Cevap: TÜRKİYEDEKİ TARiKATLAR VE KENDİ ANLATIMLARINDAKİ ŞİRKLER.. ''Tasavvuf ve tarikat şirk,küfür ve delalettir ''gibi sözler Ehli Sünnet vel cemaate ait değildir.(Ehli sünnet vel cemaat Müslümanların çoğunluğunu teşkil eder.) Bu sözler genellikle Vehhabilere aittir.Tarikat ve Tasavvuf aynı Fıkıh,Tefsir ,Hadis ilmi gibi İSLAMA ait bir ilim dalıdır. Yani bu aşırı görüşler ehli Sünnete mensup orta yollu bir Müslümanı asla bağlamaz.İtibar edilmez. Tasavvuf İslamın ahlak boyutudur. Gerçek tasavvuf yüzde yüz Kuran ve Şeriata uygundur.Gerçek sufiler sadece kuru lafla değil ,hal ile İslamı yaşamışlar . Dinin ihlas boyutuna çokça önem vermişler nefisleriyle mücadele etmişler .Farzların yanı sıra nafilelerle Rasulullahın sünnetiyle hayatlarını süslemişlerdir.Hayatın her safhasında edebi elden bırakmamışlardır. Gerçek Tasavvuf ehli hem ilim hem ihlas sahipleridir. Bazı sapık şeyhler ve tarikatlar yüzünden bütün Tasavvuf müessesesini yok saymak adaletsizlik ve cahilliktir. Tarikat ve Tasavvufu yok saymak Abdulkadir Geylaniyi,İmam-ı Rabbaniyi ,İmam-ı Gazaliyi yok saymaktır. De ki; 'Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcı ve esirgeyicidir.' (Ali İmran 31 ayet) Şeyh efendiyi sevmeyi şirk görenler bu ayeti nasıl anlar acaba ? Doğrusu felaha ermiştir temizlenen ,Rabbinin adını zikredip O'na kulluk eden (A'la suresi 14-15)
__________________ |