Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21 Mart 2014, 03:18   Mesaj No:5

Tuba_

Medineweb Emekdarı
Tuba_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Tuba_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 20781
Üyelik T.: 10 Ekim 2012
Arkadaşları:13
Cinsiyet:
Yaş:39
Mesaj : 1.326
Konular: 73
Beğenildi:20
Beğendi:6
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Namazı Kasretmenin Hükmü Nedir?

Namazları Kısaltmanın Ruhsat mı Yoksa Vacib bir Azimet mi olduğu:

Başka bir ifade ile, seferî(yolcu)*şerhan namazlarını kısaltmaya mecbur mudur, yoksa kısaltmakla tam kılmak arasında serbest midir? Hangisi daha faziletlidir? Kısaltmak mı, tam kılmak mı?

Fakihlerin mutemet olan görüşleri, namazlann kısaltılması konusunda farz, sünnet ve ruhsattır yolcu bunda serbesttir diye üçe ayrılmaktadır.*(ed-Durru'l-Muhtâr, 1,735; Meraki'lt-Felâh, 72; el-Kitab ma'a'l-Lubâb, 1,107 Bidâyetu'l-Muctehid, 1, 161; el-Kavâıûnu'l-Fıkhiyye, 84; eş-Şerhu'l-Kebir, I, 358; Muğni'I-Muhtâc, I, 271; el-Muhezzeh, I, 101; Keşşâfu'l-Kınâ'; I, 601; el-Muğnî, II, 267-270.)

Hanefilere göre:*

Seferî kimsenin namazlannı kısaltarak kılması vaciptir ve aynı zamanda azimettir. Dört rekâtlı her namazdan seferiye farz olanı iki rekâttır. Seferinin bilerek iki rekâttan fazla kılması caiz değildir. Eğer seferi yanılarak iki rekâttan fazla kılarsa sehiv secdesi yapmalıdır. Eğer iki rekâtı dörde tamamlarsa, ikinci rekatta teşehhud miktarı oturmuşsa, ilk iki rekâtı dörde tamamlarsa, ikinci rekatta teşehhud miktarı oturmuşsa, ilk iki rekâtı farz yerini tutar. Son ki rekât ise kendisi için nafile olur, ve bundan ötürü hata yapmış olur. Eğer ikinci rekâtta teşehhut miktarı oturmamışsa, namazı batıl olur. Çünkü bu namaz tamamlanmadan ona nafile karışmıştır.*
Hanefllerin bu meselede dayandıkları delil sabit olan bazı hadislerdir.*
Bunlardan biri Aişe*(r.anha)hadisidir:
"Namaz ikişer rekât olarak farz kılınmıştır. Seferde iki olarak ikrar edilmiş, hazarda ise namaza ilâve yapılmıştır
(Hadisi Buharî ile Muslim Sahihlerinde rivayet etmişlerdir. Bîr lafzı şöyledir: "Allah tealâ namazı farz kılınca iki rekât olarak farz kılmış, bilahere hazarda (ikâmet hâlinde) dörde tamamlamış, sefer hâlinde ise ilk sekliyle bırakmıştır." Nasbu'r-Râye, II, 188)*

Delillerinden bir diğeri de îbni Abbas'tan rivayet edilen şu hadistir:*
"Allah tealâ, namazı Peygamberinizin dili ile hazarda dört rekât seferde iki rekât, korku hâlinde bir rekât olarak farz kılmıştır"*
(Bu hadisi Muslim rivayet etmiştir. Taberanî şu lâfızla rivayet etmektedir: "Peygamber (a.s.) namazı hazarda dört rekât, olarak farz kıldığı gibi seferde İki rekat olarak farz kılmıştır. Nasbu'r-Râye. H, 189)


Malikîlerce meşhur ve tercih edilen görüşe göre:*

Seferde namazları kısaltarak kılmak sünnet-i muekkededir. Çünkü Peygamber*(a.s.)*öyle yapmıştır.*
Peygamberin seferlerinde namazlarını tam olarak kıldığı ile ilgili asla sahih bir rivayet gelmemiştir. Nitekim Îbni Ömer ile diğer ravilerden de bu konuda rivayet gelmiştir.


