Tekil Mesaj gösterimi
Alt 09 Şubat 2014, 00:06   Mesaj No:12

enderhafızım

Medineweb Emekdarı
enderhafızım - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:enderhafızım isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 5879
Üyelik T.: 28 Aralık 2008
Arkadaşları:32
Cinsiyet:Bay
Memleket:İst
Yaş:39
Mesaj: 3.185
Konular: 1383
Beğenildi:174
Beğendi:17
Takdirleri:216
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: Şehadete Giden Yol - İstanbul – 1434

Şehâdete Giden Yol - İstanbul 1434 / 2013 Bölüm-13

Muâviye’nin(ra) vefâtı, Hz. Hüseyin’in Yezîd’e biât etmediği, biât etmemekteki kararlılığı, Mekke’ye intikâli ve Yezîd güçlerine karşı direndiği haberleri Irak’a da ulaşmıştı. Irak’ın merkezi Kûfe idi. Orada bulunanlar babası Hz. Ali’nin çevresinde yer alan insanlardı. Hz. Hüseyin’i de yakından tanıyorlardı. O, bütün savaşlarında babasının yanındaydı. Yiğitti, gözü pekti, vakarlı ve olgundu, tevâzu sabibi idi. Babasının şehâdetine şâhid olmuşlar, katiline mâni olamamışlar, ilmin kapısı yiğit Ali’nin şehâdetiyle yürekler dağlanmıştı…

Irak’tan Mekke’ye mektûb ve elçi yağmaya başladı. Hz. Hüseyin’i Kûfe’ye çağırıyorlardı. Bunun için yanına ilk gelen Abdullah İbn Sebu’ el-Hemedânî ve Abdullah İbn Vâl idi. Yanlarında bir mektûbla gelmişlerdi. Mektûb, selâm ve Muâviye’in ölüm haberini taşıyordu. Tarih, Hicrî 60 yılının Ramazan ayının 10. gününü gösteriyordu.[1]

Mektûblar ve heyetler birbirini takîb ediyordu. Bu ekiplerden birinin Hz. Hüseyin’e getirdiği mektûb, 150 civarında idi. Gelen mektûblar bağlılık bildiriyor ve onu Kûfe’ye dâvet ediyordu. Onu kendi beldelerine gelmeye teşvîk ediyor, Yezîd yerine ona biât etmeye hazır olduklarını, bu güne kadar kimseye biât etmediklerini bildiriyorlardı.[2]


[1] El-Bidâye ve’n-Nihâye (8/154)

[2] Mektûblar, onları getiren şahıslar ve heyetler hakkında daha geniş bilgi için bak: El-Bidâye ve’n-Nihâye (8/154)
Alıntı ile Cevapla