi mekruhluğunu, fazilet olarak terk etmesi de onu terk etmenin bir fazilet olduğunu gösterir. Bu dereceleri tespit etmek de elbette ilim işidir ve karinelerine bakmayı gerektirir

Bütün bunlar Hz. Peygamber‟in (sa) fiillerinin önemli olduğunu, onun fiilleri dahil, sünnetini iyi bilmeden Kurânı Kerim‟in, dolayısıyla da İslam’ın doğru anlaşılamayacağını gösterir.
Alıntı ile Cevapla