Şafiî ve Hanbelilere göre:*

Seferde namazları kısaltarak kılmak, muhayyer olmak üzere ruhsattır. Seferi kişi namazlarını kısaltarak da kılabilir, tam olarak da kılabilir. Hanbelîlere göre, kısaltmak mutlak olarak tam kılmaktan daha faziletlidir. Çünkü Peygamber*(a.s.)*ile ondan sonra gelen dört halife böyle yapmaya devam etmişlerdir.*
Seferde namazları kısaltarak kılmak, Şafiîlerde meşhur olan görüşe göre, kişi içinde bunu yapmayı hoş bulmama gibi birşey hissederse daha faziletlidir.*

Hanefi'lere göre ise, yolculuk üç konağa ulaşınca kısaltarak kılmak tam kılmaktan daha faziletlidir. Üç konak 96 km'lik bir mesafedir. Bu görüşün dayanağı Sünnete uymak ve bir diğer sebebi de Ebu Hanife gibi kısaltmanın vacip olduğunu kabul edenlere muhalif duruma düşmekten kurtulmaktır.*Fakat seferde oruç tutmak, kişiye bir zarar vermiyorsa, oruç bozmaktan daha faziletlidir.*
Çünkü Allah tealâ: "Oruç tutmanız sizin için çok daha hayırlıdır." (Bakara, 184) buyuruyor.

1 - Daha önce geçen ayet-i kerime:*
"Sizin için namazları kısaltmakta bir beis yoktur," (Nisa, 101)*
Bu ayet namazları seferde kısaltmanın ruhsat olduğuna, diğer ruhsatlardaki gibi, kişinin bu ruhsatı yapmakla yapmamak arasında serbest olduğuna delâlet eder.

2 - Daha önce geçen Hz. Ömer hadisi:
"Bu Allah'ın size verdiği bir bağıştır. Allah'ın bağışını kabul edin." ile Peygamber(a.s.)'in: "Allah tealâ azimetleri ile amel edilmesini istediği gibi, ruhsatları ile de amel edilmesini ister."*
(Bu hadisi Ahmed ve Beyhakî İbni Ömer'den, Taberanî Ibni Abbas'tan merfu, İbni Mesud'dan esah olan görüşe göre mevkuf olarak rivayet etmiştir.*
Ahmed bu hadisi İbni Mesud'dan şu lafızla rivayet etmiştir: "Allah kendisine isyan edilmesini istemediği gibi, ruhsatları ile amel edilmesini sever." Bu rivayet zayıftır.)

3 - Sahih-i Muslim ve diğer kaynaklarda, sahabenin Rasulullah*(a.s.)*ile beraber sefere çıktıkları, bunlardan bir kısmının namazlarım kısaltarak kıldıkları, bir kısmının ise tam kıldıkları, bir kısmının Ramazanda oruç tuttukları, bir kısmının tutmadıkları ve bundan ötürü birbirlerini ayıplamadıkları sabit olmuştur.*
(Nevevî Muslim. Şerhinde böyle söylemiştir. Fakat Sahih-i Muslim'de "Bir kısmı namazı kısaltıyor, bir kısmı tamamlıyordu" ifadesi yoktur.)

4 - Aişe*(r.anha)*şöyle buyurmuştur.
"Peygamber*(a.s.)*ile beraber Ramadan'da umreye çıktım. Peygamber*(a.s.)*iftar etti, ben ise oruç tuttam, O namazlarını kısaltarak kıldı, ben ise tamam kıldım ve dedim ki:*
Anam babam sana feda olsun! Sen iftar ettin, ben oruç tuttum, sen kısalttın, ben ise tam kıldım.
Buyurdular ki:*Güzel yaptın Ey Aişe!"*
(Bu hadisi Darekutnî rivayet etmiş ve isnadı hasendir, demiştir. Neylu'l-Evtâr; IH, 202.)

Bu delillerden anlaşıldığına göre, seferde namazları kısaltarak kılmak ruhsattır. Racih olan ve ilk akla gelen de budur.
Alıntı ile Cevapla