Durumu: Medine No : 127 Üyelik T.:
10 Eylül 2007 Arkadaşları:4 Cinsiyet: Memleket:ankara Yaş:32 Mesaj:
1.805 Konular:
527 Beğenildi:30 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cvp: Geleceğin Mimarlarına**Tavsiyeler TEMYİZ SAFHASI Temyiz, tef’il vezninde “Bir şeyi diğerinden seçip tarif etmek, ayırmak. Seçmek. İyiyi kötüden ayırmak.” manasındadır. Temyiz yaşı iyiyi kötüden, menfaati zarardan ayırma yaşıdır. Bunun en belirgin özelliği de haya duygularının belirmesidir. Çocuk bu yaşta hem hemcinsini hem karşı cinsi ayırt eder. Bu yaşı aşağı yukarı 7 yaşı olarak kabul edebiliriz. İmam-ı Gazali bu yaşa eren çocuk için: “Çocukta temyiz alâmetleri görülmeye başlayınca onun iyi murakabe edilmesi gerekir.” der.
Bu yaş ahlâkî eğitimin ve namazın öğretildiği yaştır. On yaşına gelince namaz kılmazlarsa, itaatsizlikleri yüzünden gerektiğinde incitmeden, hafifçe dövülebilecekleri, Resûlullâh tarafından bildirilmiştir. BÜLUĞ SAFHASI
Artık çocukluğun bitip gençlik safhasının başladığı dönemdir. Bu safhaya yetişen kimse artık mükelleftir. Çocukluktan dolayı tanınan “çocuktur ne yapsa yeridir” gibi imtiyazlar ve muâfiyetler kalkar. Normal bir insanın üzerinde olan bütün mes’uliyetlere artık sahiptir. Fiillerinde hem hukûken hem de diyâneten sorumludur.
Bu safhada bulunan Hz. Enes’e Peygamber Efendimiz:
“Artık kadınlar arasına karışma!” emrini vermiştir. Huzuruna ince bir libasla çıkan, baldızı Hz. Esma’ya da:
“Ey Esma, bir kadın hayız görmeye başlayınca artık el ve yüzünden başka yerinin yabancılarca görülmesi câiz değildir.” buyurur. (9)
İnsan fıtratının özellikleri olan: Hâkimiyet-bozmak-savaşmak, verileni inkâr, câhillik, zâlimlik (yanlış yapma), azgınlık (tepki gösterme), kıskançlık (hırs, tamah), cimrilik, zaâfiyet (acz), sevgi-muhabbet, acelecilik, mücadele etme, korkma, şehvet, inanma, takdir etme, imrenme, başkasına benzemeye çalışma, kendini kabul ettirme... vb. gibi his ve tavırların tezahür ettiği safhadır. Yani kişiliğin belirlenmeye başladığı bir safhadır.
Bu safhayı yaş olarak sınırlamaya çalışırsak 12 ilâ 15 diyebiliriz.
Bu yaşlarda bulunan, İngiltere’ nin Londra şehrinde Kevin Hickey adlı bir çocuk, anne ve babasının kendisini eğitememeleri sonucunda anne ve babalara hitâben 13 altın öğüt yazar. 1- Beni şımartmayın! Her istediğim şeyi elde edemeyeceğimi biliyorum. Sadece sizi deniyorum. 2- Bana tatlı-sert davranmaktan çekinmeyin! Bunu tercih ederim benim daha güvenli hissetmemi sağlar. 3- Benim kötü huylar edinmemi engelleyin! Bunların erkenden ortaya çıkarılmasında ve önlenmesinde size güveniyorum. 4- Benim yanlışlarımı başkalarının önünde söylemeyin! Benimle yalnız konuşursanız söylediklerinizi daha iyi anlarım.
5- Sizden nefret ettiğimi söylediğimde üzülmeyin! Aslında sizden değil beni engelleme gücünüzden nefret ediyorum. 6- Herhangi bir şeyin sonucunda beni kurtarmayın! Bazen acı veren bu yolla öğrenirim. 7- Benim küçük hastalıklarımı büyütmeyin! Bunları yenecek güçteyim. 8- Düşüncesizce, yerine getiremeyeceğiniz şeyleri yapacağınıza söz vermeyin! Bu sözler yerine getirilmediğinde çok kırıldığımı unutmayın. 9- Kendimi istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın. Bunun için ara sıra yanlışlarım çıkar. 10- Dürüstlüğümü fazla zorlamayın! Kolayca korkup yalan söyleyebilirim. 11- Tutarsız olmayın! Bu benim kafamı iyice karıştırır ve size olan güvenimi sarsar. 12- Benden özür dilemeyecek kadar gururlu olmayın! Bazen içten bir özür beni size çok yakınlaştırabilir. 13- Unutmayın ki büyümek için sizin çok ve anlayışlı sevginize muhtâcım ama bunu size söylemem gerekmez değil mi?
Yukarıda belirtildiği gibi, her ebeveynin böyle kendini ifade eden bir evlâdı olmayabilir. Veya evlâtlarını anlamakta geç kalmış olabilirler. Her ilgi ve müdahaleyi zamanında ve sünnete uygun bir şekilde yapmalıdır. Müspet aileler çoçuklarını, çevrenin menfî tesirinden muhafaza edebilmek için zaman zaman baskıya ve zora başvurabilmektedirler. Ancak baskı, hiçbir zaman çözüm değildir. Bu itibarla çoçuklarımıza iyiyi-kötüyü gösterip sonuçlarını anlatmak ve irade kanatlarının gelişmesi için manevra alanı bırakmakla, onların hayat semasında uçmasına imkan sağlamak zorundayız.
Unutmayın ki baharın habercisi güller, ancak münbit gülistanlarda filizlenirler.
“Bir baba evlâdına güzel edepten daha efdal bir şey hediye edemez.” (10) Kaynaklar:
1. Ebu Davud, es- Sünen, K. Sünneh, 18, 4714
2. Bakara, 2/233
3. Müslim, Fedail 63
4. Ebu Davud, Edeb 108
5. Tergib ve Terhib, c.4. s.249 1. h
6. Tergib ve Terhib, c.4. s.252 6. h
7. Bedîüzzaman Said Nursî, Hanımlar Rehberi s. 5-6
8. Nahl, 78
9. Müsned 4, 24.
10. Ebu Dâvud, Libas 33 (4. 62, 4104. h)<!-- / message --><!-- sig -->
__________________ EN GÜZEL AŞK: ALLAH! |