her aydınlığı yangın sanıp söndürmeye,her mutefekkiri hadım etmeye,her konuşanı susturmaya,her alimi eleştiri psokolojisiyle okumaya,herkese tepeden bakmaya,kendisinden başkasını cennete layık görmemeye,düşene "
sende vur" vicdansızlaşmaya,amacı muhatabını kazanmak değilde alt etmek olan tartışmaya yeltenen akıl "
hastalıklı akıldır".
her farklı sese hasımkarane,buğzane yaklaşım hastalıklı akıl ürünüdür.eleştirirken yerin dibine sokmak,överken göklere çıkarmak...toptancı yaklaşmak,bir alimi cımbızla çekip bir cümlesi ile bir eserini çöplemek kuran'ın inşa etmek istediği "
ahlaklı akıl" değildir.
yan odada filistini kurtarmaya,dünyayı fethetmeye,hararetli edebiyatlar parçalamaya,"
ben varya ben" ile başlayan icraatsız nutuklara,nursuz sorumsuz yaşantılara kapılan "
mucahid efelere" ; "
diğer odada hakkına hukukuna riayet etmediğin, ihmal ettiğin gözü yaşlı eşin,sokaklara saldığın terbiyesini eğitimini vermediğin çocuğun seni yalanlıyor denildiğinde","
haklısın kendimi düzeltmeliyim" diyemeyen akıl "
marazlı akıldır".
cahil ve hastalıklı akıl eleştirirken,yererken;"
ya mukemmel yapma sevdalısı yada berbat etme pskilojisini taşır".seviyorsa göklere çıkarır,hakketmediği makamlara oturtur.sevmiyorsa yerin dibine sokar,yetmedi zikir niyetine bir ton da küfür sayar..
Müslüman İnsan Kuranın önerdiği akla,yaşantıya,tefekküre,teşekküre,ihlasa endeksilidir.hedefimiz Allah rızası ise,bize bakan Resulullah'ı(sav) hatırlamalı...İşte bu Kuran'ın İnşa ettiği Müslüman dedirtmeli..
Çevremizde yaşantımızla,aklımızla,marifetimizle kimi hatırlatıyoruz sizce ?soralım kendimize,bir gün sorulmadan!...
çok güzel tespitler...