Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Şubat 2014, 00:05   Mesaj No:11

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:174
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Şehadete Giden Yol - İstanbul – 1434

Şehâdete Giden Yol - İstanbul 1434 / 2013 Bölüm-12

Ebû Şureyh, böylece Allahrasûlü’nün hadîsteki emrini yerine getiriyordu.

Amr ona; “-Ya Ebâ Şureyh! Bunu ben senden daha iyi biliyorum. Harem âsîyi barındırmaz, kan akıtıp kaçanı, hırsızlık yapanı da barındırmaz” dedi.

Biriken kara bulutlar ters esen rüzgârlarla, Mukaddes Diyar’a doğru sürükleneceğe benziyordu…

Çok geçmeden seriyyeler ve heyetler ard arda Mekke’ye gelmeye başladı. Bu hamleler, Mekkelilere Yezîd’in güç varlığını ve ipleri elinde tuttuğunu hatırlatmaya yönelik olduğu gibi, Mekke’deki havayı da Yezîd lehine değiştirmeyi hedefliyordu. Şam’a göre bu iki tehlike kaynağının ele geçirilmesi birçok şeyi rahatlatabilirdi. Ancak beklenen olmadı, gelen seriyyeler sert kayalara çarparak kırılan ve köpükler saçarak geri çekilen dalgalar gibi Abdullah ile el ele verenlerin önünde parçalandı ve geri çekilmek zorunda kaldı.

Hedef birinci derecede Hz. Hüseyin idi. Karşılarına çıkan ise daha çok Abdullah’tı. Hz. Hüseyin’e bağlı olan, onun çevresinde bulunan yiğitler de Abdullah’la birlikte gelen seriyyelere karşı koyuyor, onlara acı mağlubiyetler tattırarak geri döndürüyorlardı.

Üst üste gelen muvaffakiyetler Yezîd’e karşı duranların şevkini ve güven duygularını artırdı. Bu mücâdeleler ve muvaffâkiyetler her geçen gün Abdullah İbn Zübeyr’i de Hicâz bölgesinde daha tanınır ve takdîr edilir hâle getirdi. Ancak ona duyulan güven ve mücâdelesinde onu takdîr, Hz.Hüseyin’in insanların gönlündeki ve gözündeki değerini azaltmıyordu. Böyle bir kıyâs da yapılmıyordu. Abdullah bir ordu komutanı gibi takdîr topluyor ve seviliyordu.
Hz. Hüseyin ise o gün yeryüzünde yaşayan insanların en hayırlısı, en takvâlısı, lider olmaya en lâyıkı olarak görülüyordu. Bir başkasının ona denk tutulması akıllardan bile geçmiyordu.

Zoraki biâtlarla Yezîd’in ellerine teslîm edilen devlet ve onun çevresinde yer alarak menfaat bekleyenler kabul etse de etmese de hakîkat böyleydi. Hz. Hüseyin sevgi odağı idi. Ona olan teveccüh zoraki değil, gönüldendi. Çevresindeki sevgi yumağı giderek daha da büyüyordu…
Alıntı ile Cevapla